hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Urla villaları için gazete ilanıyla açıklama yaptı

    Urla villaları için gazete ilanıyla açıklama yaptı
    expand

    İzmir'in Urla İlçesi Zeytineli köyünde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da zaman zaman tatilini geçirdiği Hacılar Koyu'ndaki villaların yıkım kararlarıyla ilgili, hissedarlardan Oğuzhan Boyacı, gazete ilanıyla açıklama yaptı. Boyacı ilanında, "Bizler kamuoyunda 'Urla Villaları' olarak maalesef şöhret bulan evlerimizi 1982 yılı başlarında arazimiz üzerine inşa eden sakinlerindeniz. Ne var ki, bazı komşularımızın sayın Cumhurbaşkanımızla eskiye dayalı dostluk ilişkileri vesile kılınarak, kamuoyunda şahıslarımız ve evlerimizle ilgili yaratılan haksız algı, dahası yapılan belgeli açıklamalara karşın gerçeklerin yine de ısrarla göz ardı edilip saptırılması, artık anlamsız yorgunluklar oluşturan bir sürece dönüşmüştür" dedi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Hacılar Koyu'ndaki villalar için, birinci derece SİT alanında bulundukları gerekçesiyle, yerel mahkeme yıkım kararı verdi. Dönemin İzmir Valisi Cahit Kıraç'ın da yıkım kararı için ödenek çıkardığı işlem, gerçekleştirilmedi. Villa sahipleri, yerel mahkemenin yıkım kararının durdurulmasına yönelik taleplerini reddetmesi üzerine davayı, Danıştay'a götürdü. Danıştay da yerel mahkemenin verdiği kararı geçen Ekim ayında onadı. Yıkımla ilgili verilen onama, villaların yıkım tartışmalarını yeniden başlattı. Bu davalar sürdüğü sırada İzmir Çevre ve Şehirlik İl Müdürlüğü, bölgenin SİT durumunu birinci dereceden, yapılaşmaya kısmen izin veren üçüncü dereceye düşürdü. Bu gelişmenin ardından çevrecilerin, itirazlarını yerinde bulan yerel mahkeme, SİT durumu değişikliğini iptal etti. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü de, bu dava için Danıştay'a başvurdu. Şimdi Danıştay'ın SİT değişikliğine yönelik vereceği kararın, yıkım kararının uygulanıp uygulanmayacağında, tek belirleyici etken durumuna geldi.

    Boyacı'dan yarım sayfalık açıklama

    Villalarla ilgili yargılama süreci Danıştay'da sürdüğü sırada burada evi bulunan hissedarlardan Oğuzhan Boyacı'dan gazete ilanıyla açıklama geldi. Konunun bir kez daha gündeme glemesine neden olan Boyacı, bazı gezetelere yarım sayfalık açıklama yayımlattı. Oğuzhan Boyacı'nın ilanında, evleriyle ilgili yanlış bir algı yaratılmaya çalışıldığını savundu. Evlerinin 'Urla vilları' olarak şöhret bulduğunu da ifade eden Oğuzhan Boyacı, açıklamasında, şöyle dedi:

    "Bizler, evlerimizi 1982 yılı başlarında arazimiz üzerine inşa eden sakinlerindeniz. Ne var ki, bazı komşularımızın Sayın Cumhurbaşkanımızla eskiye dayalı dostluk ilişkileri vesile kılınarak, kamuoyunda şahıslarımız ve evlerimizle ilgili yaratılan haksız algı, dahası yapılan belgeli açıklamalara karşın gerçeklerin yine de ısrarla göz ardı edilip saptırılması, artık anlamsız yorgunluklar oluşturan bir sürece dönüşmüştür. 1982 yılı başlarında inşa edilen bu binaların 16 adedi evvelce ruhsata bağlanmış yapılardır. Diğerleri için de yasal süreç takip edilmektedir. Ne evlerin inşası sırasında ve ne de yıllar sonra bu yerle ilgili herhangi bir sit kararı mevcut değildi. Sonradan değiştirilen ilk sit kararı bile ancak 1995 yılında alınmıştı. Konu mahalde 33 yılı aşkın süredir ikamet edilmektedir. Sit kararına itiraz bile bizlerce, ancak köy halkının sit derecesi ile ilgili müracaatı ve bu müracaatın olumlu sonuçlanmasından sonradır. 'Urla Villaları' olarak adlandırılan ve geniş arazimizin ancak cüz'i bir kısmında bulunan binalarımızla ilgili gerçekler bunlardır. Yaşanan süreçte ülkenin her yanında binlercesi yaşanan yasal herhangi bir süreçten farklı değildir."

    "Sadece altı kez misafir edildi"

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın villalarda kaç kez misafir edildiği konusunda da bilgi veren Oğuzhan Boyacı, şöyle devam etti:

    "Ülkemizin her yanında yüzbinlerle ifade edilen imar sorunları bulunurken eskilere dayanan sosyal içerikli bir dostluk vesile edilerek, 1988'den 2014'e kadar burada sadece altı kez misafir edilmiş Sayın Cumhurbaşkanımıza yönelen zarar verme amaçlı uygulamalar paralelinde evlerimizin ve burada yaşayan insanların sürekli gündemde tutulup taciz edilmeleri, dahası haber yokluğunda gerçek dışı kurgularla yeniden üretilen ilgisiz, haksız, yalan ve ahlaksız yayınlarla huzursuz edilmeleri ve sonuçta kamuoyunda oluşturulan haksız algı, sadece hukukun değil ahlƒki değerlerin ve vicdani ilkelerin de rahatsız olacağı bir durumu ifade etmektedir. Yapılan haksızlığı sadece bizlere değil, kamuoyuna da saygısızlık ve incitici yaklaşımlar olarak değerlendiriyoruz."

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow