Freskli travertenler 1500 yıllık uykudan uyandı
UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'nde yer alan Laodikya Antik Kenti'nde, milattan sonra 494 yılında yaşanan depremde yıkılan ve bu yılki kazılarda toprağın 7 metre altında bulunan 1800 yıllık freskli traverten bloklar yeniden ayağa kaldırılıyor.
Milattan önce 5 bin 500'e tarihlenen buluntuların ortaya çıktığı Laodikya, antik çağda Anadolu'nun en önemli ticaret, sanat, spor merkezlerinden olması ve İncil'de adı geçen 7 kiliseden birini barındırması nedeniyle inanç turizmindeki önemiyle dikkati çekiyor. Restore edilen kilise, ayağa kaldırılan tarihi yapıların yanı sıra gladyatör dövüşlerinin yapıldığı Anadolu'nun en büyük stadyumu ve tiyatro alanına sahip Laodikya, her daim turistlerin gezi rotaları arasında bulunuyor.
Laodikya, "Trimita" adıyla dokunan tunikler nedeniyle "Trimitaria" olarak anılan antik dönemin tekstil merkezi olarak da biliniyor. Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Celal Şimşek başkanlığındaki ekip tarafından yürütülen çalışmalar ise bu yıl kiliseli peristilli ev ile pagan inancında tapınakların bulunduğu ancak Hıristiyanlığın yaygınlaşmasıyla agoraya çevrilen 35 bin metrekarelik "Kuzey Kutsal Agora"da devam ediyor.
Bu yılki kazılarda, milattan sonra 494 yılında meydana gelen depremde yıkılan freskli (yaş duvar sıvası üzerine kireç suyunda eritilmiş madeni boyalarla resim yapma yöntemi) 1800 yıllık traverten bloklar bulundu. Antik döneme ait freskli mermer duvarın yıkıldığı şekliyle toprağın 7 metre altında korunmuş halde bulunması, arkeolog dünyasında heyecan yarattı. Özel yöntemle toprak altından çıkarıldıktan sonra itinayla ayağa kaldırılan 11 metre yüksekliğinde ve 265 metre uzunluğundaki traverten bloklar üzerinde, boyayla yapılan resimlerde zenginliği simgeleyen korint başlıklı sütunların olduğu panolar, figüratif çizimler ve farklı betimlemelerin olduğu kompozisyonlar yer alıyor.
Laodikya Antik Kenti Kazı Heyeti Başkanı Prof. Dr. Celal Şimşek, antik kentte yılın 12 ayı çalışma yürüttüklerini söyledi. Kazı ve restorasyon çalışmalarının 15'inci yılında önemli tarihi yapıları gün yüzüne çıkardıklarını vurgulayan Şimşek, şöyle konuştu:
"Bu yılki çalışmalarımızı, kiliseli peristilli ev ile Kuzey Kutsal Agora'da yürütüyoruz. Agorada, 7 metre toprağın altında kalan devasa sütunları ve buna bağlı olarak da antik dönemin o muhteşem freskli arka duvar mimarisini yıkıldığı şekliyle ortaya çıkardık. 11 metre yüksekliğinde ve 265 metre uzunluğundaki, milattan sonra 494 yılı depreminde doğuya doğru sıralı olarak yıkılmış olan traverten blokların iç kısmının tamamen fresklerle süslenmiş olduğunu tespit ettik. Depremde yıkılan 9 sıra halindeki duvarı, üzerine yığılan molozlar sayesinde olduğu gibi korunmuş olarak bulduk. Bu kadar geniş bir yüzeyin, bu kadar büyük bir alanın boyandığı dünyadaki nadir bir örnek olarak değerlendiriyoruz."
Prof. Dr. Şimşek, öncelikle her bir bloku düştüğü yerden belgeledikten sonra etap etap sistemli bir şekilde ayağa kaldırdıklarını dile getirdi. Fresklerde ve sıvalardaki gerekli sağlamlaştırma önlemlerini aldıktan sonra yerine koyduklarını hatırlatan Şimşek, kazı alanında çok yavaş ve titiz bir çalışma yürüttüklerini dile getirdi. Bu kadar geniş bir alanın fresklerle süslenmesini de araştıracaklarını anlatan Celal Şimşek, "Bunların kime ve ne için yapıldığını öğrenmiş olacağız. Şu anda böyle büyük özgün duvar resimleri korunmuş bir alan yok. Yani bu hem Anadolu arkeolojisi hem de dünya arkeolojisi için çok önemli. Bu freskler, özgün olarak günümüze ulaşabilen bu kadar geniş bir alanın boyandığı en önemli örnek ve tek örnektir diyebilirim." ifadelerini kullandı.
Şimşek, kiliseli peristilli ev olarak adlandırdıkları, iç avlulu, sütunlu galerileri bulunan 1800 yıllık yapının içine kumaş döşediklerini, ziyaretçilerin bu yapıya zarar vermeden içini gezebileceklerini ifade etti. Laodikya'nın antik çağda metropol bir kent olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Şimşek, "Buraya yaşayan bir arkeoloji parkı kurmak istiyoruz. Laodikya Antik Kenti 2013'te UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'ne alındı. 2016 yılında ise Avrupa Kültürel Miras Kuruluşları Federasyonu tarafından ödül verildi. Ana hedeflerimizden birisi, UNESCO kalıcı kültür mirası içine girmesi." şeklinde konuştu.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
Dünyanın ilk 'gülücük' emojisine 1 ayda 10 bin ziyaretçi
Mardin'de Rus Avangard'ı
'Erzincan'ın incisi' Kemaliye tarihi yapıları ve doğal güzellikleri ile ilgi çekiyor!
Zamanda yolculuğun adresi! Tarihi ilçe Safranbolu 46 yıldır özenle korunuyor
Bir Bulut Olsam, Sıla gibi dizilere ev sahipliği yaptı! Mardin'in tarihi Dereiçi Mahallesi turizme kazandırılacak