Peki kampüs? Anadolu Üniversitesi’nin kampüs olanakları nasıl? Yetersiz gördüğünüz noktalar varsa bizimle paylaşır mısınız?
Öncelikle kampüs kelimesi yerine öz Türkçe olan yerleşke kelimesinin kullanılması taraftarıyım. Anadolu Üniversitesi bünyesinde 2 büyük yerleşke var. Merkez yerleşke olan Yunus Emre yerleşkesi için konuşursak çok fazla eksiğimizin olduğunu söyleyemem. Öğrenci Konseyi Başkanlığı yaptığım süre zarfında okul yönetimimizle gerekli görüşmeleri yaptık ve gördüğümüz eksiklikleri dile getirdik. Neticesinde yerleşke içinde yeni kafeler açıldı.Bazı fakültelerimizin kantinleri yetersiz. Bunun dışında merkez yerleşke için söylenecek çok büyük eksiklikler yok. İki Eylül Yerleşkesinde ise öğrenci arkadaşlarımızın vakit geçireceği alanlar biraz kısıtlı. Tam anlamıyla gelişimini tamamlayamamış bir yerleşke olduğunu üzülerek söylemem lazım. Yavaş yavaş yenilikler yapılıyor ama dediğim gibi şu an için beklentileri karşılayamayan bir yerleşke.
Bir aday öğrenci size gelse ve ‘’Anadolu Üniversitesi nasıl bir üniversite?’’ diye sorsa, ona ilk olarak Anadolu Üniversitesi’nin hangi özelliklerinden bahsedersiniz?
Tabi ki ilk olarak üniversitenin kütüphanesinden bahsetmek istiyorum. Kütüphane bir öğrencinin mihenk taşıdır. Dünyanın en büyük kütüphanelerinden birine sahibiz. 24 saat açık olan,gece 01.00 dan sonra öğrencilere ücretsiz çorba ve içecek ikramları bulunan birçok uluslararası dergiye aboneliği olan bir kütüphanemiz var. İkinci olarak yemek konusuna da değineyim. Türkiye’de ki bütün üniversiteler yemekhanelerini özel şirketlere vermiş durumdalar. Biz Anadolu Üniversitesi olarak özelleşmemiş tek üniversite yemekhanesine sahibiz. Yani üniversitemizin kendi seçtiği uzman personeller tarafından yemeklerimiz yapılmakta.Gene Türkiye’de ilk olarak Üniversite öğrencilerine 3 öğün yemek olanağı sunuyor.Sabah kahvaltısı,öğle yemeği,ve akşam yemeğini öğrenciler okullarında yiyebiliyorlar. Ve öğün başına sadece 1 lira. Öğrenci arkadaşlarımız 3 lira verip gün boyu kaliteli yemek yiyebilme imkanına sahipler.