hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    YÖK'ün yeni katsayı kararının gerekçesi...

    YÖKün yeni katsayı kararının gerekçesi...
    expand

    YÖK, yeni katsayılarla ilgili olarak "Kurulumuzca belirlenen yeni oranlar eski sistemde olduğu gibi farklı alana yönelmek isteyen öğrencilerin geleceğini belirleme hakkını kullanmalarını imkansızlaştıran değil, yargı kararları doğrultusunda oldukça zorlaştırıcı etki yaratan bir orandır" açıklaması yaptı.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    YÖK Genel Kurulu'nun yeni katsayıların alanını tercih edecek öğrenciler için 0.15, alanı dışında tercih yapacak adaylar için 0.12 olarak belirlenmesinin gerekçesi açıklandı.

    Gerekçede, katsayı oranları ile ilgili açılan dava konusuna değinilerek, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun kararı anımsatıldı.

    YÖK'ün, yargı kararını yerine getirmek amacıyla yeni bir katsayı oranı belirlemek üzere toplandığı ve yeni sistemin bütünlüğü içinde hukuki ve teknik değerlendirmeler yaparak yeni bir oran belirlediği ifade edilen gerekçede, "Bu oran mevcut yeni sistemin bütünlüğünü bozmayacak ölçme ve değerlendirme ilkelerine uygun maksimum orandadır" denildi.

    Gerekçede, "Bu belirleme yapılırken önceki sınav dönemlerinde ortaya çıkmış veriler ve uygulama sonuçları değerlendirilmiş, yükseköğretim programlarına daha donanımlı öğrencilerin yerleşmesini sağlamak hedef alınmıştır. Bir önceki sınav sonrasında ilk yerleştirme sonucunda boş kalan kontenjanın en uygun nitelikte öğrenciler ile doldurulmasında yaşanan sorun da dikkate alınmış ve soru türü bakımından asgari yeterliliği sağlamış, nitelikçe en uygun öğrenciler tarafından doldurulması esas alınmıştır" ifadesi yer aldı.

    "Tek sınavla bilgi ölçülemiyor"

    1998'den bugüne kadar yapılan üniversiteye giriş sisteminde uygulanan tek aşamalı sınavın bilgi yerine ağırlıklı olarak yetenek ölçümünü esas aldığı belirtilen gerekçede, bu nedenle öğrencilerin ortaöğretimdeki bilgi ve başarılarının ölçülemediği ve başarı sıralamasının belirlenmesinde Ağırlıklı Ortaöğretim Başarı Puanının (AOBP) belirleyici olduğu ifade edildi.

    Gerekçede, sadece lise 1. sınıf bilgilerinin ölçülmesi nedeniyle, lise 2, 3 ve 4. sınıf bilgilerinin ve bu bilgilerdeki öğrenci başarılarının farklı katsayı uygulanmak suretiyle sınav puanına yansıtıldığı anlatıldı.

    Gerekçede, "Ne var ki 10 yılı aşkın uygulama sonuçları bu sistemin birçok açıdan sakıncalı ve amaçla uyumlu olmadığını ortaya çıkarmıştır. Sınavın bilgi ölçen bir sınav olmaması nedeniyle adayların lise müfredatından koptuğu ve dershanelere odaklandığı, AOBP'nin belirleyici etkisi nedeniyle gerçeği yansıtmayan, şişirilmiş başarı ortalamalarının adaylar arasında adaletsizliklere yol açtığı, özellikle ortaöğretim başarısını gerçekçi olarak değerlendiren okulların öğrencilerini mağdur duruma düşürdüğü ve alan dışı tercih yapmayı imkansızlaştıran yapısı nedeniyle de ortaöğretim 8. sınıf sonrasında adayların tercihlerinde meydana gelen değişiklikleri revize etme şansını ortadan kaldırdığı gözlemlenmiştir. Bu sistemde okulun yerini dershanelerin aldığı, özellikle lise son sınıftaki öğrencilerin sağlık mazeretiyle okula devam etmedikleri, ancak buna rağmen okul başarısını yükseltmek adına yüksek notlar verildiği, gerçek başarı yerine katsayı farklılaştırılması yoluyla türetilmiş başarı esasına dayanan bu sistemin çalışkan ve donanımlı öğrencilerin aleyhine işlediği bir vakıadır" denildi.

    Komisyon çalışmaları anlatıldı

    Bu nedenle giriş sisteminin değişmesi gerektiği konusunun irdelendiği YÖK Strateji Raporu'nun dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e sunulduğu ve bu konuda çalışmak üzere ÖSYM Başkanı'nın da aralarında bulunduğu bir komisyon oluşturulduğu anlatılan gerekçede, komisyonun çalışmaları anlatıldı.

    Komisyonun vardığı sonuçlar ve önerilerin yer aldığı raporun 21 Temmuz 2009'da YÖK Genel Kurulu'na sunulduğu ve Genel Kurul'un puan türlerinin belirlenmesi ve yerleştirme puanlarının hesaplanmasına ilişkin kararlar aldığı ifade edildi.

    "YÖK Genel Kurulu 21 Temmuz 2009'da aldığı kararla yukarda belirtilen sakınca ve şikayetleri gidermek ve ölçme değerlendirme ilkelerine uygun şekilde daha donanımlı öğrencilerin yükseköğrenime ulaşmasını temin etmek amacıyla yeni bir sınav modeli öngörmüştür" denilen gerekçede, yeni sınav sisteminin amacına değinildi.

    Gerekçede, "Öğrencilerin gerçek başarısını esas alan bir ölçme ve değerlendirme sınavı getirildiği için, önceki sistemde öğrenci başarısının ölçülmemesi nedeniyle uygulanan katsayı farkının Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 18 Şubat 2010'da verdiği karar ile belirlenen ölçülere getirilmesinin benimsendiği" vurgulandı.

    Gerekçede, "Bütün bu açıklamalar doğrultusunda yeni katsayı oranlarına ilişkin işlem tesis edilirken yargı kararının gereğinin yerine getirilme zorunluluğu ve sistemin bütünlüğünü koruma kaygısı birarada değerlendirilmiştir. Sonuçta alan içi ve alan dışı tercihlerde kullanılacak katsayı oranlarının 0.15 ve 0.12 olmasına karar verilmiştir. Böylece getirilen 0.03 puanlık katsayı farkıyla AOBP en düşük olan öğrenciler arasında alan farkından dolayı 3 puanlık, AOBP en yüksek olan öğrenciler arasında alan farkından dolayı 15 puanlık bir fark doğmuştur. 2009'da üniversitelerin lisans programlarına yerleşen adayların AOBP sayısal puanlarının dağılımı listelerinin incelenmesinden, zaten düşük puana sahip olan (50-70 arasında AOBP puanına sahip) ve lisans programına yerleşen öğrenci sayısının dikkate alınmayacak ölçüde çok düşük olduğu görülmektedir. Bu itibarla yığılma 70-100 puana sahip öğrencilerde olduğundan puan farkının da üst seviyede bir anlam ifade ettiği görülecektir. Kısacası yerleştirmede 3 puanlık fark değil, 70-100 AOBP aralığına yansıyan 8-15 puanlık fark önemli olacaktır" denildi.

    Gerekçede, yeni belirlenen katsayı oranları ile alan dışında tercihte bulunan adayların bu alanla ilgili yeterli donanıma ve bilgi birikimine sahip olup olmadıklarının, yeni sınav sisteminden soruların sayısının artırılması ve puanlama ağırlıklarının alanlara göre farklılaştırılması yoluyla ölçülebilir nitelik taşıdığı belirtildi.

    Gerekçede, ortaöğretimden mezun olduğu alanın dışında bir alanda yükseköğretime devam etmek isteyenlerin karşılaşacağı zorluğun ölçülülük ilkesine aykırı olmamasının sağlanmaya çalışıldığı ifade edildi.

    "Ölçülük ilkesi"

    Gerekçede, "Ölçülülük ilkesi uyarınca getirilen bir sınırlama ya da yaptırımın ulaşılmak istenen amaçla orantılı olması, yıkıma yol açmaması ve bir hakkın özüne dokunmaması gerekmektedir. Kurulumuz, dava konusu işlemle yargı kararının gereğini yerine getirme anlamında yeni katsayıları belirlerken tüm bu ölçüleri göz önünde bulundurmuştur. Bir yandan yargı kararında belirtilen 'yöneltme' gerekçesine uygunluk anlamında alan içi, alan dışı farklılaştırması yapılmış, bir yandan da yöneltme amacını gerçek başarıyı esas alan bir ölçme değerlendirmeyle sağlayan yeni sistemin bütünlüğü göz önünde bulundurulmuştur. Aynı zamanda Kurulumuzca belirlenen yeni oranlar eski sistemde olduğu gibi farklı alana yönelmek isteyen öğrencilerin geleceğini belirleme hakkını kullanmalarını imkansızlaştıran değil, yargı kararları doğrultusunda oldukça zorlaştırıcı etki yaratan bir orandır" denildi.

    Sadece yeteneğin ölçüldüğü tek aşamalı bin sınavda, her bir alana ilişkin soru sorulmaması nedeniyle öğrencilerin yönlendirilmesinde tek araç olarak katsayı farklılaştırılmasının kullanılmasının kabul edilebilir bir durum olduğunun ifade edildiği gerekçede, "Öğrencilerin kendi alanlarında ortaöğretimde aldıkları bilginin ölçülmesini öngören yen modelde katsayı farklılaştırılmasının kabul edilebilir ölçüde olması ölçülülük ilkesine ve kamu yararı ile hizmet gereklerine ters düşecek nispette sonuç doğurmaması da gerekmektedir" ifadesi kullanıldı.

    "Daha fazla açılması sorun oluşturur"

    Gerekçede, 2010'a kadar uygulanan sistemde lisans programlarına yerleştirmede referans alınan 3 puan türü yerine yeni sistemde LYS sonucunda lisans programlarına yerleştirmede esasa alınan 18 puan türü getirildiği anımsatılarak, "Yerleştirmeye esas alınan bu 18 puan türünde katsayı nedeniyle puan farkının belirlenen orandan daha fazla açılması yeni sistemin işlerliğinde önemli sorun oluşturacaktır. Alan içi ve alan dışı farkın aşılamaz ölçüde belirlenmesi durumunda 2009'da yaklaşık 306 bin olan toplam lisans kontenjanının 40 bininin ek yerleştirmeye rağmen boş kalması dikkate alındığında ortaya çıkan sorunun önemi ortaya çıkmaktadır. Katsayı oranları belirlenirken bu tablo da dikkate alınmak suretiyle seçiciliğin sınav türü bağlamında artırılması ve lisans programlarını tercih edecek potansiyel öğrencilerin sayılarının üniversite kontenjanlarına uygunluğu sağlanmaya çalışılmıştır" denildi.

    "Öğretmen liseleri için katsayı 0.06"

    Öte yandan gerekçede, YÖK Genel Kurulu'nun Anadolu öğretmen liseleri ile meslek lisesi mezunlarından, sınavsız kayıt hakkı olanlar dışında, kendi alanlarındaki programları tercih etmeleri halinde ilgili AOBP'nin 0.06 ile çarpılacağı kararına da yer verildi.

    Kararda AOPB'nin 0.06 ile çarpımı sonucunda bulunan puanın sınav puanına ekleneceği belirtilerek, "Bu karar ile en üst AOBP'de 30 puanlık, en alt AOBP'de 6 puanlık bir fark doğmuştur. Böylece öğretmen lisesi ve meslek lisesi mezunlarına alanlarında bir bölümü tercih etmeleri durumunda ciddi bir katkı sağlanmıştır" denildi.

    Kararda ayrıca meslek yüksek okullarına sınavsız geçişten boş kalan kontenjanlarına, açık öğretim programlarına ve meslek liselerinin devamı niteliğindeki lisans programlarına YGS puanları esas alınarak yerleştirme yapılacağı da belirtildi.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow