ABD neden Yunanistan'da üs kuruyor? Yığınağın amacı ne, üsler Türkiye'ye mi karşı?
Türkiye ile Yunanistan arasındaki gerilim ve bundan sonra süreçte neler yaşanır? Amerika'nın Atina yönetimine desteği nasıl okunmalı? Ankara'nın uyarıları neler? Güvenlik ve strateji uzmanı Mete Yarar CNN TÜRK için yorumladı.
"Dedeağaç stratejik bir nokta mıdır ki gelip burada bir üs kurasınız? Şimdi Katar’daki üsse baktığınızda, diğer Avrupa’daki ve diğer üslere baktığımızda yapılanma için önemli yerlerdir. Şimdi Türkiye NATO ülkesi, Yunanistan NATO ülkesi, Avrupa’nın neredeyse tamamına yakını NATO ülkeleri. Böyle bir yerde Dedeağaç gibi stratejik olmayan bir noktaya neden gidip üs kurarsınız? Demek ki bu NATO kapsamında veya Rusya’ya karşı düşünülen bir üs değil."
Washington yönetiminin Atina'yla anlaşarak yaptığı anlaşmalar, iki ülke arasındaki tatbikatlar. Amerika Birleşik Devletleri'nin Yunanistan'a yığınağı. Bu yığınağın üslerin anlamı ne?
Şimdi ısrarla hep bir soru soruluyor, Dedeağaç’ta Amerika’nın ne işi var? diye. Bir resmi açıklama var, tatbikat için girildiği söyleniyor. Gerçekten öyle mi, bir tatbikat için mi gelindi yoksa bu farklı bir şeyi de gösteriyor mu? Şimdi askeri uzmanlar veya stratejistler neye bakarlar? Yığınaklanmanın şekline, gelen ekipmana, malzemeye ona bakarlar. Şimdi ABD daha önce kalıcı olmayan bölgeye gelişlerinde bu kadar ekipman getirmiş miydi ona bakmak lazım. Çünkü bunun Amerika’dan o araçların yüklenip buraya getirilmesi transferine baktığınızda müthiş bir maliyet. Hatta bu maliyet o kadar yüksektir ki bazen düşünün ABD, Kuveyt savaşı sırasında bölgeye getirdiği tankları geri götürmedi biliyorsunuz. Bölge ülkelerine bıraktı geri dönüş maliyeti o kadar yüksek olduğu için. Şimdi düşünün bir tatbikat için bu kadar çok zırhlı araç getirilir mi? Çünkü bu bir deniz aracı değil yani deniz kuvvetleri tatbikat için gider ve geri döner, hava kuvvetleri gider ve geri döner. Ama siz bu kadar çok zırhlı araç yaklaşık binin üzerinde zırhlı araç getiriyorsanız, bunu acaba geri götürmemek için mi getirdiniz yoksa başka bir şey için mi? Sayıya baktığınızda ben bu araçların geri döneceğini düşünmüyorum. Muhtemelen bu araçlar kalacak bu bölgede. Bir müddet sonra şunu görebiliriz. ABD Yunanistan’a bunları hibe etmiş olarak görebiliriz. Tatbikat için getirdik, geri götürmüyoruz yaptığımız savunma işbirliği anlaşmalarıyla.
Peki bu üsler, Amerikan yığınağı kimi hangi ülkeleri hedef alıyor. Türkiye'ye karşı mı, anlamı ne? Neden böyle bir adım atıldı?
"Türkiye’ye karşı diyemem, ama şunu söylüyorum, Yunanistan’a destek olunması için yapıldığını söylüyorum. Yani şöyle bir şey konumuna baktığında, Türkiye’ye yakınlığına baktığında, Türkiye’nin planlarındaki Dedeağaç’ın önemine baktığında ve diğer süreçlere baktığında Dedeağaç Yunanistan için önemli, yoksa Rusya için önemli değil. Eğer siz gelip oraya bir üs kuruyorsanız vermek istediğiniz destek Yunanistan’adır. En son savunma işbirliği anlaşması imzaladı biliyorsunuz, 5 yıllık bir anlaşma imzaladı. Hatta bir maddesi çok ilginçtir, eğer iki taraf da itiraz etmezse hep uzayacak. Yani şimdi böyle bir anlaşmayı düşünebiliyor musunuz, hayatınızda hiç böyle bir teslimiyet anlaşması olabilir mi, nasıl bir durum var ki Yunanistan böyle bir durumda ABD’ye ki hep mesafelidir yani Yunanistan solu hep Amerika’ya mesafelidir hatta sağı bile mesafelidir. Böyle bir durum ne var ki Amerikan üslerini oraya açtı. Neredeyse baktığınızda bölgede Yunan üssü yok. Amerikan üssü sayısı, Yunan üssü sayısından daha fazla hale gelmeye başladı. Bunu tek başına okuyamazsınız, tek başına görmezden gelmezlik de yapamazsınız. Bunu muhakkak bölgedeki durumla değerlendirmeniz lazım Doğu Akdeniz’deki, Çin’le ve diğer yakınlaşmalar, coğrafyadaki bütün olaylarla."
ABD, Türkiye ile Yunanistan arasında denge mi sağlamaya çalışıyor yine soğuk savaş sonrası yaşanan durumun perde arkasında neler yaşanıyor?
"Bunların içindeki en önemli konulardan bir tanesi Türkiye-Yunanistan gerginliği. Çünkü bir denge bozuldu. ABD, Yunanistan ile Türkiye arasında hep bir dengeyi güttü bugüne kadar. O dengeyi de silah verirken hep sağladı. Yani 10 silahı Türkiye’ye verirken 7 tane silahı da Yunanistan’a verdi. Ama artık o dengeyi sağlayabilecek bir silah dengesi kalmadı. Hava kuvvetleri dışında o denge artık bozuldu. O zaman dengeyi nasıl sağlarsınız? Gelip üs kurarak, üsse bu kadar intikal yaparak sağlarsınız. Benim okumam bu şekilde. Yani başkaları nasıl okur, nasıl değerlendirir bilemem ama yerin konumu, pozisyonu, yığınaklanmanın büyüklüğü, şekline baktığımda benim çıkartacağım sonuç bu."
Atina yönetimi bundan sonra nasıl davranır? Aldığı destekle Yunanistan yakın gelecekte Türkiye ile herhangi bir askeri sürtüşmeye girer mi?
"Peki şöyle söyleyelim ya bunun için teşvik ediliyorsa, ekstra olarak teşvik görüyorsa ne yapacaksınız? Çünkü Yunan tarihine baktığımızda Navarin’den beri başlayan bütün sürece bakın bu böyle olmuştur. En son Anadolu topraklarını işgal ettiklerinde de bu böyle olmuştur. Siz Yunanlıların Anadolu topraklarına çıkacak kadar bir güce sahip olduklarını düşünmüyorsunuz değil mi herhalde? Şimdi o zamanki akılla bugünkü akıl arasında büyük fark var mı, yok. Bence hala böyle bir risk var yani Yunanistan’ın bir şeye itildiği hissi bende var. Bu hissiyat Doğu Akdeniz ve Ege ile ilgili. Önümüzdeki dönemde Yunanistan daha önce meclisinden çıkarttığı ve cumhurbaşkanı önünde imzalanmasına açık bıraktığı kararnameyi 12 mille ilgili veya Doğu Akdeniz’de bir oldubittiyle ilgili bir durum yaratabilirler. Bunu Türkiye’nin aleyhine kullanmak isteyebilirler. Yani Türkiye’yi ambargolar, Türkiye’yi NATO’daki pozisyonu ve uluslararası nezde sıkıştırabilmek adına kullanmak isteyeceklerdir. Biz şöyle bakarız hayata en düşük profilden bakmayız, en yüksek profilden bakarız. Yani bir asker şöyle düşünmez “bana en azından riskimiz bu” diye bakmaz, en yükseğine riskimizi alırız alt riskler geldiğinde sorunu çözeriz ama riski en yüksekten almanız lazım. En büyük risk şu anda gözüken tablo 12 mille Doğu Akdeniz’de çıkartılabilecek sıcak çatışma riski.
Savunma Bakanı Hulusi Akar'ın açıklaması. Bakan Akar neden 9 Eylül 1922'yi hatırlattı?
"Geçmiş tabi geçmişi hatırlatmak anlamında doğru bir tarih ama ben her zaman şunu söylüyorum 9 Eylül’den önce Anadolu topraklarını ve diğer dönemlerde gelinen, yaşanan süreçleri de hatırlatmakta yarar var. Çünkü ondan önce yaşanan sonuçları hem bizim için hem onlar için çok ağır oldu. Hatırlatmamız gereken şeylerden bir tanesi Anadolu topraklarına çıkartılışı hatırlatmak lazım. Anadolu topraklarından nasıl çıktıklarını hatırlarlarsa çıkmamaları gerektiğini de hatırlarlar. Bugünkü tablo ilk çıktığı günü hatırlatmakta yarar var. O zamanki teşvikleri o zamanki konuşmaları, o zamanki süreci iyi hatırlatmakta yarar var. Çünkü bugünlerde gördüğüm kadarıyla bir akıl tutulması yaşıyorlar konuşmalarda, tavırlarda ve yaşantılarda. Bir dışişleri bakanı şu lafı söylemez normalde “biz Avrupa’nın tek nükleer gücüyle savunma işbirliği anlaşması imzaladık” lafını söylemez."