"Zehirledi'' iddialarına Süt Konseyi'nden yanıt
Ulusal Süt Konseyi, Okul Sütü Programı ile çocuklarda meydana gelen çeşitli rahatsızlıklar arasında bir bağlantı kurma yönünde doğal bir eğilim gözlemlendiğini, adı konmadan, doktor raporuna bağlanmadan vakaların gıda zehirlenmesi olarak ilan edilmesinin doğru olmadığını belirtti.
Ulusal Süt Konseyi Yönetim Kurulu, okul sütünden zehirlenme iddiaları ve ardından yaşanan gelişmeler dolayısıyla yazılı açıklama yaptı.
"Okul Sütü Programı'nın, çocukların üzerinde süt tüketimi konusunda korku oluşturarak onlar üzerinden haber rantı peşinde koşan sorumsuz yayınlara ve siyasi rant peşinde koşan politikacılara kurban edilemeyeceği" ifade edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Büyük gayret ve titizlikle her bir aşaması sorumlu üç bakanlıkça planlanarak uygulamaya başlayan Okul Sütü Programı'nın başlatıldığı gün, tüm eğitici faaliyetler başarıyla yapılmışken görsel ve yazılı basınımızın bir kısmı, bazı öğrencilerin rahatsızlanarak hastaneye kaldırılmaları haberlerini sunuş ve anlatışları elde hiçbir bilgi, veri olmadan, hastane sonuçları görülmeden, anında sanki önceden kurgulanmış bir şekilde sansasyon ölçeğinde haberlere yer vermiştir. Bakanlıkların ve uzmanların açıklamaları görmezden gelinerek bir panik havası yaratılmıştır.
Oysaki programa başlangıçta gösterilen ilgiye teşekkür edilmiş ve kamuoyunun da basın sayesinde desteği alınmıştı. Bu ortamı fırsatçılık olarak gören, ülke ve millet hayrına bir proje üretemeyen ve bilgi sahibi olmadan beyanat peşinde koşan bazı siyasiler ise rant peşine düşerek yanlış ve eksik bilgilerle kamuoyunu yanıltmaya çalışmışlardır."
Bakanlıkların yaptığı çalışmalar ve tüm sürecin kamuoyu ile paylaşıldığı belirtilen açıklamada, bunun yanında konseyin görsel ve yazılı basını 11 ve 12 Nisan 20102 tarihinde yapılan eğitim ve uygulama programına davet ettiği, Anadolu Ajansı aracılığıyla da tüm basına duyurulduğu, buna rağmen bu toplantıya basının ilgi göstermeyerek, katılmadığı ifade edildi.
Uygulamanın ülke genelinde ilk kez gerçekleştirildiği, sütün tam yağlı olduğu, süt tozu ve peynir altı suyu tozundan tam yağlı sütün teknik olarak kullanılamayacağı, ilave katkı içermediği, sade süt olduğu, dağıtılan sütlerin dünyada kullanılmakta olan en ileri teknoloji ile üretilen ve ambalajlanan, sağlık açısından tümüyle güvenli olan uzun ömürlü süt olduğu, UHT tekniğine göre üretildiği, üretiminin Bakanlıkça izin verilmiş ruhsatlı işletmelerde yapıldığı bildirilen açıklamada, üretimin tüm aşamalarının Türk Gıda Kodeksi'nin öngördüğü kurallara göre yapıldığı, okullara dağıtılan her parti sütten; üretim yerinde, okul sütü komisyonunda ve okullarda üçer adet numune alındığı, denetim, kontrol, analiz iş ve işlemlerinin Türk Gıda Mevzuatı'na göre yapıldığı, üretim aşamalarında bir sorunla karşılaşıldığında o partinin dağıtımının durdurulduğu, dağıtılmış ise geri toplandığı ifade edildi.
"Bazı yerel uygulamalarla karşılaştırılamaz"
Süt alerjisine karşı velilerin, öğretmenlerin ve öğrencilerin uyarıldığı, bu amaçla veli onayı istendiği, bu durumda olan çocukların program dışında kalmasının tebliğ ile öngörüldüğüne işaret edilen açıklamada, ayrıca 7 milyon 200 bin el broşürünün dağıtıldığı da aktarıldı.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Süt teknik şartnamesinde yer alan hususlar için eğiticilere 70 bin eğitim CD'si hazırlanarak dağıtılmıştır. Bazı yerel (İzmir) uygulamalar ile bu program büyüklük, maliyet, süt saklama, taşıma ve dağıtım bakımından karşılaştırılamaz. Aynı şey değildir.
Yerel olarak dağıtılan süt polietilen bardak içinde dağıtılmıştır. Kutu içinde dağıtılmış olsa idi maliyeti program çerçevesinde dağıtılan sütten 2 kuruş daha pahalı olacaktı. Sütün üretimi, kutulara doldurulması, paketlenmesi, depolanması, okullara dağıtılması aşamalarında meydana gelebilecek bir sorunda üretimi yapan firma sorumlu olup haklarında yürürlükteki mevzuata göre işlem yapılacağı İhale Teknik Şartnamesi, İdari Şartname ve İhale Sözleşmesi'nde bu duruma yer verilmiştir.
Bütün bu gerçeklerin ışığında çok önemli bir konuya dikkat çekmek istiyoruz. Başladığından bu yana kamuoyu ve medyanın ilgi ve dikkatini üzerinde toplayan Okul Sütü Programı ile çocuklarda meydana gelen çeşitli rahatsızlıklar arasında bir bağlantı kurma yönünde doğal bir eğilim gözlemlenmektedir. Adı konmadan, doktor raporuna bağlanmadan vakaların gıda zehirlenmesi olarak ilan edilmesi doğru değildir.
Programın sahibi olan bakanlıklardan, üretimi yapan sanayicilerimizden, sütü üreten üreticilerimizden ve alanında ihtisas kuruluşu olan konseyimizden bilgi alınmadan yapılan yayınlar ve siyasilerin demeçleri umarız sona erer.
Yaşamımızın kaynağı olan süt ve ürünlerinin sağlıklı üretimine, tüketimine destek ve hatta öncülük etmesi gereken basınımızın, sektördeki tüm kazanımları bir çırpıda yok edecek yayınlardan uzak durması etik değerler yanında kamu güvenliği açısından da önemlidir."
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
Batman'da terör propagandasına tokat gibi cevap: Burası Türkiye!
İzmir için KRİTİK uyarı: Su seviyesi yüzde 10'ların altına inebilir!
EN SON HABER | Kayıp iş insanının cansız bedeni ormanda bulundu: Ortağı tutuklandı!
Henüz 17 yaşında 70 suçtan kaydı var: Defne Hakim 'Ah' ederek paylaştı!
SON DAKİKA | Abdulkadir Selvi yazdı: Yeni bir 'kara harekatı' yolda mı?