ABD eski Suriye Özel Temsilcisi Jeffrey CNN TÜRK'te: Suriye’ye harekat olacak mı?
Türkiye Suriye’de yeni harekat düzenler mi? ABD, terör örgütü YPG'ye desteği kesecek mi? ABD’nin eski Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey bu soruları CNN TÜRK'e özel yanıtladı. Detaylar, Dış Haberler Muhabiri Hilken Doğaç Boran'ın özel röportajında.
Hilken Doğaç Boran: Bildiğiniz gibi Türkiye Suriye’de yeni bir harekatın eşiğinde. Ama ABD de Rusya da büyük çaplı operasyon istemiyor. Ankara’nın bu konudaki söylemleriyse bir hayli net ve sert. Sizce Türkiye yine de harekât başlatır mı?
James Jeffrey: Öncelikle beni konuk ettiğiniz için teşekkürler. Türkiye bunu yapar mı yapmaz mı bilmiyorum. Bir defa bunlar Ankara’nın alma hakkı olan ulusal güvenlik kararlarıdır. Bu sorgulanamaz. Egemenlik ve öz savunma kapsamına girer. Buradaki soru şu: harekat, Türkiye’nin Suriye’de koyduğu hedeflere ulaşmasına katkıda bulunacak mı? ABD’nin, yani bizim, endişemiz durumun bölgedeki istikrarı daha da bozması. PKK ya da DAEŞ tehdidini ortadan kaldırmayacak olması. Türkiye ve ABD’nin hem DEAŞ hem de Rusya, İran ve Esad Rejimi’nden Türkiye’ye yönelik tehditlere karşı iş birliği imkanlarını azaltacak.
Hilken Doğaç Boran: İki hafta önce Ankara’yı ziyaret ettiniz. Savunma Bakanı Hulusi Akar’la buluştunuz. Neler konuştunuz? ABD yönetimi adına bir ziyaret miydi bu?
James Jeffrey: Öncelikle, özel görüşmelerime dair detay vermiyorum. Ama ABD hükümetini temsil etmiyordum, ABD’den bir mesaj taşımıyordum. Tabii ki bir analist ve eski hükümet yetkilisi olarak ABD yetkilileriyle düzenli olarak irtibat halindeyim. Ne düşündüklerine, yaklaşımlarına oldukça hakimim. Ama Türk dostlarım ve meslektaşlarımla konuştuğum her şey benim görüşümdür, ABD hükümetinin görüşünü yansıtmaz.
Hilken Doğaç Boran: DAEŞ ve PKK tehdidinden söz ettiniz. Türkiye, ABD’yi terör örgütü PKK’nın Suriye uzantısı YPG’yi sözde Suriye Demokratik Güçleri kisvesi altında meşrulaştırmaya çalışmakla suçluyor. Bildiğiniz gibi İstiklal’de 6 kişinin katledildiği ve birçok kişinin yaralandığı terör saldırısı sonra buradan kaynaklı tehdit daha da arttı. Ankara Suriye’de harekete geçmeye hazır olduğunu açıkladı. ABD’nin eski Suriye Özel Temsilcisi olarak sizce Biden Hükümeti SDG’ye desteği sürdürmeli mi?
James Jeffrey: Evet sürdürmeli. Ama ABD bunu yaparken, bu durumun Türkiye’de tartışmaya yol açtığının tamamen farkında olmalı. YPG ya da diğer adıyla SDG’nin PKK’ya bağlı bir unsur olduğunu ve gizli bir tehlike teşkil ettiğini kabul etmeli. Öte yandan, Ekim 2019’da Ankara’da imzaladığımız anlaşmadan sonra 3 yıl boyunca Suriye’den Türkiye’ye yönelik DAEŞ, SDG ya da YPG’den saldırı gelmedi. Türkiye, ABD ile iş birliği yaparak güney sınırını saldırılara karşı 3 sene koruyabildi. İstanbul ve Gaziantep saldırıları tabii ki oldukça trajik. Ama 3 yıl içinde DAEŞ ve Suriye’deki PKK unsurları tarafından düzenlenen ilk saldırıydı. Bu önemli bir detay. Diğer bir husussa, ABD Suriye’de bir yerel ortak olmadan faaliyet yürütemez. YPG/SDG neredeyse sekiz yıldır bu ortak görevinde. Eğer ABD Suriye’den çekilirse DAEŞ operasyonlarını derhal genişletir. Onlara karşı önemli bir faktörüz. Daha da önemlisi Rusya, Esad ve İran biz çekilirsek inanılmaz sevinir. Türkiye ve açıkçası İsrail’in öz savunmalarına yönelik Suriye’deki operasyonları çok daha büyük baskı altında kalır. Bu da mutlaka hesaba katılmalı.
Hilken Doğaç Boran: Başka bir alternatif de SDG’nin ABD ve Rusya ile imzalanan anlaşmalar kapsamında 30 KM’lik aladan çekilmesi. Size şunu sormak istiyorum. Bildiğiniz gibi ABD, Rusya ve İran’ın dertleri başlarından aşkın. Ukrayna’dan İran’daki protestolara kadar birçok şey var. Herkes bölgede büyük bir çatışma ya da harekattan kaçınmak istiyor. Sizce Washington, daha fazla can kaybını önlemek için SDG’yi Münbiç ve Kobani’den çekilmeye ikna edecek gücü ya da nüfuzu var mı?
James Jeffrey: Öncelikle bizim Türkiye’yle yaptığımız anlaşma “Barış Pınarı Harekâtı” bölgesi için geçerli. M4 Otoyoluna kadar 30 KM’lik bir alan için yapıldı. Buradaki SDG güçlerinin çekilmesini sağladık. Sorun burada değil. Açıkçası sorun Türkiye’nin Soçi’de Rusya’yla imzaladığı anlaşmada. Burada Suriye Demokratik Güçleri adına konuşamam. Ekim 2019’da Barış Pınarı bölgesinden çekildiler. Türkiye’yle imzalanan anlaşmalar kapsamında 2019 yazında başka bölgelerden de çekildiler. Ayrıca Münbiç’ten de çekilmeler oldu. Yani defalarca geri çekildiler ve belli bir noktaya kadar da bunu yaptılar. Bunu da hesaba katmak gerek.
Hilken Doğaç Boran: Birçok SDF lideri uluslararası basın ve diğer kanallar üzerinden ABD’ye “Bizi Türkiye’ye karşı terk etmeyin” çağrısı yaptı. Sizce Washington, bölgede SDG’yi korumak için ne kadar ileri gitmeyi göze alır? Eğer silahlı bir çatışma, harekât olursa ABD’nin SDG’den desteğini çekmesi söz konusu mu?
James Jeffrey: Washington’ın SDG’ye desteği keseceğini ön görmüyorum. Ancak Trump döneminde iki kere şunu gördük. Washington çatışma bölgesinin çok kaotik olduğuna hükmetti ve askerlerini oradan çekti. Bu yine olacak demiyorum, ama iki kere yaşandı bu. Washington Suriye’nin Kuzeydoğusundan ve güneyinden askerlerini çekerse o zaman DAEŞ, Rusya, Esad ve İran’ın Türkiye için hassasasiyete sahip bölgelerdeki nüfuzu misliyle artar. Bunu da düşünmek gerek.
Hilken Doğaç Boran: Ruslar adına konuşmayacağım dediniz. Ama Suriye özelinde yıllarca çalışmış diplomat olarak tecrübenizden faydalanmak istiyorum. Sizce Moskova’nın ABD’den önce Türkiye’ye Tel Rıfat cephesinde bir harekât için yeşil ışık yakma ihtimali var mı?
James Jeffrey: Rusya’nın hem Türkiye hem de SDG ile temaslarını yakından takip etmiyorum. Sadece bu görüşmelerin yapıldığını biliyorum. Rusya’nın ne yapacağını tahmin edemem. Bir taraftan Esad’ı destekliyorlar. Kendisi Türkiye’nin Suriye’de daha fazla toprak kontrol etmesini istemiyor. Öte yandan Ukrayna ve Suriye’deki durumu göz önünde tutunca ABD ve Türkiye’nin arasını açmak Rusya’nın işine gelir. Yani bu da Rusya’nın alacağı kararlarda bir faktör olur.
Hilken Doğaç Boran: Biden hükümeti ABD güçlerini Afganistan’dan tamamen çekerek tarih yazdı. Aynı şekilde Suriye’den de çekilerek tarih yazarlar mı?
James Jeffrey: Hayır. Bunun iki sebebi var. ABD’nin liderlik ettiği Afganistan’daki Uluslararası NATO misyonu günün sonunda görevini yerine getirdi. Dolayısıyla çekilme kaçınılmazdı. Türkiye de burada inanılmaz önemli ve çok takdire şayan bir rol oynadı. Suriye’deki küçük ABD varlığı da hedeflerine ulaştı. Bu hedefler resmi olarak DAEŞ’e karşı savaşmaktı. Gayri resmi olarak ise Suriye Hükümeti, İran ve Rusya’ya olabildiğince az Suriye toprağı bırakmaktı. Bu durumda Türkiye, Irak ve diğer ülkelere tehdit teşkil etmelerinden endişeleniyorduk. Yani burada başarılı olduk. Son olarak, her ne kadar Afganistan’dan çekilmek kendi içinde mantıklı olsa da, çekilme sürecine gelen yurtiçi ve uluslararası tepkiler göz önünde tutulduğunda bence Biden Hükümeti Amerikan askerlerini başka bir bölgeden çekmeden önce iki kere düşünür. Özellikle de başarılı oldukları bir bölgeden çekme konusunda.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
İran’da neden “başkentin Tahran'dan taşınması” gündemde? Pezeşkiyan: Zaman kaybediyoruz, başka seçeneğimiz yok!
NASA'nın geleceği Musk'ın elinde mi? Uzmanların endişesi büyük: Sonunu getirebilir...
SON DAKİKA! Nükleer tehdit Avrupa'da bu maddeye talebi patlattı (Ukrayna'nın ABD ve İngiliz füzelerine karşılık Rusya’dan balistik füze!)
İzlanda'daki yanardağ 7. kez uyandı
Ukrayna'dan Rusya'ya kritik hamle: ATACMS ve Storm Shadow füzeleri kullanıldı