hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Bakan açıkladı! Kanal İstanbul'un güzergahı için 5 aday

    { title }

    SONRAKİ VİDEO

    Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan: "Kanal İstanbul Projesi'nde şehircilik anlamında özellikle orman, sulak alanlar, tarım alanları ve etkileşen alanları da dikkate alarak 5 güzergahla ilgili çalışmayı son aşamaya getirdik."

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, Kanal İstanbul Projesi'nde 5 güzergahla ilgili çalışmayı son aşamaya getirdiklerini belirterek, "Kanal İstanbul'dan 2,7 milyar metreküp malzeme çıkacak. Bu malzemeyle kömür ocaklarındaki çukurları dolduracağız, rekreasyon alanları oluşturacağız, bataklıkları tekrardan yeşillendireceğiz, yapay adalar oluşturacağız." dedi.

    Arslan, Anadolu Ajansı Editör Masası'na konuk oldu, gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Kanal İstanbul Projesi'nin, İstanbul ve bölge için çok önemli olduğuna işaret eden Arslan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da projeyi çok önemsediğini ve takip ettiğini söyledi. Projede şu ana kadar birçok güzergahın çalışıldığını ancak 5 güzergahta ayrıntılı çalışma yapma kararı alındığını ve bu noktada son aşamaya gelindiğini bildiren Arslan, "Kanal İstanbul Projesi'nde şehircilik anlamında özellikle orman, sulak alanlar, tarım alanları ve etkileşen alanları da dikkate alarak 5 güzergahla ilgili çalışmayı son aşamaya getirdik."diye konuştu.

    Arslan, projenin finansmanıyla ilgili de birçok alternatif çalıştıklarını anlattı. Yaklaşık 43 kilometrelik, büyük gemilerin geçebileceği çok önemli bir kanal yapacaklarını vurgulayan Arslan, kanaldan 2,7 milyar metreküp malzeme çıkacağını ve bunun değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizdi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Çıkacak malzemeyle 3. havalimanında olduğu gibi kömür ocaklarındaki çukurları dolduracaklarını, rekreasyon alanları oluşturacaklarını, bataklıkları tekrardan yeşillendireceklerini, yapay adalar oluşturacaklarını bildirdi. Malzemeyi limanlarda dolguda da kullanacaklarını anlatan Arslan, bir kısmının da tarımda kullanılabilecek verimli toprak olduğunu ve onu da başka yerlerde değerlendireceklerini dile getirdi. Projede ön etütlerde belli bir noktaya geldiklerine değinen Arslan, "Bu yıl içinde artık nihai etütleri yapıp, ihale etmeye esas etütleri yapacağız. Cumhurbaşkanımızın da söyledikleri bu. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ), Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı gibi birçok kurumla çalışıyoruz." diye konuştu.

    Çalışmaların belli bir noktaya geldiğini söyleyen Arslan, bu yıl projelerin ihale edilmesi aşamasına getirilmesini sağlayacaklarını belirtti. Bu noktada bilimsel çalışmaların önemli olduğunu dile getiren Arslan, projede 4 üniversiteden destek aldıklarını da aktardı.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    "Projelerimizde etkilenmiyoruz, etkilenmeyeceğiz"

    Küresel ekonomideki yavaşlama ve kur artışının devam eden ve planlanan projelerinin finansmanını etkileyip etkilemediğine yönelik soru üzerine Arslan, 2009-2010'dan bu yana dünyada Türkiye'nin yaptığı büyüklükte proje yapan ülke olmadığını söyledi.

    Arslan, Türkiye'nin, küresel ekonomideki daralmaya rağmen büyük projeleri devam ettirdiğine işaret ederek, "Elbette kur artışı olumsuz etki yapan bir şey, yapmaz dersek yanlış bir ifadede bulunmuş oluruz. Gerek Cumhurbaşkanımız, gerek Başbakanımız dünyadaki her türlü daralmaya ve krize rağmen özellikle ekonominin ve kalkınmasının olmazsa olmazı olarak, ulaştırma altyapı projelerini görüyorlar. Çünkü ulaşımı erişimi kolaylaştırdıkça, ulaştırma projelerini bitirdikçe aslında dolaylı olarak ekonominin, kalkınmanın lokomotifi ve dinamosu olarak bunu hayata geçirmiş oluyorsunuz. Her şeye rağmen ulaştırma projelerinde bir aksaklık olmadı, bu yıl da yaklaşık 37 milyar liralık yatırım yapacağız, yap işlet devret modeliyle yaptıklarımız hariç." değerlendirmesinde bulundu.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Çanakkale Köprüsü ihalesi için yurt dışından 11 güçlü firmanın şartname aldığına işaret eden Arslan, "Çanakkale Köprüsü'ne olan ilgi de gösteriyor ki dünyada ekonomik daralma varken, büyük projeler yapılmıyorken, Türkiye'nin büyük projeleri yapıyor olması, dünyadaki finans sektörünün bakışını da buraya çeviriyor. Çünkü bu projeler yapıldıktan sonra projelerin oluşturduğu bir katma değer, kalkınmaya lokomotif olma durumu var. Bence projelerimizde bu anlamda etkilenmiyoruz, etkilenmeyeceğiz." ifadelerini kullandı.

    Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, 1915 Çanakkale Köprüsü ihalesi için 24 firmanın şartname aldığını belirterek, "Neredeyse yarı yarıya yabancı, Türk firmalar var, Çinliler, Japonlar, Koreliler, İtalyanlar, gerek ülkemizde gerek yurt dışında iş yapmış çok büyük firmalar var.

    Şartname satın alanların öngörüleriyle hareket edersek, 4-5 grubun teklif vereceğini düşünüyoruz, daha da artabilir. Yarın teklifleri alacağız." dedi. Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'na konuk olan Arslan, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Cumhurbaşkanlığı sistemini de içeren anayasa değişikliğine ilişkin soru üzerine Arslan, yıllardır icraatın başında olanların, ülkeyi yöneten kişilerin, Cumhurbaşkanlığı sisteminin çok daha yararlı olacağını ortaya koyduklarını söyledi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Hariçten gazel okumanın kolay olduğunu ifade eden Arslan, "Hariçten gazel okumaktansa fiilen görev yapıp, hükümette yer alıp ondan sonra değerlendirmeler yapmak çok daha sağlıklı olur. Onun için Sayın Bahçeli'nin, AK Parti'nin bu teklifine, devlet adamlığı titri ile destek vermesinin altında yatan sebep, Sayın Bahçeli'nin 2002 öncesi hükümette fiilen yer alması, sorumluluk alması ve sorumluluk aldığında işlemlerin istedikleri gibi hızlanıp hızlanamadığı veya tıkanıp tıkanmadığını görmüş olması, yaşamış olmasıdır ve buna inanması sonucunda bu noktaya geldi." diye konuştu.

    Yasama ve yürütme erkinin birbirinden ayrı ve çok daha güçlü olması gerektiğinin altını çizen Arslan, anayasa değişikliği ile yapmaya çalıştıklarının bu olduğunu kaydetti.

    Arslan, haberleşme, denizcilik ve ulaştırma alanlarında yatırımcı bir bakanlık olarak çok daha pratik hareket etmek, hızlı karar almak, karar süreçlerinin ardından çok daha hızlı hayata geçirmek adına bürokrasinin çarkından kurtulmak istediklerini dile getirerek, Cumhurbaşkanlığı sistemi ile çok daha sağlıklı, hızlı karar verilebileceğini ve kararların çok daha hızlı uygulanabileceğini söyledi. Çok büyük projeler yürüttüklerine işaret eden Arslan, şunları kaydetti:

    "Ama gelin bize sorun neler yaşıyoruz, çok sıkıntılı süreçler yaşıyoruz. Bir projeyi hayata geçirmek istiyorsak bunun iki sebebi var. Ya katma değer oluşturuyordur ya da sosyal faydası vardır. Bu iki amaç doğrultusunda yola çıktığımızda, bir projeyi planladığımızda, yatırım programına koyduğumuzda artık bunu 'gerekli miydi, gereksiz miydi' diye tartışmak yerine bir an önce hayata geçirip ya katma değer oluşturmamız ya da sosyal faydayı bir an önce sağlamamız lazım. Onun için de karar mekanizmalarının çok daha hızlı, birbiriyle entegre yürümesi, birbiriyle dişli çarklarının eş zamanlı hareket etmesi çok önemli. Bu sistem ile biz ülkemizin, insanımızın ihtiyacı olan, coğrafyamızın üzerimize yüklediği sorumluluğun gereği olan projeleri çok daha hızlı, pratik hayata geçirebileceğiz diye düşünüyorum. Cumhurbaşkanımızın onayından sonra vatandaşın, milletin kararı gözümüz başımızın üstüne. İnanıyorum ki milletimiz, ferasetiyle bugüne kadar doğru olanı yaptı, bundan sonra da doğru olanı yapacaktır. Onların vereceği kararlar çerçevesinde biz de insanımıza çok daha iyi, çok daha pratik hizmet edebilir hale geleceğiz diye düşünüyorum."

    1915 Çanakkale Köprüsü ihalesi

    Arslan, Yavuz Sultan Selim Köprüsü hizmete girdikten sonra ağır vasıta trafiğinin bu köprüye kaymasıyla İstanbul trafiğinin çok rahatladığını, aynı zamanda dur-kalk kaynaklı sera gazı emisyonunun da azaldığını söyledi. 1915 Çanakkale Köprüsü'nün yarın gerçekleştirilecek ihalesine ve köprünün özelliklerine ilişkin bilgiler veren Arslan, köprünün 18 Mart'ta temelinin atılacağını dile getirdi.

    Arslan, yarın ihalede tekliflerin alınacağına dikkati çekerek, Yap-İşlet-Devret (YİD) modeliyle hayata geçirilecek köprünün ayak açıklığının 2023 metre olacağını, bununla dünyadaki en büyük köprü olacağını ifade etti. Hedeflerinin Cumhuriyetin 100'üncü yıl dönümü olan 2023'te ayak açıklığı 2023 metre olan bir köprüyü Türkiye'ye kazandırmak olduğunu belirten Arslan, "Amaç bölgede insanımızın hayatını kolaylaştırmak, ama bir o kadar da önemli olan bölgenin ekonomisini, sanayisini, gelişmesini tetiklemek, hızlandırmak, ona da hizmet etmek." dedi.

    Arslan, ihale için 24 firmanın şartname aldığını belirterek, şöyle konuştu:

    "Neredeyse yarı yarıya yabancı Türk firmalar var. Çinliler, Japonlar, Koreliler, İtalyanlar var ve ülkemizin bu alanda gerek ülkemizde gerek yurt dışında iş yapmış çok büyük firmaları var. Beklentimiz, bunlar ortaklıklar, konsorsiyumlar kuracaklar. Bu tip büyük projelere kimse tek başına girmiyor, uzmanlık alanları birleştiriliyor. Çok net olmamakla birlikte piyasada konuşulan, şartname satın alanların öngörüleriyle hareket edersek 4-5 grubun teklif vereceğini düşünüyoruz. Daha da artabilir, inşallah yarın saat 10.00'da teklifleri alacağız. Arkadaşlar hızlı bir şekilde ön değerlendirmesini yapacaklar. Yarın öğleden sonra muhtemelen kamuoyunu bilgilendirmiş oluruz. Hangi grupların teklif verdiğini, tekliflerin ne kadarlık süreyi içerdiğini paylaşacağız. Değerlendirmesini de kısa süre içinde yaparak teknik olarak yeterlilik alan bütün grupların süreye yönelik tekliflerini değerlendireceğiz. En kısa süreyi veren ihaleyi kazanmış olacak, ama başlangıçta en kısa süreyi veren değil, teknik yeterlilik alanların içinde en kısa süreyi veren kim ise yapım, işletme süresi dahil olmak üzere en kısa süreyi verene işi vereceğiz."

    "Marmara Denizi etrafında ring oluşturuyoruz"

    Avrupa'dan gelip İstanbul üzerinden Orta Anadolu'ya, Ege'ye, Batı Akdeniz'e inen trafiğin tamamen 1915 Çanakkale Köprüsü'ne alınacağını ifade eden Arslan, köprünün süreyi ve mesafeyi kısaltacağını, İstanbul'un üzerinde ilave bir yük oluşturmasını da engellemiş olacaklarını kaydetti. Arslan, şöyle devam etti:

    "Çanakkale Köprüsü'nün avantajı şu, gerek Osman Gazi gerek Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve onların devamındaki otoyolları düşündüğümüzde Marmara Denizi'nin etrafında bir ring oluşturuyoruz. Bu ringin avantajı, bu güzergahtaki bütün limanları, sanayiyi, endüstriyi birbirine çok daha hızlı ve kolay bağlamış olacağız. Ham maddeyi üretim yerine, fabrikaya, sanayi bölgelerine çok daha hızlı eriştirmiş olacağız. Burada üretilen mamul maddeyi de tam tersi yolda gerek Avrupa'ya gerek Ege'ye İzmir üzerinden, limanlar üzerinden deniz aşırı ülkelere gönderme konusunda çok büyük bir kolaylık sağlayacak. Bence 1915 Çanakkale Köprüsü'n sadece yazın tatil için o güzergahı kullanıp, Trakya'dan Anadolu'ya geçen sürücülerimiz için olduğunu düşünmesinler, bu köprü kendi trafiğini, kendi ekonomiye katkısını birlikte oluşturacak, o bölgede çok ciddi bir canlanma olacak. Biz Avrupa ile yaptığımız ticarette seyir mesafesinden, maliyetlerinden kaynaklı ekonomik olmayan birçok ticareti de bu süreyi ve mesafeyi kısaltarak çok daha ekonomik hale getireceğiz."

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow