TEMA kavgası
‘Toprak dede’ Hayrettin Karaca, ‘yaprak dede’ Nihat Gökyiğit tarafından 1992’de kurulan TEMA Vakfı, ismini korumak için TEMA Okulları’na dava açtı. Bilirkişi raporu Tema’dan yana çıkarsa iki girişimcinin kurduğu okul adını değiştirmek zorunda kalacak.
İki toprak sevdalısı, Toprak Dede Hayrettin Karaca ve Yaprak Dede A. Nihat Gökyiğit tarafından 1992 yılında kuruldu TEMA Vakfı. Amaçları Anadolu’da yaşanmakta olan erozyon ve çölleşme tehlikesine karşı kamuoyunun dikkatini çekmek, bu mücadelenin devlet politikası olmasını sağlamaktı. Vakıf yıllardır “Türkiye Çöl Olmasın” sloganıyla çok önemli adımlar atarken Karaca ve Gökyiğit de hala bugün ilerlemiş yaşlarına rağmen bu amaç doğrultusunda yaşıyorlar.
İş dünyasının da çok önemli isimleri olan bu iki değerli ismin kurduğu Tema’nun bugünlerde en önemli işi yanan ormanlar için başlattığı kampanya. Ancak bir de isim hakkına ilişkin verdiği bir mücadele var.
Sorun büyük İstanbul depremi sırasında tanışan iki arkadaş Murat Polat ve Ercüment Amasyalı tarafından kurulan Tema Okulları’ndan kaynaklanıyor. Tema markasını kullanan girişimcilerin haksız kazanç sağladığını düşünen Tema Vakfı, markanın kullanılmaması için bu gruba dava açmış.
Tema Okulları’nın internet sitesinde yer alan tanıtıcı bilgilerde yeşil ve doğa konusuna özel önem verilmesinin algı karmaşası yarattığı belirtiliyor. Okulun tanıtım yazılarında yer alan o bilgiler şöyle:
“Yeşili seviyoruz, yeşil içinde öğrenmeye inanıyoruz. O nedenle Tema Okulu’nun yeşil bir kampüs içinde olmasını tercih ettik. Bizi özel kılan diğer etmenler olarak sıralanabilir. Atölye destekli programlarımız ( sanat, fen-doğa, yapı inşa, evcilik ve müzik atölyeleri), yaz-kış kullandığımız bahçemiz, okul içinde beslediğimiz kuşlarımız, balıklarımız ve biz, bir bütünüz.”
Tema Vakfı’ndan aldığım bilgilere göre davada bilirkişi raporu aşamasına gelinmiş. Tema’nın hukukçularından Ömer Aykul “Markanın ticari bir olay olduğunu kamuoyunda önemli kuruluşların marka ve logalarının, tanıtıcı işaretlerinin önemli oranda sert koruma altına alındığı” belirtiyor. Davayı açma nedenlerini ise “Tema’nın okul açtığı” algısı olduğunu söyleyen Aykul, önce ihtar çekerek durumun düzeltilmesini istediklerini olmayınca da dava açtıklarını söylüyor. Mahkemeye ulaşan bilirkişi raporunda “haksız çıkar elde ediliyor” kararı çıkarsa okulun adının değişmesi gerektiğini belirterek şunları söylüyor:
“Tema markası zaman zaman girişimciler tarafından kullanılıyor. Bizden önce kullanılmışsa itiraz hakkımız yok. Ama bizden sonra ise hemen ihtar çekiyoruz. İtiraz edilmezse ürünler toplanıp imha ediliyor ve dava sürecine ihtiyaç kalmıyor. Tema ticari olmaktan çok özel bir amacı olan bir vakıf. O nedenle markamız konusunda titiz davranıyoruz” diyor.
Fidan bağışına yoğun ilgi
BU arada son günlerde Kaz dağlarındaki ağaç kesiminden sonra üst üste gelen orman yangınları nedeniyle TEMA’da da bağış kampanyası var. Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç’a kampanyadaki durumu sordum. Şunları söyledi: “Bu olaylar nedeniyle toplumun çevre duyarlılığı en üst noktaya çıktı. Perşembe gecesi Norm Ender ismi ile tanınan ve gençler tarafından çok sevilen rap sanatçımızın liderliğini yaptığı bir fidan bağışı yapma yarışı başlatıldı. Sanatçılar önce bağış yaptılar sonrasında ise bir arkadaşlarına meydan okuyarak bağış yapmasını istediler. Bunun yanı sıra sanatçıların hayranları da bağış yapma yarışına girdiler. Gecenin geç saatleri olmasına rağmen TEMA Vakfı’nın web sitesi yoğun bağış trafiğinden etkilenerek kilitlendi.”
Bir özel okul mağduriyeti daha Halkalı ve Kurtköy’den
Yeni eğitim dönemi yaklaşırken özel okullardan birbiri ardına olumsuz haberler geliyor. Önceki gün Ekonomi Müdürümüz Sefer Levent, Bahçeköy’deki ünlü bir okulun franchise’la açılan bir şubesinde yaşananları yazmıştı.
Okul bir yıllık eğitimin ardından kapısına kilit vurmuş, peşin ödeme yapan veliler ve yeni döneme başlamaya hazırlanan öğrenciler ortada kalmıştı.
Bir kötü haber de Halkalı Atakent’ten ve Kurtköy’den geldi. 2017-2018 eğitim yılında “kişiye özel eğitim anlayışı” ile ortaya çıkan bu okul, eski bir eğitimci tarafından oluşturulan bir girişim grubu tarafından kurulmuştu.
Halkalı ve Kurtköy dışında Kağıthane’de de bir kampusü bulunan okulla ilgili bir süredir veli şikayetleri artmıştı. Kötü haber ise yeni eğitim yılının kayıtların yapılmasından sonra dönemin başlamasına sayılı günler kala geldi. Kampusların kapatıldığı bir sms’le bildirildi.
Doğru çıkmadı
Gönderilen mesajda şöyle denildi: “Franchise olarak işletilen Atakent okulu yeni dönem kira sözleşmesi ile ilgili mülk sahibi ile anlaşmazlık oluşmuş ve kendince böyle bir yöntem ile okulu huzursuz etmiştir. Okul yönetimi öğrencileri mağdur etmemek adına Atakent N... okulu ile iyi niyet protokolü yapmıştır. Öğrencilerimizin randevu sistemi ile okul müdiremiz yönetiminde nakil ve kayıt işlemleri yapılacaktır.”
Sorunun kendi mali krizlerinden değil de mülk sahibinden kaynaklandığı bahanesinin arkasına sığınan okul yönetiminin yönlendirdiği okula giden veliler, böyle bir iyi niyet anlaşmasının olmadığı gerçeğiyle bir kez daha yıkıldı.
Adını Jules Verne’in bir romanından alan okul kapanırken, 2019-2020 dönemi için 14 bin liralık ücreti peşin ödeyen veliler, şimdi ne dertlerini anlatacak yetkili bulabiliyor ne de ödedikleri paraları alabiliyor. Bir iki gün öncesine kadar okulun internet sitesinde her iki şube ile yer alan bilgiler de kaldırıldı.
Okulun eski ortaklarından birine ulaştım. Verdiği bilgiye göre ekonomik darboğaz yaşayan yöneticiler böyle bir yol arayışına girdi ama başarılı olunamadı. Okulun kurucularının zorda olduğunu kabul eden eski ortak Kağıthane kampusünün de tehlikede olduğunu belirtti.
Levent’in yazısında yer alan bilgiye göre 100’e yakın okul bu durumda. Bu da binlerce öğrenci demek. Çocuklarına iyi bir eğitim vermek için büyük fedakarlıklar yapan veliler büyük bir hayal kırıklığı yaşıyor.
JALE ÖZGENTÜRK - HÜRRİYET