Zirveden ateşkes kararı çıkmasaydı süreç nasıl işleyecekti?
Moskova'da gerçekleşen tarihi zirveden ateşkes çıktı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Putin, zirvenin ardından kameraların karşısına geçti ve tüm dünyanın beklediği o kararı açıkladı. Peki, zirveden ateşkes kararı çıkmasaydı, süreç nasıl işleyecekti? Türkiye-Rusya-Rejim üçgenindeki dengeler nasıl şekillenirdi? Konuyu mercek altına aldık ve mikrofonu konunun uzmanlarına uzattık.
"RUSYA İLE TÜRKİYE KARŞI KARŞIYA GELEBİLİRDİ"
Emekli Büyükelçi Uluç Özülker: Türkiye kendi tutumunda sonuna kadar gitmek mecburiyetinde kalacaktı. Ama bu netice itibari ile Türkiye ile rejimi değil, rejimin arkasındaki Rusya ile Türkiye'yi aynı zamanda karşı karşıya getirme riskini de fazlasıyla içeriyordu.
"TÜRKİYE AB'YE YÜKSEK SESLE HAKLARINI SAVUNAMAZDI"
Yenibirlik Gazetesinin Ortadoğu ve Strateji Yazarı Güngör Yavuzaslan: Barış Kalkanı Harekatı devam eder ama buna rağmen alanda bir sürü risklerle karşı karşıya kalabilirdik. Türkiye'nin hem son dönemde karşılaştığı istem dışı olaylar tekrarlanabilirdi. Diğer bir konu da Avrupa Birliği ve batı blokuna karşı Türkiye bu kadar yüksek sesle İdlip üzerinden haklarını savunamazdı.
*Süreç, savaştan kaçan ve Türkiye sınırına akın eden siviller için de hayati önem taşıyor. Göç dalgası daha da büyüyebilir, çoluk çocuk binlerce masum sivil kendi vatanından kopup, bilinmeyene doğru yürüyüşünü sürdürecekti.
"ATEŞKESİN OLMAMASI GÖÇMENLERİ DE ETKİLERDİ"
Global Stratejist Hakan Akbaş: Sivil insanlar İdlib'te ölmeye devam edebilirdi ve bu yeni bir göç dalgası yaratabilirdi.
"SIĞINMACI SAYISI ARTACAKTI"
Yenibirlik Gazetesinin Ortadoğu ve Strateji Yazarı Güngör Yavuzaslan: Alanın içinde İdlib ve çevresinde 850 bin iç sığınmacı, Suriyeliler, Hatay'ın Reyhanlı ilçesi sınırına doğru ve Zeytin Dalı üzerinden Fırat Kalkanı bölgesine doğru hareket edecekti. Bu 1 milyon barajını aşarak 1 buçuk milyon barajı olacaktı.
*İdlib'de ateşkes ilan edilmesi, Türkiye-Rusya arasındaki ilişkilerin yönünü de tayin edecek öneme sahip. Çünkü iki ülke arasındaki ilişki, Suriye'deki dengelerin çok ötesinde. Alınan karar yalnız nisan ayında devreye girmesi beklenen S-400 değil, başta Türk Akımı ve nükleer santral ihaleleri olmak üzere pek çok alandaki işbirliği, ilişkilerin sürekliliği açısından kritik öneme sahip.
"MOSKOVA AÇISINDAN RİSKE GİRECEKTİ"
Global Stratejist Hakan Akbaş: 2015'ten sonra Putin'in özellikle Ankara ile ilişkileri derinleştirme çabaları riske girecekti. Ne demek bu? Baktığınız zaman bu Türkiye için Rusya'nın en önemli ticaret paktından bir tanesi. Rusya, Türk Akımı başta olmak üzere Türkiye'yi transit ülke olarak kullanıp petrol ve doğalgazı için Avrupa’ya ulaşıyor. Yine kendi ülkesi dışındaki en büyük nüükleer santral ihalesini Türkiye'ye verdi. Bu açıdan Türkiye ile ilave olarak S-400'lerin alınmasıyla askeri işbirliği elde etti. Kendi silah sanayi lehine ve NATO lehine çok önemli bir propaganda fırsatı yakaladı. Dolayısıyla bütün bunlar Moskova açısından da riske girecekti. Moskova'da bunun farkında olup bu mutabakata imzayı attı.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
Slovakya Başbakanı Fico, Rusya Devlet Başkanı Putin'le gaz sevkiyatını görüştü
Netanyahu, "dünya düzeni için bir tehdit" diyerek yeni hedefini duyurdu: Şiddetli bir harekat başlatacağız!
DSÖ'den Gazze için 'endişe verici' açıklama: Hayatları tehlike altında
Hamaney'den dikkat çeken açıklama: İran'ın vekil güce ihtiyacı yok
SON DAKİKA! Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Şam'da Ahmed eş-Şera ile bir araya geldi