hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    İsrail'in hedefindeki BM kuruluşundan CNN TÜRK'e özel açıklama

    KAYNAKCNN TÜRK

    Gazze, mübarek Ramazan ayını da İsrail saldırılarının gölgesinde geçiriyor ve maalesef daha büyük tehditler de kapısında Gazzelilerin. Çünkü görünen o ki Netanyahu geçici ateşkese bile yanaşmıyor ve Gazzelilerin son sığınağı haline gelen Refah’a da kara saldırısı başlatmakta kararlı olduğunu söylüyor. Bununla birlikte İsrail sadece bombaları değil, açlığı da silah olarak kullanıyor Filistinlilere karşı. Ekibimizden Büşra Arslantaş, sahadaki son durumu İsrail’in "faaliyetlerini sonlandırsın" dediği ve Hamas ile iş birliği yapmakla suçladığı Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı Kıdemli İletişim Müdürü Jonathan Fowler ile konuştu.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    BÜŞRA ARSLANTAŞ: Sayın Fowler, Müslümanlar için Ramazan ayı başlamışken bile İsrail Gazze’deki katliamına devam ediyor. Geçmişteki çatışmalarla kıyasladığınızda Gazze'de yaşananları nasıl tanımlıyorsunuz? Ve bize Gazze, Batı Şeria ve Kudüs'teki son durumu anlatır mısınız lütfen?

    JONATHAN FOWLER: Şu anki Gazze Şeridi'nde yıllardır gördüğümüz bir dizi gerginlik arasında en şiddetli olanı. Biliyorsunuz geçmişte de 2000’lerin ortasından bu yana çok sayıda gerginlikler olmuştu. Ama bu hem insani kriz hem de can kaybı bakımından en ciddi olanı. 30 binden fazla insan öldürüldü bu savaşta sadece aylar içinde.

    İsrailin hedefindeki BM kuruluşundan CNN TÜRKe özel açıklama

    BÜŞRA ARSLANTAŞ: Yıkım ve insani duruma dair neler söylersiniz? Şu an en fazla neye ihtiyaçları var?

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    "GAZZE'DEKİ İNSANLAR BÜTÜN İHTİYAÇLARDAN YOKSUN"

    JONATHAN FOWLER: İnsani ihtiyaçlar kesinlikle çok fazla. Gazze şeridindeki insanların hiçbir şeyi yok. Hayatta kalabilmek için gereken temel ihtiyaçlar gıda, su, ilaç ki en basit ilaçlardan söz ediyoruz. Her şey eksik ve Gazze Şeridi'nde beliren kıtlık riski ile birlikte bunun insanların sağlığı üzerindeki etkilerini görüyoruz. Örneğin hastanelerde insanlar tedavi olamıyor, ameliyat olamıyor. Bu tip şeyler ve boyutu kahredici. Birlikte çalıştığım Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'dakı Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı olarak 1 milyondan fazla insan için can damarı oluyoruz. Ve toplamda yaklaşık 2 milyon insana yardım ediyoruz.

    BÜŞRA ARSLANTAŞ: Sayın Fowler, devam eden desteğine rağmen ABD Başkanı Joe Biden Refah'a kara saldırısı düzenlememesi konusunda uyardı İsrail'i ama görünen o ki Netanyahu Niden'ın bu kırmızı çizgisine karşı geliyor. Size göre 2 milyondan fazla insana sığınak haline gelen Refah'a bir kara saldırısı düzenlenmesi ne anlama gelir?

    "GAZZE ŞERİDİ'NDE GÜVENLİ YER YOK"

    JONATHAN FOWLER: Kesinlikle söylediğiniz gibi bu nüfusun neredeyse yarısı ama Gazze Şeridi'nin yarısı bile değil. Olan şu ki kuzeyden başlayarak defalarca yerinden edilmeyi gördük. Gazze'de güvenli bir yer yok ama insanlar görece güvenli yerlere gitti saldırılar devam etse de. Gazze Şeridi'ndeki bu küçük cep niteliğindeki Refah'a itilen insanların sayısı çok büyük. Ve oradaki saldırıların yarattığı insani riskler, mevcut krizi katlıyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    BÜŞRA ARSLANTAŞ: Sayın Fowler kıtlık riskine dikkat çektiniz, salgın riski ne durumda?

    "İSRAİL GAZZE'DE CERRAHİ MAKASA BİLE İZİN VERMEDİ"

    JONATHAN FOWLER: Bu baştan beri değişmedi. İhtiyaç duyulan ilaçlar içeri sokulamadığında bunun insan sağlığına etkisi büyük oluyor. Klasik riskleri ve salgınları gördük. Solunum yoluyla bulaşan hastalıkları gördük, insanlar bir çadırda hep birlikte kaldığı için. Ve hijyen koşulları yerinden edilen bu insanlar için büyük risk oluşturuyor. Hepatit riski de görüyoruz. Ama şunun altını çizmeliyim ki en temel tıbbı malzemeleri bile sokamıyoruz bölgeye. Çünkü bunlar bile İsrailli yetkililer tarafından kabul edilmiyor. Bunun en son örneği, çocukların tedavisinde kullanılması için gereken makasları sokamadık. Çünkü bunlar kabul edilemez parçalar olarak düşünülüyor İsrail tarafından. Ve bu da sahada tıbbı yardım konusunda yapmamız gerekenleri engelliyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    BÜŞRA ARSLANTAŞ: Sayın Fowler, İsrail'in Gazze'yi ikiye ayıran yol inşaatına dair görüşlerinizi de merak ediyorum. Bunun etkisi sizce ne olabilir? Çünkü birçok uzmana göre bunun amacı insanların evlerine dönmesini engellemek.

    "YARDIM ULAŞMASINI ÖNLEYEN HER ŞEY SORUN"

    JONATHAN FOWLER: Birleşmiş milletler olarak buna dair doğrudan görüş belirtemeyiz. Söyleyebileceğim şu ki insani yardımların Gazze Şeridi'ne ulaşması için gereken her şeyi yapmalıyız ama aynı zamanda Gazze Şeridi içerisinde de insani yardım her yere, ihtiyaç duyan herkese ulaşmalı. Bu nedenle bu ihtimali engelleyecek her şey sorunlu olacaktır.

    BÜŞRA ARSLANTAŞ: 5 kişinin ölümüne sebep olan havadan yardımlar atmasının yanı sıra ABD'nin Gazze'ye geçici liman inşası konusunda neler söyleyebilirsiniz? Ve sizce ihtiyaç duyulan yardımın Gazze'ye ulaşması için en iyi yol ne?

    "YARDIM İÇİN EN İYİ YOL KARA YOLU"

    JONATHAN FOWLER: En iyi yol kesinlikle kara yolu, buna şüphe yok. Kara yoluyla kamyonlar çok daha fazla yardım taşıyabiliyor. Ve kamyonların yardım taşıması daha güvenli. Sizin de doğru şekilde işaret ettiğiniz üzere havadan atılan yardımlar karadaki insanlar için riskli. Bölgeye yardımları artırmak için atılan her adımı memnuniyetle karşılarız ama liman inşa etmek, havadan yardım, bunlar çözüm değil. Çözüm, kara yoluyla gelen yardımların sayısını artırmak. Ve bu Mısır'dan gelebilir, İsrail'in Aşdod Limanı'ndan da gelebilir. Daha fazla geçiş açılmalı, daha düzenli geçiş sağlanmalı. Size bir örnek vereyim. Gazze'deki insanların temel insani ihtiyaçlarını karşılamak için günde 500 kamyon yardım gelmesi gerek. Şubat ayında bu sayı, günde ortalama 100 kadardı. 97'ydi daha doğrusu. Yani 500 değildi ve bu hesabı yapabilirsiniz. Bu ihtiyaçların tam olarak karşılanmadığı anlamına geliyor. Mart'ın ilk 10 günüde bu sayı biraz arttı, 168 olabildi günde ortalama ama yine de yardımlar kara yoluyla gelmeli bu konuda şüphe yok.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    BÜŞRA ARSLANTAŞ: Sayın Fowler, İsrail ile Hamas arasındaki ateşkes görüşmeleri durmuş halde. Sizce hala umut var mı? Taraflara ve belki de dünya liderlerine bir mesajınız var mı?

    "ATEŞKES HEMEN ŞİMDİ LAZIM"

    JONATHAN FOWLER: Bu insani krizi durdurmak için bir ateşkes gerekli. Elbette olası ateşkes, insani krizi tam anlamıyla ortadan kaldıracak ve silahlar tamamıyla susacak demek değil ama yine de gerekli. Çünkü çatışmaların devam etmesi, yardımların Gazze Şeridi'ne özgürce ulaşamaması anlamına geliyor. Bazı sınırlamalar getiriliyor yardımlara. Bu nedenle bu sınamanın parçası ve tarafı olan herkese mesajımız ateşkes şimdi lazım. Ve sonra da insani yardım miktarı hemen artırılmalı. Çünkü yaşananların etkisi çok daha uzun süre devam edecek.

    BÜŞRA ARSLANTAŞ: Sayın Fowler, bu yılın başında İsrail sizin de parçası olduğunuz Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı'nın 12 çalışanını Hamas ile birlikte 7 Ekim saldırılarına karışmakla suçladı. Ajans çalışanlarının yüzde 10'unun Hamas ile bağlantısı olduğunu iddia etti. Ve bu suçlamalar başta ABD olmak üzere bir dizi ülkenin yardım ajansına fonları kesmesine yol açtı. Buna yanıtınız nedir? Bunun ajansın yardımlarına bağımlı Filistinliler üzerindeki etkisi ne oldu? Ve devam eden soruşturmada son durum nedir?

    "FON KESİNTİLERİ DOĞRUDAN FİLİSTİNLİLERİ ETKİLİYOR"

    JONATHAN FOWLER: Öncelikle şunu söylemeliyim ki Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı çalışanlarının tarafsızlığı ihlal ettiğine dair her tür suçlamayı çok ciddiye alır. Bu sadece Gazze'deki savaş başladığından beri değil, hep böyleydi. Bu gibi durumlarda soruşturmalar yürütürüz. Çalışanlar yaptırıma tabi tutulur. Eğer tarafsızlığı ihlal ettilerse sözleşmeleri feshedilir. Çünkü Birleşmiş Milletler personeli olarak hepimiz zorunlu tarafsızlık standartlarına uymakla yükümlüyüz. Ve bu Birleşmiş Milletler sisteminin bir parçası. Bununla beraber, evet siz ortaya atılan iddiaların doğru şekilde altını çizdiniz. Kuruluş olarak bu konuda bize bir delil ulaşmış değil. İsrail makamlarından bir delil ya da yazı ulaşmış değil. Bu iddialar büyük ölçüde medya üzerinden ortaya atıldı. Bizim her zaman yaptığımız şu ki kamu alanı da dahil, herhangi bir delile sahip kişi varsa bunu iddiaları soruşturmakta olan Birleşmiş Milletler müfettişlerine iletmeli. Elbette bu soruşturma tüm endişeli tarafların katılımını gerektiriyor. Şunu vurgulamalıyım ki Birleşmiş Milletler tarafından yapılan bu soruşturma tamamen bağımsız bu nedenle soruşmanın gidişatına dair yorum yapamam. Ama hala devam ediyor. Ve bundan ayrı olarak ajansa bağlı komisyonun bu iddialar ortaya atılmadan önce başlattığı bağımsız görüş süreci var ki bu da tarafsızlığın sağlamlığını, nasıl uygulandığını ölçüyor. Fonları da sormuştunuz. Fonlarımızdaki herhangi bir sınır, sahayı doğrudan etkiliyor. Sadece Gazze Şeridi'ni de değil, çünkü ajansımız bölgedeki Filistinli mültecilere yönelik eğitim, sağlık hizmetleri, halk sağlığını koruma konusunda da sorumlu. Batı Şeria, Ürdün, Lübnan ve Suriye'de de faaliyet gösteriyoruz. Dolayısıyla bütün faaliyetlerimiz etkileniyor. Halihazırda bazı bağışçıların dönüşü sayesinde nisan ayına kadar faaliyetlerimizi sürdürebilecek durumdayız. Ama bu durumun tam olarak çözüldüğü anlamına gelmiyor ve elbette yıl boyunca devam edecek etkiler konusunda endişeliyiz. Çünkü ajansımız Birleşmiş Milletler sistemi ve genel kurulunun zorunlu kıldığı bir misyona sahip. O da bu hizmetlerin Filistinli mültecilere ulaştığını garanti etmek ki 75 yıldır yaptığımız da bu.

    BÜŞRA ARSLANTAŞ: Türkiye'nin insani yardımların yanı sıra, Gazze'deki bu savaşı durdurma ve kalıcı barışın sağlanması için gösterdiği çabaya yönelik neler söylemek istersiniz? Cumhurbaşkanı Erdoğan milyonlarca mülteciye can damarı olan ajansınıza sahip çıkılması gerektiği mesajını vermişti. Bu size nasıl hissettiriyor ve Türkiye'nin desteği ile yeni bir plan var mı?

    "TÜRKİYE'NİN ÇABASI SON DERECE ÖNEMLİ"

    JONATHAN FOWLER: Birleşmiş Milletler'e üye devletlerden her destek ifadesi, özellikle de bölgeden olanlar memnuniyet verici. Böylesine zor bir dönemde tüm ülkelerin, hem açıklamalarla hem de finansal olarak ajansımıza katkılarını artırmasında fayda var. Bu nedenle evet Türk hükümetinin çabaları son derece memnuniyet verici ve önemli.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow