Asrın büyük ozanı: Aşık Mahzuni

Aşık Mahzuni Şerif'in aramızdan ayrılmasının ardından tam 19 yıl geçti. 20 binden fazla şiiri 500'e yakın plağı olan büyük ozan Mahzuni'nin hayatından satırbaşlarına bakalım şimdi.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

18 yıl önce göçüp gitti dünyadan ama mücadelesini anlattığı türküleri Hhlen dillerde.

Asıl adı Şerif Cırık olan Mahzuni Şerif,, 1939 Kasım'ında Kahramanmaraş'ın Afşin ilçesine bağlı Berçenek köyünde doğdu. Döndü ve Zeynel Cırık çiftinin tek oğluydu.. Anadolu'nun verimli topraklarından beslendi. "Mahzuni" mahlasını da mahcupluğu nedeniyle, tasavvuf dersleri aldığı Cırık Baba verdi.

İlk plağını 1964'te çıkardı. Yaşadıklarını, ülkenin durumunu, türkülerinde anlattı. Tepkisini yaptığı bestelere işledi. Sömürüye zulme karşı çıktı. Ozan 12 Mart muhtırası sonrasında 8 yıl boyunca sahneye çıkması ve yurt dışına gitmesi yasaklandı. Aşık Mahzuni, sanattan ve türkülerden uzak kalmamak için bu süre zarfında küçük bir dükkanda plak satmaya başladı.

Verdiği bir röportajda, bu yılları "Türkü söyleyememek beni çok üzüyordu. Canlı bir balığı tutun ve kumun üzerine atın o balık o denize nasıl bakıyorsa ben de türkülere öyle bakıyordum." diye anlattı. Aşık Mahsuni Şerif, bazı yazıları ve türküleri nedeniyle birçok kez hapse mahkum edildi, iki defa idamla yargılandı.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Aşık Mahzuni kendinden önce gelen ozanların da takdirini topladı. Ziyaret etmek için gittiği Aşık Veysel onu alkışlayarak karşıladı. Şerif, yaşamı boyunca 453 plak, 58 kaset çıkardı.

2001 yılı başlarında Almanya'nın Köln şehrinde kalp ve solunum yetmezliği nedeniyle yoğun bakıma alındı. Bir yıl sonra 17 Mayıs 2002'de 62 yaşındayken yaşama gözlerini yumdu. Vasiyeti üzerine cenazesi, Nevşehir'in Hacıbektaş ilçesindeki Hacı Bektaş Veli Külliyesi'nin yakınında Çilehane adı verilen yere defnedildi.

Şimdi artık sesi yeni bestelere hayat vermiyor ama dünü bugünü ve geleceği anlattığı türküleri dilden dile, kuşaktan kuşağa, onunn anısını yaşatmak için söyleniyor.