Annesi Hayra, Hz. Muhammed'in eşi Ümmü Seleme'ye hizmette bulunmuştur. Bu arada, Ümmü Seleme'nin Hasan'ı emzirdiği ve ondaki hikmet ve belâğatin bundan dolayı olduğu söylenir. Ayrıca, Ümmü Seleme'nin, kendisini Ömer'e götürdüğü ve onun için şöyle dua ettiği de rivayetler arasındadır; "Yâ Rabbi, onu dinde fakih kıl ve insanlara sevdir (İbn Sa'd, Tabakât, VII/I, 114).Hasan, Vadi'l-Kura'da büyümüş ve çocukluğu orada geçmiştir. Gençliğinde Doğu İran'ın fethine (43/663) katılmış, bundan kısa bir müddet sonra, Horasan valisi Rebi' b. Ziyâd'ın kâtipliğinde bulunmuştur. Bundan sonraki hayatının geri kalanını çoğunlukla Basra'da geçirmiştir. En son vefat edenleriyle birlikte üç yüz sahabe ile görüştüğü rivayet edilir. Bu bakımdan tabiinin önde gelenlerinden olup ilim ve fazileti, zühd ve takvası ile meşhurdur. Ebû Tâlib Mekkî, Hasanı Basri'nin tasavvuf yolunda imamları olduğunu söylemiştir. Enes b. Malik, kendisine bir mesele sorulduğunda, onun Hasan-ı Basrî'ye de sorulmasını, onun derin ilim sahibi olduğunu söylerdi (İbni Sa'd, a.g.e., s. 128).