"Yargıtay tarafsızlığını yitirmiştir"
Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun AKP'yi hedef alan sert bildirisine ilişkin olarak Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, "Bu siyasi bir bildiridir ve hiçbir şekilde kabul edilemez. Yargıtay kapatma davasını etkilemeye çalışıyor, tarafsızlığını yitirmiştir" açıklamasında bulundu.
Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun bildirisine, "Yayımlanan bildirinin yalnızca demokratik meşruiyeti değil, hukuki meşruiyeti de yoktur. Bu siyasi bir bildiridir ve hiçbir şekilde kabul edilemez" diyerek tepki gösterdi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat ve AK Parti Grup Başkanvekili Sadullah Ergin ile birlikte TBMM'de basın toplantısı düzenleyen Çiçek, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun bildirisinin demokrasi ve hukuk sistemi adına çok büyük bir talihsizlik olduğunu ifade ederek, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun bildiri yayımlamak gibi bir görev ve yetkisine kesinlikle sahip olmadığını belirtti.
"Demokratik hukuk sistemimizde kaynağını anayasa ve yasalardan almayan hiçbir yetki millet adına kullanılamaz" diyen Çiçek, yayımlanan bildirinin demokrasi ve hukuk sistemi adına çok büyük bir talihsizlik olduğunu söyledi.
"Yargıtay siyasi tartışmaların tarafı olamaz"
Cemil Çiçek, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun, bir siyasi organ olmadığını ve siyasi tartışmaların tarafı olamayacağını belirterek, "Kendini siyasi muhalefetin yerine koyamaz, bir muhalefet partisi gibi davranamaz. Yasama ve yürütme organlarının faaliyetlerini, anayasa veya yasa yapma süreçlerini tartışmak, yargının işi değildir" dedi.
Çiçek, "Demokratik hukuk sistemimizde, kaynağını anayasadan ya da yasalardan almayan hiçbir yetki millet adına kullanılamaz. Ne anayasamız ne de yasalarımız Yargıtay Başkanlar Kurulu'na böyle bir görev ve yetki vermemiştir" dedi.
"Dikkat çekici bir başka husus da Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun, milletimiz adına ve bütün bir yargı erkini temsilen konuşma hakkını kendinde görmesidir" diyen Çiçek, "Anayasamıza göre yargı, millet adına karar vermektedir. Ancak bu durum, millet adına konuşma yetkisine sahip olduğu anlamına gelmez; doğrudan milletimizden aldığı temsil yetkisiyle görev yapan yasama ve yürütme organlarını hedef alma hakkı vermez. Bildirinin içeriği bir çok açıdan sorunludur" diye konuştu.
"Mahkemeyi etkilemeye dönük, hukuk dışı tavır..."
Çiçek, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun, Anayasa Mahkemesi'nde görülmekte olan parti kapatma davası bağlamında "iddianameyi kutsayan ve eleştirilmez kabul eden bir yaklaşımla iddianameden yana davaya taraf olduğunu" söyledi
Anayasa'nın 10'uncu ve 42'nci maddelerindeki değişiklikle ilgili davanın Anayasa Mahkemesi'nde karara bağlanma arifesinde yayınlanan bu bildirinin, açıkça mahkemeyi etkilemeye yönelik, hukuk dışı bir tavır olduğunu ifade eden Çiçek, "Kamuoyundaki tartışmaları yargı bağımsızlığına müdahale sayan Yargıtay Başkanlar Kurulu, bu bildiriyle yüksek mahkemede görülmekte olan davalara taraf yapılmış, Anayasa'nın 138'inci maddesi bizzat kendileri tarafından açıkça ihlal edilmiştir" dedi.
Cemil Çiçek, "Ne yazık ki bildiriyle Yargıtay Başkanlar Kurulu, kuvvetler ayrılığı ilkesine aykırı olarak yasama ve yürütme organlarının yetkilerine de müdahale etmek istemiştir. Kendilerini her türlü eleştiri ve değerlendirmeden muaf tutarken, başka bir mahkemede görülmekte olan davaları etkileyici beyanlardan kaçınılmamış, yasama ve yürütme organlarına her türlü haksız eleştiri reva görülmüştür" diye konuştu.
Çiçek ayrıca, "Haftalardır, devam etmekte olan bir dava süreci, bazı emekli Yargıtay başsavcılarının aleyhte görüşleriyle gazete sayfalarında, televizyon ekranlarında tartışılırken, hatta yüksek mahkemenin istenilen kararın verilmemesi halinde çatışma çıkacağı tehditlerine muhatap olduğu sırada sessiz kalan Yargıtay Başkanlar Kurulu, davalı tarafın kamuoyuna mal edilmiş bir iddianame ve hakkındaki suçlamalara yine kamuoyu önünde verdiği cevapları, bildiriye konu yapmıştır. Bu çelişkilerin izahı kabil değildir" dedi.
"Siyasi tartışmaların tarafı olamaz"
Yasama ve yürütme faaliyetlerine katılmanın, bu çerçevede tartışmalarda yer almak, eleştiri ve öneriler getirmek, demokratik hukuk sisteminde siyasi bir iş olduğunu belirten Çiçek, "Yargıtay Başkanlar Kurulu, bir siyasi organ değildir, siyasi tartışmaların tarafı olamaz, kendini siyasi muhalefetin yerine koyamaz, bir muhalefet partisi gibi davranamaz. Yasama ve yürütme organlarının faaliyetlerini, Anayasa veyayasa yapma süreçlerini tartışmak, yargının işi değildir" dedi.
Siyasi muhalefetin, siyasi partilere bırakılması gereğine işaret eden Çiçek, "Unutulmamalıdır ki bu tür bildiriler, yargıyı kaçınılmaz olarak siyasi tartışmaların konusu ve tarafı haline getirmektedir. Yargıyı, bu tartışmaların dışında ve tarafsız tutmak öncelikle yine yargı mensuplarının görevidir" diye konuştu.
Cemil Çiçek, "Yargı mensupları, görevlerini yaparken kendi ideolojik ve siyasi görüşlerinden de bağımsız ve tarafsız olmalıdır. Aksi takdirde, yargıyı siyasallaştıran bu tür bildirilerdenen fazla zararı yine yargı kurumunun göreceği, vatandaşlarımızın adalet duygusunu ve yargıya güvenini sarsacağı bilinmelidir" dedi.
Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun AKP'yi hedef alan sert bildirisinin ardından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek ile mini bir zirve yapmıştı.
Yargıtay'dan sert bildiri
Bildiride, AKP iktidarı yargıyı etki altına almaya çalışmakla eleştirildi.
Başbakan Erdoğan, bildiri yayımlandığı sırada Resmi Konut'ta Azerbaycan Başbakanı'nı kabul ediyordu. Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun sert açıklaması basına yansıdıktan sonra önce Adalet Bakanı Şahin'i sonra da Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek'i yanına çağırdı.
Erdoğan 2 bakanla 1 saate yakın görüştü. Şahin ve Çiçek resmi konuttan ayrılırken açıklama yapmadı.
Adalet Bakanı Şahin, Başbakan ile görüşmesinden önce "Bu tür bildirileri siyasi amaçlı değerlendiriyorum" demişti.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ, son yolculuğuna uğurlandı
TSK'NIN GÖZBEBEĞİ: Bordo Bereliler'in hayat kurtaran eğitimi!
SON HABERLER | Rize'de yoğun yağmur denizin rengini değiştirdi!
Tarifsiz acı! Gözyaşlarına boğuldular
Araştırma görevlisi, öğretim görevlisi, doçent ve profesör maaşları ne kadar, kaç TL oldu?