Yılın ilk enflasyon raporu açıklandı!
Merkez Bankası yılın ilk enflasyon raporunu açıkladı. Başkan Erdem Başçı, yıl sonu enflasyon tahminlerini 1 puan artırarak yüzde 7.5 olduğunu açıkladı. Başçı, "Enflasyondaki düşüşü başlatamazsak bu Türkiye'yi daha kötü bir dengeye getirebilir" diye de uyardı. Gıda fiyatlarının enflasyon üzerindeki etkisini azaltmak için ise kırmızı et ve ekmeğe yönelik tedbirlerin yolda olduğu sinyalini verdi.
Başçı, "Enflasyon Raporu 2016-I"in tanıtımı amacıyla düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada, enflasyonu düşürmeye odaklı ve kararlı bir politika sonucunda yüzde 5'lik hedefe kademeli yakınsanacağını söyledi.
Enflasyonun 2016 yılında yüzde 7,5, 2017'da yüzde 6'ya geriledikten sonra 2018'de yüzde 5 düzeyinde istikrar kazanacağını öngördüklerini belirten Başçı, "Bu çerçevede enflasyonun yüzde 70 olasılıkla, 2016 sonunda yüzde 6,1 ile yüzde 8,9 aralığında orta noktası yüzde 7,5, 2017 yılı sonunda ise yüzde 4,2 ile yüzde 7,8 aralığında orta noktası yüzde 6 olarak gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz" diye konuştu.
Başçı, 2016 ve 2017 sonu enflasyon tahminlerinde Ekim 2015 Enflasyon Raporu'na göre, 1 puan ve 0,5 puan yukarı yönlü güncellemeler yaptıklarını ifade etti.
Geçen yıl ekim ayından bu yana özellikle petrol fiyatları kaynaklı olmak üzere dolar cinsinden ithalat fiyatlarında önemli bir gerileme görüldüğüne dikkati çeken Başçı, "Döviz kuru gelişmeleriyle birlikte değerlendirildiğinde petrol ve ithalat fiyat varsayımlarındaki aşağı yönlü güncellemenin 2016 sonu enflasyon tahmine ekim raporunda sunduğumuz tahmine göre 0,6 puan düşürücü yönde etki yapacağını değerlendirdik" ifadesini kullandı.
Erdem Başçı: "Enflasyonu 3 yılda yüzde 5'e indireceğiz"
"Bu zorlu dönemden bu şekilde..."
Başçı, geçen seneki bazdan kaynaklı olarak şubat, mart, nisan aylarında enflasyonu yıllık düzeyde düşürücü yönde bir baz etkisi gözleneceğini söyledi.
Erdem Başçı, "Bu baz etkileri, enflasyonla mücadelede kolektif ve kararlı bir çaba ile birlikte enflasyondaki düşüşün yılın ilk çeyreğinde olabildiğince erken başlamasına yardımcı olacak" diye konuştu.
Küresel para politikalarına dair belirsizlikler ve küresel büyümeye yönelik endişeler nedeniyle finans piyasalarındaki oynaklığın devam ettiğine değinen Başçı, gelişmekte olan ülkelerin bu dönemde küresel dalgalanmalardan değişen oranlarda önemli ölçüde etkilendiğini belirtti.
Başçı, bu ülkelere yönelik portföy akımlarının zayıf bir seyir izlediğini, kur oynaklığının da yüksek seviyesini sürdürdüğünü anlattı.
Banka olarak geçen yıl 18 Ağustos'ta yayımladıkları belgeyle çok boyutlu tedbirleri ortaya koyduklarını anımsatan Başçı, bu tedbirlerin oynaklığın etkilerini yumuşattığına, küresel şoklara karşı dayanıklılığı artırdığına işaret etti.
Başçı, bundan sonra ortaya koydukları araçların her birinin etkisini ve hangi durumda hangisinin kullanılacağını iletişim politikasıyla kamuoyuyla paylaşacaklarını dile getirerek, "Bu zorlu dönemden bu şekilde Türkiye ekonomisini en iyi şekilde çıkarmaya gayret edeceğiz" ifadelerini kullandı.
Küresel piyasalarda yaşanan oynaklığın etkisinin Türkiye'de de gözlendiğinin altını çizen Başçı, yurt içi belirsizliklerin azalmasının ve sıkı para politikasının, diğer likidite ve finansal istikrar politikalarının söz konusu etkiyi sınırlandırdığını vurguladı.
Tek faize geçebilir miyiz?
Alınan tedbirler kapsamında daha önce piyasayı 3 faizden fonlarken bunu 2'ye çektiklerini anlatan Başçı, şunları kaydetti:
"Bunlardan birisi yüzde 7,50 bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı, diğeri ise marjinal faiz oranı dediğimiz yüzde 10,75. Bunların ideal kombinasyonunu her gün belirleme imkanına sahibiz. Şu anda ikinci raunt Çin türbülansı nedeniyle yüzde 9 civarında bir yerde oluşmuş oldu dün ve bugün.
Tek faize geçebilir miyiz? Geçmeli miyiz? O sorunun cevabı: Henüz değil. Çünkü bu geniş faiz koridoru, geçmişte küresel oynaklıkların yüksek olduğu dönemlerde bize oldukça faydalı oldu, yardımcı oldu. Özellikle şokların, küresel risklerin nasıl bir hal alacağını görene kadar tek bir faize geçmemek daha doğru.
Çünkü o tek faizin hangi faiz olması gerektiği ve ayda bir bunu değiştirmenin avantaj ve dezavantajlarına baktığımızda şu anda günlük likidite politikasıyla ayarlama yapmanın daha avantajlı olduğunu ve belirsizlikler azalana kadar, bunun yanında da diğer politika boyutlarındaki araçlarımız, yani döviz likiditesi politikasındaki yeni araçlarımız, finansal sektör boyutundaki araçlarımız etkilerini gösterdikçe, herkes burada bir güven sağladıkça küresel şokların etkilerini çok iyi yönetebildiğimiz görüldükçe bunu tekrar değerlendirebiliriz. Her toplantıda Türk Lirası likidite politikasını ve oradaki ideal yapıyı tartışıyoruz Kurul üyeleriyle birlikte."
Başçı, sıkı duruşun ve geniş faiz koridorunun dengeleyici özelliğini kullanmaya devam ettiklerini belirterek, yurtdışı gelişmeleri yakından izleyip, ideal politikayı tespit edip uyguladıklarını vurguladı.