"Umut Nöbeti"nin 32. gününde "32. Gün" ekibi Silivri'de
Tutuklu gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül için Silivri Cezaevi önünde başlatılan 'Umut Nöbeti' 32. gününde. 'Umut Nöbeti'nin 32. Günü'nde Çiğdem Anad, Ali Kırca, Rıdvan Akar, Coşkun Aral ve Nihat Özcan nöbeti devraldı.
Türk televizyon tarihinin efsanevi haber programı '32. Gün'ün eski çalışanlarından Çiğdem Anad, Ali Kırca, Rıdvan Akar, Coşkun Aral ile Nihat Özcan nöbete 32. gününde dahil oldu. Anad, Kırca ve Akar nöbeti beraber tutarken, Aral ve Özcan nöbeti devraldı.
"Tutuksuz yargılanmaları için talebimiz var"
Ali Kırca nöbet sırasında yaptığı açıklamada '32. Gün'e emek verenler olarak Silivri Cezaevi önünde bulunduklarını belirterek, " 32. Gün'e emek verenlerden dolayısıyla kurumsal bir nöbet bu. 32. Gün nöbeti. Arkadaşlarımızla birlikte sevgili Can'a ve Erdem'e destek moral vermek için buradayız. Öncelikle Mete Akyol'a çok teşekkür ediyorum. Ustalık böyle bir şey. Üstat olmak böyle bir şey. Bu 'Umut Nöbeti'ni akıl eden hayata geçiren başlatan o. 1 Ocak Ege'nin (Can Dündar'ın oğlu) doğum günü. Can Dündar bir gazetecidir. Ve yaşamı boyunca da iyi bir gazeteci olmaktan başka da birşeyi amaçlamıştır. İktidarından, muhalefetine bütün duyabildiğimiz, bu konuda görüşlerini ifade edebilen, siyasetçiler ve hukukçular tutuksuz yargılamanın esas olduğunu söylerken, bizim de arkadaşları olarak onların tutuksuz yargılanmaları için talebimiz var. Onu burada ifade etmiş oluyoruz. Bir an önce özgürlüklerine kavuşmalarını diliyoruz." dedi.
"Tamamen siyasi bir dava olarak görüyorum"
Çiğdem Anad ise "Biz bugün Irak'ta, Suriye'de gazetecilik yapacağımıza cezaevinin önünde nöbet tutuyoruz. Arkadaşlarımızı cezaevine koydular bizi de evlere hapis ettiler. Bu davayı tamamen siyasi bir dava olarak görüyorum. Ve davanın sonucu da siyasilerin kararına bağlı olacak. Arkadaşlara selam söylüyorum. Can'ın oğlu Ege'yi öpüyorum. Yeni yılını ve doğum gününü kutluyorum." şeklinde konuştu.
"Ve sonuna kadar da gazetecilik burada direnecek"
Can Dündar ve Erdem'in içinin bir nebze ısınması düşüncesiyle burada olduklarını söyleyen Rıdvan Akar, "Umarım bir sıcak selam yollayabilmişizdir. 32. Gün geleneği içerisinde Can ile ben halef selefiz. Bugün 32. Günü, o ekolün temsilcisi olan bizler Can ile olan dayanışmamızı, Erdem ile olan dayanışmamızı sergilemek için buradayız. Türkiye'de ne yazık ki bazı tartışmalar çabuk tüketiliyor. Hiç incelemedim, Hitler döneminde Başkanlık sistemi nasıldı. Ama Hitler döneminde gazetecilerin hapsedildiğini iyi biliyorum. Arkadaşlarımızın 2016'da serbest kalması için buradayız. Ve sonuna kadar da gazetecilik burada direnecek." ifadelerini kullandı. "Hayatta en korkunç olan korkunun imparatorluğu"
Nöbeti devralan Coşkun Aral ise gazetecilerin sorularını şöyle yanıtladı; "Bugün 32. Gün. Can ve Erdem'in bir an önce özgürlüklerine kavuşmalarını diliyoruz. Umarım bir an önce özgürlüklerine kavuşurlar. Meslek hayatım 40 yıla yakın bir zamandır devam ediyor. Bunu 70'lerde yaşadım kuzenlerimle. 80'lerde kendim bizzat Diyarbakır Cezaevi'nde konuk edildim bir haber yüzünden. 90'larda ne yazık ki karanlık bir dönem olarak niteleniyor. 2000'lerde umutlanmıştık. Hak ve hukuk düzene girecek diye. Ama ne yazık ki 2015'ten 2016'ya geçtiğimiz bu dönemde hala hukuksuzluk ve haksızlık devam ediyor. Hayatta en korkunç olan korkunun imparatorluğu. İnsanın korkularından ötürü bir takım hoşa gitmeyen kanunlara uymayan şeyleri gündeme getirmeleri. Umarım bu korku atmosferi bir an önce sonlanır. Ülkemiz bölgemiz çok tehlikeli bir dönemeçte. Daha az önce Diyarbakır'dan geldim. Bu ortam içinde insanımızı bölgemizi dünyaya anlatacak tek şey basın. Özgür bir basın. Basının özgür kalması için bir an önce gerekli olan herşey yapılsın diyorum. Aksi halde basını engellemeler... Yarın bir gün bu, engelleyenlerin önünde büyük sorun yaratacaktır. Umarım bir an önce Can ve Erdem özgürlüklerine kavuşur"
32. Gün'de birçok belgeseli Can Dündar ile beraber yaptıklarını Nihat Özcan da, "Kalemin, kameranın bir suç aleti sayılmadığı ortamları çok özlüyoruz. Bir an önce onların aramıza tekrar katılıp üretimlerini sürdürmesini diliyoruz. Desteğimizi vermek için buradayız." dedi. Nöbet sırasında gazetecilere, CHP Lüleburgaz ilçe teşkilatı ve bazı vatandaşlar destek verdi.