Zeybekçi'den büyüme ve dolar yorumu
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, "Bugün ikinci çeyrek büyümemiz yüzde 3,8 civarında çıktı. Üçüncü çeyrek büyümemiz bunun biraz daha altında olabilir ama dördüncü çeyrek büyümemiz çok daha yüksek olacak" dedi.
Zeybekci, İstanbul Sanayi Odası'nın (İSO) Meslek Komiteleri Ortak Toplantısı'nda, son dönemde yaşanan terör olaylarına değinerek, "Bu illetin tek bir ilacı var. Kol kola olmak, omuz omuza olmak, daha güçlü bir dayanışma içinde olmak" diye konuştu.
Anlayış ve hoşgörülerinin zafiyet olarak algılandığını belirten Zeybekci, hükümet olarak hiç kimsenin siyaseten kendi kendini yok etme pahasına dahi girişmeye cesaret edemediği bir sürecin altına imza attıklarını dile getirdi.
Zeybekci, çözüm sürecinin bir cesaret işi olduğunu vurgulayarak, "78 milyon vatandaşımızın birlikte yaşaması için bu adımların atılması gerekiyordu. Bunda pişman değiliz" ifadelerini kullandı.
Türkiye beklentilerin üzerinde büyüdü
Terör örgütü PKK'nın büyük ahtapotun birçok kolundan sadece bir tanesi olduğuna işaret eden Zeybekci, sözlerine şöyle devam etti:
"O PKK'yı, o terör örgütünü, o bölücü örgütü yönetenleri de yönetenler olduğunu biliyoruz. Birileri maalesef son dönemlerde o ahtapotun ucunu güvercin şekline boyayarak bu ülkede farklı bir noktaya getirmeye çalıştı."
"Türkiye dünyada en yüksek 7. büyüme rakamına ulaştı"
Bakan Zeybekci, Türkiye'nin bugüne kadar ıskaladıklarının sebebini iyi anlamadığını, Türkiye'nin kendisini geride bırakan ağırlıkları tespit edemediğini vurgulayarak, "Ayak bağı olan kurum ve kurallardan kurtulmadan 2023, 2053 ile 2071 hedeflerine ulaşmak hayal" dedi.
Türkiye'nin ikinci çeyrek büyüme rakamının geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 3,8 civarında olduğuna işaret eden Zeybekci, "Üçüncü çeyrek büyümemiz bunun biraz daha altında olabilir ama dördüncü çeyrek büyümemiz çok daha yüksek olacak" şeklinde konuştu.
Nihat Zeybekci, yüzde 3,8 büyümenin Türkiye için yerinde saymak demek olmadığını vurgulayarak, Türkiye'nin her sene 1,6 milyon vatandaşına iş üretmek mecburiyetindeki bir ülke olduğunu dile getirdi.
Zeybekci, "Türkiye her yıl ortalama yüzde 5 büyümek zorunda olan bir ülke. Bunun altındaki tüm rakamlar bizim için kabul edilebilir değil" değerlendirmesini yaptı.
Türkiye'nin 13 yıllık büyüme ortalamalarının yüzde 4,7 olduğu bilgisini veren Zeybekci, "2008 krizinden sonra bugüne kadar 24 çeyrekte ortalama büyümemiz yüzde 5,1. Ben bakan olduğumda yüzde 5,6 idi, şimdi 5,1'e geldi. Böyle devam ederse, bu 5 rakamında da ortalamayı aşağı çekersek, bunu bence tehlike çanları olarak görmemiz lazım" ifadelerini kullandı.
Orhan Pamuk: "AKP hakkında söyleyeceğim en derin eleştiri..."
Dünya genelinde yaşanan ekonomik gelişmelere de değinen Zeybekci, şunları söyledi:
"ABD ekonomisi için aşırı değerli dolar kabul edilebilir ve sürdürülebilir değildir. Geçen senenin başında dolar/avro paritesi 1,36 idi, bu senenin ortalamasına geldiğimizde 1,10'nun altında. Bu şu demek; geçen 1 yıl içerisinde dolar endeksini oluşturan 6 para birimi, dolar karşısında yüzde 21 değer kaybetmiş."
Zeybekci, Türkiye'nin yüzde 3,8'lik ikinci çeyrek büyüme rakamı ile dünyada en yüksek yedinci büyüme rakamına ulaştığının da altını çizdi.
"Spekülasyonlardan rahatsızlık duyuyorum"
Zeybekci, Türkiye ekonomisine ilişkin kriz spekülasyonlarından rahatsızlık duyduğunu, Türkiye'nin cari açığını son 2 yılda yüzde 40 iyileştirdiğini ve cari açığı yüzde 5'ler seviyesine çektiğini söyledi.
Türk bankacılığının dünyaya göre güçlü bir pozisyonda konumlandığını belirten Zeybekci, ülkenin temel ekonomik göstergelerini şu şekilde sıraladı:
"Türkiye'nin kamu borçları AB üyesi 28 ülkenin 25'inden daha iyi. Kamu borçlarının milli gelire oranında yüzde 30'lar seviyesine indik. Bütçe açığına baktığımız zaman dünyanın en iyi bütçe açığı rakamına sahip ülkelerden biri haline geldik.
İhracattaki yavaşlamaya rağmen 2014 yılında Türkiye ihracatın ithalatı karşılama oranında tarihi bir zirveye doğru gidiyor. Tüm bunları üst üste koyduğumuzda Türkiye'nin ekonomik anlamda olumsuz bir beklenti içerisine girmesini gerektirecek hiçbir yapısal bozukluğu yoktur."
"Türkiye'nin tefeciye düşme riski yok"
Türkiye'nin toplam borcunun 400 milyar dolar seviyesinde olduğunu anımsatan Zeybekci, kısa vadeli borçların (1 yıllık) 126 milyar dolar olduğunu kaydetti.
Türkiye'deki döviz tevdiat hesapları toplamının 190 milyar doların üzerinde olduğunu kaydeden Zeybekci, İSO meclis üyelerine şöyle seslendi:
"Bugün Merkez Bankası'nın rezervleri 120 milyar dolar civarındadır, bunun içinde kullanılabilir rezervleri 60 milyar doların üzerinde, artı 20 milyar doların üzerindeki bir altın rezerviyle ben size bir esnaf, sanayici veyahut da bir sanayici olarak soruyorum, sizin şirketinizin böyle bir bilançosu olsaydı, şirketinizin 1 yıl içinde acil nakdi paraya ihtiyacı olur muydu? Tefeciye düşme riski olur muydu? Panik durumu olur muydu?
Türkiye'nin hali budur arkadaşlar, Türkiye son derece güçlü yapısal ekonomik değerlere sahiptir.Tabi ki dünyada bir sıkıntı var, ama Türkiye bunun fazlasını yaşayacak durumda değildir."
Kurun finansal bir sonuç olduğunu dile getiren Zeybekci, seçim sonunda koalisyon kurulamaması ve artan terör sebebiyle TL'nin dolar karşısında diğer para birimlerinden daha fazla değer kaybettiğini söyledi.
"Kur konusunda şu anda yaşadığımız tam anlamıyla spekülatif bir yaklaşımın sonucudur" diyen Zeybekci, "7 Haziran seçimlerinde hükümet kurulamaması ve terör olaylarının etkisiyle ekstra maliyet yaşadık" ifadelerini kullandı.
"Üretime dayalı stratejiler geliştirilecek"
Türkiye'nin şu anda dünyanın en büyük hurda ithalatçısı ülke konumunda bulunduğunu aktaran Zeybekci, "Demir alanındaki sanayimizi hurda üzerine kurmuşuz. Türkiye üretimini cevherden yaparak metalürji üretimini yeniden yapılandırmalıdır" diye konuştu.
THY'nin uçuşlarıyla Afrika ülkeleriyle ticaret hacminin doğrudan artış sağladığını aktaran Zeybekci, önümüzdeki dönemde doğrudan ürün taşıma ve "frigo"lu ürün taşımanın geliştirilmesi için teşvik mekanizmaları kurmayı planladıklarını söyledi.
"Gümrük Birliği anlaşmasını genişletiyoruz"
İSO sektör temsilcilerinin yönelttiği soruları yanıtlayan Zeybekci, hayvansal ürünler, orman ve kağıt ürünleri, demir-çelik ürünleri, el aletleri ve birçok kalemde yerli ürünleri teşvik eden düzenlemeler yaptıklarını anlattı.
Türkiye ve AB arasındaki Gümrük Birliği Anlaşması'nın sadece sanayi ürünlerini içerdiğini hatırlatan Zeybekci,"14 Mayıs 2015'te yaptığımız ortak deklarasyonla önümüzdeki 2 yılda Türkiye olarak AB ile gıda ve tarım ürünlerinde, hizmetlerde, kamu alımlarında üçünü de içerecek şekilde Gümrük Birliği Anlaşması'nı genişletiyoruz" dedi.
"Et fiyatlarında düzenleme gündemde"
Türkiye'nin fiyat mekanizmaları konusunda yol ayrımına geldiğini belirten Zeybekci, et fiyatları konusunda Ekonomi Bakanlığı'nın daha fazla inisiyatif alacağını söyledi.
Zeybekci şunları kaydetti:
"Bugüne kadar Türkiye tarım ürünlerinde koruma duvarlarını örerek hayvancılığı ve diğer tüm tarım ürünlerinin aradaki farkını içerideki tüketicilere ödetirdi. Yani dünya piyasalarında et 3 dolarken Türkiye'de 10 dolar olması, tüketicinin fiyatı öderken üreticiyi desteklemesiydi.
Önümüzdeki dönemde Türkiye'de artık dünya fiyatlarıyla aynı seviyede et fiyatları olacak, ama hayvan üreticisine, et üreticisine doğrudan bütçeden aradaki farkı destekleyeceğiz. Dünya böyle yapıyor, biz de böyle yapacağız.
En son, Ekonomi Bakanlığı olarak Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'na 2 defa izin verdik. İlki 15 bin ton, ikincisi 30 bin ton... Birincisinin doğrudan lisans ve imkanını onlara verdik, ikincisinin yetkisini bakanlık olarak elimize aldık. Özel sektöre de ithalat yapma imkanını sağlayacak istenilen düzenlemeyi yapmayı biz de istiyoruz."
Devlet 2.70'ten döviz satışı gerçekleştirecek mi?
Zeybekci, konuşmasından sonra basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
İTO Başkanı Çağlar'ın "Kurdan kaynaklı zararlarımızın karşılanması için, kısa vadeli döviz borcu olan iş adamına devlet 2,70'ten döviz satışı gerçekleştirsin" önerisi ile ilgili bir soru üzerine Zeybekci, TL'nin bu derece değer kaybetmesinin özel sektör üzerinde elbette ekstra bir maliyet oluşturduğunu kaydetti.
Bu maliyetin telafisi ile ilgili İTO'nun talebini pek uygulanabilir görmediğini belirten Zeybekci, "Bu bir çeşit dövize müdahale olur zaten, piyasaya müdahale anlamını taşır. Şu anda TL'nin dolar karşısındaki değer kaybına, zaman zaman yanlış anlaşılsa dahi söylemeye devam ettiğimiz gibi müdahale etmemek lazım. Piyasa bunu kendi dinamikleri içinde bir dengeye muhakkak oturtacaktır"
şeklinde konuştu.
Zeybekci, büyümede ihracatın katkısının ne zaman görülebileceği ile ilgili bir soru üzerine ise şu yanıtı verdi.
"Şu anda ihracatın büyümeye etkisi negatif. Yaklaşık olarak eksi yüzde 2 katkısı var. Bu 3. çeyrekte eksi katkı hemen hemen sıfıra yaklaşacaktır. 4. çeyrekte beklentimiz ihracatın da büyümeye katkı vermeye başlamasıyla, tabi rakam anlamında bir şey söylememeye çalışırız ama, 4. çeyrekte yüzde 4'lerin üzerinde bir büyüme bekliyorum."
Zeybekci, bir başka soru üzerine, Türkiye'deki özel sektör, sanayici ve ihracatçının borç batağında olduğunu söylemenin son derece yanlış olacağını, ama firmaların döviz borçları olduğunu kaydetti.
Gelirleri döviz bazında olup da dövizle borçlanan firmalar için bir problem olmadığına işaret eden Zeybekci, gelirleri TL, borçları dövizle olan firmalar için bir sorun olduğuna işaret ederek, konuşmasına şöyle devam etti:
"Yıl sonu itibarıyla bilançolarda döviz artışından kaynaklanan, TL'nin değer kaybetmesinden kaynaklanan zarar yazılımları olacaktır. Türkiye'de kişilerin ve firmaların döviz tevdiat hesaplarında (DTH) 190 milyar doların üzerinde bir rezerv ile TCMB'nin rezervi olması, bu Türkiye'nin genel anlamda bir kriz yaşamasını engeller."
"Özgür basına yapılan tüm saldırıları kınıyorum"
Hürriyet Gazetesi'ne yapılan saldırı ile ilgili de konuşan Zeybekci, insanların haber ve bilgi alma hakkının, yaşam ve nefes hakkı kadar kutsal olduğunu söyledi.
Tüm basın organlarına fiili olarak yapılan saldırıları nefretle kınadığını aktaran Zeybekci, "Bunları hiçbir kimsenin uygun görmesini kabul edilebilir bulmuyorum. Sessiz kalmayı da kabul edilebilir bulmuyorum. Onun için kim olursa olsun, gerekçesi ne olursa olsun Türkiye'de özgür basına yapılan tüm saldırıları kınıyorum" ifadelerini kullandı.