Uzmanlardan iklim senaryolarına uygun 'yangın eylem planı' önerisi
Büyük hasarlara yol açan orman yangınlarıyla mücadele için Yeditepe Üniversitesi’nin düzenlediği webinarda bir araya gelen uzmanlar, iklim senaryolarına uygun ‘Yangın Eylem Planları’nın hazırlanması ve uygulanması konusunda uyarılarda bulundu.
Orman yangınları, tüm dünyada küresel ısınmanın etkisiyle sıklıkla yaşanan ve büyük hasarlara yol açan doğa olayları haline geldi. Türkiye de geçen yaz, güney sahillerinde uzun süre, büyük yangınlarla mücadele etti. İklim değişikliği nedeniyle, büyük ve önlenmesi zor orman yangınlarıyla daha sık ve farklı bölgelerde karşılaşılacağını belirten uzmanlar, iklim senaryolarına uygun ‘Yangın Eylem Planları’nın hazırlanması ve uygulanması konusunda uyardı. Yeditepe Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü tarafından düzenlenen ‘Orman Yangınları Sonrasındaki Afet Riskleri ve Ekolojik Etkileri’ konulu webinar, orman mühendisliği, inşaat mühendisliği ve jeodezi mühendisliği gibi alanlardan çok sayıda uzmanı bir araya getirdi.
Açılış konuşmasını Yeditepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Canan Aykut Bingöl’ün yaptığı webinarda yaşanan yangın sonrası olası ikincil afet riskleri ile gelecekte yaşanabilecek orman yangınlarının kontrol edilebilmesi için alınması gereken önlemler ele alındı. Webinarda, üniversitenin hazırladığı ‘2021 Orman Yangınları ve İlişkili Afet Riskleri için Öneriler’ başlıklı teknik ön rapor da sunuldu.
“DAHA SIK GÖRECEĞİZ”
Webinarda konuşan Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Ertuğrul Bilgili, 2021 yılında yaşadığımız ‘mega yangınlar’ın en önemli nedeninin olağan dışı hava koşulları nedeniyle kuruyan orman zeminindeki yanıcı maddeler ve yüksek hızlı rüzgar olduğunu söyledi. Yanıcı madde neminin yüzde 7’nin altında ve rüzgâr hızının 20-25 km/saat üzerinde olduğu durumlarda, yangınlara müdahalenin mümkün olamayacağının altını çizen Bilgili, bu durumlarda müdahalenin potansiyel yangın davranışı hesaplanarak belirlenmesi gerektiğini belirtti.
Bilgili, “Hava halleri uygun hale gelinceye kadar, sadece can ve mal kayıplarını engellemeye yönelik çalışmalarla, yangının kenarlara doğru ilerlemesini engellemeye yönelik kenardan yakma uygulamaları olmalı” dedi. Küresel iklim değişimi nedeniyle 2021 yılında yaşadığımız yangınları daha sık ve farklı bölgelerde görmeye başlayacağımızı ifade eden Bilgili, “Yangın Eylem Planları’nın hazırlanması ve uygulanması son derece önemli” ifadelerini kullandı.
Kastamonu Üniversitesi Orman Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Ömer Küçük de “İklim senaryolarına yönelik planların oluşturulmasına ihtiyaç vardır. Yangın amirinin elinde bir ‘Yangın Yönetim Planı’ dokümanı olması ve yangın sezonu sonunda eksiklerin tespit edilerek giderilmesi gerekir” diye konuştu.
“YANGIN EVİMİN 150 METRE YAKININA GELDİ”
Yangının evinin 150 metre yakınına kadar geldiğini anlatan Yeditepe Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü öğretim görevlisi Dr. Selçuk İz ise suya erişim konusunda yaşanan sıkıntılar nedeniyle yangının büyümesine engel olunamadığını ifade ederek, şunları kaydetti:
“Köylerde hidrant sistemine, yangın havuzlarına ve depolara; yangın göletlerinden suyun daha hızlı alınmasını sağlayacak su alma ağızlarına ve araçların arkasına kolayca takılabilen gezici su depolarına ihtiyaç vardır. Ayrıca bu yangınlarda ağaç seyreltme uygulamasının, rüzgâr koridorları oluşturarak yangının yayılımını artırdığını gördük.”
“HEYELAN RİSKİ ARTIYOR”
Yeditepe Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Hakkı Özhan da, yangın sırasında toprak sıcaklığının 300 dereceye kadar çıkabildiğini ve güneş ışınlarının da etkisiyle toprakta nemin azaldığını anlatarak ağaç köklerinin de yok olmasıyla heyelan riskinin arttığını kaydetti. Özhan, “Orman yangınlarında yamaçlarda yoğunlaşan kül ve bitki artıkları zemin gözeneklerini tıkayabilir ve yağmur sularının yüzeyde birikmesiyle heyelan oluşumu tetiklenir. Heyelan riski eğimli arazilerin civarındaki yerleşim yerleri, yollar, tüneller ve benzeri yapılar için risk yaratabilir. Bu bölgelerde heyelanlara karşı geoteknik mühendisliği çözümleri üretilebilir” diye konuştu.
“SULAR DA KİRLENİYOR”
Kastamonu Üniversitesi Orman Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Miraç Aydın ise orman yangınları sonrasında oluşan külün yağış suyunun toprak tarafından emilimini azaltması sebebiyle barajların da kirlendiğini ve tortular nedeniyle yerleşim yerlerini etkileyen taşkınlar yaşanabildiğini vurguladı. İstanbul Teknik Üniversitesi Geomatik Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Nebiye Musaoğlu ise uydu verileri kullanılarak orman yangınları öncesinde orman bozunumu, şehirleşme baskısı, etkilenebilirlik analizleri yapılarak risklerin tespit edilebileceğini belirtti.
KÜÇÜK İŞLETMELER İÇİN 33 MİLYON TL YATIRIM ÖNERİSİ
Karabük Üniversitesi Orman Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Ufuk Coşgun ise ormancılık politikası ve ekonomisi açısından yangınları değerlendirdi. Manavgat’ta hayvancılıkla geçinen küçük işletmeler için yılda 33 milyon TL yatırım ile yarı kapalı otlatma tesisleri kurulabileceğini ifade eden Coşgun, yangında görev alan gönüllülerin özlük haklarının düzenlenmesi, kaybedilenlerin yakınlarına şehitlik aylığı bağlanması gibi uygulamalara ihtiyaç olduğunu söyledi.
İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), İstanbul İl Afet ve Acil Durum Müdürü Gökhan Yılmaz da AFAD’ın afetlere hazırlık ve müdahale bakımından tek otorite olduğunu belirterek önlem, koordinasyon ve müdahale planlarını içeren Türkiye Afet Müdahale Planı’nın 2014’te hazırlandığını ve onaylandığını söyledi. Yılmaz, yerel düzeyde organizasyon ve koordinasyon için detaylı iş akışlarının oluşturulması çalışmalarının devam ettiğini dile getirdi.
VAHŞİ YANGINLAR YAPAY ZEKÂYLA DA ÖNLENEBİLİR
Amerika’da Georgia Teknoloji Enstitüsü İnşaat Mühendisliği Bölümü’nde kontrollü orman yangınlarının hava kalitesine etkileri konusunda 14 yıldır araştırmalarını sürdüren Dr. Talat Odman ise kontrollü yangınlar oluşturularak orman zeminindeki yanıcı maddelerin WRF yapay zekâ modeli ile planlanarak temizlendiğini anlattı. Bunun doğal yangınlar sebebi ile oluşan hava kirliliğinden biraz daha zehirli olabileceğinin tespit edildiğini ifade eden Odman, “Düşük yoğunluklu yangınların orman ekolojisine olumlu etkileri de bulunuyor. Böylece yanıcı maddelerin uzun süre birikip vahşi yangın haline dönüşmesi de önlenebilir” ifadelerini kullandı.
Yeditepe Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Dr. Özgür Sümer Köylüoğlu, ormanların Anayasa’nın 169’uncu maddesi ile koruma altına alındığını anımsatarak bu maddeye göre yanan ormanların yerinde orman yetiştirme dışında tarım ve hayvancılık dahi yapılamayacağını dile getirdi. 6831 sayılı Orman Kanunu’nda da yanan orman sahalarının orman sınırları dışına çıkarılamayacağına dair kesin hüküm bulunduğuna vurgu yapan Köylüoğlu, bugüne dek Orman Bakanlığı tarafından hazırlanmış olan afet yönetimi eylem planlarının uygulamaya geçirilerek tedbirlerin izlenmesine ihtiyaç olduğunu önerdi.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
Aynı ilçede 4 günde 3'üncü yangın! Dumanlar gökyüzünü kapladı
Boşanma aşamasındaki eşini öldürmüştü: Kan donduran itiraf!
Son dakika... Dikkat! Tarih belli oldu... Birçok ilde etkili olacak: Lapa lapa kar geliyor!
SON DAKİKA! Sosyal Medya Fenomeni Neşe Özkan'ın Ameliyat Sonrası Şüpheli Ölümü: Ailesi Hastaneyi Suçluyor
SON DAKİKA! İstanbul Beylikdüzü'nde El Bombası Paniği