Uğur Kurt'un annesi duruşmada sanık polise vurdu
Okmeydanı Cemevi'nde cenaze beklerken polis kurşunuyla hayatını kaybeden Uğur Kurt'un ölümüne neden olduğu iddia edilen polis memuru S.K'nın yargılanmasına başlandı. İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuksuz yargılanan sanık polis memuru S.K. ile Uğur Kurt'un ailesi ve tarafların avukatları katıldı.
Duruşmada, kimlik tespitinin ardından polis memurunun savunması alındı. Olay günü bölgede görev yaptığını hatırlatan S.K, şunları anlattı:
"O tarihteki malum olaylar nedeniyle bize grubu uzaklaştırmamız yönünde talimat verildi. Araçta hareket halindeydik. Ancak caddeye çıkamadık.Araçta toplam 4 kişi vardı. Caddeye çıkacağımız sırada nereden geldiğini görmediğim bir molotofkokteyli aracın ön mazgalından içeri girdi. Önde oturan şoför ve şef, ateş içinde kaldı. Araç alev topuna döndü. Şoför, kapıyı açamadı. Arka kapıyı açıp, araçtan indim. Yanma halinde olduğumuz için Allah kimseye vermesin, araçtan inmeden elimde yanma meydana geldi. Bu panikle araçtan aşağıya indim. Şoför de inmişti onun da eli yanmıştı. Bu sırada ayaklarımın altına molotofkokteyli isabet etti. O istikamete baktığımda şahsın elinde molotofkokteyli ile geldiğini gördüm. Şefime baktım, eli yanmıştı. Silahım belimi rahatsız ettiği için aracın içindeydi. Tekrar araca binip, silahımı aldım. Bize doğru gelen şahsın ayak hizasını hedef alarak, bir el ateş ettim. Silahımda toplam 11-12 mermi vardı. Geri kalanları havaya sıktım. Ateş ettiğim sırada elinde molotof olan şahıs 25-30 metre uzaktaydı ve benim karşımdaydı."
Olay sırasında kendisinin ateş etmeden önce de silah sesleri duyduğunu ifade eden sanık polis memuru, bulundukları yerin düz alan olmadığını, kot farkı bulunduğunu vurgulayarak, bu sebeple yaptığı atışın şahsın üzerinden geçip gitmiş olabileceğini söyledi. Ateş etmesi ya da etmemesi yönünde kimseden bir talimat almadığını, şefinin de eli yandığı için silahını kullanamadığını anlatan S.K, şunları dile getirdi:
"Polis memuruyuz ama etten kemikten ibaretiz. Yanıyoruz. Olay bu şekilde meydana geldiği için çok üzgünüm. Yanan bir araçtan iniyorsunuz ve sizin yandığınızı görüyorlar ve hala devam ediyorlar. Hayatım boyunca böyle bir olayın aklıma ve başıma gelmesini tahayyül edemezdim. Bir eşi kocasız, bir çocuğu babasız bırakmayı hiç istemezdim. Bu olaydan dolayı çok üzgünüm. Keşke o anı geri alabilsek ama mümkün değil. Yargılama sonunda vereceğiniz her türlü cezaya razıyım. Ailesi acılarında haklı. Diyebileceğim tek şey, bilerek, isteyerek o kişinin ölmesini istemedim. O kişinin orada öleceğini bilsem kendim ölmeyi tercih ederdim. Birilerinin bu acıyı yaşamasını istemezdim."
Müştekilerin ifadesi
Duruşmada, daha sonra müştekilerin beyanları alındı. Müştekilerden Uğur Kurt'un eşi Narin Kurt, eşinin suçsuz ve günahsız olduğunu belirterek, "Ben eşimi kaybettim. Kendisinin olaylarla hiçbir ilgisi yoktu. Taziye için gitti, aynı yerden kendi cenazesi çıktı. Sanığın en ağır
şekilde cezalandırılmasını istiyorum" dedi.
Uğur Kurt'un babası Kemal ve annesi Gülnaz Kurt da sanığın en ağır şekilde cezalandırılmasını istedi. Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Başkanı Ercan Geçmez, olayın sadece Uğur Kurt'a yönelik olmadığını iddia ederek, "Olay yeri vakfımıza bağlı bir cemevidir. Şube başkanımız Zeynel Şahin de olay anında Uğur Kurt'un yanındaydı. Cemevinde herhangi bir olay yok, kalabalık cenaze için Kurt'a yönelik olmadığını, Alevi toplbekliyordu. Hedef alınarak ve toplumun dini hassasiyetlerini göze alarak ateş edildiğini düşünüyoruz. Biz bu olayın sadece Uğur umuna karşı yapıldığını düşünüyoruz" diye konuştu.
Oğlunu öldüren polise vurdu
Bu arada, Gülnaz Kurt ifade vermeye hazırlanırken, annesinin kucağında uyuyakalan 3 yaşındaki torunu Kemal Kurt'u, izleyicilerin arasındaki başka bir yakınına teslim etti. Çocuğu verdikten sonra sanık bölümünün önünden geçen Gülnaz Kurt'un, sanık polis memuruna bir şeyler söyleyerek, kafasına hafifçe vurduğu görüldü.
Turgut Kazan tutuklama istedi
Tanıkların dinlenmesinden sonra söz alan Kurt ailesinin avukatı Turgut Kazan, sanık polisin her ne kadar eylemcilere yönelik ateş ettiğini söylese de, yakında bulunan cemevinde cenaze için toplanan insanları görmemesinin mümkün olmadığını, ateş etmesi durumunda eylemcinin dışında olayla ilgisiz birini de vurabileceğini öngörmesi gerektiğinden, sorumsuzca davrandığını ve bu durumun da "olası kasıt" suçunu doğurduğunu söyledi.
Kazan ayrıca, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çalışma ofisine böcek bıraktıkları gerekçesiyle yurtdışına çıkan polisleri örnek vererek, delilleri karartma şüphesinin bulunduğunu ileri sürdü ve sanık S.K.'nın tutuklanmasını talep etti.
Mahkeme Heyeti de, sabit iş ve ikametgahı bulunan S.K.'nın, toplanmayan delillere tesir etme ve onları karartma durumunun bulunmadığını gerekçe göstererek, Kurt ailesi avukatlarının sanığın tutuklanması yönündeki talebini reddetti.
Hacı Bektaş-ı Veli Anadolu Vakfı'nın davaya katılma talebini de reddeden Mahkeme Heyeti, vakfa yönelik bir eylemden açılmış herhangi bir kamu davasının bulunmamasını gerekçe gösterdi.
Mahkeme heyeti ayrıca, olay anında kayıt yapan polis aracındaki kameranın, İstanbul ATK Başkanlığı Fizik İhtisas Dairesi Bilişim ve Teknoloji Suçları Şubesi'ne gönderilerek, kurtarılması durumunda eksik görüntülerin CD ve DVD ortamına aktarılarak mahkemeye teslim edilmesini istedi.
Olay
Uğur Kurt, Okmeydanı'nda 22 Mayıs 2014'teki olaylar esnasında, bir yakınının cenaze törenine katılmak için Okmeydanı Cemevi'nde bulunduğu sırada başına mermi isabet etmesi sonucu yaralanmış ve kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetmişti.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Birimi Savcılarından Hasan Yılmaz'ın hazırladığı iddianamede, polis memuru hakkında "taksirle öldürme" suçundan 6 yıla kadar hapis cezası istendi. Dosyanın gönderildiği İstanbul 85. Asliye Ceza Mahkemesi, sanığın
"taksirle öldürme" değil, "kasten öldürme" suçundan yargılanması gerektiğini belirterek, görevsizlik kararı verdi. Mahkeme sanığın, "kasten öldürmek" suçundan 20 ila 25 yıl arasında değişen hapis cezasını öngören hükme göre yargılanmasını istedi. Dosya, bunun üzerine yargılamanın yapılması için İstanbul ağır ceza mahkemesine gönderildi.
"Pembe oda"daki cinayet 3 santimlik bıçakla işlenmiş
İki karikatüriste "Erdoğan'a 'top' işareti yaptılar" davası
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
İzmir için KRİTİK uyarı: Su seviyesi yüzde 10'ların altına inebilir!
EN SON HABER | Kayıp iş insanının cansız bedeni ormanda bulundu: Ortağı tutuklandı!
Henüz 17 yaşında 70 suçtan kaydı var: Defne Hakim 'Ah' ederek paylaştı!
SON DAKİKA | Abdulkadir Selvi yazdı: Yeni bir 'kara harekatı' yolda mı?
Yapay zeka destekli MR cihazı! İki kat daha fazla hastaya hizmet verecek