Köylü kadınlar 3 yıldır sahnede alkışları topluyor
İzmir'in Seferihisar ilçesine bağlı kırsal Ulamış Mahallesi'nde 3 yıldır faaliyet gösteren 25 kişilik Ulamış Köy Tiyatrosu ekibinde, 20 köylü kadın yer alıyor. Kadınlar bahçelerinde yetiştirdikleri sebze ve meyveler ile evlerinde yaptıkları lezzetli ürünleri pazarda satarak geçimlerini sağlıyor. Çoğu hayatında hiç tiyatro izlemeden tiyatro yapmaya başlayan kadınların kimisi eşiyle, kimisi kızı ve torunuyla aynı oyunda oynayarak, sahnede sergiledikleri performanslarla yaşamlarına renk katıyor.
Seferihisar'ın Ulamış Mahallesi'nde 3 yıl önce Seferihisar Belediyesi Tiyatro Topluluğu (SEFTİT) eğitmeni Vedat Murat Güzel öncülüğünde kurulan Ulamış Köy Tiyatrosu, 25 kişilik ekibiyle oyunlarda dekorundan müziğine her detayı ortaklaşa yapıyor. Kurulduğu yıl sergiledikleri 'Yaşamın İçinden' isimli oyunla büyük ilgi gören ve Türkiye'nin çeşitli illerini gezen ekip, köy halkına da tiyatroyu tanıttı. 25 kişilik ekibin 20'sini oluşturan köy kadınlarının kimisi evde çocuklarına bakıyor, kimisi bahçesinde sebze meyve üretimi yapıyor, kimisi ise yetiştirdikleri sebze ve meyveler ile evlerinde yaptıkları lezzetli ürünleri pazarda satıyor. Çoğu hayatında hiç tiyatro izlememiş olan kadınlar, günlük işlerini yapmanın yanı sıra köy tiyatrosuna dahil olarak hem kendi yeteneklerini keşfediyor hem de özgüven kazanarak çevrelerine örnek oluyor. Müziğinden, dekoruna oyunun tüm detaylarında birlikte çalışan ekipte aynı zamanda 10 yaşından 74 yaşındaki oyuncuya kadar birçok yaş grubunda köylü hem eğleniyor hem de birbirine destek oluyor. Kimisi eşiyle birlikte, kimisi kızı ve torunuyla aynı sahneyi paylaşan köylüler bir şekilde sanata dokunmuş olmanın mutluluğunu yaşıyor.
İlk oyunları 'Yaşamın İçinden'i Türkiye'nin birçok yerinde ve Almanya'da sergileyen ekip, yeni oyunları 'Düğün ya da Davul'u 9'uncu Seferihisar Tiyatro Festivali'nde izleyiciyle buluşturarak büyük alkış aldı. Öte yandan, köy tiyatrosu oyuncularından biri olan Berkay Taşkan tarafından çekilen Seferihisar Belediyesi Ulamış Köy Tiyatrosu Belgeseli, geçen temmuz ayında Amerika Birleşik Devletleri'nin Şikago şehrinde düzenlenen 3. Kısa Belgesel (Docademia's 3rd Short Documentary) Festivali'nde resmi seçki bölümüne seçilmeye hak kazandı. Belgesel, Kuzey Amerika genelindeki üniversitelerin derslerinde gösterime sunulup öğrencilere köy kültürünü inceleme olanağı sunacak.
'Kadınlarımız üretime sanatta da devam etti'
Köy kadınlarının tiyatro yaparak köylülere, ailelerine örnek olduğunu anlatan eğitmen Vedat Murat Güzel, Burada 3 kuşak tiyatro yapan oyuncularımız var. Biz köylüleri genelde tarımla toprakla ya da hayvanları ile yaptıkları üretimle biliriz. Oysa sanatla bu fırsat verildiğinde kendilerini çok güzel ifade edebilen ve çevresine örnek olabilen insanlar oluyorlar. Biz de bunu ortaya çıkarmaya çalıştık, önce eğitim verdik, ardından oyun çalışmaya başladık. İkinci oyunumuzla artık seyircinin kabul ettiği, oyuncunun sahnede daha rahat kendini ifade ettiği durumlar ortaya çıktı. Katılımcılarımızın çoğu kadın, çünkü erkekler nedense bu tür sanatsal aktivitelere biraz uzak duruyorlar. Kadınlarımız her yerde dokundukları üretime sanatta da devam etti. İlk başta biraz temkinli yaklaşan köylüler, şimdi çok daha cesur, çok daha istekli davranıyorlar. Önceden kahvenin önünden geçerken bile tedirgin olan kadınlar şimdi kahvenin içinde oyun oynuyorlar. Bu çok güzel bir değişim ve dönüşüm. Bu etkileşimin çoğalması ve insanlara sirayet etmesi gerekiyor ki insanlar daha duyarlı, daha vicdanlı olsunlar dedi.
Yıllardır sloganlarının 'Tiyatroya, sanata dokunan ellerde kir barınmaz' olduğunu söyleyen Güzel, Amatör oyuncuları cesaretlendirerek sanatla buluşturup onların yapabilirlikleri doğrultusunda sahnede var olabilmelerini sağlıyoruz. Kimisi tarlasından, kimisi çocuğunun bakımından, kimisi evinde işinden gücünden, hayvanların bakımından zaman ayırarak çalışmalara katıldı. Tiyatro sayesinde köylüler birbirlerine kenetlendi. Köylülerle çalışmak benim sanatımı çok besliyor. Her kesimden öğrencim var. Ulamış'ın ata ekmeği var, karakılçık tohumundan yapılıyor. Bu ekmeğin yanında artık bir de köy tiyatromuz var diyebiliyoruz diye konuştu.
'İşleri bitiremezsek imece yapıyoruz'
Çocukluğundan beri içinde tiyatro sevgisi olduğunu, fakat 3 yıl öncesine kadar hiç yapmamış olduğunu söyleyen köylülerden Aslı Esenli (43), Hem pazara çıkıyorum hem zeytinlerimiz var hem de bahçemiz var. Patlıcan, incir kurutuyorum, salça yapıyorum. Bahçede tavuklarımız da var. Yoğun çalışıyorum, fakat hocamın da ısrarıyla başladım. Arkadaş çevremiz çok iyi oldu, birbirimize bağlandık. Bir aile olduk, birbirimizi görmeden bir gün bile duramıyoruz. Arkadaşları yaylalara çıkartıyorum, kamp kuruyoruz, boş zamanlarımızda sosyal aktiviteler yapıyoruz. Bahçedeki işlerle ilgilenirken zaman geçiyor, akşamüstü oldu mu tiyatro kursum olduğunu hatırlayıp heyecanla koşturuyorum. Eğer işleri bitiremezsek arkadaşlarla imece yapıyoruz, 'Aslı'nın tiyatroya gitmesi lazım' deyip koşarak bana yardıma geliyorlar. Ağabeyim ve annem de beni destekliyor dedi.
'Tiyatroya gidip her şeyi unutuyorum'
Kızı ve torunuyla aynı sahnede oynayan Ayşe Duruk (70), Kızım benden önce başlamıştı, ben de başladım ve tiyatroda kaldım. Sağlığım el verdiğince devam edeceğim. Benim arkamdan torunum da geliyor, biz üç kuşak tiyatrodayız. Sahnede mutlu oluyorum, en azından evde oturup da nerem ağrıyor diye kendimi dinleyeceğime, tiyatroya gidip her şeyi unutuyorum. Gençlerle genç oluyorum, yaşamayı ve insanları seviyorum. İlk oyunumda İstanbul'a gitmiştik, sözüme başladım bitiremeden alkışı aldım. Bazıları nerede diksiyon dersi aldığımı soruyor, sesimi dublaj sananlar oluyor. Tiyatrodaki herkesin Ayşe Teyzesiyim diye konuştu. Ayşe Duruk'un torunu 13 yaşındaki Ayşegül Duruk ise, 2 yıldır tiyatroya gidiyorum, tiyatroyu çok seviyorum. Sahneye çıkınca heyecanlanıyorum. Tiyatroyu devam ettirip eğitim almak istiyorum dedi.
Evde yaptığı tarhana, karakılçık erişte, salça, sarma, börek ve tatlıları pazarda satarak geçimini sağlayan Meltem Esenli (42) ise, Daha önce hiç tiyatro izlememiştim, fakat derslere gelmeye başladıktan sonra ne kadar sevdiğimi fark ettim. Çok severek yapıyorum, bir sürü yeri gezdik ve ödüller kazandık dedi.
'Bırakmaya niyetim yok'
Tiyatro ekibinin en yaşlı üyesi Yüksel Çiftçi (74), Kışın zeytin toplarım, yazın bahçemde patlıcan, biber, bamya, kavun, börülce yetiştiriyorum. Zeytinyağı yapıyoruz. Tiyatroda kendime geldim, Allah ömür verdiği sürece bırakmaya niyetim yok. Eşimin amcasının kızı, yeğenim, hep beraber gidiyoruz. Daha önce hiç tiyatro izlememiştim, ilgim yoktu. Sahnede olmak çok hoşuma gidiyor, alkışları duyunca çok heyecanlanıyorum ve cesaretleniyorum. Kızım, oğlum, torunlarım hepsi beni izlemeye geliyor. Oğlum Sudan'da yaşıyor, ona neler yaptığımı anlatıyorum, o da beni çok destekliyor diye konuştu.