Vuslat Doğan Sabancı: İslamofobi, radikal gruplara eleman kazandırıyor
Hürriyet Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Vuslat Doğan Sabancı, batı dünyasında yaygınlaşan İslam korkusunun yarattığı tehlikelere dikkat çekti. Sabancı, İslamofobinin yalnızca cehaleti beslemekle kalmadığını, DEAŞ gibi terör örgütlerinin kendilerine yandaş toplamalarını kolaylaştırdığını söyledi. Sabancı'ya göre, İslam dininin doğru anlaşılması konusunda tüm dünyada medyaya çok önemli görevler düşüyor.
Hürriyet Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Vuslat Doğan Sabancı, ABD'nin önde gelen üniversitelerinden Columbia Üniversitesi'nde, "Daha İyi İletişim ve İslamı Anlama: Medyanın Hayati Rolü" başlıklı forumda yaptığı konuşmada, İslam dininin doğru anlaşılması konusunda tüm dünyada medyaya çok önemli görevler düştüğünü söyledi.
Küresel Liderler Forumu kapsamında düzenlenen etkinlikte, Columbia Üniversitesi Başkanı Lee C. Bollinger tarafından kürsüye davet edilen Vuslat Doğan Sabancı, konuşmasına kendisi ile ilgili bilgi vererek başladı. Müslüman bir kadın olduğunu, özel yaşamını kendi inanışına göre yaşadığını belirten Vuslat Doğan Sabancı, kamusal alanda ise laik bir yaşam sürdürdüğünü, bir iş kadını ve yayıncı olarak basın özgürlüğü ve insan hakları savunucusu olduğunu söyledi. Laik hukuk sistemini içtenlikle takdir ettiğini, bunun herkese karşı tarafsız yaklaşım sağladığını vurgulayan Vuslat Doğan Sabancı, "Laiklik Türkiye'de bilimin, teknolojinin, sivil hakların, eğitimin ve ekonominin gelişmesini sağladı" dedi.
Kendisinin de Columbia Üniversitesi mezunu olduğuna değinen Vuslat Doğan Sabancı, mezun olduğu yıllarda dünyanın büyük bir aile olacağını, dijital medyanın haberlerin demokratik olmasını sağlayacağın düşündüklerini dile getirerek, "Ancak, şimdi hepimiz biliyoruz ki, bu böyle gelişmedi. Son 20 yılda dünya mutlu bir aile olmak yerine, köylere, düşman köylere dönüştü. Küreselleşme, küresel sorunlarla geldi. Yakınlaşacağımıza, sorunlarla ve kültürel çatışmalarla nasıl baş edeceğimizi bilmediğimizden küreselleşme bizlere mutluluk getirmedi, korku ve düşmanlık getirdi" dedi.
Sosyal medyanın bir başka etkisinin hızlı protesto eylemleri düzenlemeyi ortaya çıkarması olduğunu belirten Vuslat Doğan Sabancı, "IŞİD gibi şiddet grupları, dijital medyayı çok etkili kullanarak hem propagandalarını yayıyorlar, hem de eleman kazanıyorlar. IŞİD'in Fransa'da, Almanya'da, ABD'de İslam adına giriştiği saldırıları hepimiz izledik" dedi.
IŞİD'in yalnızca Batı dünyasına saldırmadığını, Müslümanlara, Müslüman olmayanlara da saldırdığını belirten Vuslat Doğan Sabancı, "Türkiye'de de son beş yılda 5 büyük katliam yaşadık. Bunlardan birisi, yılbaşı gecesini kutlayan insanların bulunduğu yerde oldu. Yani İslam adına girişilen terör, yalnızca Müslüman olmayan dünya için sorun değil, hatta Müslüman dünyası için daha büyük sorun. Bu gerçeğin üstesinden de yalnızca bir araya gelerek, Müslümanlarla, Müslüman olmayanların bir araya gelmesiyle gelebiliriz" dedi.
Bir araya gelmenin kolay olmadığını da belirten Vuslat Doğan Sabancı, araştırmaların Batı dünyasının çoğunluğunun Müslümanlara olumsuz baktığını örnek gösterdi. Birlikte, barış içinde yaşamanın tek yolunun iletişimden geçtiğini vurgulayan Vuslat Doğan Sabancı, "Bu da kolay gibi görünüyor; ama, göründüğü kadar kolay değil, iyi iletişim kurabilmek kolay değil" dedi. Sabancı, iyi bir iletişimin sorunları giderme konusunda çok zengin anahtarları olduğunu, yüksek sesli propagandalardan daha etkili ve etkin olduğunu belirtti. İletişimin öncelikli koşulunun karşıdakini dinlemek olduğunun altını çizen Vuslat Doğan Sabancı, "Onlarla aynı düşüncede olmasak bile, iletişim birlikte evrimle başlar. Bizi birbirimizden ayıran aradaki duvarları kaldırmakla başlar. Aynı görüşte olmasak bile, düşüncelerimizin duyulduğunu, dinlendiğini ve anlaşıldığını görmekle başlar. Buradan, bir çözüm bulabilmek amacıyla ileriki aşamalara geçilir" dedi.
Yanlış anlaşılma ya da anlaşılmama durumunun korku yarattığını belirten Vuslat Doğan Sabancı, Batı dünyasında yaygınlaşan İslam korkusunu da buna örnek gösterdi. İslam korkusunun yalnızca cehaleti beslemekle kalmadığını, karşı tarafta nefrete yol açabildiğini, bunun da bir kısır döngü oluşturduğunu anlatan Vuslat Doğan Sabancı, bu korkunun IŞİD gibi terör örgütlerinin kendilerine yandaş toplamalarını kolaylaştırdığını söyledi ve "İslam korkusu kötü ve buna karşı kavga verilmesi gerek. Bu zehirli bir duygu. Ben bir Müslüman kadın olarak, Müslümanların da bunda sorumlulukları olduğunun kesinlikle farkındayım. Radikal Müslüman gruplar, İslamofobiyi besliyorlar" dedi.
Doğru iletişim kurma ve bağımsız yayıncılık kapsamında, Türkiye'de yaşanan 15 Temmuz darbe girişimine de değinen Sabancı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile canlı bağlantı sağlayan tek kurumun Doğan Medya Grubu'ndan CNN TÜRK olduğunu anımsatarak, "Darbeciler de dahil hiç kimse, bizim bağımsız yayınımızı sürdürebileceğimizi beklemiyordu. Darbe girişiminden yalnızca bir yıl önce, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik eleştirel haberler yaptığımız gerekçesiyle işyerimizi basan kişiler, bu kez bizim yayınlarımızı desteklemeye geldiler. Bizi desteklemek için buraya geleceklerinin akıllarından bile geçmediğini söylediler" dedi ve bağımsız yayıncılığın önemini vurguladı.
Amerikan medyasının da İslam korkusunu besleyen yayınlarını eleştiren ve kendisine yöneltilen soruları da yanıtlayan Vuslat Doğan Sabancı, DHA'ya yaptığı açıklamada, "İslam bugün oldukça tartışılan bir konu Amerika'da. Biz bu konuda bir dizi çalışma yapmaya başlayacağımızı duyurmuştuk zaten. Ekim ayında da Atlantic Council ile Washington'da yapmıştık; bu ikincisi. İslamofobi bütün dünyada, özellikle Amerika'da çok artan bir konu. Dolayısı ile bunu, İslam'ın ne olduğunu ve İslam ile ilgili bilinmeyen yada gerçek dışı bilgileri düzeltmek, medyanın da bu alanda çok önemli bir rolü olduğunu anlatmak için geldim. Amerikan medyası da, özellikle liberallerin medyası da ciddi bir şekilde bu konuya eğilmeli. Eğer liberal değerleri savunuyorlarsa ciddi bir şekilde İslam nedir, ne değildir diye anlatmaları lazım, halkı aydınlatmaları lazım. Çok önemli bu konuları konuştuk" dedi.
Vuslat Doğan Sabancı, kendisine yöneltilen bir soruya verdiği yanıtta, "Eğer, biz The New York Times'ı satın alsaydık, New York Times'ta İslamla ilgili daha aydınlatıcı, en azından asılsız efsaneleri öldürücü bilgiler, haberler yayınlardık" dediğini de aktardı.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
DSÖ'den Gazze için 'endişe verici' açıklama: Hayatları tehlike altında
Hamaney'den dikkat çeken açıklama: İran'ın vekil güce ihtiyacı yok
SON DAKİKA! Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Şam'da Ahmed eş-Şera ile bir araya geldi
ABD, HTŞ lideri Colani'nin Başına Koyduğu '10 Milyon Dolar' Ödülü Kaldırdı
SON DAKİKA! Almanya'daki Noel Pazarı Saldırganının Profili Ezber Bozdu