Amerika tam olarak ne yapmak istiyor?
CNN TÜRK Ankara Temsilcisi Dicle Canova, Milli Savunma Bakanı ile Genelkurmay Başkanı'nın bugün gerçekleştireceği Washington ziyaretini, bu ziyarette masaya yatırılması muhtemel konuları, Suriye;'nin Kuzey doğusunda oluşturulması planlanan Güvenli Bölge ve ABD'nin Suriye'den çekilme sürecini değerlendirdi
Hem Avrupa, hem Türkiye, hem Amerika için keza Çin ve Rusya’da işin içinde. Bugün Milli Savunma Bakanı ile Genelkurmay Başkanı'nın gerçekleştireceği Washington ziyaretinin ana gündem maddesi Suriye’nin kuzeydoğusu, orada oluşturulması planlanan güvenli bölge meselesi. Açıkçası Suriye’de de denklem giderek zorlaşıyor. Tam olarak Amerika ne yapmak istiyor? Çekilme kararı var, ama henüz sahada bir hareketlilik yok. Bu çekilmenin Nisan’dan sonra hatta belki yaz aylarını bulabileceği bile artık konuşulmaya başlandı. İşte o noktada Ankara ilk adımın Mümbiç’ten gelmesini bekliyordu. Hala bu da atılmış değil.
Bir taraftan da, güvenli bölgenin nasıl olacağı konusunda henüz netleşmiş bir politika da yok. Bugün Hulusi Akar’la, Orgeneral Güler’in Washington’da yapacağı temaslar önemli olacak o noktada. Artık net bir çerçevenin oluşturulması yönünde beklenti büyük ama bu da biraz zor görünüyor. Son bir haftadır Amerikalı yetkililerin yaptığı açıklamalara baktım geriye dönüp. Arka arkaya koyduğumuz zaman Ankara’nın taleplerinin çok dışında, hatta aksine Ankara’yı kızdıracak yönde bir takım mesajlar verildi.
Mesela son olarak dün Anadolu Ajansı Muhabiri, dün Pentagon sözcüsü Binbaşı Robertson’a “YPG’ye verilen silahları geri toplayacak mısınız?” diye sordu. Malum DEAŞ’la mücadelenin artık bittiği söyleniyor. ABD askeri de çekiliyor. Dolayısıyla bu silahlar ne olacak meselesi vardı. Bu soruya Pentagon Sözcüsü’nün verdiği yanıt dikkat çekiciydi. ”Kuzeydoğunun özgürleştirilmesi tamamlanmak üzere ama daha yapılacak iş var.” Dedi. SDG’yi kastederek ki içerisinde PYD – YPG’nin ağırlığı olduğu bir grup bu, “Onlar bu toprakları temizlerken DEAŞ’ın tekrar ortaya çıkmasını da engelliyorlar.” ifadesini kullandı. Dolayısıyla ortağımız SDG’ye destek vermeye devam edeceğiz dedi Pentagon Sözcüsü.
Sadece bu değil Pompeo ABD Dışişleri Bakanı'da verdiği özel röportajda, "ABD'nin yerel ortaklarıyla DEAŞ'a yönelik operasyonları gerçekten iyi işti ancak misyon sona ermedi" dedi. Bu ortaklardan bahsedilen SDG. SDG'yi kastederek, "Sahadaki ortaklarımızı koruyacağız ama Suriye'nin kuzeyinden Türkiye'ye tehdit olmaması için de iki tarafla da görüşüyoruz" ifadesini kullandı. Bu şu anlama geliyor. Türkiye ne diyordu? Güvenli bölge konusunda PYD/YPG terör örgütüdür. Bunların güvenli bölgede işi olamaz. Buradan çıkarılmalı diyordu. Güvenli bölgenin Türkiye'nin kontrolünde olması gerektiğini savunuyordu. Ancak ABD hala ortağı olarak nitelendirdiği YPG/PYD'yi koruma iş birliğini sürdürme ve bölgedeki varlığını muhafaza etme yönünde bir politika izliyor. Bu anlamda da Avrupa ülkelerini Suriye'nin kuzey doğusuna davet ediyor. Koalisyon ülkelerinin orada bir gözlem gücü oluşturması yönünde bir amacı var. ABD çekildikten sonra bu şekilde PYD/YPG'nin koruma kalkanının bu şekilde sağlanabileceğine yönelik bir stratejisi var. Avrupa ülkeleri bu konuda pek istekli değil. O noktada Trump DEAŞ kartını çekti. SDG'nin elinde tutuklu bulunan 800 DEAŞ'lıdan söz etti. Bunların çoğunun yabancı savaşçı olduğunu belirtti. Avrupa ülkeleri bunları almalı ve yargılamalı dedi. "Aksi halde kötü senaryo bunların serbest kalmaları olur" diyerek açıkçası tehdit etti. Ki Avrupa için büyük bir güvenlik riski anlamına geliyor bu DEAŞ’lıların serbest bırakılması, sadece Avrupa için değil Türkiye için de keza öyle ki, biliyoruz Türkiye bu konuda Amerika’ya birçok kez güvence vermiş vaziyette. Hem DEAŞ’la bundan sonraki mücadeleyi bölgede sürdürmek konusunda, hem de bu tutuklu DEAŞ’lıların bölgede muhafazası konusunda güvence veriyor. Ama buna rağmen Trump, Avrupa’yı belki de Suriye’nin kuzeydoğusuna çekebilmek amacıyla bu DEAŞ kartını kullanmış gibi görünüyor.
Tabi Avrupa ülkelerinden buna gelen tepkilere baktığımız zaman, bunun yaşama geçirilmesi çok zor mesajları öne çıkıyor. Hiçbir Avrupa ülkesi bu DEAŞ teröristlerini, militanlarını almak istemiyor. Yargılamak istemiyor. Bölgede kalsınlar, bölgede yargılansınlar deniyor. Bir yandan da şöyle bir ihtimal var. Avrupa ülkeleri bunu kabul etse bile, alıp yargılasa bile serbest kalanlar ne olacak. Bunlar tekrar Türkiye üzerinden bölgeye gidebilir mi? Hem Türkiye’nin, hem Avrupa’nın, hem bölgenin güvenliği yeniden riske atılabilir mi? Gibi çeşitli soru işaretleri var. Tabi, tüm bunlar masadayken, ortadayken Amerika’da yapılacak görüşmelerde bu başlıklar önemli olarak yer tutacaktır.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
HABER || Narin davasının seyrini değiştirebilecek 'ısırık izi' detayı! Uzman isimden çarpıcı yorum
HABER || 8 il için "sarı" uyarı: Karla karışık yağmur ve sağanağa dikkat
Fiyatını duyan kuyruğa girdi! "Altını adeta bedava veriyorlar"
Hafta sonu plan yapanlar dikkat! Meteoroloji uyardı: Çok kuvvetli sağanak geliyor
Tarifsiz acı! Altay Toprak bebeğe veda: “Oğlumu öldürdüler”