Hasan Basri Yalçın CNN TÜRK'te konuştu: AK Parti'nin son 3 gün stratejisi ne?
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Basri Yalçın CNN TÜRK'te Ahmet Hakan'ın sorularını yanıtladı. CHP belediyelerini eleştiren Yalçın, "Dikkat ederseniz CHP’nin adaylarından hiç proje anlatmak, kamuoyuna hesap vermek gibi bir eğilim görmüyoruz. Aksine ne yapmaya çalışıyorlar, 2019’da oluşmuş olan bir siyasi konjonktür üzerinde kendi edindikleri pozisyonları tahkim etmeye yönelik bir kutuplaşma yürütüyorlar. O kutuplaşma sürmediği müddetçe bu belediye başkanlarının kamuoyuna, 'Beni yeniden tercih edin, bana yeniden oy verin' diyebilecekleri herhangi bir şey yok ortada." ifadelerini kullandı.
MARİYE EKİNCİ'NİN HABERİ/ AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Basri Yalçın CNN TÜRK'te önemli açıklamalarda bulundu.
Hasan Basri Yalçın'ın açıklamaları şöyle:
CHP'DEKİ PARA KULELERİ: KENDİ İÇLERİNDEN SIZDIRILMIŞ BİR HİKAYE
Siyasetin içerisinde tartışmalar zaman zaman olur. Ama genel itibariyle siyasetin biraz sıkıştığı dönemlerde ortaya çıkmaya başlar. Bu tartışmalar ortaya çıktığında, bu tartışmaları külliyen göz ardı etmemiz gerektiği anlamına gelmez. Aksine ortada sağlam delillere dayandırılan, sağlam bir şekilde yolsuzluk olduğunu gösteren işaretler varsa onların üzerine şiddetle gitmemiz gerektiği kanaatindeyim ben. Mesela seçim sürecine girdiğimizde bununla ilgili bir tartışma yaşanırsa, ‘mağduriyet mi olur işine yarar mı yaramaz mı’ gibi tartışmalar yapılıyor. Bu anlamda da mesela yapılması gereken şey hukuka intikal ettikten sonra, hukuk o para kuleleriyle ilgili muhtemelen soruşturmayı devam ettirecek ve devamında da bir şey çıkacak ortaya. Ama kamuoyuna mal olan şeyleri de konuşmak mecburiyetinde oluyoruz. Taraflar birbirlerine yönelik bu tür suçlamalar yapıyor olabilir. Benim gördüğüm bu sürecin içerisinde, para kulesi hikayesini biz AK Parti olarak ortaya çıkarmadık. Aslına bakarsanız CHP’nin kendi içerisindeki bir gerginliğin sonucunda CHP tarafından sızdırılmış bir hikâyeden bahsediyoruz.
"BU PARA NEREDEN GELDİ?"
Anlatmaya çalışıyorlar ve anlatmaya çalışırken söyledikleri şeyler oldukça ilginç. Mesela tamamen temize çıkaracak bir hikâye bile yürütemediler. Ve hikâyeyi getirip şuraya dayandırdılar, “biz usulsüzce il başkanlığı binasını almaya çalıştık.” Usulsüzlüğü kabul ediyor, usulsüzlüğü kabul ettiğinin üzerinden de başka bir usulsüzlük olma ihtimali var. Çünkü o para kulelerinin çekildiği tarih aslında il başkanlığının alındığı tarihten sonra. Yani sadece il başkanlığı ile ilişkilendirilemeyecek şeyler de var içinde öyle gözüküyor. Nereye varacak bilmiyorum ama burada kirli bir para ilişkisi olduğu ortada. Usulsüz olması hukuken zaten problemdir, yargılanır. Bir hukuki boyutu var, bir de ahlaki boyutu var. Siz bu parayı neye binaen topluyorsunuz, bu para nerden geldi, bu para kamunun parası mıdır? İBB’nin kendi kaynaklarıysa bunlar, vatandaşın vergileriyle oluşan İBB bütçesinin paralarını siz nereye veriyorsunuz? Belediyelerin il başkanlığı almak gibi bir sorumluluğu yok. 16 milyon İstanbullunun parasıyla il başkanlığı alınabilir mi? Bu nasıl bir açıklamadır? Doğrudan doğruya belediyenin bütçesi olabilir, belediyenin bütçesi dışında belediyenin imkanları veya yetkileri kullanılarak dışarıdan toplanmış olabilir. Her hâlükârda bunun içinde karanlık bir şey var. Bir siyaset bilimci olarak baktığımda da burada ne döndüğünde ben anlayabiliyorum.
"BELEDİYE SEÇİMLERİNİ GERÇEKTEN BELEDİYE SEÇİMLERİ GİBİ YÜRÜTMEK İSTİYORUZ"
Bizim asıl derdimiz, bu belediye seçimlerini gerçekten belediye seçimleri gibi yürütmek istiyoruz. Çünkü İstanbul başta olmak üzere birçok şehrimizin çok temel meseleleri var. Ve biz bunlar üzerinden, icraat belediyeciliği üzerinden konuşmak istiyoruz. Dikkat ederseniz CHP’nin adaylarından hiç proje anlatmak, kamuoyuna hesap vermek gibi bir eğilim görmüyoruz. Aksine ne yapmaya çalışıyorlar, 2019’da oluşmuş olan bir siyasi konjonktür üzerinde kendi edindikleri pozisyonları tahkim etmeye yönelik bir kutuplaşma yürütüyorlar. O kutuplaşma sürmediği müddetçe bu belediye başkanlarının kamuoyuna, “beni yeniden tercih edin, bana yeniden oy verin” diyebilecekleri herhangi bir şey yok ortada. Mesela Ankara’da Mansur Yavaş’ın ne dediğini, hangi icraatları vadettiğini toplumsal olarak biliyor muyuz? Hayır. Söylediği tek şey “Az laf, çok iş.” ‘Hangi iş’ diye sorduğunuzda size verebilecek herhangi bir cevabı yok. Oturup herhangi bir icraat planlaması yapmamış veya İBB ilgili olarak İzmir’le ilgili olarak gelin konuşalım. Bu şehirlerle ilgili neler yaptınız? İzmir neredeyse çeyrek asırdır CHP tarafından yönetiliyor. Şehrin çok temel meseleleri var, körfezden şehrin kanalizasyon meselelerine kadar temel meselleri var. Bunları hiç konuşmak kaygısı gütmüyorlar. Çünkü burada konuşabilecekleri pek bir mesele yok.
'HER ŞEY ÇOK GÜZEL OLACAK' DEDİLER, HANGİ ŞEY GÜZEL OLDU?
İBB 5 yıl, “İstanbul’da her şey çok güzel olacak” dediler, mesela hangi şey güzel oldu? Bununla ilgili “5 yılın sonunda performansınız nedir? Ne koydunuz ortaya? İstanbul’a ne katkınız oldu” diye sorduğunuzda vatandaşa anlatacak doğru dürüst bir hikâye yok. Bakıyorum reklam kampanyalarına, ‘3 tane kreş açılmış, 5 tane lokanta yapılmış’ bunların üzerinden kampanya yürütmeye çalışıyorlar. Tamam kreş de açarsınız, lokanta da yaparsınız ama 5 yılın sonunda İBB Başkanının İstanbulluya söyleyeceği şeyler bundan ibaret olabilir mi? İstanbul’un bir yıllık bütçesi 500 milyarın üzerinden bir bütçeden bahsediyorum. Muazzam bir rakam. İstanbul’da bu bütçeyle ne kadar, altgeçit yaptınız, ne kadar üstgeçit yaptınız, ne kadar asfalt yaptınız, ne kadar metro yaptınız, ne kadar kaldırım çalışması yaptınız, ne kadar park bahçe yeşillendirme çalışması yaptınız? Bunlarla ilgili bir şey söylesenize… Yok, Ekrem İmamoğlu çıkıyor sahneye bakanlara sataşıyor, Cumhurbaşkanımıza sataşıyor, oradan bir siyasi konsolidasyon üretme gayreti gösteriyor. Halbuki siz belediye başkanlığı yapmışsınız 5 yıl, çok iyi bir şekilde çıkıp topluma ne yaptığınızı anlatabilirsiniz.
"500 MİLYAR BÜTÇESİ OLAN İBB 5 BİN KONUT DÖNÜŞTÜRMÜŞ, 5 MİLYAR BÜTÇESİ OLAN ESENLER 60 BİN KONUT DÖNÜŞTÜRMÜŞ"
Mesela benim İstanbul’da çok temel gördüğüm iki tane sorun var. Bunlardan birincisi, özellikle son bir yılın içerisinde çok net bir şekilde ortaya çıktı, kentsel dönüşüm meselesi. Bir yıl önce korkunç bir deprem yaşamışız, bu depremin benzerinin İstanbul’da olma ihtimali bile tüylerimizi ürpertmeye yetiyor. Bununla ilgili ne hazırlık yaptınız, ne hazırlık yaptınız? İmamoğlu ne dedi bu konuyla ilgili, “5 bin tane konut dönüştürdük”. 5 yılın içerisinde 500 milyar bütçesi olan İBB sadece 5 bin konut dönüştürmüş. Peki Esenler belediyesi kaç konut dönüştürmüş? Esenler Belediyesi 60 bin tane konut dönüştürmüş. Yani koskoca İBB’nin yaptığının 12 katı konut dönüştürmüş. Esenler Belediyesi’nin bütçesi yıllık 5 milyardır. 10 katı bütçesi var İBB’nin ama 5 yıl içerisinde sadece 5 bin konut dönüştürmüş. İstanbul’da acilen dönüştürülmesi gereken konut sayısı 600 binden bahsediliyor. O yüzden zaten Murat Kurum seçim kampanyasının merkezinde bunu kullanıyor. İmamoğlu buna ne cevap veriyor, “Yapılamaz” diyor. Gelin tartışalım bunu, siz 100 bin yapacağız demişsiniz 5 bin konut yapmışsınız. Gelin konuşalım yapılabilir mi, yapılamaz mı? Biz yapılabileceğini iddia ediyoruz. Ama bunu konuşmuyor, “Gerek yok diyor, İstanbul’da böyle bir dönüşüme gerek yok” diyor. Bunun dışında artık İBB ile ilgili olarak icrai anlamda konuşulabilecek hiçbir şey olduğunu düşünmüyorum.
“İSTANBUL ÇÖKERSE TÜM TÜRKİYE ÇÖKER”
600 bin konutun İstanbul’da yıkılması ihtimalini düşündüğümüzde, ne ile karşı karşıya kalabileceğimizi hayal edebiliyor musunuz? Evi güvende olan, evine güvenen, dayanıklı bir eve sahip olanların bile hayati güvencesi elden kalkacak. Sokağa çıkamazsınız. İstanbul çökerse tüm Türkiye’nin çekeceğini de biliyoruz. Muazzam bir şehir. İmamoğlu’nun çıkıp bir tane simülasyonla bir şey açıkladığını duydunuz mu? İstanbul başkanının başka bir işinin olmaması lazım. İstanbul’a baktığınızda mesele o kadar net ki; kentsel dönüşüm ve trafik. Bir yerde yemek yiyeceksiniz, bir saat yemek yiyeceksiniz, bir buçuk saat yol gidiyorsunuz, bir buçuk saat yoldan dönüyorsunuz bu eğlenmek değil. Çünkü ne olmuş 5 yıl önce uluslararası ölçüm kuruluşları İstanbul’daki trafiği yüzde 40 olarak ölçmüşler. Bugün aynı trafik 5 yılın sonunda aynı trafiği yüzde 67 ölçüldü. Neden oluyor bu? Çünkü yol yapmadınız, çünkü yol yapmadınız, kavşak yapmadınız, tünel yapmadınız, metro yapmadınız. Ne yaptınız, reklam yaptınız. Bir şehirde belediye başkanının reklam bütçesi, o da doğrudan reklam bütçesi, dolaylı bütçeleri bırakın. Doğrudan reklam bütçesi kentsel dönüşüm bütçesinin kat ve kat üzerinde olursa aslında konuştuğumuz şey icraattan dışarı çıkıyor. Herhangi bir partiye oy veriyor olabilirsiniz ama söyleyemeyeceğiniz bir şey bu sadece siyaseten alabileceğiniz bir karar değil. Belediye bizim hayatımızı doğrudan doğruya etkileyecek. Biz her gün İstanbul’un temel meseleleri ile boğuşuyoruz. Kim bilir kaç yüz bin insan evinin dönüşmesini, çoluğuyla çocuğuyla dayanıklı bir evde oturmayı hayal ediyor. Kim bilir kaç milyon insan trafik çilesinde canı çıkıyor. Ama siz bunları kenara bırakıyorsunuz.
"BU BALON BİR YERDE PATLAR"
İBB Başkanımız çıkıyor etrafta, “Cumhurbaşkanı ile yarışıyorum ben, bilmem kaç tane bakan geldi onlarla yarışıyorum ben.” Tamam siyaset konuşabilirsin ama İstanbul’un temel meseleleri var bunları da konuşmak zorundasın. Düşünsenize 5 yıl önce şöyle bir proje söylemiş, “Avrasya veya Marmaray gibi denizin altından iki kıtayı birbirine bağlayan bir tünel yapacağım.” Demiş. Soruyorlar, “hatırlamıyorum” dedi. Burada daha acı bir şey var, “Önüme almadım” diyor. O zamanlar var mı bir kitapçık, o kitapçığı bir daha önüne alıp bakmamış. Vaatte bulunmak sadece vaatte bulunmak olarak görünüyor. Vaat demek ne demek, bir vaatte bulunursunuz, o vaadi yerine getirirsiniz. Demokrasilerde o insanlar sizin o sözlerinizi yerine getirip getirmediğiniz üzerinden oy kullanır. Şimdi o sözlerini yerine getirememiş, hatırlamamış, ilgilenmemiş, bakmamış o yüzden de toplumu gerdikçe germek peşinde. ‘Gerebilirsem şayet ben bu toplumu, bütün yapmadığım şeylerin üzerini örtebilirsem, onun üzerinden ben İBB Başkanlığında kalabilirsem, oradan da CHP’ye atlayıp oradan da bir operasyon yapabilirsem, oradan da CHP üzerinden bir siyasete atlayabilirsem diye bakıyor. Bu balon bir yerde patlar. Tamamen hikayeyi bunun üzerinden kurarsanız, bu hikayenin bir yerden patlayabileceğini görürsünüz.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
Karabük'te kartpostallık görüntü! Sarıçiçek Yaylası beyaza büründü
Ankara'da korkunç kaza! Önüne gelene çarptı
KABİNE TOPLANTISI GÜNDEM MADDELERİ | Kabine Toplantısı ne zaman, YARIN MI? Asgari ücret, Suriye’deki gelişmeler...
Kayak Merkezlerinde Yılbaşı Yoğunluğu
100 Binde 1 Görülüyor: Doktorlara Ameliyatta 'Mide' Şoku!