"Yeşil Yol" direnişinin sembolü kadınlar: "Mücadelemiz sürecek"
Rize'nin Çamlıhemşin ilçesindeki Samistal Yaylası'nda "Yeşil Yol Projesi" için çalışan dozerin önüne geçerek çalışmayı durduran, ardından da jandarma tarafından yaka paça uzaklaştırılan 71 yaşındaki Gönül Günay ile kuzeni 48 yaşındaki Süreyya Yücel, mücadeleyi sürdüreceklerini söyledi. "Yeşil Yol Projesi"nin karşısında durmaya devam edeceklerini anlatan Günay ve Yücel, "Bu yolu istemiyoruz. Durdurmakta kararlıyız" diye konuştu. "Havva Ana" lakaplı 63 yaşındaki Rabiye Bekar da "Ölmek var dönmek yok" ifadelerini kullandı. "Havva Ana" dünkü protesto sırasında taş taşımasını ise, "Bana He- Man gücü geldi o anda" sözleriyle anlattı.
"Yeşil Yol Projesi" çalışmasını durdurmak için hiç düşünmeden kendini dozerin önüne attığını anlatan Gönül Günay, jandarmanın müdahale ederek kendilerini tartakladığını ve zor kullanarak uzaklaştırdığını söyledi. Jandarmaya direnirken darbe aldıklarını ifade eden Gönül Günay, olay sırasında "Cenazemiz buradan kalkar, dozer ancak buradan geçer" dediğini ifade etti. Gönül Günay, şunları söyledi:
Yeşil yol eylemine jandarma müdahalesi
"Mücadelemiz devam edecek. Bu mücadelenin bütün sağduyulu insanların mücadelesi olması lazım. Yaylalar bizim. Doğada sığınacak yer kalmadı. Her şeyimiz elimizden alındı. Ormanlarımız dün Osmanlı tapusu ile bizim elimizdeydi, şimdi bir şeyimiz yok. Orman olmuş tarlaları bile elimizden alıyorlar. O dağları da delik eşik ederek doğayı yok edecekler. Ben o dağlarda büyüdüm. Bu doğanın yok edilmesi beni çok üzüyor. Bu projenin yararı olacağını sanmıyorum. Birilerine apartman mı yapacaklar? O doğa ölür, biter. Bu bölge dünyanın en güzel yerlerinden biri. Derdimiz, yaylalarımız kurtarmak. Başka bir derdimiz yok. Bu yolu istemiyoruz."
Yayla halkı "Yeşil Yol"a geçit vermiyor
"Yeşil Yolu' durdurmakta kararlıyız"
Yaylaların geçmişten geleceğe kalan yerler olduğunu ve korunması gerektiğini anlatan Süreyya Yücel ise, yaylaların gelecek kuşaklara bozulmadan kalmasını istediklerini ifade etti.
"Yeşil Yol"a Havva Ana isyanı: "Halkım ben!"
Yaylaların poşet çöplüğüne çevrilmesini istemediklerini belirten Yücel, "Bu yaylaların ranta kurban verilmesini, topraklarımızın delik deşik edilmesini istemiyoruz. Ayder Yaylası turizme açıldı ama çiçekler yerine poşet ve galoşlar ortalıkta dolaşıyor. Bu görüntüleri yaylalarımızda görmek istemiyoruz. Bu nedenle Yeşil Yola karşı çıkıyoruz ve dur diyoruz. Bunu durdurmakta kararlıyız" diye konuştu.
Havva Ana elinde sopasıyla nöbete devam ediyor
"Havva Ana" lakaplı 4 çocuk annesi 63 yaşındaki Rabiye Bekar da yaşadıklarını anlattı. Samistal Yaylası'ndan evinin bulunduğu Yukarı Kavrun Yaylası'na dönen Rabiye Bekar, "Yeşil Yol" güzergahında bulunan yaylada elinde sopası ile nöbet tutmayı sürdürüyor. Daha önceden olduğu gibi yine bölgenin her yerinde olacağını ve haksızlıklara karşı duracağını ifade eden Rabiye Bekar, bu nedenle "Havva Ana" adıyla anıldığını anlattı. Dedelerinin, "yaylaların birleştirilmemesi" vasiyeti olduğunu dile getiren ve bu yolda mücadeleyi durmaksızın sürdüreceğini kaydeden Rabiye Bekar şunları söyledi:
"Dedelerimin sesi hala kulağımda. Bizlere, 'Yaylalar birbirine bağlanmayacak' derlerdi. Eskiden katırlarla yaylaya çıkar yaşardık. Sonradan turistler yaylalara gelmeye başladı. Büyüklerimiz, 'Her türlü olay olabilir' diyerek yaylaların birbirine kavuşmasını istemedi. Torunlarımız da yaylanın taşını toprağını gezecek, çiçeğini koklayacak. Ama yaylalar birbirine bağlanırsa torunlarımızın işi biter. Dedelerimizin sözleri kulaklarımda çınlıyor. O nedenle isyanlardayım."
"Vali bana nasıl 'çapulcu' der"
Rize Valisi Ersin Yazıcı'nın kendileri için "çapulcu" benzetmesi yaptığını hatırlatan ve bu tavır karşısında çok üzüldüğünü ifade kaydeden Rabiye Bekar, şu ifadelerle tepki gösterdi:
"Bizler için, 'çapulcu bu yolu durduramaz' ifadelerini kullanmış, 'Bu yolu yapacağız' demiş. Bunu bana anlatacak. Bu halkı nasıl çapulcu yapabilir? Taşına toprağına kurban olanı, çapulcu yapamaz. Vali kim? Sen benim sayemde o koltukta oturmuşsun. Sen bana nasıl çapulcu dersin? Önce Kaymakama gideceğim, bilgi alacağım. Ondan da aynı tepkiyi alırsam o zaman Valinin kapısına gideceğim. Bana nasıl çapulcu olduğumun cevabını verecek. Devlet bizleriz. Bizler yaylamızı korumazsak, bu memlekete sahip çıkmazsak, buralarda çok olaylar olur."
"He-Man gücü geldi"
Rize'de, Artvin'de ya da Samsun'da hangi yaylanın yolu birleştiriliyorsa bundan böyle hep oralarda olacağını ifade eden Rabiye Bekar sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ölmek var dönmek yok. Yaylaya çıkarken iş makinesi ile yolumuzu kestiler. Vali, sen bizi durduracaksın öyle mi? Bana He- Man gücü geldi o anda. Bana dedelerim güç verdi, kuvvet verdi. O taşlardan yol yaptık. Çimentosuz, kumsuz duvar yaptık. O makineyi yakabilirdik. Ama bizler devleti koruyan kişileriz. Devlet biziz, onu koruyan da biziz. Biz olmazsak devlet olamaz. Bizi çileden çıkartmasınlar. Ben o gün kimseyi de dinlemezdim, o iş makinesini yakardım. Ama böyle insanlar değiliz. Vali bey bizi bilememiş. Çapulcu lafının hesabını bana nasıl verecek merak ediyorum."
Erdoğan'a seslendi: "Erdoğan bize sahip çıksın, Tenzile ana rahat uyusun"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde annesi Tenzile ve eşi Emine Erdoğan ile o dönemde Ayder Yaylası'nda işlettiği restoranda ağırladığını anlatan Rabiye Bekar, "Erdoğan bize sahip çıksın. Tenzile anayı rahat uyutsun" ifadelerini kullandı.