"SATIN ALMAK İSTEYENLERLE İRTİBATA GEÇMEDİM, ÖNCELİĞİMİZ TAŞIN BİLİMSEL NİTELİĞİ"
Taşın kendisinden satın alınmak istendiğini fakat fiyat bile vermediğini vurgulayan Kamış, sözlerini şöyle sürdürdü: "10 sene önce laboratuvarda, mikro analiz ünitesinde parçalama işlemi gerçekleştirildi. Analiz neticesinde içinde 24 element olduğu ortaya çıktı. Ben bunu bir kenara koydum. Yakın bir zamanda da Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi’nde bir yakınımız tarafından numune verildi. Fakat analiz neticesi bana kaşesiz geldi. Ben ikisini karşılaştırdım iki analiz birbiriyle örtüştü. Orada ben bunun kanaatine vardım. Benden bu meteor satın alınmak istendi fakat ben araştırılmasını istediğim için kabul etmedim. Benden satın almak isteyen kişiyle direkt irtibata geçmedim, aracılar bana iletti. Benden fiyat istediler ama ben fiyat vermedim. Biz buna değer veren insanlarla irtibata geçmek isteriz. Çünkü önceliğimiz bu taşın bilimsel niteliği. Rabbime güvendim., tevekkül ettim. İlla ki her gecenin bir sabahı olduğu gibi her kışın bir baharı olduğunu bildim. Bir ara İstanbul’a götürüp orada muhafaza ettim. Çünkü İstanbul bizim için kutsal bir yer. Bir hissiyat vardı bende. Bu taş da İstanbul’daki dağınıklığı düzeltsin istedim. Enerjisine inandım. Çünkü hacer-ül esved taşımız var Mekke’de. Değer verilmesi gereken şeyler bunlar. Alemde hiçbir şey boşuna yaratılmamış. 10 yıl boyunca bu taşın bende olması tefekkürümü artırdı"
"BELKİ İNSANLIK İÇİN ÇOK GÜZEL BİR BİLGİ, DESTEK, YARAR BARINDIRIR"
Türkiye’nin uzay çalışmalarında önemli bir yol katettiğini ve kendisinde bulunan taşın da bu çalışmalara destek verebileceğini kaydeden Ertan Kamış, "Son zamanlarda uzay çalışmalarına yapılan yatırımlar bizi de heyecanlandırdı. Türkiye Uzay Ajansı’nın (TUA) son artırımı 2 bin 539 kat oldu. Bütçesi artırıldı. Bundan 20-30 sene Türkiye’de bulunan taşlar Fransa’daki bir araştırma müzesine götürülüyordu. Günümüzde uzay ajansımız var. Türkiye’de bunların araştırmalarını yapan daha fazla laboratuvarlar kurulsun, bu işler için ekipmanlar temin edilsin isterim. Taş bulan insanlarla ilgili çok fazla haber çıkıyor ama hep maddi anlamda bakılıyor bunlara. Manevi anlamda bakmanın bilinçlendirilmesi lazım. Atasözü bile var, ‘Ummadığın taş, baş yarar’ diye. Hiç ummazsın belki ama bir bakarsın insanlık için çok güzel bir bilgi, destek, yarar barındırır. Bunun algılanmasını istiyoruz" sözlerine ekledi.