Suriye'de oyun yeniden mi kuruluyor? Esad, Türkiye ile anlaşmak zorunda mı?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, "Güney sınırlarımızın güvenliğini garanti altına alacak, yeni müjdelerimiz olacak" açıklaması sonrası gözler Suriye’ye çevrildi. Türkiye, Irak'ın kuzeyindeki PKK terörü tehdidine karşı operasyonlarını kararlılıkla sürdürüyor. Suriye’de sıcak gelişmeler yaşanıyor. İran Milis güçlerinin Rusya’nın hakim olduğu Tel Rıfat'tan çekilip İsrail’e karşı savaşmaya gittiği belirtiliyor. Erdoğan’ın müjde açıklaması da yeni harekatın sinyali olabilir. Bölgede şartlar hangi yönde değişiyor? Artık Suriye lideri Beşşar Esad Türkiye'ye anlaşmak zorunda mı? Detayları CNN TÜRK Ankara Temsilcisi Dicle Canova aktardı.
CNN TÜRK Ankara Temsilcisi Dicle Canova detayları şu ifadelerle aktardı;
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sözünü ettiği tüm güney sınırının güvenliğinin sağlanması, can ve mal güvenliğinin de beraberinde garanti altına alınması demek. Bu noktada Kuzey Irak ile Suriye ayağında ayrı ayrı gelişmeler beklenebilir.
Kuzey Irak'ta 2019 yılında başlatılan 'Pençe' serisi operasyonlarda sona gelindi. Pençe 1-2-3, Pençe Kaplan, Pençe Şimşek, Pençe Yıldırım ve son olarak 2022 yılında başlatılan Pençe Kilit Harekatı…
Türkiye-Irak sınır hattı boyunca 35-40 kilometrelik bir derinlikte teröristten arındırılmış bir alanın oluşturulması planlanıyor ve böylece Irak'ın kuzeyinde boşluk kalmayarak kilidin kapatılması hedefleniyor.
O hedefe ulaşıldı. Kasım ayı içerisinde açıklanması beklentisi yüksek. Tam da bu beklenti artarken Ankara-Bağdat-Erbil hattında iş birliği sürecine dönük imzalanan güvenlik mutabakat zaptına ilişkin gelişmeleri değerlendirmek üzere Irak'tan ziyaretçiler oldu.
Sürecin değerlendirmesi yapılıyor. Dün Hakan Fidan, Irak Ulusal Güvenlik Müsteşarı Kasım Araci ile görüştü. Bugün Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, İstanbul’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile bir araya geldi. Ortak Güvenlik Mutabakat Zaptı'na ilişkin uygulamaları ve olası gelişmeler masada. Ortak Güvenlik Koordinasyon Merkezi kurulması, Başika'nın statüsünün değişmesi, orada da ortak eğitim ve iş birliği merkezi kurulması gibi konulardaki çalışmalar ele alındı bunların hızlandırılması isteniyor.
Kuzey Irak'taki seçimlerin sonuçları, yumurtalık boru hattının yeniden devreye sokulması, kalkınma yolu projesi gibi kritik başlıklar değerlendirildi. Terörle mücadelede sağlanan bu işbirliği Irak’ın kalkınmasına, Türkiye’nin ise güvenliğini sağlamaya dönük önemli kazanım olarak görülüyor.
Irak’ın kuzeyinde 30-40 km derinlikte TSK kontrolü sağlarken, güneyde de Irak merkezi hükümetinin terör unsurlarına karşı kontrolü sağlaması bekleniyor. Ortak Koordinasyon Merkezi de bu süreçlerde önemli rol oynayacak.
Kilit atıldıktan sonra artık PKK’nın Türkiye içerisine sızması, sınır hattında güvenlik riski yaratması kolay kolay söz konusu olamayacak ama elbette askeri mücadele sürecek.
Suriye ayağında siyaseten atılabilecek adımlar var. Gelişmelere göre askeri seçenek zaten her zaman masada. Türkiye'nin son operasyonları da bunun mesajı TUSAŞ saldırısı sonrası meşru müdafaa hakkı olarak Suriye’de önceden belirlenen planlı noktalar vuruldu. Şu ana kadarki harekatların en büyüğüydü.
BM Anlaşması 51. madde çerçevesinde düzenlenen bu harekatlara diğer muhataplar itiraz edemedi. Bu vesile ile sahadaki ağırlığını hissettiren Türkiye açısından siyasi düzlemde üç önemli potansiyel gelişme söz konusu olabilir.
1- TEL RIFAT'I RUSYA TÜRKİYE'NİN KONTROLÜNE BIRAKABİLİR Mİ?
Terör örgütü PKK/YPG tarafından 6 yıl önce işgal edilen Tel Rıfat, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı bölgelerinin tam ortasında ve yapılan saldırılarda adeta bir üs olarak kullanıldı. Bu bölgenin doğusunda ise Münbiç var.
Türkiye, 2019'da Suriye’nin kuzeyinde başlattığı Barış Pınarı Harekatı esnasında ABD ve Rusya ile ayrı ayrı mutabakatlar yaptı. Bu mutabakatlar uyarınca Türkiye sınırından itibaren 30 kilometre derinlikteki alandan YPG/PKK’nın çekileceği vaat edilmişti. Bugüne kadar yerine getirilmedi.
Tel Rıfat'ta Rusya hakimiyeti var. Suriye rejim güçleri, İran güçleri, YPG bir arada. Ancak son dönemde İsrail’in Lübnan saldırıları sonrası İran güçlerinin büyük oranda Lübnan’a kaydığı gelen bilgiler arasında. Dolayısıyla Rusya’dan Tel Rıfat hamlesi gelirse önemli bir adım olur diye bakılıyor.
Böylece Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı bölgesinde tam kontrol sağlanır, teröristlerin eline geçince evlerini terk ederek Fırat Kalkanı bölgesindeki Azez’e yerleşen siviller için de geri dönüşün yolu açılabilir.
Erdoğan-Putin arasındaki son görüşmede genel çerçevede konuların ele alındığını anlıyoruz ama ‘Tel Rıfat ile ilgili adım atılacak düzeye gelindi mi?’ Süreç içinde göreceğiz.
2- ESAD İLE GÖRÜŞME GERÇEKLEŞİR Mİ?
En son Kazan’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Vlaidmir Putin'e çağrı yaptı. Bu görüşmenin sağlanması için Rusya’nın ağırlığını koymasını istedi. Esad, ‘TSK Suriye’den çekilmeli, bir yol haritası olmalı’ diyerek masaya oturmaktan kaçındı.
Ancak gelinen noktada bölgedeki gelişmeler nedeni ile de artık iki tarafın diyaloğu kritik öneme sahip.
Hürriyet’e konuşan Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, "Her iki ülkeden de diyaloğun yeniden başlatılmasına ciddi ilgi duyulduğuna dair sinyaller geldiğinden, müzakere sürecinin hızla yeniden başlatılmasını aktif bir şekilde teşvik edeceğiz” mesajını verdi.
Bu sürecin Türkiye açısından temel beklentisi PYD/YPG'ye karşı işbirliği olması, terör örgütünün Irak’tan sonra Suriye’deki varlığına da ciddi anlamda baskı oluşturacaktır. Keza Suriye’nin toprak bütünlüğü için de bunun sağlanması kritik öneme sahip. Özerk bir bölge kurma arayışlarına darbe indirir.
Ancak edindiğim bilgilere göre henüz, Esad ile temas konusunda yeni bir gelişme yok. Suriye kanadı TSK’nın çekilmesi ile ilgili pozisyonunu korurken Türkiye de rejim, ‘muhalifler ile anlaşmalı’ diyor. Yani iki tarafın da sınırları belli.
Bunun değişebilmesi için uzun bir yol gidilmesi gerektiğine vurgu yapılıyor. ‘Bu yol gelişmeler ile kısalabilir mi?’ işte kritik soru bu. Suriye’nin şu an önceliği İsrail’in ne kadar ileri gidebileceği bu oradaki dengeleri de etkileyecek. İran adına operasyon yürütebilen askeri ve sivil güçlerin ‘Suriye'de etkisiz hale getirilmesi ABD'nin tamamen çekilmesinin de önünü açabilir’ yorumları var. İşte o zaman YPG'nin varlığı da zora girebilir.
3- ABD İLE YPG KONUSUNDA UZLAŞMA SAĞLANIR MI?
Bir süredir Türkiye-ABD arasında bu konuda görüşmeler sürüyor. ‘ABD çekilirse YPG ne olacak?’ sorun bu. Ankara bir uydu yapıya sıcak bakmıyor, çok net. Silahlarını teslim etmeleri ve en az sınıra 30 km derinliğin aşağısına indirilmeleri Ankara’nın esas hedefi oldu bugüne kadar. Neden 30 km? Çünkü Türkiye'ye tehdit oluşturabilecek maximum menzilli silahlara göre bu hesaplandı.
ABD’nin YPG'yi bölgede kullanmayı sürdürmek istediği görülüyor. Bu terörist yapının Türkiye’ye karşı kullanılmaması, Rakka’nın güneyi hatta Deyrizora kadar en az 100 km aşağılara çekilmeleri ‘ABD ile Türkiye arasında en azından bir kapı açar’ yorumları var.
Bu noktada Suriye Milli Ordusu'nun da sınırda kaçakçılık ile mücadele gücü gibi bir statüde bulunması sağlanarak dengelerin korunması adına onlara da yasal zemin sağlanabilir. Orta yol bu şekilde bulunabilir mi? Bunu biraz da ABD başkanlık seçimleri sonrası oluşacak hava belirleyecek.
ABD tarafından seçim öncesi sorun yaşamamak adına bazı açılımlar yapıldıysa, bazı sözler verildiyse bile bunlar tutulabilir nitelikte olacak mı? Ankara’da bu soru yöneltiliyor. ABD’nin seçim sonrası Suriye yaklaşımı Türkiye ile ilişkilerde geleceğe dönük de bir eşik olacak gibi görünüyor.