hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    "Ucube" davasında TDK'dan yanıt geldi : Hakaret anlamı taşımamaktadır

    Ucube davasında TDKdan yanıt geldi : Hakaret anlamı taşımamaktadır
    expand

    Heykeltıraş Mehmet Aksoy'un Kars'ta yıktırılan 'İnsanlık Anıtı' heykeli için "Ucube' dediği gerekçesiyle Başbakan Recep Tayip Erdoğan hakkında açtığı 100 bin TL'lik tazminat davasının 4. duruşması görüldü. Mahkemenin Türk Dil Kurumu Başkanlığı (TDK)'na 'ucube'nin anlamını sorduğu yazıya 90 gün sonra yanıt geldi. Türk Dil Kurumu Başkanlığı mahkemeye yolladığı bir sayfalık yazıda, 'ucube'nin olumsuz anlamda olduğunu ancak hakaret anlamı taşımadığını belirtti ve ekledi: "Bu söz kişinin bazı kişi ve varlıklara ilişkin kanaatini anlatan kelimedir"

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    İstanbul Adalet Sarayı'nda bulunan İstanbul 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen duruşmaya davacı Heykeltıraş Mehmet Aksoy'un avukatı Turgun Kazan ve Davalı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatı Ferah Yıldız katıldı.  Turgut Kazan, Türk Dil Kurumu'nun yazısına karşı yazılı beyanda bulunduğunu belirterek, tanık dinletmek istediğini söyledi.

    "Davanın reddini istiyorum"

    Başbakan Erdoğan'ın avukatı Yıldız ise tanık dinletme taleplerini kabul etmediğini belirterek, "Bu dava manevi tazminat davasıdır. Tanıkla ispat edilecek bir neden yoktur. Davanın reddini istiyorum" dedi. Müvekkilinin  söz konusu heykelin, oradaki tarihi bir özelliği olan cami ve yanındaki yapıların  özelliğini bozması bakımından 'ucube' kelimesini kullandığını belirterek, "Daha önce de bu kelimeyi eser hakkında kullanmadığını, davacının şahsı hakkında da böyle bir saldırıda bulunmadığı konusunda yazılı beyanlarda bulunduk" ifadelerini kullandı.

    Tanıklar dinlenecek

    Avukat Turgut Kazan'ın tanıklarını hangi konuda bilgi sahibi oldukları detaylı bir şekilde mahkemeye yazılı olarak bildirmesine karar veren hakim, bir sonraki duruşmada tanıkların hazır edildiklerinde dinlenmesine karar verdi.  Söz konusu heykelin yapımı ve yıkımı nedeniyle Kars Belediyesi'nin zarara uğratılıp uğratılmadığının Kars Belediyesi ve İçişleri Bakanlığı'ndan sorulmasına karar veren hakim duruşmayı erteledi.

    "Ucube" hakaret anlamı taşımamaktadır

    Türk Dil Kurumu Başkanlığı'ndan 12 Şubat 2014 tarihinde gelen bir sayfalık yazıda, "Dilimize Arapça'dan girmiş olan 'ucube' kelimesinin kurumumuzca yayımlanmış olan Türkçe Sözlük'te "Sıfat, çok acayip, şaşılacak kadar çirkin olan. "Bakımsızlıktan, pislikten ,yaralı bereli karınları şiş, yüzleri sarı, sıska iki ucube halinde süründükten sonra ölmüşler." H.E.Adıvar" şeklinde tanımlanmıştır. Ferit Develioğlu tarafından hazırlanan Osmanlıca -Türkçe Ansiklopedik Lügat adlı eserde de söz konusu kelime 'Pek acayip şey, garip şaşılacak şey' şeklinde anlamlandırılmıştır. Bu tanımlamadan da anlaşılacağı üzere 'Ucube' sözü olumsuz anlamda olmakla, birlikte hakaret anlamı taşımamaktadır. Bu söz, bazı kişi ve varlıklara ilişkin kanaatini anlatan bir kelimedir" ifadeleri kullanıldı.

    Avukat TDK eleştirdi: Ucube sözcüğünün çok çirkin anlamına geldiği açıktır

    Avukat Turgut Kazan da TDK'nın yazısına ilişkin 24 Mart 2014 tarihinde dilekçe ile cevap verdi. Avukat Kazan mahkemeye sunduğu dilekçesinde şu ifadelere yer verdi:

    "Türk Dil Kurumu cevabındaki Türkçe Sözlük ve Osmanlıca- Türkçe Ansiklopedik lügattan aktarılan tanımlar doğrudur. Kabul ediyoruz. Gerçekten de 'ucube' sözcüğünün çok çirkin anlamına geldiği açıktır. Ama bu tanımlar aktarıldıktan sonra konuşmanın yapıldığı yer ve konuşmanın üslubunu ele alınmadan "...Tanımlardan  anlaşılacağı üzere ucube sözü hakaret anlamı taşımamaktadır""...Kişinin (yani başbakanın) kanaatini anlatan bir kelimedir" sonucuna varılması tam bir teslimiyet ve Başbakan'a biat ifadesidir. Kabul edilemez. Gerçek ortadır. Aşağılama kastıyla hareket edildiği açıktır. Ucube sözcüğü TDK'nın belirttiği gibi Başbakan'ın "Kanaatini anlatan bir kelime" sayılamaz. Başbakan bu sıfatıyla ve miting meydanında devletin sanat ve kültür politikasını belirlermiş gibi hareket edemez. Milyonların önünde sanatçının yarattığı heykeli ve onu yaratan sanatçıyı küçük düşüremez. Böyle bir yaklaşım temsil ettiği makamın emri sayılır. TDK da bu emre uymuştur" denildi.

    Avukat Kazan dilekçesinin sonunda aralarında Ressam Bedri Baykam, Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı (ÇEKÜL) Başkanı Metin Sözen ve Resam Mehmet Güleryüz'ün tanık olarak dinlenmesini istedi.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow