Ukrayna büyükelçisi CNN TÜRK'te: "Taktik değiştirdik, savaşta yeni sürprizler olacak"
Ukrayna'nın Ankara Büyükelçisi Vasyl Bodnar, Rusya ile savaş 3'üncü yıla girmek üzereyken sahada yaşananları, bundan sonraki sürece dair öngörülerini ve Türkiye ile ilişkilerde gelinen noktayı CNN TÜRK’ten Büşra Arslantaş’a anlattı. İşte Ertan Ezen ve Barış Tan'ın görüntülediği o özel röportaj...
Büşra Arslantaş: Ankara'dan merhaba. Son aylarda dünyanın yeniden Orta Doğu'ya odaklanması ile birlikte Rusya'nın 24 Şubat 2022 tarihinde savaş açtığı Ukrayna, ister istemez gölgede kaldı. Bu durum oradaki şiddeti, acıyı değiştirmedi; endişeleri pekiştirdi. Savaşın 2'nci yıldönümüne günler kala, sahadaki son durumu, bundan sonrasına dair beklentileri ve elbette Ankara ile Kiev arasındaki yakın ilişkileri Ukrayna’nın Ankara Büyükelçisi Vasyl Bodnar ile konuşacağız. Sayın Büyükelçi zaman ayırdığınız için çok teşekkürler.
Vasyl Bodnar: Ukrayna'ya ilginizden dolayı biz teşekkür ederiz.
Büşra Arslantaş: Sayın Büyükelçi, Rusya'nın Ukrayna'ya açtığı bu savaşın 2'nci yıldönümü yaklaşmışken sahadaki son durum nedir? Savaşın kilitlendiği, yenişememe durumu olduğu yönündeki genel kanıya katılır mısınız? Ve İsrail'in Gazze'deki katliamı Ukrayna'nın çabalarını, Batı desteğini ve bu savaşla ilgili algıyı nasıl etkiledi?
"TAKTİK DEĞİŞTİRDİK, SAVAŞTA YENİ SÜRPRİZLER OLACAK"
Vasyl Bodnar: Vasyl Bodnar: Ne yazık ki savaş korkunç bir şey. Biz bu savaşı istemedik ama Rusya işgal etti ve biz de kendimizi savunuyoruz. Dolayısıyla bugün durum çok zor. Çünkü Rusya saldırılarına devam etmeye çalışıyor. Güçlerini yoğunlaştırdılar ve yeni bölgeler ele geçirmek için lokal saldırılar yapmaya çalışıyorlar. Biz savunmamızı sürdürüyoruz. Bu konuda dirençliyiz, taktiklerimizi değiştiriyoruz. Cumhurbaşkanımız ekibi değiştirdi. Genelkurmay başkanını değiştirdi. Cephede yeni sürprizler olacağına inanıyorum. Çünkü görevimiz topraklarımızı kurtarmak ve şu anda Ukrayna'nın neredeyse 4'te 1'i işgal altında. Ve eğer birileri Ruslarla müzakere etmeyi öneriyorsa, bu Ukrayna topraklarını Ruslara bırakmak istedikleri anlamına gelir. Bu yüzden Ukraynalılar için kabul edilemez. Bugün Ukraynalıların yüzde 82'sinden fazlası Ruslara toprak tavizi verilmesine dair hiçbir fikri kabul etmiyor ve bu aynı zamanda Ruslara toprak tavizi verilmesi temelinde olası barış görüşmelerinin kabul edilemez olduğunu kanıtlıyor. Hatırlatmak gerekirse savaş 10 yıldan fazla bir süredir devam ediyor. Çünkü 2014 yılında Kırım'ın işgali ve Donbas'a yönelik saldırılarla başladı. Rusya'nın işgal ettiği bölgeler Ukrayna'nın yüzde 7'sine tekabül ediyordu, şimdi yüzde 25. Sırada ne var? Dolayısıyla bizim görevimiz Rusları geri püskürtmek için güçlerimizi birleştirmek ve mümkün olduğunca güçlü durmak. Diğer taraftan ise bu sadece Ukrayna için bir tehdit değil, Karadeniz'ın güvenliği için, Avrupa'nın güvenliği içinde kilit önem taşıyor. Bize mali kaynaklarla, askeri malzemelerle ve diğer şekillerde yardım eden tüm ortaklarımıza çok minnettarız. Çünkü bu fiili ya da hukuki olarak onların da çıkarına. diğer yandan Gazze'yle bağlantılı olarak ise uluslararası ilginin bir ölçüde geri çekilmiş olması ve bazen sokaklarda insanların 'Ukrayna'daki savaş bitti mi?" sorusuyla karşılaşıyoruz. Ancak ne yazık ki savaş bitmedi ve bence yakın zamanda da bitecek gibi durmuyor. Çünkü Rusların Ukrayna devletini ve Ukrayna ulusunu yok etme niyeti var. Putin'in Tucker Carlson ile son röportajı da hedefin Ukrayna'nın tüm topraklarını kontrol altına almak olduğunu gösteriyor. İşte sorun da bu. Çünkü bu savaş Rusya'nın işgali başlatırken ilan ettiği bazı fikirlerle ilgili bir savaş değil bu. Bu Ukrayna devletini yok etme savaşıdır.
Büşra Arslantaş: Sayın Büyükelçi söz ettiğiniz taktik değişimini, yeni sürprizleri soracağım ama öncesinde savaşta 3'üncü yıla girerken eminim ki Ukrayna geçen yılların değerlendirmesini yapmıştır. 2 yıllık süreçten çıkardığınız dersler nedir? Özellikle de geçen yıl haziran ayında başlayan ve olumsuz değerlendirilen karşı saldırınıza dair. Ve sizin de az önce değindiğiniz üzere Ukrayna’nın artık yeni bir genelkurmay başkanı var. Cumhurbaşkanı Zelenski'nin sözünü ettiği yeni stratejinin içeriği, yeni sürprizler, taktiksel değişimler ne olacak?
Vasyl Bodnar: Tüm sırlar, kamuoyu tarafından görülene kadar sır kalmaya devam edecek.
Büşra Arslantaş: Herhangi bir ipucu?
KURTULUŞ SAVAŞI'NA BENZETTİ
Vasyl Bodnar: İşte bu konu da hayata geçirilene kadar, gerçek olana kadar kimsenin kamuya açıklamayacağı bir konu. Savaş alanında bilişim sektörünü entegre ederek, yeni teknolojilerin ve yapay zekanın kullanılması ve diğer pek çok şeyle ilgili yeni planlar geliştirerek ve yaratarak gerçekliği değiştirmeyi planlıyoruz. Kitlesel olarak üretilmekte olan insansız hava araçları ordusu da dahil olmak üzere aslında hala çok fazla üretim kapasitesine sahip olan Rusların sahip olduğu üstünlüğe asimetrik cevap üretiyoruz. Onlar hala topçu sistemleri, füzeler ve diğer olanaklar konusunda sayıca üstün olmaya devam ediyorlar. Ancak biz de asimetrik cevaplarla karşılık veriyoruz ve bu da örneğin Karadeniz filosunun azalmasına yol açıyor. Rusya'daki askeri hedefleri vurmak için özel taktiklerin kullanılması gerçekten de ikmal yollarını ve savaş alanını etkiliyor. Pek çok yeni şey ortaya çıkacak ama ben trenin önünde koşmayacağım. Gerçekliğe dönüşmesini bekleyelim. Rusların bu savaşı sürdürürken ve Ukrayna halkını öldürmeye devam etme kararı alırken iki kez düşünmeleri gerektiğine inanıyorum. 100 yıl önce Türk halkının verdiği kurtuluş mücadelesinde olduğu gibi bizde kendi bağımsızlık mücadelemizde direniş göstereceğiz. Şimdilerde Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Nutuk’unu okuyorum. O dönemde örneğin 1919'da zaferin çok kısa zamanda kapıda olduğu net değildi ancak Atatürk’ün enerjisi, iradesi ve liderlikteki kararlılığı ve ayrıca Türk halkının çabaları zafere ulaştırdı. Bu yüzden Ukrayna için de aynı zafere inanıyoruz.
"BAYRAKTAR TB2 UKRAYNA'NIN GAZİSİ OLDU"
Büşra Arslantaş: O zaman başka şekilde sorayım. Türkiye ile Ukrayna arasında savunma sanayi alanında gitgide derinleşen işbirliği, dronlar, motorlar ve dahası… Bu Karadeniz ortaklığının sözünü ettiğiniz yeni stratejinizde yeri olacak mi?
Vasyl Bodnar: Bu işbirliğimizin çok önemli bir boyutu. Aslında bu stratejik ortaklığımızın bir lokomotifi ve savaştan önce stratejik endüstriler olarak adlandırdığımız alanlarda çok yakın bir işbirliğimiz vardı. Bu yüzden farklı Türk araçları için birçok motor tedarik ediyorduk. Türkiye'den çok sayıda Bayraktar TB2 ve diğer ekipmanları satın alıyorduk ve bugün bakarsanız Bayraktar TB2 Ukrayna savaşının gazisi oldu. Ukrayna topraklarının savunucusu olarak Ukrayna toplumunda çok popüler hale geldi.
"HALUK VE SELÇUK UKRAYNA'NIN DA KAHRAMANLARI"
Büşra Arslantaş: Uğruna şarkılar bile yazıldı.
Vasyl Bodnar: Bayraktar'a şarkılar yazılıyor. Bayraktar isimli radyolar, radyo haberleri, televizyon haberleri ve hatta bazı çocuklara bu isim verildi Bayraktar'dan sonra. Ve inanıyorum ki Haluk ve Selçuk, Ukrayna'nın da kahramanları ama onlar hala çalışmaya devam ediyor. Fabrika inşaatı sürüyor. Bu nedenle yeni ekipmanların tedariğine ve detaylandırılmasına devam etmek için çalışmalarımız da çok önemli. Örneğin, Ukraynalı ekipler, Türkiye'nin milli muharip uçağı Kaan için motor üzerinde çalışmaları sürdürüyorlar. Ukraynalı ekipler Kaan projesine yönelik çalışıyor ve yarışıyorlar.
Büşra Arslantaş: Ve bu proje Türkiye için çok önemli.
Vasyl Bodnar: Evet ve her zaman dışarıdan gelen kaynaklara bağımlı olmak iyi bir örnek değil ve Ukrayna örneği de kendi endüstrilerine sahip olmanın çok daha iyi olduğunu gösteriyor. Savunma sanayii çok güçlü bir şekilde gelişmeye ve dış kaynaklara bağımlı olmamak için bunları kullanmaya odaklanmıştır. Biliyorsunuz sayıca çok üstün bir düşmanımız var ve kendimizi savunmak için gerekli üretim seviyesine ulaşana kadar tedariklere ihtiyacımız var. Ancak Türkiye ile işbirliği, hem Ukrayna hem de Türkiye için daha fazla savunma kabiliyeti getiren ve hem de Karadeniz'deki bölgesel işbirliğimizi güçlendiren stratejik gelişmelerden biridir.
Büşra Arslantaş: Fabrika inşaatı ne zaman bitecek?
Vasyl Bodnar: Gizli.
Büşra Arslantaş: Hala mı?
Vasyl Bodnar: Evet
Büşra Arslantaş: Haluk Bayraktar 1 yıl dedi.
Vasyl Bodnar: Evet ama bitene kadar bütün detayları paylaşmıyoruz. Bu fabrikayı birlikte hazırlayacağımıza inanıyorum. Üretim hattının nasıl oluştuğunu ve hem Ukrayna hem de Türkiye tarafından ülkelerimizin yararına neler kullanıldığını göreceksiniz. Ama şunu da söyleyelim ki bu hikâye devam edecek. Çünkü ülkelerimiz arasındaki yüksek teknolojik gelişimin sadece başlangıcı olduğuna inanıyorum. TEKNOFEST ile de ilgileniyoruz. Ayrıca gençlerimizin yüksek teknoloji ve havacılık hakkında bilgi sahibi olmaları ve yeni endüstrilerin geliştirilmesi için yeni teknoloji merkezlerinin oluşturulmasıyla da ilgileniyoruz. Savaşın korkunç bir tarafı olmasına rağmen, aynı zamanda yenilikleri de çok güçlü bir şekilde tetikliyor ve bu yeniliklerin de doğru bir şekilde yönetilmesi gerekiyor. Halihazırda bazı devlet kurumlarımız, bazı özel girişimlerimiz var ve çabalarımızı birleştirirsek bölgede lider olacağız. Bu hem geleceğin hikâyesi. İnşaat konusunda da öyle. Çünkü eski Sovyet tipi fabrikalar gibi olmayacak. Karşılıklı yarar için çalışacak yeni bir yüksek teknoloji endüstrisi olacak.
UKRAYNA'DA "KAAN" MESAİSİ
Büşra Arslantaş: Ukrayna’nın Kaan’ın motoru üzerinde çalıştığını söylemiştiniz. Biraz daha fazla detay verir misiniz?
Vasyl Bodnar: Bu yeni bir fikir değil, görüşmeler savaştan önce başlamıştı. Motor tasarımında farklı tecrübeleri olan birkaç şirketimiz var.
UKRAYNA KAAN'IN MOTOR İHALESİNDE
Büşra Arslantaş: İhaleye girmişlerdi değil mi?
Vasyl Bodnar: Evet bu motor için diğer uluslararası ve yerli üreticilerle rekabet eden Ukraynalı şirketlerden oluşan bir tür konsorsiyum var. Ancak Ukrayna'nın deneyimi ve iyi bir partner etiketi var ve bu uçak için çok ihtiyaç duyulan gerekli özelliklerle donatılmış ekipmanları hızlı bir şekilde üretebiliyoruz. Böyle bir gelişme yaratmak Türk tarafı için de güçlü bir katma değer getirecektir. Çünkü yeni teknolojilere dayalı kendi üretimine sahip olmak sadece güvenlik ve savunmanın güçlendirilmesi için değil, aynı zamanda pazarlarda rekabet edebilmek için de bir ilerlemedir. Kaan’ın F35 ile F22 ile rekabet edebilecek tam potansiyele sahip olabileceğine inanıyorum ve bu da geleceğin hikâyesi. Bu yüzden dediğimiz gibi bunu bir başarı hikâyesi haline getirmeyi başarırsak ve hem doğu hem de Batı'daki üçüncü tarafların etki etmesini önlersek bölgedeki en güçlülerden biri olacağız.
"TÜRKİYE'DEN KAAN SATIN ALACAĞIZ"
Büşra Arslantaş: Sizce gelecekte Ukrayna Kaan satın alır mı?
Vasyl Bodnar: Sadece satın almakla kalmayacağız, kullanacağız da. Nerede kullanacağımızı da biliyoruz.
Büşra Arslantaş: Geçen hafta Rusya'nın bu savaşı devam ettirebilmek için savunma sanayisini yenilediğini, Rusya'nın insansız deniz araçları üretmeye başladığına dair bilgilere ulaştığınızı ve bunu Türk yetkililere ilettiğinizi söylemiştiniz. Nedir detaylar ve Türk yetkililer ne yanıt verdi?
Vasyl Bodnar: Anlayışla karşılandı ve sanırım Türk tarafı tarafından farklı bir inceleme yapılıyor. Ancak sorun su ki Ruslar farklı bilgileri manipüle etmeye çalışıyor. Öncelikle Ukrayna'daki savaş, Rusya'nın kendisini olduğundan güçlü göstermeye çalıştığını ortaya koysa da askeri faaliyetlerini abartmaya çalışıyorlar. İkinci olarak da yine savaş alanında bunun aksini kanıtlamamıza rağmen Rusya'yı yenmenin mümkün olmadığı yönünde dünya genelindeki kanıyı manipüle etmeye çalışıyorlar. Ukrayna'nın karşı saldırısı ki buna dair tartışmalar biraz abartıldı. Mevcut taktikleri değiştirmemiz gerektiğini ve ayrıca insansız hava araçları gibi yeni teknolojileri, bilişim teknolojileriyle entegre farklı sofistike ekipmanları kullanmamız gerektiğini kanıtladı. Yeni teknolojilerin ve savaş alanında baskın hale gelen yeni yıkıcı teknolojilerin sadece asker sayısını değil, aynı zamanda savaş alanını kontrol etmek için son derece sofistike yöntemler olduğu kanıtlanmıştır. Şu anda her iki tarafın da kabiliyetleri artıyor ve Ruslar da ders alarak, taktiklerini değiştirerek ve çatışarak hızlı bir şekilde değişiyorlar. Ancak genel anlamda problemleri, kaynak yetersizliği ve yaptırımların aleyhlerine işlemesidir. Bunlar sonuç gösteriyor ve güçlü bir dayanışma ile ortak hareket edersek savaşın sonunu getirebiliriz.
UKRAYNA'DAKİ SAVAŞ NASIL BİTEBİLİR?
Büşra Arslantaş: Bana göre en önemli soru: Bu savaşı ne bitirecek? Bildiğiniz gibi Türkiye daha önce 2 tur barış görüşmelerini düzenledi ve daha fazlası için çabalıyor. Geçen ayki telefon görüşmesi de dahil Cumhurbaşkanı Erdoğan, defalarca iki lideri Putin ve Zelenski’yi Türkiye'de bir araya getirmek istediğini dile getirdi. Kiev’in bu konudaki tutumu nedir? Ateşkes mümkün mü?
Vasyl Bodnar: Türk tarafının mümkün olan en kısa sürede barışın sağlanması için gösterdikleri tüm çabaları büyük bir takdirle karşılıyoruz. Türkiye 22 Mart'tan bu yana çatışan tarafların müzakerelerini organize etme ve tutukluların değişimi, tahıl girişimi gibi konularda çok iyi bir deneyime sahip. Sivilleri evlerine geri döndürmek için insanı koridor da konuşuldu. Bu devam edecek ve tahıl girişiminin sona ermesine rağmen, görüşmeler için bir zemin bulmak üzere diğer seçenekleri değerlendiriyoruz. Bugün itibariyle Ruslar işgalci. Dolayısıyla bizim için asıl mesele onları askeri ve siyasi yollarla ülkemizden çıkarmaktır ki bu da barışın temel şartıdır. Ama aynı zamanda cephede savaşmak dışında barışı siyasi yollardan da arıyoruz. Cumhurbaşkanı Zelenski'nin barış formülü, şimdi Türkiye'nin de katılımıyla 82’den fazla ülkeyle ele alınıyor. Bu inisiyatifle katılıyorlar, çalışma gruplarında ne yapılacağı ve ortak dayanışma pozisyonunu nasıl organize edileceği görüşülüyor. Ve sonra da uluslararası toplumun üzerinde çalıştığı bu taslağa dair uzlaşma için Ruslarla çalışılacak. Türkiye ile birlikte küresel gıda güvenliği üzerinde çalışıyoruz ki bu ihraç sadece Ukrayna'nın çıkarına değil, aynı zamanda Ukrayna'dan sevkiyatlara bağımlı olan veya bölgemizden tahıl alan dünyadaki ülkelerin çoğunun ihtiyacı. Bu da uluslararası toplumu harekete geçirmenin ve artık barışı Ukrayna'nın şahsi konusu gibi değerlendirmek yerine küresel olarak çözüm aramanın önemli boyutlarından biri. Dolayısıyla bu iki boyut son derece önemli ve olası görüşme zemini hakkında başka seçenekler ve olasılıklar bulabilirsek bunu da son derece takdirle karşılarız. Ama kendimi tekrarlıyor olsam da bir kez daha belirteyim. Toprak tavizi karşılığında barışı konuşmayı kabul etmeyeceğiz çünkü bu savaşı gelecek nesillerimize bırakmak istemiyoruz.
Büşra Arslantaş: Sayın Büyükelçi, Rusya devlet başkanı Putin, Tucker Carlson'a verdiği röportajda, eski İngiltere Başbakanı Boris Johnson’ın 2022’de İstanbul’daki barış müzakerelerine müdahale ettiğini ve Rusya ile savaşmanın daha iyi olduğunu söyleyerek Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski’yi anlaşmayı imzalamamaya ikna ettiği iddiasını yineledi. Bu iddia doğru mu? Sizin açık konuşan bir diplomat olduğunuzu biliyorum ve bu nedenle yanıtınıza ihtiyacım var. O gün İstanbul’da o görüşmelerde ne oldu?
Vasyl Bodnar: O gün ben de katılımcıydım. Görüşmelerin nasıl devam ettiğini, nelerde uzlaşmaya varıldığını ve varılmadığını gözlerimle gördüm. Putin her seferinde uluslararası toplumu yanıltmak ve Batı'yı suçlamak için yanlış söylemler kullanıyor. Rus halkına verdiği sinyallere bakarsanız Ukrayna ile değil, Batı ile savaştığını söylüyor. Batı nerede, kimse bilmiyor. Mart, Nisan 2022'deki sorun ne Ukrayna'da ne İngiltere'de ne de herhangi başka birindeydi. Sorun Rusya’ydı. Rusya'nın Ukrayna'nın kuzeyinden sözde geri çekilmesi sadece güçlerin yeniden toplanması amacını taşıyordu. Dolayısıyla İstanbul'da farklı bir anlaşma olmasına rağmen Rusya saldırılarına devam etti. Yani görüşmelerin ana fikri, güvenlik garantileri karşılığında Ukrayna'nın tarafsızlık statüsüne sahip olması ve barış için Rus güçlerinin Ukrayna topraklarını terk etmesiydi. Bunun yerine Ruslar kuzeydeki güçlerini yeniden gruplandırmak için geri çektiler. Çünkü çok ağır bir şekilde yeniliyorlardı, ikmal hatları kesilmişti, Ukrayna'da yavaş yavaş oluyorlardı. Ve politik değil, askeri bir karar ile marttaki görüşmelerden önce Ukrayna'nın kuzeyindeki Kyiv, Şumi ve Kharkiv bölgelerindeki güçlerini geri çektiler. Geri çektikleri birlikleri yeniden gruplandırdılar ve doğuya gönderdiler ve güney doğu bölgesinde saldırılara devam ettiler. Lisiçansk, Severodonetsk ve Bakhmut, Avdiivka gibi bölgeleri işgal ettiler. Tüm bu eylemleri barış niyetlerinin olmadığını gösteriyor. Diğer nokta ise Rusya'daki iç durum, bu nedenle İstanbul'daki barış görüşmeleri Rus toplumunda çok güçlü bir hayal kırıklığı yarattı. Çünkü 20 yıl boyunca yenilmez Rus ordusu hikâyesi ile uyutuldular. Burada ise savaşı kaybettiler ve bu Rus toplumuna farklı bir şekilde sunuldu. Ancak güçlü bir öfke ile karşılaştılar. Bu yüzden bu anlaşmayı imzalamadılar. Elektrik sistemlerini ve diğer farklı karmaşık sistemleri kullanarak farklı sofistike yöntemlerle saldırmaya devam ettiler.
Bir kez daha altını çizelim. Putin'in bu savaşı başlatmasının nedeni Ukrayna'yı askerden veya Nazilerden arındırmak değil, Ukrayna'yı işgal etmek ve Ukrayna'nın potansiyelini Avrupa'daki savaşı sürdürmek için kullanmaktır. Ve eğer kendi tarihinizi hatırlarsanız Ruslar ve Osmanlı İmparatorluğu arasındaki savaşlar... Sadece Ukraynalılar kendi taraflarında olduğunda ya da Ukrayna kaynakları bu savaş için kullanıldığında Ruslar için zaferle sonuçlandı. Rusya, Ukrayna olmadan imparatorluk kuramadı ve bunu yeniden oluşturmak istiyorlar. Bu, Türkiye de dahil tüm Avrupa için tehdit. Örneğin Polonya için çok çok doğrudan hissedilen bir konu. Onlar sadece bize yardım etmiyorlar, aynı zamanda milyarlarca dolara çok fazla ekipman satın alarak yeniden silahlanıyorlar. Çünkü tarihsel bakış açısından tehditleri anlıyorlar. Eğer diğer ülkeler de aynı ciddiyetle yaklaşırsa, Ruslar karşılık vermekte başarılı olamayacaktır.
Büşra Arslantaş: Sayın Büyükelçi; Türkiye, Rusya ile Ukrayna arasındaki eşsiz kolaylaştırıcı rolü için dünyadan övgüler aldı. Peki ya ABD? Birçok uzmana göre; 'Ukrayna krizi ABD için Rusya’yı zayıflatıp rakip olarak kontrol altında tutma, Avrupa’nın Amerikan enerji arzına bağımlılığını artırma ve askeri güç projeksiyonu konularındaki jeopolitik hedeflerine ulaşmak için iyimser bir kumardı.' Bu görüşe katılır mısınız ve ABD’nin kendi çıkarları uğruna Rusya’yı uzun bir savaşla yıpratma amacıyla Ukrayna’yı ve Ukrayna halkını feda ettiğini düşünüyor musunuz? Ne kadar güveniyorsunuz ABD’ye?
Vasyl Bodnar: Savaştan önceki duruma geri dönelim. ABD'nin ana rakibi kimdi ya da potansiyel düşmanı olarak görülen kimdi, ABD'ye karşı ana oyuncu kimdi? Rusya değildi. Yani tüm küresel tartışmalarda Rusya 3'üncü, 4'üncü, 5'inci ya da başka bir rol oynuyordu. Savaştan önce bile azalan bir güçtü. Yine aynı uzmanlara göre Rusya'nın Ukrayna'ya karşı işgali başlatmasının nedenlerinden biri de küresel oyuncu olarak küresel statüsünü yenilemekti. Yani bu Amerika'nın Rusya'ya karşı savaşı değil, Rusların Avrasya Kıtası'nda kendi hâkimiyetleri için yaptıkları bir savaş. Elbette farklı ülkeler Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik saldırganlığını kendi çıkarları için kullanıyor. Bu açık farklı nedenler. Çin'in çoğu sivil ve belki de bazı diğer ürünleri Rusya'ya tedarik etmesi, Hindistan'ın ucuz petrol satın alması, Rusya'dan gaz fiyatlarını düşürmeye ya da ürünleri daha ucuza almaya çalışarak durumdan kar elde etmeye çalışan diğer birçok ülke gibi farklı nedenlerden dolayı, aynı şeyin örneğin Amerikalılar tarafından kendi çıkarları için kullanılabileceği açıktır. Ancak savaşın başında Ukrayna'yı siyasi mesajlar dışında hiçbir şeyle desteklemiyorlardı. Ancak küresel nükleer çatışmadan korkuyorlardı ve sadece adım adım Ukrayna tarafına yaklaşıyorlardı. Ukrayna olarak Amerikan ve Avrupa toplumları içinde baskı yaratarak Washington DC, Paris, Berlin ve Londra gibi başkentleri Ukrayna'ya silah sağlama kararını benimsemelerini sağladık. Çünkü o zaman kazanıyorduk. Savaşta kazanan övgü alır. Herkes kazananın yanında olmak ister. O aşamada kendi imkanlarımız ve taktiklerimiz ile başarılar elde ediyorduk. Eğer toprakların işgalden kurtarılma, özellikle de Kharkiv ve Kherson büyük operasyonlarını hatırlarsanız çoğunlukla silahlı kuvvetlerimizin kendi kendi imkânlarımızı kullanması ile gerçekleştirildi. Bu nedenle ancak o zaman 10'lu koalisyon, Asya Koalisyonu ve Ukrayna'yı desteklemek için diğer ülkelerin katılımına yol açan diğer birçok şey hakkında tartışmalar yapıldı. Aksi değildi. Türkiye de dahil olmak üzere farklı ülkelerde çok popüler olduğu üzere Amerikalılar bu savaşta kendi rollerini oynuyorlar. Şimdi onlar Ukrayna'nın pozisyonunu dinliyor. Biz Amerikalıların pozisyonunu dinlemiyoruz. Para meselesine gelince bu, büyük bir güce direnmekle birlikte bir bağımlılık hikayesi. Çünkü Rusya, Ukrayna'dan sayıca binlerce kat daha üstün. Bu yüzden şiddetle desteğe ihtiyacımız var ve tüm potansiyelimizi ve olanaklarımızı kullanıyoruz. Kendi tarihinizi hatırlarsanız, Atatürk o dönemde Sovyetler Birliği'ni Türkiye topraklarındaki düşmanları alt etmek için kullanmıştı. Aynı şekilde kıyaslayabilirsiniz.
Büşra Arslantaş: Bir sorum da ABD’de yaklaşan başkanlık seçimlerine dair… Tam da Avrupa başkentlerinin olası bir ikinci Trump dönemi için hazırlıklara başladığı bir dönemde endişeleriniz var mi? Çünkü daha önce 'Ben başkan olsaydım Putin savaş açamazdı', 'Ben bu savaşı 24 saatte bitiririm' gibi açıklamalar yapmıştı. Son olarak da Rusya’yı mali yükümlülüklerini yerine getirmeyen NATO müttefiklerine saldırmaya teşvik edeceğini söyledi. Bu size nasıl hissettiriyor?
Vasyl Bodnar: Trump'ın politikasında hiçbir şey değişmiyor. Çünkü daha önceki başkanlık döneminde de NATO hakkında konuşuyordu. ABD başkanı olduğu halde Rusya'nın etkisinden bahsediyordu. Kendi koydukları savunma harcaması kuralına dahi uymayan Avrupalı liderlerle çatışıyordu. Bu doğru bir pozisyon. Ukrayna konusunda ise ne Demokratlar ne de Cumhuriyetçiler baskın. İki partili sistemin avantajlarını yaşıyoruz ve bu da bizim için ABD ile başarılı olan işbirliğinin temeli. Kimin başkan olacağı Amerikan halkının vereceği bir karar. Evet, Sayın Trump kendi karakterine sahip bir kişi ve uygun gördüğü şekilde kararını verecektir. Eğer söylediği gibi savaşı bu kadar çabuk bitirmeyi başarabilirse çok mutlu olacağız. Ancak bir kez daha Ukrayna tarafından taviz verilmesinin kabul edilemeyeceğini vurgulamak isterim. Bunu olabildiğince anlaşılır hale getirmek istiyoruz. Ama Avrupa'daki ortaklar için bu kolay bir zaman olmayacaktır, Çünkü koordine etmeleri gerekecektir. Politikaları daha güçlü, daha dayanışmacı olabilir. Amerika ile daha eşit düzeyde çalışmak için koşullar yaratabilirler, Amerikan tarafının güvenlik boyutuna tam bağımlı olmadan.
Büşra Arslantaş: Daha kısa bir soru, evet ya da hayır sorusu… Ukrayna nükleer silahlardan vazgeçerek hata mi etti? Budapeşte memorandumu hata mıydı? Bunu hiç düşündünüz mü?
Vasyl Bodnar: Biz güveniliriz. Eğer silahları bırakmazsak, devlet olarak tanınmayacaktık.
"UKRAYNA'YA GELİN!"
Büşra Arslantaş: Peki, tekrar ikili ilişkilere dönmek isterim. Türkiye ile Ukrayna arasındaki ticari ilişkilere… Planlar, hedefler nedir? Serbest ticaret anlaşması ne zaman onaylanacak? Ve umarız bu savaş bir an önce sonlanır. Ukrayna’nın yeniden inşasında Türkiye nasıl rol alabilir sizce? Türk şirketlere çağrınız nedir?
Vasyl Bodnar: Ukrayna’ya gelin! Türk iş dünyası belki de dünyanın en cesuru. Çünkü savaşa rağmen Türk iş dünyasının Ukrayna'daki varlığı genişliyor ve ticaretimiz de artıyor. Geçen yıl yüzde 35'ten fazla büyüme gerçekleşti. Bu aynı zamanda aramızdaki bağların ne kadar yakın olduğunu, girişimcilerin, Türk iş dünyasının Ukrayna'da çalışmak için nasıl bir yol bulabileceklerini gösteriyor ve bu sadece Ukrayna'nın yeniden inşası ile ilgili değil; tıbbi bakım, Ukraynalı gaziler için ihtiyaç duyulacak farklı yeni rehabilitasyon merkezlerinin oluşturulması ile de ilgili. Örneğin Ukrayna'da endüstriyel parklar olarak adlandırılan Türkiye'deki organize sanayi bölgeleri modelinin örnek alınması gibi farklı alanlarda birçok proje söz konusu. Türk firmalar ayrıca savaşta önce uygulanmaya başlanan yerinden yönetim politikasının imkanlarından da faydalanabilir. Bir de şehirler arasında kardeşlik ilişkilerini teşvik ediyoruz. Yakın zamanda İzmir ve Çernivtsi arasında bir anlaşma imzaladık ve şehirlerin yararı için birlikte çalışan bazı özel şirketlerin kurulması için çalışmalar başladı. Serbest ticaret bizim uzun soluklu hikâyemiz. Müzakereler 12 yıl sürdü. Sonunda bir anlaşma imzaladık ve Ruslar o kadar korktu ki savaşı başlattı. Bu yarı şaka yarı gerçek. Şimdi onaylamanın son aşamasındayız. Planımıza göre yılın ilk yarısı tüm prosedürleri bitirerek, onay belgelerini yaklaşık yaz döneminde değiştireceğimize inanıyorum. Bir tür ziyaret planlıyoruz. Bu da sürpriz ya da teşvik olsun diye şimdi detaya girmeyeceğim.
Büşra Arslantaş: Bir sürpriz daha?
Vasyl Bodnar: Evet, pek çok sürpriz hazırlıyoruz, umarım başarılı olur ve her şey gerçeğine uygun olarak başlar. Dolayısıyla serbest ticaret anlaşması hem Ukrayna'daki Türk iş dünyası hem de Türkiye'deki Ukraynalı iş dünyası için pek çok fırsat sunuyor. Çünkü Türk pazarına bakarsanız Ukrayna ürünleri yok. Ukrayna tahılından elde edilen pek çok yiyecekle yemek pişirmenize rağmen, Ukrayna sıvı yağıyla yemek hazırlamanıza rağmen bu ürünler görünmüyor. Bu yüzden biz de Ukrayna'nın varlığını daha güçlü hale getirmek için çalışıyoruz. Kısa bir süre önce ulusal çorbamız 'borsh'u Türk bir YouTuber'ın kanalında tanıttık. Sanırım bu aynı zamanda Türk mutfağından çok da uzak olmayan Ukrayna mutfağının yeni bir açılımı ve Türk halkı için lezzetli olabilecek pek çok güzel şeyin bulunduğu yeni bir sürpriz olacak.
ANKARA'DA YENİ BÜYÜKELÇİLİK BİNASI
Büşra Arslantaş: Son olarak yeni büyükelçilik binasına ne zaman taşınacaksınız?
Vasyl Bodnar: Gelecek ay. Yapımı bitti ama kağıt işleriyle ilgileniyoruz. Yeni binamızda bizi ziyaret ederseniz çok memnun oluruz. Size yeni binayı tanıtırız ve üst düzey yetkililerle röportajlar organize edebiliriz.
Büşra Arslantaş: Seve seve. Teşekkürler Sayın Büyükelçi.
Vasyl Bodnar: Çok teşekkürler.
Büşra Arslantaş: Efendim, Ukrayna'nın Ankara Büyükelçisi Vasyl Bodnar ile röportajımızı gerçekleştirdik Ankara'da. Tam da savaşın 2'nci yıldönümüne günler kala hem ikili ilişkilere dair hem de sahadaki son duruma dair çok önemli mesajlar verdi. Burada noktalıyoruz.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
Suriye'deki Rus askeri üslerinin akıbeti hakkında neler biliniyor?
İsrail'in Suriye topraklarındaki işgali görüntülendi! İşte Kuneytra'daki tanklar...
12 günlük tarihi süreç! Suriye satrancı: İşte Esad’ın İsrail’e verdiği liste
ABD'nin konuştuğu cinayet... Katilin tanınmış bir aileden olduğu ortaya çıktı
Rusya'nın 'Kızıl Ajanı' Anna Chapman itiraflarını yazdı: Cazibemi kullandım!