hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    YÖK Başkanı giderayak hükümeti eleştirdi

    YÖK Başkanı giderayak hükümeti eleştirdi
    expand

    Görev süresi 8 Aralık'ta sona erecek olan YÖK Başkanı Erdoğan Teziç, düzenlediği 'veda' toplantısında YÖK'e zamanında verilmeyen kadrolar için hükümete serzenişte bulundu. Teziç, mason olduğu yönündeki iddialara da cevap verdi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    YÖK Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç,"Toplumun değer yargılarını sarsıcı nitelikteki görüşlerin de üniversitelerde dile getirilmesini olağan karşılamak gerektiğini" belirtti.
     
    Görev yaptığı süre içinde araştırma görevlisi kadrolarının zamanında verilmemesi nedeniyle sıkıntı yaşandığını ve 5-6 bin civarında öğretim üyesi olabilecek elemanın kaybedildiğini ifade eden Teziç, "Umarım bundan sonra daha anlayışlı bir bakış açısı yerleşir" dedi.
     
    Görev süresini 8 Aralık Cumartesi günü tamamlayacak olan Teziç, "veda etmek" amacıyla YÖK'te düzenlediği basın toplantısında, görev yaptığı sürede yaptığı çalışmalarla ilgili değerlendirmede bulundu ve soruları yanıtladı.
     
    Konuşmasında önce basınla ilişkilerine değinen Teziç, "Bir kurumun, hele hele de Anayasal bir kurumun sorumluğunu üstlenmek, ister istemez basınla da temasları zorunlu kılıyor. Sizlere de teşekkür ediyorum" dedi.
     
    Çalışma süresi içinde mümkün olduğu kadar açık olmaya çalıştığını ifade eden Teziç, kurumun yapısının ve özelliğinin bu hassasiyeti zorunlu kıldığını söyledi.
     
    Çalışma arkadaşlarına ve personele de teşekkür eden Teziç, bir kurumun geleceği ve sürekliliği açısından iyi yetişmiş personelin önem taşıdığını kaydetti.
     
    Teziç, "Bu arkadaşlarımın huzur ve güven duyarak kurumda görevlerine devam etmelerini temenni ediyorum" diye konuştu.
     
    "Sınırları zorlayan tartışmalar yaşadık"
     
    Yükseköğretim ile ilgili konuların hassas konular, bu alanın dinamik bir alan olduğunu ifade eden Teziç, bundan dolayı birçok sorunu da beraberinde getirdiğini belirtti.
     
    Zaman zaman sınırları zorlayan tartışmalar yaşanmasının, yükseköğretimin kendi niteliğinden kaynaklandığını dile getiren Teziç, toplumu sarsıcı, değer yargılarını sarsıcı nitelikteki görüşlerin de üniversitelerde dile getirilmesini olağan karşılanması gerektiğini söyledi.
     
    Bu görüşlerin şiddete yönelik olmadığı ya da eyleme dökülmediği sürece ifadesi için her türlü imkanın sağlanması gerektiğinin altını çizen Teziç, "Üniversiteler, sadece mevcut değer yargıları içinde görüş açıklamak yada yayın yapmak gibi bir mükellefiyet altına sokulmamalıdır. Günü geldiğinde bir zamanlar karşı çıkılan görüşler, geleceğin çözüm araçlarını da kendi içinde oluşturma özelliğini taşır" dedi.
     
    Üniversitelerin sayılarının arttığına işaret eden Teziç, bu artıştan dolayı pek çok sorun yaşandığını ifade etti.
     
    "Bu sorunları aşabilmede hükümetlerin, genç elemanların yetiştirilmesi konusunda gereken serbestliği, rahatlığı sağlamaları temel ilke olmalıydı" diyen YÖK Başkanı Teziç, bu konuda bazı sıkıntıları olduğunu ifade etti.
     
    "5-6 bin civarında eleman kaybettik"
     
    Yaşanan bu sıkıntıları dile getirmeye çalıştıklarını kaydeden Teziç, bu tıkanıklıkları aşabilme konusunda barışçıl bir yoldan gitmeye çalıştıklarını aradıklarını söyledi.
     
    Teziç, "Bunun yolu da yargıdan geçiyordu. 2004-2006 yıllarında yargı yoluyla genelgeleri aşarak, izin sistemini aşarak bu imkanı sağlayabildik ama bu zaman dilimi içinde 5-6 bin civarında, üniversitede öğretim üyesi olabilecek elemanları da kaybettik" dedi.
     
    Bu kaybın zamanında araştırma kadrolarının verilmemesinden kaynaklandığını ifade eden Teziç, daha anlayışlı bir bakış açısının yerleşmesi gerekitğini belirtti.
     
    Üniversite, sanat, edebiyat, araştırma gibi alanlarda devletin tasarruf politikalarının özenle dile getirilmesi gerektiğini vurgulayan Teziç, bu alanlarda yapılacak kısıtlamaların telafisinin çok güç olacağını ve gelecekte ağır bedeller ödenebileceğini ifade etti.
     
    Görev süresi içinde zaman zaman toplumun içinde bulunduğu koşullar ve ortaya çıkan sorunlarla ilgili kamuoyuna açıklama yapma sorumluluğu duyduklarını dile getiren Teziç, "Bunun aktif politikaya müdahale etmek, karışmak anlamına gelmemesi gerektiğini" belirtti.
     
    Teziç, bunların dile getirilmemesi halinde "üniversitelerin üniversite olmaktan çıkacağını" söyledi.
     
    Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Teziç, bir soru üzerine, "veda" etmek için Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'den randevu talep ettiğini ancak ziyaret gününün Cumhurbaşkanı'nın yoğun gezi takvimi nedeniyle henüz netlik kazanmadığını bildirdi.
     
    Erdoğan'a veda ziyareti
     
    YÖK'teki basın toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Teziç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a veda ziyaretinde bulunup bulunmayacağına ilişkin bir soru üzerine, çok sıkışık bir takvim nedeniyle böyle bir ziyaretin gerçekleşmesinden şüphesi olduğunu belirtti.
     
    Teziç, "Sayın Cumhurbaşkanı sonuçta devletin bütün birimlerini kucaklayan bir makam olarak, bizi de buraya atayan makam olarak böyle bir ziyareti, onun şahsında bütün diğer hükümet üyelerine yapılmış olarak var saymak, hukuken de mümkündür. O bakımdan da bu yolu kısa zaman dilimi içinde en uygun biçimde Cumhurbaşkanı ile paylaşmak daha isabetli" diye konuştu.
     
    "Görev alanınızla ilgili sizi en çok üzen olay neydi?" sorusunu yanıtlarken Teziç, görev alanında üzüntü kelimesini hiç kullanmadığını belirtti.
     
    Sorunların olduğu yerde onları çözme yükümlülüğünün de olduğunu ifade eden Teziç, "Bir kamu görevi üstlenilmişse bundan şikayet edilmemeli ama karşılaştığım sorunları aşmada muhakkak ama muhakkak bir çözüm yolu bulma düşüncesi her zaman yöneticilik aşamalarında, değişik yerlerde de karşıma çıktığında bunları çözmeye çalıştım" diye konuştu.
     
    "Mason değilim"
     
    Teziç "Görevden ayrılırken bir endişe duyuyor musunuz?" sorusu üzerine, "Hiçbir zaman kötümser olmadığını, endişe duymak da istemediğini" söyledi.
     
    Teziç, "Böyle bir endişeyi dile getirmek, kamu görevi yapmış olanlar için ayrılırken, çözümleriyle birlikte bazı önerileri bırakarak gitmek daha isabetli olur. Endişem, olsa olsa bunların çözülmemesi olabilir" dedi.
     
    Bir gazetecinin, "Sizin mason olduğunuz yönünde iddialar var" demesi üzerine Teziç, "Ben neysem oyum, böyle bir sıfatım olsa bunu hiç çekinmeden söylerim. Yok..." cevabını verdi.
     
    Teziç, "Böyle bir sıfat taşıyanları da suçlayıcı biçimde ifade kullanılmasını da ben isabetli bulmam. İnsanların tercihleri vardır şu veya bu dernekte üye olmak gibi. Bunlar olağandır bütün toplumlarda ama benim böyle bir niteliğim yok, olsaydı söylerdim"dedi.
     
    "Öneriler sunup gitmem daha isabetli olur dediniz. Cumhurbaşkanına mı sunacaksınız bu önerileri, bize de biraz bahsedebilir misiniz?" sorusuna Teziç, "Benim önerim buradaki mevcut nitelikli yapının korunması, bunun daha da genişletilmesi biçiminde olacaktır. Buranın çalışabilmesinin temel koşulu budur" karşılığını verdi.
     
    "Türban faturasını YÖK'e çıkarmayın"
     
    Türban ile ilgili bir soru üzerine Teziç,"Örtünme biçimi yargılama makamlarının karara bağladığı bir konudur. YÖK olarak bu konuda mevcut hukuki yapıda mahkeme kararlarının uygulanmasını sağlamak zorundayız" cevabını verdi.
     
    Teziç,"Anayasa'nın 138'inci maddesi mahkeme kararlarının bağlayıcılığından söz ederken 'yasama, yürütme organlarınıda bağlar' diyor. Bu bakımdan mahkeme içtihatları değişmedikçe, mahkeme kararları değişmedikçe bunlarla ilgili bir düzenleme yaparak bu kararları etkisiz hale getirecek yeni bir hukuki düzen yaratmaya çalışmak pek çok sorunu da beraberinde getirir" dedi.
     
    Türban ile ilgili konunun faturasını YÖK'e çıkarmanın isabetli olmadığını dile getiren Teziç, bu konuyu AİHM'e taşıyanların sonucu gördüklerini söyledi.
     
    "Bundan sonraki dönemde YÖK'ün nasıl olacağına" ilişkin soru üzerine Teziç, "Bundan sonra gelecek başkan arkadaşıma yön verici bir açıklama yapamam. Onun muhakkak kendi tercihleri olacak, kendine göre izleyeceği bir yol olacaktır" dedi.
     
    10'uncu Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in de bir hukukçu olduğuna işaret eden Teziç, "Onunla sorunları çözerken ortak dili kullanmamızın getirdiği bir kolaylık da vardı ama bu demek değildir ki bundan sonra ortak dil bozulur. Böyle bir endişe de taşımıyorum. Çünkü kanunun, Anayasa'nın getirdiği sorumlulukları bütün kamu görevlileri, görevlerini iyi yapabilmeleri için ister istemez uymak zorunda kalacaklardır" dedi.
     
    "Görev süreniz içinde yarım bıraktığınız bir çalışma oldu mu?" sorusu üzerine Teziç, "Çalışma ayrılanın yarım bıraktığı çalışmadır. Çalışmalar bitmez" cevabını verdi.
     
    Bir başka soru üzerine Teziç, üniversitelerin sayısının artması nedeniyle toplantılar için mekan sıkıntısı çekildiğini anlattı.
     
    YÖK Başkanı Prof. Dr. Teziç, "Taleplerimiz cevap bulmadı. Yer arıyoruz 'Nerede toplanalım, hangi üniversite bize ödünç salon verir o gün' diye. Yükseköğretim Kurulu bu duruma gelmemeliydi. Yükseköğretim Kurulu'na kızabilirsiniz ama hepimizin çocuklarının kaderinin bağlı olduğu bir yapı burası" dedi.
     
    Gül - Teziç görüşmesi yarın
     
    Bu arada Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, YÖK Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç'i yarın kabul edecek.
     
    Cumhurbaşkanı Gül'ün, görev süresi 8 Aralık'ta sona erecek Prof. Dr.Teziç'i yarın saat 16.30'da Çankaya Köşkü'nde kabul edeceği belirtildi.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow