Van Gölü'nde buldukları yerleşim yerindeki alanda dibekler, kurnalar ve sokağa benzer yerler gördüklerini sözlerine ekleyen Birol, konuşmasına şöyle devam etti:“Alanda çok büyük bir yerleşim merkezi bulunmakta. Bu yerleşim merkezini içinde dibekler kurnalar var. Yerleşik bir alan sokaklar var. Bu sokaklarda örülü taşlarla bezenmiş. Dalış severlerle çok güzel bir alan oluşturduk ve yeni bir keşif elde ettik. Şnorkel dalışı için çok muazzam bir alan söz konusu. Van Gölü havzasında yıllardır sular çekilmekte. Dolayısıyla bu çekilmeden dolayı mezar taşlarını gün yüzüne çıktığını gördük. Burada da yaşam izlerini Van Gölü havzasının her bölgesinde görmekteyiz. Nuh Tufanı ile ilgili burada çalıştaylar yaptık. Derneğimizin yaptığı çalıştaya İngiltere’den iki jeolog hoca getirdik. Dolayısıyla Van Gölü havzasında Nuh tufanının olduğunu birazda kanıtlamış olduk. Dolayısıyla 23 metre derinlikte rastladığımız bu bulgurlar bizlere bunu kanıtlıyor. Van Gölü gelgitler yaşamış ama bakir ve temiz bir göl. Doğasıyla doğa harikasıyla göl ve sağlık turizmiyle çok farkla bir alana geçiyoruz. Bu dalış okulu da bunun gösteriyor. Halkımıza güzel bir dalış okulu kurduk. Adilcevaz’a. Bugün mısırda olmayan bir yapı var burada. Kanolarımızla öğrencilerimiz eğitim alıyor. Dolayısıyla bizler dalışseverleri buraya bekliyoruz. Van Gölü havzasına ve Adilcevaz’a. Bulduğumuz alanlarda turizm noktasında farklı bir rota elde etmiş oluyor. Bugün mısır dalışın hacı sayılır. Ama mısırdan daha güzel mikrobiyalitler belki canlı popülâsyonunun tek olması, inci kefalinin tek olması ama bunun yanında Rus batığı, Adilcevaz kalesi, mikrobiyalitler esen kıyıdaki bulduğumuz köy ve bugün bulduğumuz köy yaşam izleri çok farklı bir rotaya bizleri sevk etmekte. Biz de dalış severleri Adilcevaz’a Van Gölü havzasına bekliyoruz."