hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    "Umutların yön verdiği süreç olacak"

    Umutların yön verdiği süreç olacak
    expand

    İçişleri Bakanı Muammer Güler, "Çözüm süreci acılarımızın, travmalarımızın ve öfkelerimizin değil; umutlarımızın, sabrımızın ve geliştirdiğimiz politikalarımızın yön verdiği süreç olacaktır" dedi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Güler Mardin'de konuştu.

    Terörle mücadelenin kesintisiz süreceğini vurgulayan Güler, "Türkiye'nin huzurunu, bütünlüğünü bozmaya yönelik her türlü hareket, karşısında Türkiye Cumhuriyeti devletini bulacaktır, vatandaşlarımızı bulacaktır. Bunu özellikle belirtiyorum. Yıllardır süren bu sorunun çözümü konusunda da hükümetimiz önemli bir iradeyi ortaya koymuştur. Herkesin elini taşın altına koymasını bekliyoruz. Samimiyet testinden geçilen bir dönemdeyiz. Samimi olan, bu işin çözümüne katkı verecek olan herkesin katkısını almak zamanıdır. Bunu da inşallah uygulamalarda göreceklerdir" dedi.

    "Elbette ki farklılıklarımız, çeşitliliğimiz zenginliğimizdir. Bu zenginliğimizi bir ayrıştırma aracı olarak kullanmak isteyenlere karşı bizim ortaya koyduğumuz en önemli reçete milli birlik ve kardeşlik projemizdir" diyen Güler, farklılıklar üzerinden toplumu birbirine düşürmeye çalışanlara inat, bölge insanının daha fazla kardeşlik, birlik ve beraberlikle bu arayışa karşı net cevabını ortaya koyduğunu ifade etti.

    Mardin örneği

    Bakan Güler, Mardin'in farklı kültürleri bir arada barındırdığını ve halkın barış içerisinde yaşadığını vurgulayarak, şunları kaydetti:

    "Sayın başbakanımızın birçok defa ifade ettiği gibi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı altında bir araya gelen, tarihin, kültürün ve ortak medeniyetimizin ve inançlarımızın bizi kardeş yaptığı tek bir millet haline getirdi. Bizim inancımız yıllardan beri bu bölgede özellikle Mardin'deki inancımız, bu yörede çeşitli dil, din ve etnik köken ayrımı yapmadan yıllardır bu memlekette hoşgörü içerisinde, uzlaşı içerisinde yaşayan insanların inancı beklentisi de budur.

    Bu coğrafyanın en köklü şehirlerinden kadim medeniyetin merkezlerinden biri olan Mardin, tarihten gelen birikimiyle kültürel ve sosyal zenginliğin bir arada yaşandığı bir ildir. Bu kültürel zenginlik, elbette ki buradaki barış içinde bir arada yaşamanın en temel unsurunu teşkil ediyor.

    Mardin modeli örnek alınacak en güzel en önemli modeldir. Biz yıllardır bunu burada gerçekleştiriyoruz. Hep bir arada farklı inançlardan insanlar farklı etnik kökenden insanlar birbirlerinin inançlarına, anlayışlarına her zaman saygılı oldular. Sayın başbakanımız bu kritik süreçte, çözüm sürecinde ve Türkiye'nin geleceğe çok daha umutla bakması için yeni projelerin üretileceği süreçte, Mardin'e ve Mardinlilere önemli bir görev verdi, bunu inşallah sizlerle gerçekleştireceğiz."

    Çözüm süreci

    Hükümetin toplum olarak birlikte, huzur barış ve güven içinde yaşama çabasının bulunduğunu anlatan Güler, sorunların doğru tespitini, hatalardan ders çıkarmayı ama demokratik değerleri de en geniş çerçevede yaşama geçirmeyi amaçladıklarını vurguladı.

    İnsanı en önde tutan birey odaklı, toplumun tüm kesimlerini kucaklayan bir hizmet felsefesini amaçladıklarına işaret eden Güler, "Milletimizin teveccühünü, artan bir oy desteğiyle kazanan hükümetimiz, geçmişte sözü bile edilemeyecek, düşünülemeyecek birçok reformu, değişimi gerçekleştirdi. O nedenle demokratik anlamda bizim son yıllarda ürettiğimiz projeler şimdiye kadar düşünülemeyen projelerdi. Ancak bunu tabii ki demokrasiyi bütün standartlarıyla daha ileriye götürmek anlamında çabalarımızın devam edeceğini bilmenizi istiyorum. Kaosun olmadığı, herkesin hukukunun korunduğu bir Türkiye için gece gündüz demeden ve sizlerle beraber çalışacağız. Tekrar ediyorum, farklılıklarımızı ve çeşitliliğimizi özgürce yaşamak, güven toplumu olmanın en önemli vasıflarından biridir. Huzur ve güven toplumu olabilmenin en önemli şartlarından birinin de korkunun olmamasıdır. İçişleri Bakanlığı olarak amacımız 76 milyon insanımızın, korku tehdit ve kaostan uzak huzur ve güven içinde yaşamasını sağlamaktır" şeklinde konuştu.

    Terör sorununun çözümünde akan kanın durması, anaların gözyaşlarının dinmesi ve herkesin birlik içinde ve kardeşçe yaşadığı bir toplumu inşa etme sürecinde bulunduklarına değinen Bakan Güler, sözlerini şöyle sürdürdü:

    "İçişleri Bakanlığı olarak bu sürecin en sağlıklı şekilde sürdürülmesi için her türlü çalışmayı insanüstü bir gayretle yapacağız. Çözüm süreci acılarımızın, travmalarımızın ve öfkelerimizin değil, umutlarımızın, sabrımızın ve geliştirdiğimiz politikalarımızın yön verdiği süreç olacaktır. Sayın başbakanımızın defalarca ifade ettiği gibi biz istikbalimizi acılar üzerinde değil umutlar üzerinde inşa edeceğiz. Bu sürece yani çözüm sürecine olumlu katkı yapmak isteyen herkes buyursun gelsin hepsine kapımız açıktır. Biz bu ülkede daha fazla demokrasi, daha fazla hukuk, daha fazla refah istiyoruz ve hükümet olarak da bunun mücadelesini veriyoruz.

    Elbette ki bu süreci sabote etmeye,bu süreci kendi açısından pazarlık terazisine çevirmeye çalışanlara karşı da tabii ki hukukun diliyle gerekli cevap verilecektir. Elbette bu süreçte hem terörün devam etmesi hem silahlı mücadelenin devam ettirilmesi asla kabul edilecek durum değildir. Bu nedenle vatandaşların birlik ve beraberliğine yönelik her türlü silahlı tehdit, karşısında elbette Türkiye Cumhuriyeti devleti, hükümeti ve kurumlarını görecektir. Bu sürecin uzun ve riskli olduğunun ve terör ekonomisi paydaşlarınca bunun sabote edileceğini biliyoruz bunun farkındayız. Çözüm sürecinin aksamadan yürütülmesi adına bir taraftan farklı boyutlarda çalışmalar yürütülürken diğer taraftan da şiddeti ve
    silahı çözüm aracı olarak görenlere karşı da tavizsiz mücadeleye devam edilecektir.

    Güvenlikçi politikalar değil ülkemizin huzur ve refah sürecini güvence altına alan politikalara ağırlık veriyoruz. Demokrasiden ve hukuktan asla taviz vermeyeceğiz. Ama özgürlüğü başkalarının yaşam haklarının ihlal edilmesi olarak görenlere karşı da yine hukukun diliyle cevap vereceğiz. Özgürlükler esastır ancak özgürlükler başkalarının yaşam hakkını ihlal etmemelidir. Bu süreç sonunda mutlaka Türkiye karlı çıkacaktır. Birlikten ve beraberlikten rahatsız olan varsa elbette ki kaybedenler safında olacaktır."

    "Barış ortamını tesis etmeliyiz ki barış güvercinleri rahatça uçabilsin"

    Herkesin samimi, sağduyulu ve sabırlı bir şekilde bu sürece sahip çıkması ve üzerine düşen görevi ifa etmesi gerektiğini de belirten Bakan Güler, sözlerini şöyle tamamladı:

    "Göreve başladığım zaman barış güvercinlerinin uçurulması gündeme geldi. Ben barış güvercinlerinin barış ortamında rahatça uçabileceğine inanıyorum. Yani biz barış ortamını tesis etmeliyiz ki barış güvercinleri rahatça uçabilsin. Çünkü sadece barış güvercinlerini uçurma meselesi değildir mesele, burada kendim ifade ediyorum daha önceki demeçler başka ağızlardan verilen demeçlerdi. Barış güvercinlerinin uçabileceği barış ortamını sağlamaktır bizim için asıl olan. Önemli olan o barış ortamını, o kardeşlik ortamını, o birlik ortamını geliştirmektir."

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow