Bakan Bilgin açıkladı: EYT'de süreç nasıl ilerleyecek?
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, katıldığı bir televizyon programında EYT ile ilgili merak edilen soruları yanıtladı. Bakan Bilgin, "EYT süreç nasıl işleyecek?, EYT'liler ilk maaşı ne zaman alacak?" gibi sorulara açıklık getirdi.
Bakan Bilgin, EYT'de sürecin nasıl ilerleyeceğine ilişkin bilgi verdiği programda şu ifadeleri kullandı:
İşin teknik çalışması var. Ekonomi çalışması var. alternatifleri hesaba katarak yapmak lazım. Maliyenin tarafıyla ilgili çalışmamız var. Siyasi tarafı var. Sayın cumhurbaşkanımız ve TBMM'yi etkileyen bir durum. Yazın konuyu ele aldığımızda bin 500 iken artacağını düşünüyoruz.
EYT SÜRECİ NASIL İŞLEYECEK?
Biz hazırlıklarımızın son aşamasındayız. Sayın Cumhurbaşkanımızın açıklaması sonrası dosyaların birleştirilerek değerlendirilmesi ve son hali Meclis sürecine intikal ettirmek. Sorunuzun cevabını Meclis verecek. Biz teknik hazırlıklarımızı milletvekilleri grupla yaptıktan sonrasına karışmayız. Biz Ocak ayı içerisinde Meclis'e intikal edeceğiz. Bizim görev alanımız belli.
"SORUNUN ÇÖZÜLEBİLMESİ İÇİN KAYIT İÇİ İSTİHDAM OLMASI LAZIM"
8 Eylül 99 tarihinde çalışanlar, bir gün yasa değişiyor. Kademeli olarak yaşlar getirdik deniyor. Keyfi olarak yapılmamış. Süreç başlatılırken şuna bakılmış. Türkiye'de ortalama bir emeklinin en az 3 çalışan tarafından emeklilik primleriyle finanse edilmesi lazım. Sistemin devamlılığı açısından böyle sisteme ihtiyaç var. Reform yapalım düzeltelim denmiş. 2008'de de böyle bir düzenleme var. Çalışma hayatına girdiğimizde kuralları bilerek girdik deniyor. Yapılan düzenlemenin etkisi var. 2.1 bizim aktif pasif oranımız. 1.7'ye düşürebiliriz. Bu sorunun çözülebilmesi için kayıt içi istihdam olması lazım.
İstihdamı artırmanın yolu ekonomik büyümeden geçiyor. Geçen seneki bütçede de çalıştığımı Meclis'te ifade etmiştim. Türkiye ekonomik sorunlara rağmen büyümesini sürdüren bir ülke. İşsizlik var. Yüzde 10'larda. İşsiz sayısındaki artıştan fazla istihdam var. Bu büyümeyle oldu. Büyümeyi sürdüren birkaç ülkeden biriyiz. Reformlar aslında belli ölçüde maksadına ulaşmıştır.
Yapılan reformların belli sonuçları alınmaya başlanmış. Şu anda emeklilikte yaşa takılanlarda yaş ortalaması 49.9. Bugün 49.9. Ortalaması 50. Bu sebeple zamanlama açısından doğru bir zamandayız. Sorunlara rağmen, gelirin gideri karşılama oranı yüzde 97.
"SGK'NIN BORCU YOK, AÇIKLARI VAR"
SGK'nın borcu yok. Açıkları var, biz prim desteğiyle istihdamın içinde destekler veriyoruz. Bunlar transfer şeyleri var oradan çıkıyor. Diğer açık denilen şey, götürü bütçe üzerinden sağlık harcamalarını finanse ediyoruz. Bunlar büyük paralar. Bazen ilaçların bir kutusu o kadar pahalı ki. Kapsama alıyoruz. SGK borcu olan bir yapıya sahip değil. Borç iddiası doğru değil.
Güçlü bir Sağlık Sigortası sistemimiz var. Batılı ülkelerle mukayese edilemez. Nereye gitsem emeklilikte yaşa takılanlarız biz deniyor. EYT'yi çözmezseniz size oy vermeyeceğiz dediler. Vermesiniz de biz çözeceğiz dedim. Tüm hazırlıklarımızı yaptık.
"KARAR 1 HAFTA ÖNCE VERİLMİŞTİ"
Bir hafta önce Sayın Cumhurbaşkanımıza toplantıda 2 alternatife indirelim dedi. Götürdüm. Geçen hafta karar verdi aslında. Sayın Nebati'ye gösterdiği irade ve fedakarlık. Dün son bir üzerinden geçtik.
SGK ÖNÜNDEKİ YIĞILMALAR
Yurttaşlarımız sevinçlerini gösterdiler. Ben de teşekkür ediyorum. Sevinçlerini hemen pratiğe dönüştürmek için kuyruğa dönüştürdüler. Buna gerek yok. Yasalaşmada adım atılmadı. Müracaatları şu anda geçerli değil. Yasal süreç tamamlanıp tanımlandıktan sonra yurttaşlarımız müracaatlarını yapacaklar. E-Devlet üzerinden yapacaklar.
SÖZLEŞMELİYE KADRO
3600'le uğraştık, bitirdik. Onu çözdük. Kamu çalışanları emeklilerine nefes aldıran bir çalışma oldu. 2. asgari ücret meseleleri. Sözleşmeli personel sorununu çözdük. Sözleşmeliye kadro düzenlemesi bugün Meclis'e intikal etti. Bugün Meclis'te. 28 Şubat sürecinde birçok öğrenci üzerinde baskı oluşturdu bu. Asistanların üzerinden bu baskıyı kaldırıp kadroya geçiriyoruz. Haksızlıkların önüne geçecek düzenlemeler yaptık. Ben çalışanın sağcı solcusuna bakmam. Emeğin karşısında siyasal görüşlerimin önemi yoktur.
İş yasaları, şunun için çıkmıştır. Emek sermaye karşısında güçsüzdür. Eşit hale getirelim. Sermayenin karşısında değiliz. Sermayenin emek düşmanlığı yapmasının önüne geçiyoruz.
"ENFLASYONDA NİSAN-MAYIS'TA YÜZDE 30'LERİ GÖRECEĞİZ"
Dolar bazında asgari ücret 455 doların üzerinde. Bu Cumhuriyet tarihinin en yükseğinde. 460 dolar Türkiye'de harcanacak bir para. Yaptığımız düzenleme tarihsel bir düzenlemedir. Üstelik enflasyonun düşme eğilimine girdiği bir ortamda. Muhtemelen Nisan Mayıs'ta enflasyonun yüzde 30'-35 arasında olması bekleniyor. Sadece baz etkisiyle değil. Birçok sebebi var. Kur belli bir süredir belli aralıkta gidip geliyor. Faizler düştü. Bir de şöyle bir iddia var. Faiz düşük ama krediye ulaşılamıyor. Yatırım yapacaksınız da krediye ulaşılamıyor. Hangi yatırımı yapacaktınız krediye ulaşamıyorsunuz. Bu tür iş adamları yıllardır süren bir şey vardı. Faaliyet dışı karları faaliyet içi karlarından fazlaydı. Kaybettiler. Soracağımız soru bu. Hangi reel yatırımı yapıyordun ki krediye ulaşamadın?
Faizler yatırımları finanse etmek için düştü. Türkiye'nin yürüttüğü politikaların cendereden kurtaracak politikalar olduğunu düşünmeliyiz. EYT başlangıçta hesaplamaları yaparken kendi maliyetlerimize baktık. Fakat iş uygulamaya gelince odalardan derneklerden sendikalardan işveren kesiminin kuruluşlarından kıdem tazminatı ne olacak sorusu geldi.
"DEVAM ETMEK İSTEYEN İŞÇİYE 5 PUANLIK PRİM DESTEĞİ VERİLECEK"
Yükümüz çok olur gibi şeyle sordular. Birçok şirket düzenlemiş. Ama bazı şirketlerde bu sorun sık sık yaşanıyor. 'Bunu nasıl çözeriz diye' talepler geldi.Değerlendirdik. Maliye Bakanımızla formül üzerinde çalıştık. Fondan destek vererek, direk işçiye verilmesini önerdik. İşveren 20 yıllık ustamı atıp, yeni yetiştirmem zor diyor. EYT'den dolayı ayrılan ama devam etmek isteyen işçiye 5 puanlık prim desteği verilecek. Teknik işçilikler var. 20 yılda kazanılan işler. İşletmeler haklı olarak kaybetmek istemiyorlar. Onu görmemiz lazımdı gördük.
EYT'NİN MALİYETİ 100 MİLYARIN ÜZERİNDE
EYT'nin maliyeti 100 milyarın üzerinde maliyeti var. Bütçe imkanlarımız içerisinde karşılanabilecek bir maliyet. Sanayi hala yüzde 2.5 büyüdü. Sanayide çarklar dönüyor. Türkiye bu sene dünyadaki dalgalanmalara ve enerji fiyatlarındaki artışa 60 milyar dolar ilave para ödedi. Türkiye bunları ödeyebiliyor.
Kamu çalışanları, esnaf Bağkur-lu tüccarlar var. Ne kadarının emekli olacağını bilmiyoruz. Varsayımlar içerinde tahminlerimizi söylüyoruz. Hemen olacak bir şey değil. Yaşlı olduğu için iş bulamayan emeklilikte yaşa takılanların sayısı 274 bin kişi.
"İTİRAZ EDEN GEREKÇE ÜRETİR"
İtiraz eden bir gerekçe üretir, ben bahsettim az önce. Birisi diyor ki SGK'nın borcu var. Üstelik ekonomi programı yapanlar... 'Asgari ücret yüzde 100 arttı ama enflasyon yüzde 84...' ama asgari ücret gelecek yıl için verilir. 2023 için. Adam ekonomi programı yapıyor, biliyormuş gibi. Bu konuda konuşanların, önce mevzuyu anlamaları lazım. Maaşları ödeyebilecek mi? diyorlar. Mali yapıyı bozacak bir sorun yaşanmayacak. Ukrayna-Rusya savaşı çıkacağını biliyor muyduk? Tahıl krizi yaşanacağını biliyor muydunuz? Olağandışı şeyler yaşanabiliyor.
Bizim toplu sözleşmemiz açık. Kamuoyunda 'Asgari ücrete yüzde 100 zam yapıldı, memura yüzde 55 yapılır mı?' tartışmaları var. Onları saçma buluyorum. Memurlar yılda 2 defa alıyor. En düşük memur maaşı zamla birlikte asgari ücret düzeyinde. Ama dediğim gibi enflasyon belli olduktan sonra memur maaşları da belli olacak. Biz çalışanlarımızı enflasyonun tahribatından koruyacak bir düzenleme yapacağız.
"ASGARİ ÜCRETİN VERGİ DIŞI BIRAKILMASI TARİHİ BİR ADIM"
Kamu çalışanlarını ayıralım. Asgari Ücret alanların listesi var. Ne kadar yüzde 38... Peki bir kademe üzerinde var mı var? Biz enflasyon karşısında asgari ücreti gelir düzeyini düzenleyen bir mekanizma olarak düzenledik. Bütün ücret seviyeleri geçen seneki zamma göre düzenlendi. İşverenler diyor ki, asgari ücreti verdiğime onun üzerindeki elemanlara veremem. Asgari ücret arttığı için yukarıdakilerle arasındaki fark azaldı. O bizim yapacağımız değil iş verenlerin yapabileceği bir iş. O iş verenin ücret politikası ile düzenlenebilecek bir şey. Asgari ücret diyoruz ama... Biz bir sorunu çözdük. Asgari ücretin vergi dışı bırakılması tarihi bir adımdır. Son ayın enflasyon oranlarını bekliyoruz. O zaman açıklayacağız.
GEÇİCİ İŞÇİLER KADROYA GEÇİRİLECEK Mİ?
O meclise gönderilecek hale gelecek, teknik çalışmaları yapıyoruz. O sorunun çözülmesine hassasiyet gösteriyoruz. O arkadaşlarımızın bütün haklarından istifade etmesini sağlayacak bir düzenleme yapıyoruz. Taşeronla karıştırılıyor, onunla aynı değil. O ayrı bir konu.
"TÜRKİYE'DE SENDİKALAŞMA ÇOK DÜŞÜK"
Bir defa Türkiye'de sendikalaşma çok düşük. Bu sorunu çözmemiz lazım. Bunun yasal sebepleri var. İş kolu-işletme ayrımı var. Bu çok saçma bir durum, bunun düzeltilmesi gerekiyor. Çok dile getirilmediği için dikkate alınmamış. O düzenlemeleri yapacağız. Sendikal örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırılması için yasal düzenlemeler yapacağız. Yasal tedbirlere ihtiyaç var. Akademisyen arkadaşlarımızla bir çalışma yaptık. O çalışmayı tamamladıktan sonra bir yasal değişikliği mutlaka yapmamız lazım. Sendikaların da sorunları var. Buralarda düzenlemeler yapılması lazım. Benim yıllardır savunduğum düzenlemeler... Yapılacak çok şey var.
"SORUMLULUĞUMUZ VAR"
Şahsımla ilgili değil, sosyal devlet anlayışıyla bakan işçilerin hukukunu savunan bir bakanlığız. Bir sorumluluğumuz var. O bizi elbette sendikalarla daha yakınlaştırıyor. Bu çalışmalarda ben sosyal diyalogu ve uzlaşmayı esas alıyorum. TÜRK-İŞ müzakere sürecinde vardı, sadece imzada yoktu.. 9 binde ısrar ettiler. Sorun şu idi, sadece TÜRK-İŞ değil. Açlık ve yoksulluk sınırı araştırmaları ile gelmişlerdi. Ben de 'Onlara sendikalarınızda yoksulluk sınırında çalışan kaç işçiniz var?' diye soruyorum. Marketten bakkaldan fiyat alarak bunlar belirlenmez. Gerçekçi olun... Mesele şu, toplumdaki gerçeklik algısını yok ediyorlar. O zaman Türkiye'de 25 bin liranın altındaki herkes yoksul. Böyle bir şey olabilir mi?
ÖRGÜTLENME VURGUSU
Türkiye 25 yıldır, köylü toplumdan endüstriyel topluma dönüşüyor. Tarımsal toplum örgütsüz toplumdur. Darbelerin olduğu bir toplumdur... Sendikalar emeğe dayandığı için, üretim gücünün bir parçası olduğu için vazgeçilmezdir. Demokratikleşme için örgütsel toplum önemlidir. Türkiye örgütlü bir toplum olursa, orada demokrasi kök salar. Emek örgütsüz olursa, sermaye ezer. İnsanları yoksuzluğa mahkum eder ve eşitsizlikler istikrarı ortadan kaldırır. Sendikal mücadeleler içinde olanların buna sahip çıkması lazım.
DOĞUM VE ASKERLİK BORÇLANMALARI
Borçlanma konusunda bir yanlış var. 8 Eylül 1998'in önüne çıkacak konular bellidir. Askerlik, doğum gibi. Ama 'Eksik prim günüm var' bunların dışında. 1000 gün eksikse ödeyecekler, emekli olacaklar. 'Seçimden önce şunu yapacaklar.' diye bir derdimiz yok. Bunlar popülist çalışmalar değil. Sorunları ele alıyoruz.
"ÇIRAKLIK VE STAJDA İŞ AKDİ YOK"
Çıraklık ve stajda bir iş akdi yok. Çıraklık ve staj için sosyal devlet bir sağlık güvencesi altına alıyor. Ama iş akdi yok. Prim ödenmiyor, patron yok. Onların bu konuyla alakası yok.
3600'DE EKSİK KALANLAR VAR MI?
1. dereceye gelebilen her kamu personeli bundan yararlanabilir prensibi konuşulabilir. Böyle bir talep gelirse mantıklı bulunabilir.
EYT DÜZENLEMESİNDEN 4 MİLYON 700 BİN KİŞİ YARARLANACAK
EYT düzenlemesinden 4 milyon 700 bin kişi yaralanacak. '13 milyon' diyenler oldu, o tarihte o kadar çalışan yok bir kere. Türkiye Yüzyılı emeğin yükseldiği bir yıl olacak. Örgütlü, başı dik, emekçilerin yüzünün güldüğü bir yüzyıl olacak. Cumhuriyetin kuruluşunda yapılan İzmir Kongresi'nde işçilerin bir tebliği vardır. O zaman çok mütevazi talepler vardı. Türkiye büyüdükçe bu talepler de artacak.
KILIÇDAROĞLU'NUN EYT YORUMLARI
Türkiye'de tabii muhalefet kendi fonksiyonlarını yerine getirecek. Ben şu ana kadar hiçbirinden EYT ile ilgili bir şey duymadım. Ama onların bu düzenlemesinin arkasında durmasını da anlamlı buluyorum. Türkiye'nin bütün emekçilerine hayırlı olsun.