YÖK Başkanı: "Şiddet içermeyen eylem meşrudur"
YÖK Başkanı Gökhan Çetinsaya, "Şiddet içermedikçe her türlü öğrenci eylemi meşrudur, yapılmalıdır da. Ama YÖK karşıtı hareketin YÖK'ün ara rejimlerdeki rolü dolayısıyla bir tepki olduğunudüşünüyorum" dedi.
Çetinsaya, eğitim muhabirleriyle bir araya geldiği sohbet toplantısında, YÖK yasa taslağının hazırlanma sürecine ilişkin bilgi verdi.
Taslağın hazırlık sürecinde öğrenciden rektöre, üniversitenin idari personelinden eğitim muhabirleri ve editörlerine, kamu kurum ve kuruluşlarından sivil toplum örgütlerinin temsilcilerine kadar tüm tarafların görüşlerine başvurduklarını hatırlatan Çetinsaya, devam eden süreçte de her öğretim elemanı grubu için toplantı yapmaya karar verdiklerini söyledi.
Araştırma görevlileriyle yarın, yardımcı doçentler ve bir grup rektörler 4. grupla 13 Kasım'da, doçentlerle 14 Kasım'da, profesörlerle 15 Kasım'da, üniversite genel sekreterleriyle 16 Kasım'da ve rektörler 5. grupla 20 Kasım'da toplantılar yapılacağını belirten Çetinsaya, toplantıların kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcileri ve öğrencilerle süreceğini vurguladı.
Her üniversiteden iki araştırma görevlisinin toplantıya katılacağını ifade eden Çetinsaya, bu toplantının "yeniyasa.yok.gov.tr" web adresinden canlı yayımlanacağını ve böylelikle toplantıya katılamayanların da izleyerek görüşlerini anında web üzerinden belirtebileceğini anlattı.
Türkiye Öğrenci Konseyi'nin yöneticileriyle ve üniversitelerin öğrenci temsilcileriyle de görüşeceklerinin altını çizen Çetinsaya, Aralık ayının ortasında da bir basın toplantısı yaparak görevdeki bir yılını değerlendireceğini dile getirdi.
Uzun bir süre iş yükü ve işleyiş sürecini nasıl kolaylaştırabilecekleri üzerine çalıştıklarını söyleyen Çetinsaya, "Gizlemeye gerek yok. Bizim kurum şöyle meşhur; açılmayan telefonlar ve kaybolan evraklar" diye konuştu.
Yılda 100 bin kalem evrakın girdiği ve yüz binlerce işlemin yapıldığı bir kurumdan bahsedildiğine dikkati çeken Gökhan Çetinsaya, çalışanların ya sabahtan itibaren gelen telefonları cevaplamak ya da evraklarla ilgilenerek telefonları cevaplayamayacak kadar yoğun olduğunu vurguladı.
Bu soruna bir çözüm bulmak için yaklaşık 9 ay çalıştıklarını ifade eden Çetinsaya, şöyle devam etti:
"Ekim'den itibaren bütün gelen evrak, 1 Kasım'dan itibaren de bütün giden evrak elektronik belge takip sistemi içerisinde. Yani bundan sonra belgelerin kaybolması gibi bir sorun olmayacak.
Bundan bir sonraki aşama da zaten elektronik imza. Kendi rektörlüğüm zamanında da gördüm ki bazı şeyler iletişim kopukluğundan ve süreçleri bilmeyişten yaşanıyor. Bu nedenle hizmet içi eğitim süreçleri başlatılıyor. Yani üniversitenin genel sekreterinden, personel daire başkanları, hem vakıf hem devlet, geldiler ve YÖK'te sürecin nasıl işlediği, denetimin sağlıklı yapılması için taraflar oluşturduk. İlk defa üniversitelerin ilgili birimleriyle bizim çalışanlarımız karşılaştılar."
"Çağrı merkezi" projelerinin sonlandırılmak üzere olduğunu anlatan Çetinsaya, artık öğrenciden hocaya kadar herhangi bir konuda sorunu olanların çağrı merkezine başvurabileceğini bildirdi.
Denklik konusunun daha işlevsel hale getirilebilmesi için çalışıldığını dile getiren Yök Başkanı Çetinsaya, en çok şikayet aldıkları konunun bu olduğunu bildirdi.
Gökhan Çetinsaya, sistemin değiştirilmesi halinde yüzde 100'lük bir kapasite artışının söz konusu olabileceğine dikkat çekti.
Web tabanlı İngilizce projesiyle 4 milyona yakın öğrenciye şifre verileceğini ve bunlardan istekli olanların web üzerinden İngilizcelerini geliştirebileceğini söyleyen Çetinsaya, projenin açılışının önümüzdeki haftalarda yapılacağını açıkladı.
Son 6 ayda yasaya yoğunlaşılması nedeniyle yurt dışını ihmal ettiklerini kaydeden Çetinsaya, ilk olarak İngiltere, Azerbaycan ve Almanya'dan aldığı davetleri değerlendireceğini ifade etti.
Sorular
Çetinsaya, yasa sürecine ilişkin muhalefet partileriyle görüşmeyi düşünüp düşünmediğine yönelik soru üzerine, ilgili paydaşlarla görüştüklerini ancak siyasi partiler düzeyinde paydaşın Milli Eğitim Bakanlığı olması gerektiğini düşündüklerini belirtti.
Tasarıda yer alan 4-5 maddenin Anayasa'yla ilgili olduğunun altını çizen Çetinsaya, "Ama neden bu yeni yasayla birlikte 130 ve 131 değişmesin. Bence burada uzlaşılabilir diye düşünüyorum" ifadelerini kullandı.
YÖK'e tepki gösteren öğrencilerle görüşmeyi düşünüp düşünmediğine ilişkin soru üzerine Çetinsaya, şunları kaydetti:
"Bu arkadaşlarımızdan böyle bir talep gelirse neden olmasın? Bizim kurduğumuz sistem o kadar açık ki 'bize görüşünüzü iletin, web'den yayınlayalım' diyoruz. Son protestoların barışçıl geçmesine en çok ben sevindim. O kavga ve gürültüyü gördükçe içim burkuluyor. Bunu her yerde tekrarladım; şiddet içermedikçe her türlü öğrenci eylemi meşrudur, yapılmalıdır da. Ama YÖK karşıtı hareketin YÖK'ün ara rejimlerdeki rolü dolayısıyla bir tepki olduğunu düşünüyorum. Yoksa kendi halinde işleyen YÖK kurullarının ve kararlarının dışında arkadaşlarımızın şikayet ettiği konularda çok da fonksiyonu yok. Onlar daha çok geçmişteki uygulamalara tepki duyuyorlar. Şu anda bütün ideolojik vasıtalardan
arındırılmış şartlarda üniversitelere bölüm açıyoruz, dekan atıyoruz, yaz okullarını düzenliyoruz.
Bunu saygıyla karşılıyorum. Aslında YÖK'ü protesto ederken başka bir şey söylemeye çalışıyorlar. Bunu anlıyorum ama söyledikleri YÖK bugün yok. Küreselleşmenin yol açtığı sorunlara tepki gösteriyorlar.
Yükseköğretim sistemi içinde bir regülatöre ihtiyacımız var. Bunun adı YÖK olur, başka bir şey olur. Regülatör olmadan sistemi yönetemezsiniz. Biz de bir planlama, denetleme kurulu olmasını hayal ediyoruz."
Öğrencilere oy hakkı verilmemesine ilişkin de değerlendirme yapan YÖK Başkanı Çetinsaya, bu hak verildiği takdirde öğrencilerin idari ve mali boyutlarda da yaptıklarından sorumlu tutulacağından dolayı böyle bir yola gidildiğini söyledi.
Çetinsaya, tasarının tartışıldığı süreçte öğrencilerden gelecek tepkileri çok önemsediğini ifade etti.
Çetinsaya, tasarının tartışılması sürecinde gelen yorum ve eleştirilerin tamamının oluşturdukları ekip tarafından analiz edildiğini sözlerine ekledi.