hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Üniversite harçları kaldırıldı

    Üniversite harçları kaldırıldı
    expand

    Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, öğrenci harçlarının kaldırıldığını açıkladı.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Arınç, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından gazetecilere açıklamalarda bulundu.

    Toplantı sonrasında "müjde" olarak açıklamak istediğini belirten Arınç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın üniversite öğrencileri için harçların kaldırılacağı müjdesinin, bugün bir kararnameyle gerçekleştirildiğini belirtti.

    Arınç, şöyle konuştu: "Sayın başbakanımızın, bakanlarımızın imzaladığı kararnameyle bundan böyle birinci öğretimden katkı payı alınması, yani harçlar tamamen kaldırılmıştır. 2011-2012 öğretim yılı sayısı itibarıyla 1 milyon 524 bin 380 öğrenci bu harçların kaldırılmasından doğrudan istifade edecektir. Aynı şekilde açık öğretimden katkı paylarının alınmasına da son verilmiştir. Yine 2011-2012 eğitim-öğretim yılında 1 milyon 951 bin 494 öğrenci de bundan istifade etmiş olacaktır."

    Arınç, birinci öğretimden ve açık öğretimden harçların kaldırılmasının bugün gerçekleştiğini ifade ederek, bu akşam mükerrer veya yarınki Resmi Gazete'de kararnamenin yayımlanacağını bildirdi.

    İkinci öğretim ve açık öğretim

    Arınç, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından açıklamalarda bulundu,basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

    Bülent Arınç, bir gazetecinin, katkı paylarının ikinci öğretimde okuyan öğrencilerden alınmaya devam edip etmeyeceğini sormasına üzerine, katk ıpaylarının birinci öğretim ve açık öğretimden kalktığını, ikinci öğretimden alınan öğrenim ücretinin devam edeceğini bildirdi. Birinci öğretim ve açıköğretim için kanunda geçen tabirin ''katkı payı ve harç'', ikinci öğretimde alınan ücretin ise kanunda ''öğrenim ücreti'' olarak geçtiğini belirten Arınç, birinci öğretim ve açıköğretimdeki toplam 3.5 milyon öğrenciden katkı payını kaldırdıklarını ifade etti. Arınç, ''Öğrenim ücreti katkı payı olmadığı için ayrıca bir kanun çıkarılması gerekmektedir. Şu anda kararnamemizin içinde katkı payları ve harçlar bulunmaktadır'' şeklinde konuştu.


    Çiçek'in 11 maddelik metni

    Bülent Arınç, TBMM Başkanı Cemil Çiçek'in bugün medyada yer alan ''11 maddelik uzlaşma metnine'' ilişkin bir soru üzerine, metni Türkiye'de yaşayan herkesin ''Evet ne kadar doğru'' diyebileceği bir metin olduğunu ancak muhatabının kim olduğunun da Çiçek'e sorulması gerektiğini kaydetti.

    Arınç, şöyle kaydetti: ''Biz de şöyle düşündük; 'Bu bildirinin muhatabı kimlerdir? Kimler böyle bir mutabakata katılacaktır? Sayın Başkanın bu çağrısı kime karşı yapılmıştır?
    Ben doğrusu burada muhatap bulamadım. Şahsen okuduğumda veya bu konu üzerinde
    çalıştığımda, Sayın Başkan belki maksadını açıklayacaktır; bugün, yarın, önümüzdeki günlerde. Yani bunu TBMM içindeki partilerin imzalaması gereken bir bildiri olarak mı düşündü yoksa sadece kamuoyuna ilan edilen bir düşünce açıklaması olarak mı gördü bilemiyorum.

    O bildirinin muhatabı hükümet değildir, TBMM içi midir onu Sayın Başkan'ın açıklaması lazım. Grup Başkanvekilleri midir, sivil toplum kuruluşları mıdır yoksa 'Halkımızın hissiyatı bu yöndedir, ben de halkın temsilcileri olan TBMM'nin başkanıyım, halkın arzu ettiği bu 11 maddelik muhtırayı açıklamak istiyorum ve buna sahip çıkanlar da sahip çıktıklarını ifade etsinler' mi demek istemiştir. Sayın Başkanımızın gayesini amacını biz kendisini bulduğumuz zaman sorarız.''

    Dokunulmazlıkların kaldırılması

    Bülent Arınç, ''Teröre destek veren milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılmasına siz nasıl bakıyorsunuz?'' sorusu üzerine, şunları söyledi: ''Dokunulmazlıklar kaldırılacaksa son olayları bahane etmeye veya son kucaklaşmaları vesile yapmaya gerek yok. Bu Sayın milletvekillerimiz hakkında 500'e yakın dokunulmazlık dosyası var. Geçenlerde Anayasa Komisyonu Başkanı dabir benzetme yaparak, 'Bunlar suç makinası gibi' demişti. Her biri hakkında 50-60 dosya var. Onlar, bunu bilerek ve isteyerek yapıyorlar. Yaptıklarının da suç olmadığını her zaman ifade ediyorlar. Dolayısıyla Anayasa Komisyonu karmakomisyon olarak çalışır, Meclis de dokunulmazlıklar konusunda bir karar verirseSayın Bahçeli'nin böyle bir teklif yapmasına gerek kalmaz. Bu, Meclis'ingörevleri içinde bir konudur.''

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin dokunulmazlıkların kaldırılmasınailişkin teklifinin önemli olduğunu vurgulayan Arınç, bunu ciddi bulduklarınıifade etti.

    CHP heyetinin kamp ziyareti

    Soruları yanıtlarken CHP'li bir kaç milletvekilinin, sığınmacıların kamplarına yönelik ziyaretlerine de değinen Arınç, milletvekillerinin general, albay ve ailelerinin kaldığı Apaydın kampına girmek istemelerini "Bu tamamen siyasi ve provokatif amaçlı bir davranıştır" şeklinde konuştu.

    Arınç, şunları kaydetti: "Sivillerin, kadınların, erkeklerin, çocukların kaldığı onlarca kamp
    varken onların hiç birisi ziyaret edilmek istenmiyor. Sadece Suriye'den rütbeli, rütbesiz asker, general onların aileleri ile kaldığı sadece o kampa girmek istiyorlar. BM ve uluslararası mevzuatta da kadınların, çocukların, erkeklerin kaldığı kampların statüsü ile asker kişilerin kaldıkları kampların statüsü birbirinden farklıdır.

    Kadınlar, erkekler, çocuklar hayat memat endişesi ile sığınmacı olurlar, mülteci ya da sığınmacı kapsamında kamplarda kalırlar. Oysa rütbeli olsun, rütbesiz olsun askerler emre itaatsizlik ederek ülkelerinden ayrılırlar. Yani 'Sen bana halkımı öldürmem için emir veriyorsun, bana bunun için silah veriyorsun, ben emir komuta zinciri altında çalışmak istemiyorum...' O zaman onun cezası ölümdür orada. Ölümden kaçarak Türkiye'ye geliyor. Bunların içerisinde general de var, albay da var.

    Dolayısıyla onlar yanlarında getirebildikleri aile fertlerinin dışında ailelerini, sülalelerini, aşiretlerini orada bırakmış insanlardır. Bu insanların bilinmesi, kendisiyle görüşülmesi, kimliklerinin tespit edilmesi halinde hem kendilerinin hem de oradaki yakınlarının zarar görmesi ihtimali vardır. Bugüne kadar asker kimlikli kişilerin kaldığı ne Türkiye'deki bir kampa ne de başka bir ülkedeki kampa siyasi kişiler girmemişlerdir, girememişlerdir, girmeleri de uygun değildir."

    Arınç, "Bunu Sayın Kılıçdaroğlu'nun da bilmesi gerekir ama O, 'kamplarda acaba muhalifler için asker mi yetiştiriliyor? Müslüman kanı dökmek için insanlar mı yetiştiriliyor' diyerek dikkatleri maalesef çok olumsuz bir noktaya çekmek istiyor" dedi.

    "Provokatif amaçlı bir davranıştır"

    Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü: "O milletvekillerine şunu sormak istiyorum; orada kadınların, çocukların, erkeklerin yani halkın kaldığı onlarca kamp varken niçin onlardan birisini ziyaret edip onların dinlenmesi, düşüncelerinin alınması noktasında bir çabanız olmuyor da kolaylıkla girmemeniz gereken oradaki insanların rızası olmadıkça da, görüşülmesine imkan olmayan bir kampa girmek için ısrar ediyorsunuz? Bu tamamen siyasi ve provokatif amaçlı bir davranıştır. Sanıyorum Dışişleri Bakanımız da AFAD yetkilileri de bu konuda beyanda bulunmuşlardır. Kamplarda bütün imkanlar karşılanmıştır, karşılanmaya da devam edilecektir. Suriye'deki bu ceberut rejim, kendi halkını katleden bir rejim son bulana kadar Türkiye'nin insanı amaçla kendisine gelenlere kucak açmaya devam edecektir."

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow