ARD'ye konuşan Erdoğan: 14 sene içerisinde böyle bir anı yaşamadık
Alman kanalı ARD'ye konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Eger gerek görülürse OHAL 3 ay daha uzatılır" dedi. İdam konusunda ise Erdoğan, "Halk şu anda ne diyor? İdam diyor. Biz yöneticilere düşen görev nedir? Halkın bu talebini, hayır, biz sizin bu talebinizi kabul etmiyoruz diyebilir misiniz?" diye konuştu. Darbe gecesiyle ilgili olarak Erdoğan, "Siyasi yaşamımın en kritik anıydı diyebilirim, yani şu ana kadar 14 sene içerisinde böyle bir anı yaşamadık" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Alman ARD kanalına verdiği mülakatta, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi ve sonrasında yaşanan gelişmelerle ilgili soruları cevapladı.
FETÖ darbe girişimi ve Cumhurbaşkanlığı Külliyesine yapılan hava saldırısına ilişkin bir soru üzerine Erdoğan, Külliye'nin ilk defa böyle bir silahlı darbe saldırısıyla karşı karşıya kaldığını anımsatarak., "Hemen önümüzdeki bölgede atılan bombalar neticesinde 5 kişi orada şehit oldu ama onun 200 metre aşağısında yine bir kavşak noktası vardı, oraya da yine uçaklar bomba attılar, orada ölüm olmadı. Böyle bir saldırıyla karşı karşıya kaldık.Tabii sadece burası değil, hepsinden öte Türkiye Cumhuriyeti Parlamentosuna bombalar yağdırıldı" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan söz konusu darbe ve saldırıların siyasi yaşamının en kritik anı olup olmadığı yönündeki bir soruya da şu cevabı verdi: "Siyasi yaşamımın en kritik anıydı diyebilirim, yani şu ana kadar 14 sene içerisinde böyle bir anı yaşamadık. Tabii en büyük üzüntümüz, bu şahsımdan öte milletime karşı yapılmış bir darbeydi, bir saldırıydı. Çünkü parlamentolar nerenin temsilcisidir? Milletin temsilcisidir, milletin vekillerinin olduğu yerdir. Mesela benim daha önce Başbakanlık odam olarak kullandığım yer tamamıyla adeta şu anda yok oldu ve Parlamentonun Genel Kurul binasının dışında hemen hemen her yer şu anda harabe halinde. Bu bir demokrasiye saldırıdır ve bu demokrasiye saldırıya da milletimiz çok sert karşılık vermiştir."
Eski AK Parti Mersin İl Başkanı Mekin Merter Salt gözaltına alındı
Orman ve Su İşleri Bakanlığı'nda görev değişiklikleri
Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Mendi'nin savcılık ifadesi
Erdoğan'a hakaret ettiği iddiasıyla bir kişi tutuklandı
Darbe girişimi sonrası görevden alınan hakimler ve söz konusu girişime gösterilen hızlı tepkinin nasıl oluştuğu sorusuna ise Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: "Şimdi şunu bir defa çok açık, net ortaya koymak lazım. Önce bu silahlı darbe girişiminde bulunanların attığı adımın mazisi 30-40 yıllık bir
geçmişe sahip. Biz ise şu anda Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni yönetiyoruz ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni yönetirken de benim 14 yıl Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı dönemim var. Tabii ki yargıyla, polisimizle, askerimizle burada şüphesiz ki bizlerin her an, kim kimdir, bunları bilme zorunluluğumuz var. Milli İstihbarat Teşkilatımız var, Emniyet İstihbarat Teşkilatımız var, Askeri İstihbarat Teşkilatımız var, bütün bunları biliyorsunuz oralarda çalışan personel hakkındaki bilgileri, her şey ortadadır ve burada zaten yakalananlar, bunların içinde itirafçılar, bunlarla birlikte yargı şu anda adımlarını atmaktadır, kurumlar ve kurumların sorumluları da adımlarını atmaktadır."
"Hukuk dışında herhangi bir adım söz konusu değil"
Erdoğan, 15 Temmuz sonrası gerçekleştirilen görevden uzaklaştırmaların hukuk çerçevesinde yapıldığını vurgulayarak, hukuk dışı atılmış herhangi bir adımın söz konusu olmadığına dikkat çekti.
FETÖ'nün çok ciddi yapılanması ve bir şeması olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Darbe için, hukuk içinde darbe denilebilir mi? Darbeler tamamen hukuk tanımaz adımlardır ve bu hukuk tanımaz adımlara karşı şu anda bunların mahfilleri neresiyse, bu darbe girişiminde bulunanların kendilerine ait kurumları var, bunların eğitim kurumları da var, bunların asker içerisinde bu temsilcilerinin dışarıdaki irtibatlı olduğu yerler var, bunların kendilerine ait çok ciddi bir yapılanması, bir şeması var ve bütün bunların hepsi, Milli İstihbaratta bunların kimlikleri, vesaireleri belli ve bunlar belli olduğu için zaten bunların üzerine süratle gidilebilmiştir. Bunların okulları var, üniversiteleri var, lise, orta,
bu tür okulları var, bunların hepsi zaten biliniyordu."
Eğitim alanındaki öğretmenlerin bu boşluğunun nasıl doldurulacağını ilişkin bir soru üzerini de Erdoğan, bu alanda herhangi bir boşluğun kesinlikle söz konusu olmadığı cevabını verdi.
Gülen örgütünün (FETÖ) gerçekten bu darbenin esas unsuru olduğunu mu düşünüyorsunuz, yoksa öz eleştirel olarak bu aslında memnuniyetsizliğin oluşturduğu farklı motiflerin bir araya geldiği bir ortam mıydı?" sorusuna ise Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle cevap verdi:
"Gülen'le görüştürelim diyor"
"Şimdi bunları biz aslında gayet iyi biliyoruz, yani bütün istihbarat bilgilerimizle, şu anda hele hele bütün itirafçılarla. Örneğin bakıyorsunuz Silahlı Kuvvetler’deki birisi Genelkurmay Başkanını özellikle adeta konuşturmak isterken söylediği söz, isterseniz sizi kanaat önderimiz Fethullah Gülen’le görüştürelim diyor. Bakın, bu terör eyleminin, bu silahlı darbe girişiminin nereden idare edildiğini, nasıl yönetildiğini çok açık, net ortaya koyuyor. Bunlar tabii şu anda yargıya hepsi verilmiş durumda, yargının elinde bunlar birer belge olarak var ve bu itirafçıların sayısı da her geçen gün artıyor."
"OHAL'in uzatılmasını gelişen şartlar belirleyecek"
Erdoğan, olağanüstü halin 3 ay sonunda uzatılıp uzatılmayacağı ve bu süreçte neler yapılacağı sorusunu cevaplarken de hukuk çerçevesinde OHAL'in 3 ay sonunda artı 3 ay olarak uzatılabileceğini hatırlattı.
Olağanüstü halin uzatılmasını gelişen şartların belirleyeceğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: "Eğer normalleşme süreci olmuşsa, normalleşme sürecine girmişsek zaten devamına gerek yok. Bakın Fransa’da bizimki gibi bir darbe filan olmadı, bir terör saldırısı oldu ve terör saldırısının da boyutu belli. Bizimkiyle mukayese edilir bir şey değil. Bakın bizde şehit var, bunun yanında 2 bin 187 yaralı var, onlarınkinde böyle bir şey yok ve devlete karşı yapılıyor bu. Ve Fransa ne yaptı? 3 ay önce ilan etti, ardından bir 3 ay daha ilan etti, şimdi bir 3 ay daha ilan etti ve böylece 6 aydan 9 aya şu anda çıkmış vaziyette. Biz ise şu anda 3 aylık bizim böyle bir ilanımız söz konusu. Eğer bu 3 ay içerisinde bir normalleşme olursa zaten tekrar uzatmak diye bir şey söz konusu değil, ama 6 aya kadar bunu uzatma yetkimiz var."
"AB'nin dışında dünyanın neredeyse tamamında idam var"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Gerçekten idamın söz konusu olması, idam cezasının tekrar yürürlüğe konmasını, getirmeyi düşünüyor musunuz? Ki bu durumda dünyadaki dostlarınızı da belki çok azaltma durumu olmayacak mıdır ve bir nevi dostların uzaklaşması söz konusu olmayacak mı? Gerçekten idam cezasının geri getirilmesini düşünüyor musunuz, yoksa sadece bir tehdit miydi bu?" şeklindeki bir soruya da, şu cevabı verdi:
"Şimdi bakın, bir defa bazı gerçekleri görelim, dünya gerçeklerinden uzak yaşamayalım, dünya gerçeklerini görelim. Dünyanın ne kadarında idam var, ne kadarında idam yok, bunu görmemiz lazım. Sadece şurada Avrupa Birliği üyesi ülkelerde idam yoktur ama bunun dışında dünyanın neredeyse tamamına yakınında idam uygulaması vardır.
Burada bir gerçeği vurgulayalım; bakınız şu anda biz 53 senedir Avrupa Birliği’nin kapısındayız, biz idam cezasını kaldırdık. İdam cezasını kaldırdık da ne değişti? Şu anda eğer demokratik bir hukuk devletindeyseniz, demokrasilerde söz kimindir? Halkındır değil mi? Halk şu anda ne diyor? İdam diyor. Biz
yöneticilere düşen görev nedir? Halkın bu talebini, hayır, biz sizin bu talebinizi kabul etmiyoruz diyebilir misiniz? Bu talebi getireceğimiz yer neresidir? Parlamentodur, Parlamentoya bu talep gelir, Parlamento kabul eder veya etmez. Ederse bununla ilgili adımlar atılır ama etmezse o zaman da söyleyecek hiçbir şeyimiz yok.
"AB'nin yaklaşımını şahsım olarak samimi bulmuyorum"
"Bakınız, eğer bu darbe girişimi başarılı olsaydı bu şehit sayısı binlerce olurdu ama başarılı olamadılar" diyen Erdoğan şöyle devam etti: "Böyle bir şeye biz seyirci kalabilir miyiz? Halk şu anda isyan ediyor
ve halk adeta gittiğimiz meydanlarda, her yerde bize bunu söylüyor. Ve siz siyasetçi olarak, hayır, biz sizin bu söylediğinizi kabul etmiyoruz, dinlemiyoruz dediğiniz anda, o halk o siyasi hareketten de bu ülkeyi yönetenlerden de kopar, onun için böyle bir şeye evet deme hakkımız yok. Avrupa Birliği’nin de bu noktadaki yaklaşımlarını doğrusu başta şahsım olarak da samimi bulmuyorum."
"Kim söylüyor bunu?"
"Normalde Cumhurbaşkanı olarak önemsediğimiz kararları kendinizin verdiğiniz durumlar oluyor?" sorusuna ise Erdoğan,"Kim söylüyor bunu? Böyle bir karar verme yetkim var mı? Kim söylüyor? Ben kral değilim, ben sadece Cumhurbaşkanıyım, yani halkın, milletin seçtiği yüzde 52’yle bir Cumhurbaşkanıyım ve Türkiye’de krallık yok. Demokratik bir hukuk devleti içerisinde biz halkın taleplerine kapalı olamazsınız, hayır diyemezsiniz." şeklinde cevap verdi.
Erdoğan, ARD sunucusun "Yurt içinde ve yurt dışında güçlü bir Cumhurbaşkanısınız" sözleri üzerine, şunları kaydetti: "Güçlü bir Cumhurbaşkanı olmak Anayasaya aykırı, yasalara aykırı hareket etme yetkisini size vermez ama halkın nabzına kulak vermeyi gerektirir. Eğer halkın nabzına biz kulak vermemiş olsaydık, halkımız beni yüzde 52’yle Cumhurbaşkanlığına getirmezdi. Ama halkımla olan diyaloğum iyi olduğu için, halkım yüzde 52’yle beni Cumhurbaşkanlığına getirmiştir, kurucusu olduğum partiyi yüzde 50’yle iktidarda tutmuştur. Dolayısıyla halkla siyasetçi hiçbir zaman kopuk olmamalı, halkın taleplerine de her zaman kulak vermeli ve parlamenter demokrasinin içerisinde bu açıkça bellidir."
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
İran’da neden “başkentin Tahran'dan taşınması” gündemde? Pezeşkiyan: Zaman kaybediyoruz, başka seçeneğimiz yok!
NASA'nın geleceği Musk'ın elinde mi? Uzmanların endişesi büyük: Sonunu getirebilir...
SON DAKİKA! Nükleer tehdit Avrupa'da bu maddeye talebi patlattı (Ukrayna'nın ABD ve İngiliz füzelerine karşılık Rusya’dan balistik füze!)
İzlanda'daki yanardağ 7. kez uyandı
Ukrayna'dan Rusya'ya kritik hamle: ATACMS ve Storm Shadow füzeleri kullanıldı