Gazze "Vicdan" Mahkemesi Başkanı Falk CNN TÜRK'te… "Trump'ın Gazze planı etnik temizlik"

Geçtiğimiz kasım ayında bir Gazze "Vicdan" Mahkemesi Girişimi kuruldu. Sadece akademisyen, insan hakları savunucuları ile sivil toplum kuruluşu temsilcileri tarafından kurulan "Gazze Mahkemesi"nin başkanlığını yapan BM eski Filistin Özel Raportörü Richard Falk, CNN TÜRK Dış Haberler Editörü Enver Kaptanoğlu'na konuştu. Falk, Trump'ın Gazze planı ve İsrail'in Gazze'de işlediği suçlara yönelik soruları yanıtladı.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Sadece 7 Ekim 2023'ten sonra değil, İsrail on yıllardır Gazze'de bu suçları işliyor. Artık Uluslararası Adalet Divanı’nda ve Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde de bu suçlardan yargılanıyor.

İsrail'in Gazze'de işlemeyi sürdürdüğü savaş suçlarını araştırmak üzere bir araya gelen akademisyen, entelektüel, insan hakları savunucuları ile medya ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri, geçtiğimiz kasım ayında Gazze Mahkemesi Girişimi’ni başlattı.

Bu vicdan mahkemesinin başında da 2008-2014 yılları arasında Birleşmiş Milletler Filistin eski Özel Raportörü olarak görev yapan Prof. Dr. Richard Falk var. İstanbul'a gelen Falk, Gazze Mahkemesi’nin detaylarını anlattı.

“Gazze Mahkemesi, geçmişte hükümetler veya uluslararası kurumlar tarafından tatmin edici bir şekilde ele alınmayan çatışmaları çözmek için kullanılan bir sivil toplum girişimidir. Ve bizim buradaki hissiyatımız, Gazze'deki bu soykırımın çok uzun süredir devam ettiği ve insanların hayatını açıkça tahrip ettiği, bu nedenle resmi yapıları başarısız olduğunda insanların harekete geçme olasılığına ve sorumluluğuna sahip olmaları için sivil bir eylemin uygun olduğu yönündeydi.”

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

"DEMOKRAT PARTİ DE ORTAK OLDU"

ABD’li Profesör Richard Falk ülkesinin bu vahşete bu denli ortak olması konusundaki şaşkınlığını da gizlemedi. “Ve bu, İsrail'in Gazze'deki yanlışları ve liberal Batılı demokrasilerin ve özellikle ABD'nin tepkisindeki hayal kırıklığıyla daha da belirginleşen uluslararası sistemin felçli halinin başlangıç noktasıydı. İsrail ile yakın bağları bilmeme rağmen, özellikle Demokrat Parti liderliğinin, her gün yaşanan bu vahşete bu kadar ortak olacağını düşünmemiştim.”

Ve ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze'yi işgal ve Filistinlileri sürgün planı. Uluslararası hukuka göre bu planın uygulanabilir mi?

“Kesinlikle hayır. Ve kesinlikle onların rızası ve bir tür referandum yoluyla gerçekten anlamlı bir şekilde rızaları olmadan olmaz. Bu, Filistinlilere yönelik muamelenin tipik bir örneğidir. Dışarıdakiler onlar için neyin iyi olduğuna karar verir ve kendi gelecekleri için hiçbir yetkileri yoktur. Ve burası onların toprakları. O topraklarda kalmak için çok acı çektiler ve sonra da kalmak istedikleri halde geride kalanları o topraklardan zorla çıkardılar ve "gitmektense ölmeyi tercih ederiz" dediler. Bana öyle geliyor ki, sadece etnik temizlik, toplu cezalandırma açısından uluslararası hukukun ihlali değil, aynı zamanda büyük bir "ahlaksızlık" ve "empati eksikliği". Bu öneriyi dile getirirken Başkan Trump, Filistin halkının yaşadığı acılara ve onların kendi geleceklerini belirleme hakkına sahip olduklarına dair hiçbir his göstermedi.”

Ve 7 Ekim saldırıları. Richard Falk'a göre İsrail'in şu an yaptıkları Hamas'ın 7 Ekim saldırıları ile alakalı değil, İsrail'in Hamas'ı ve Gazze'yi tamamen ortadan kaldırma girişimi.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

“İsrail'in gerçek stratejik hedeflerini genelde açıkça dile getirmemesi nedeniyle bunu doğru bir şekilde değerlendirmenin zor olduğunu düşünüyorum. Ve ben başından beri öncelikli olarak Hamas saldırısına yanıt vermekle ilgilendiğini düşünmüyorum. Gazzelilerin direniş kaynağı olarak etkin bir şekilde etkisizleştirilebileceği bir durum yaratmakla ilgileniyordu. Gazze her zaman İsrail işgaline karşı direnişin merkezi olmuştur. Ve bu bence, İsrail'in daha yüksek doğurganlık oranları nedeniyle bir noktada Filistinliler tarafından sayıca geçileceği yönündeki daha geniş endişesiyle başa çıkmak için bir tür etnik temizlik. Ve bu yüzden bence bu her zaman gündemdeydi. Ve şu anda oldukça ikna edici olan kanıtların bir kısmını açıklıyor: Netanyahu hükümeti Hamas saldırısı konusunda defalarca uyarıldı ve her ne sebeple olursa olsun ve belki de saldırının tam kapsamını takdir etmeyerek saldırının gerçekleşmesine izin verdi.”