Zirve Yayınevi katliamı davasında "gizli tanık" çözülmesi
Malatya'da görülen Zirve Yayınevi katliamı davasının 95. duruşmasında yargılanan sanıklar, kimliği açığa çıkan gizli tanık İlker Çınar'ın verdiği ifadelerin yalan beyan olduğu belirterek, tahliye talebinde bulundular. Davada yargılanan emekli Orgeneral Hurşit Tolon, "Yalancı bir sanık, tanık ve müfterinin yüzünden çekilen bu azaba son verilmesini talep ediyorum" diyerek, sonraki duruşmalardan vareste tutulma talebinde bulundu.
Malatya'daki Zirve Yayınevi'nde 18 Nisan 2007'de 1'i Alman 3 kişinin boğazlarının kesilerek öldürülmesiyle ilgili davanın 95'inci duruşması, Malatya 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü.
Malatya'da Hıristiyanlık'la ilgili kitapların basıldığı Zirve Yayınevi'nde Tilman Geske, Uğur Yüksel ve Necati Aydın'ın boğazlarının kesilerek öldürülmesi olayının sanıkları bugün 95'inci kez hakim karşısında çıktı. Geniş güvenlik önlemlerinden sonra başlayan duruşmada sanıklar savunma yaptı. 5 yıllık tutukluluk süreleri dolduğu gerekçesiyle elektronik kelepçe takılarak tahliye edilen sanıklardan Malatya'nın Darende ilçesinde bulunan Cuma Özdemir'in ve Kahramanmaraş'ın Elbistan ilçesinde bulunan Hamit Çeker'in katılmadığı duruşmaya, davanın bir numaralı sanığı olarak gösterilen emekli Orgeneral Hurşit Tolon katıldı. Bundan sonraki duruşmalar için bağışık tutulma talebinde bulunan Tolon, "Bu duruşmadan sonra yasal olarak bulunmam gereken duruşmalarda tabii ki bulunacağım. Ancak bundan sonraki duruşmalar için bağışık tutulmamı talep ediyorum. Yalancı bir sanık, tanık ve müfterinin yüzünden çekilen bu azaba son verilmesini talep ediyorum. Mahkeme heyetinin bunu dikkate alacağından eminim" dedi.
Cinayet anında olay yerinde yakalanan ve 5 yıllık tutukluluk süreleri dolduğu gerekçesiyle elektronik kelepçe ile evlerinde gözetimde bulunan Emre Günaydın, Salih Gürler ve Abuzer Yıldırım ise elektronik kelepçe uygulamasının kaldırılmasını, başka bir adli denetim kararının verilmesi taleplerinde bulundu.
İlker Çınar'ın gizli tanık sıfatının kaldırılmasını ve mahkemede sorgulamasını talep eden tutuklu sanık emekli Kurmay Albay Mehmet Ülger, "Bu ne cinayet ne de darbe davasıdır. Bu dava basit bir cinayet davasıdır. Benim tutuksuz yargılananlardan ne farkım var? Adalet içinde bir adaletsizlik var. Gizli tanık İlker Çınar paralel yapı tarafından kullanılmıştır. İlker Çınar'ın gizli tanık sıfatı kaldırılmalı ve mahkemede sorgulanmalı" diye konuştu.
İlker Çınar'ın asılsız ifadeleri nedeniyle tutuklu olduğunu belirten tutuklu sanık Binbaşı Haydar Yeşil, tahliyesini talep etti. Mahkemeden HTS kayıtlarını (telefon konuşma kaydı) isteyen Yeşil, yargılandığı günden beri bu kayıtların mahkeme heyetince dinlenmesini istediğini belirtti.
41 aydır haksız yere tutuklu olduğunu söyleyen tutuklu sanık öğretim görevlisi Ruhi Abat ise "Bunun tek nedeni ise sahteciliği meslek haline getirmiş olan İlker Çınar'ın beyanlarıdır. Bunun dışında şahsımı suçlayan hiçbir delil yok. Devlette misyonerlikle ilgili hiçbir yazı yazmadım. Böyle bir raporum da yok. İddianamede bu cinayeti Fettullah Gülen grubu üzerine yıkacağımız iddia ediliyor. Peki, kimdir bu Fettullah Gülen grubu ve kimin üzerinden bunu Fettullah Gülen grubu üzerine atacağız? Önce bize bunu bir söyleyin. Bizlere çok acı çektirdiler. Benim biyolojik varlığım tehlikede. Ramazan'ın üçüncü günü rahatsızlandım. Bu cinayet davasının binde birini işlemişsem bana en ağır cezaları verin. Ama bu iftiralara can dayanmaz. Bu nedenle bu dava yargının da bir sınavıdır" ifadelerini kullandı.
Mahkeme heyeti, saat 15.30'da ara karar vermek üzere duruşmaya ara verdi.