Faiz artırımı kararının etkileri ne zaman hissedilir?
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası faizi yüzde 8.50'den yüzde 15'e yükseltti. Karar metninde enflasyonla mücadele ön plana çıkarken, enflasyonun ana sebebi olarak talep artışı ve maliyet yönlü baskılar gösterildi. Peki, faiz artırımı kararının etkileri ne zaman hissedilir? Ekonomist Murat Ferman, CNN TÜRK canlı yayınında değerlendirdi.
İşte Murat Ferman'ın açıklamaları:
Doğrudan ve çok kısa zamanda ortaya çıkabilecek bir etkiden bahsedemeyiz. Fakat dolaylı bir etkiden ve bundan sonra gelecek aylarda, gelecek 3 aylık çeyreklerde ekonominin gidişatına göre tüm hayatımızı belki tekrar etkileme yeteneği yüksek bir yeni seyre girdik. Ekonomi beklenti yönetimidir. Şimdi başkanlık döneminin ikinci kabinesinde, taze bir kabinede yeni ümitlerle, yeni başlangıçlarla, açıkça söylenmese bile her yeni hükümette, kabinede olduğu gibi ilk 100 günlük icraatlar yakından izleniyor. Ama bu bizim maalesef normal bir iklim, ahval ve şeriat içinde yapılmıyor. Çünkü seçim ekonomisi hala devam ediyor. Deprem sıkıntısının artçı dalgaları ve deprem sonrası olağanüstü rutin dışı bir ekonomik konjonktür ve beklenti var.
Şimdi bu kararla Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın, Sayın Cumhurbaşkanımızın defaatle işaret ettiği, cumhurbaşkanı yardımcısı görevlendirmesinden başlayarak değişik kademelerde ortaya koydukları tensip ve irade çerçevesinde büyümenin öncelikli olduğu, büyümeden vazgeçilmediği, istihdam yaratacak büyümenin ön plana çıktığı görülüyor. Fakat bütün bunlara rağmen enflasyon ortamındaki büyümenin kaliteli bir büyüme olmadığını biliyoruz. O bakımdan süratle enflasyonu aşağı çekmemiz lazım.
Bir baş parmak kuralı olarak serbestleştirici politikalar yani faizin sabit tutulduğu, aşağıya çekildiği politikalar, paranın ucuzladığı tırnak içinde politikalar, yatırımcılar vesaire açısından, ekonomik aktörlerin bir kısmı açısından enflasyona yardımcı olmaz. Sokaktaki insan da enflasyona çözüm bulunmadığı müddetçe cebindeki para her an değer kaybettiği için tüketime yönelir. Onun için biliyorsunuz Türkiye'nin büyüme modeli de hane halkı tüketim harcamalarına dayanan bir yapıda. Bir de enteresan bir başka nokta tabii ekonominin gelişmişlik düzeyi yükseldikçe tüm dünyada olduğu gibi hizmetler sektörünün payı artıyor.
Merkez Bankası bu 27 aylık gidişatta etkisiz eleman şapkasını taktığı zaman o raporlardan da arka plan okumaları yapmamız zorlaşmıştı. Şimdi bu 3 aylık enflasyon dönemsel değerlendirme raporunda her satırını okuyacağız. Ama şunu söylememde fayda var. Netice itibariyle baktığınızda sokaktaki insanı ilgilendirmesi bakımından hizmet enflasyonundaki katılık da ön plana çıkıyor. Biz hep ürünler ağırlıklı, mal sepeti ağırlıklı enflasyon ve buna bağlı hayat pahalılığından bahsediyoruz. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası şimdi Türkiye'nin büyümesinde ve istihdamında gitgide payı artan, imalat sektörünü dahi belirli zamanlarda geride bırakan hizmetler sektöründeki enflasyon katılımından bahsediyor. Bu mutlaka kırılması gereken bir katılıktır. Büyümenin enflasyondan soyutlanıp kaliteli büyümeye gitmek bakımından. Çünkü anlıyoruz ki imalat sektörü elbette bel kemiği. İnşaat sektörü tekrar iyi bir dönüş yapacak. Yavaş yavaş ilk önce tonik canlandırıcı etki yapacak, sonra uzun yıllar yaptığı gibi doğrudan lokomotif rolünü belki geçebilecek veya o noktalara doğru gidecek. Negatiften kurtulacak ama hizmetler sektöründeki katılığı kırmak lazım.
Merkez Bankası ne enflasyonun bir numaralı müsebbibidir, ne yapacağı bir operasyonla elindeki sihirli değnekle bunu bir anda çözebilecek bir güç ve iktidara sahiptir. Bir kere bağımsız ekonomik kurumları SPK, BDDK'yla ortak hareket etmek ve diğerleriyle ortak hareket etmek şart. Hele şimdi sadece faiz değil, diğer araçlar dediği zaman ben bu ortak hareketin birliktelikten doğan güç sinerjinin daha da kritik hale geldiğini görüyorum. Ayrıca şunu da unutmayalım. Cumhurbaşkanı yardımcımız formasyonu gereği kalkınma ekonomisi anlayışına, kalkınmacı anlayışa sahip bir ekolden gelmekte olup, bunun hem teorik birikimine hem de Plan Bütçe Komisyon Başkanlığı deneyimiyle siyaseten bunun dağıtılması ve tahsis edilmesi, bütçe kaynaklarının oluşturulması ve tahsisi konusunda da yetkili ve ehildir. Dolayısıyla Cumhurbaşkanlığı Stratejik Ofisi'nin de bütçe planlamasında ve buna paralel olarak birlikte yol alınacağı açıktır. Ancak şu ortaya çıkıyor. Merkez Bankası bu yolculukta önemli bir opsiyonu ki bu faizin yukarı yönlü kullanımıdır. Tekrar devreye aldığına işaret etti. Yoksa bu karardan sonra ne bir anda kasalar dolacak. Ne bir anda bazılarının istediği veya öngördüğü şekilde ihracatın kapısı açılacak, şu olacak, bu olacak. Hayır. Bunların hepsi gaz-fren mekanizmasıyla eskilerin deyimiyle uhulet ve suhuletle seçim ekonomisinin ve depremin getireceği yeni yeniden inşa ve ihya faaliyetlerinin rutin dışı, olağanüstü konjonktürü içinde çok dikkatle yapılmalı. İnce ayar yapacağız, kaba ayarı yapacağız. Gerekirse yapısal reformu yapacağız.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
EYT’yi kaçıranlar için yeni fırsat dönemi mi? Uzman isim kademeli emeklilik için tarih verdi…
Bitcoin'den rekor üstüne rekor! 100 bin dolar sınırına yaklaştı...
Yükselişte altını geride bıraktı! Uzman isim uyardı... 'Yatırım aracı değil'
BİM AKTÜEL 22 KASIM 2024 CUMA! BİM kataloğu aktüel ürünleri bugün raflarda!
Binlerce kişiyi ilgilendiriyor! GSS prim borçları yılbaşında affediliyor