"6 yaşında okula başlamak travma yaratır"
Talim ve Terbiye Kurulu Eski Başkanı, Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ziya Selçuk Eğrisi Doğrusu'nda Taha Akyol ve Sedat Ergin'in sorularını cevaplandırdı. Selçuk, okula başlama yaşı ile ilgili eleştirilerini dile getirdi: "6 yaş grubunun okul öncesi yerine birinci sınıfa başlatılması çok büyük travmalara yol açacak. Bu çocuklar asla uygun değiller"
Selçuk sözlerine şöyle devam etti:
"Birinci sınıf müfredatı için hem henüz müfredat değiştirilmemiş, öğretmen hazır değil, veli hazır değil, fiziksel şartlar hazır değil, finansman modeli hazır değil, mevzuat hazır değil. Şimdi bütün bu hazırlıksızlık içerisinde bu kadar çocuğu ki buraya ben çocukların temsilcisi olarak geldim. Bu çocukların 6 yaş içerisinde birinci sınıfa başlatılmaları halinde fiziksel olarak da bir sorun var. Çünkü 1 milyon300 bin öğrenci olsa bir yıl içerisinde yaş grubunda ikiye katlanıyor. 2 milyon 600 bin öğrenci aynı anda birinci sınıfa başlamak durumunda kalıyor ki bu zaten yok. Yani hepimiz biliyoruz bunun olmadığını. Ben bundan dönüleceğini düşünüyorum."
İmam hatiplerin durumu
Prof. Dr. Ziya Selçuk eğitimde esneklik getireceği öne sürülen yeni eğitim sisteminde imam hatip liselerinin durumunu ise şu şekilde değerlendirdi:
"İmam hatip meselesine gelince bu siyasi bir meseledir. Siyasetin ya da halkın ya da demokratik bir sürecin tercihleri o noktadaysa öyle olacaktır. O noktada değilse öyle olmayacaktır. Buradaki esnekliğe karşı olmakla ilgili bir düşüncem yok. Pedagojik olarak tabii imamlık eğitimi açısından o yaştaki çocuklara yoğun bir dini bilginin verilmesinin soyutlama açısından zaten mümkün olmadığını söyleyebilirim. Biz 12 yaştaki çocuklara din kültürü ve ahlak bilgisi derslerinde geçen kavram ve terimleri sıraladık ve verdik. Dedik ki bunlardan ne anlıyorsunuz?
Çocukların gerçekten hemen hemen hiçbir şey anlamadığını gördük. Bu çocuklara bu tür bir eğitimi vermek aslında daha ziyade ailelerin işi olması noktasında öne çıkmalı. Ama okulda bu tür bir şey katı bir dini eğitim yerine bir kulvarı özellikle lise seviyesinde yönlendirilecek bir kulvarın alt yapısı biçiminde olacaksa bu da siyasi bir konu. Bizim çocukların gelişiminde dini bir odaktan ziyade bir etik odak oluşturma ihtiyacımız var. Çünkü etik herkes için ihtiyaçtır. Yani Ateist içinde, Hristiyan için de, Müslüman için de herkesin ortak paydasıdır. Ama iş dini bir odağa geldiğinde o zaman ister istemez kendi içinde bir yabancılaşmayı doğuracak bir şeydir. "
Uzaktan eğtiim tartışmaları
Prof. Dr. Selçuk, çok tartışılan açık öğretim, yani uzaktan eğitim ile ilgili uzun vadede esnek olmamız gerektiğini de şu sözlerle ifade etti:
"Dünyada uzaktan öğretimin trend olarak gelişimi sürüyor. Ve 10 sene sonra yüksek öğretimdeki derslerin %70'inden biraz fazlasının uzaktan öğretim ile yapılacağı ve üniversitedeki dersliklerin %70'inin kullanılmayacağı boşalacağını biliyoruz. Bununla ilgili çok güçlü kanıtlar var. 10 yıllık projeksiyon içerisinde Kuzey Amerika ile ilgili bir durum bu. Türkiye ile ilgili değil. Şimdi lise için bu tür modeller, Kuzey Amerika ve Kuzey Avrupa'ya göre bizim gelişmişlik endeksindeki yerimiz düşünülürse bizim bunu yaygın olarak yapmamız hem muhtemel değil hem de doğru değil, Ancak fiili olarak bu durum gündeme geldiğinde aileler çocuklarını evde isterler mi?
Okula gitmeleri onları daha çok rahatlatır mı? İş hayatına girer de bunu yapmak ister mi? Şimdi biz burada esnek uzun vade için söylüyorum esnek olmalıyız. Yani uzaktan öğretim de olmalı. Ama bunun bazı toplumsal sorunlara yol açması kuvvetle muhtemel. Bunun önlenmesi için birtakım tedbirler alınabileceğini de düşünüyorum. Ama şöyle bir şey var. Bölgesel olarak bazı yerlerde özellikle kız çocuklarına yönelik ailelerin baskısı olabilir. Yoksa devlet jandarma zoruyla ya da devlet kampanyalar yoluyla zaten kız çocuklarını okula çekmeye çalışıyor. Ama ailelerin bu direncinin yıllar içerisinde eriyeceğini ve bu tür problemler olduğunda da bunun için bazı sosyal politikalar ya da yeni kampanyalar açılabileceğini düşünüyorum. "