hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Türk Borçlar Kanunu değişiyor

    Türk Borçlar Kanunu değişiyor
    expand

    TBMM Adalet Komisyonu, 649 maddelik Türk Borçlar Kanunu Tasarısının 68 maddesini daha kabul ederek, 281. maddeye geldi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Kurban Bayramı öncesi ara verdiği çalışmalarına, bugün, tasarının 213. maddesinden başlayan Adalet Komisyonu, tasarının, "taşınır satışı", "taşınmaz satışı", "bazı satış türlerine" ilişkin hükümlerini içeren 281. maddeye kadar olan bölümünü kabul etti.

    Kabul edilen bölüme göre, satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması nedeniyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen, niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu tutulacak. Satıcı, bu ayıpların varlığını bilmese bile bunlardan sorumlu olacak.

    Satıcı satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurluysa, ayıptan sorumluluğunu kaldıran veya sınırlayan her anlaşma, hükümsüz sayılacak.

    Satıcı, satış sözleşmesinin kurulduğu sırada alıcı tarafından bilinen ayıplardan sorumlu olmayacak. Satıcı, alıcının satılanı yeterince gözden geçirmekle görebileceği ayıplardan da ancak böyle bir ayıbın bulunmadığını ayrıca üstlenmişse sorumlu olacak.

    Alıcı, devraldığı satılanda, satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde satıcıya bildirecek. Alıcı, bunu ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılacak.

    Alıcı, satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hallerde; satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönebilecek. Alıcı, satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteyebilecek, aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını veya satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteyebilecek.

    Satıcı, alıcıya aynı malın ayıpsız bir benzerini hemen vererek ve uğradığı zararın tamamını gidererek, seçimlik haklarını kullanmasını önleyebilecek.

    Alıcı, sözleşmeden dönme hakkını kullanırsa, hakim, durum bunu haklı göstermiyorsa satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilecek.

    Satılanın değerindeki eksiklik, satış bedeline çok yakınsa alıcı, ancak sözleşmeden dönme veya satılanın ayıpsız bir benzeriyle değiştirilmesini isteme haklarından birini kullanabilecek.

    Satış sözleşmesinden dönen alıcı, satıcıdan; ödediği satış bedelinin faiziyle birlikte geri verilmesini, yargılama giderleriyle satılan için yaptığı giderlerin ödenmesini, ayıplı maldan doğan doğrudan zararının giderilmesini isteyebilecek. Satıcı, kendisine hiçbir kusur yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alıcının diğer zararlarını da giderecek.

    Satıcı daha uzun bir süre için üstlenmiş olmadıkça, satılanın ayıbından doğan sorumluluğa ilişkin her türlü dava, satılandaki ayıp daha sonra ortaya çıksa bile, satılanın alıcıya devrinden başlayarak 2 yıl geçmekle zaman aşımına uğrayacak.

    Satıcı, satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurluysa 2 yıllık zaman aşımı süresinden yararlanamayacak.

    Taşınmaz satışı


    Taşınmaz satışı sözleşmeleri, resmi şekilde düzenlenecek. Taşınmaz satışı vaadi, geri alım ve alım sözleşmeleri, resmi şekilde düzenlenmedikçe geçerli olmayacak. Önalım sözleşmesinin geçerliliği, yazılı şekilde yapılmış olmasına bağlı olacak.

    Önalım, geri alım ve alım hakları, en çok 10 yıllık süre için kararlaştırılabilecek ve kanunlarda belirlenen süreyle tapu siciline şerh edilebilecek.

    Aksine anlaşma olmadıkça, sözleşmeden doğan ön alım, alım ve geri alım hakları devredilemeyecek, ancak miras yoluyla geçecek.

    Ön alım hakkı


    Ön alım hakkı, taşınmazın satışı ya da ekonomik bakımdan satışa eşdeğer her türlü işlemin yapılması durumunda kullanılabilecek. Satıcı veya alıcı, satış sözleşmesinin yapıldığını ve içeriğini; ön alım hakkı sahibine noter aracılığıyla bildirecek.

    Sözleşmeden doğan ön alım hakkını kullanmak isteyen hak sahibi, bu hak şerh edilmiş ve taşınmazın mülkiyeti alıcı adına tescil edilmişse alıcıya; aksi takdirde satıcıya karşı, satışın veya ekonomik bakımdan satışa eşdeğer başka bir işlemin kendisine bildirildiği tarihten başlayarak 3 ay ve her halde satışın yapılmasından başlayarak 2 yıl içinde dava açabilecek.

    Ayıplı yapıda zamanaşımı


    Aksine sözleşme olmadıkça, satılan taşınmaz, satış sözleşmesinde yazılı yüzölçümü tutarını kapsamıyorsa satıcı, eksiği için alıcıya tazminat ödemekle yükümlü olacak.

    Bir yapının ayıplı olmasından doğan davalar, mülkiyetin geçmesinden başlayarak 5 yılın, satıcının ağır kusuru varsa 20 yılın geçmesiyle zaman aşımına uğrayacak.

    Taksitle satışlar


    Taksitle satış sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça geçerli olamayacak. Malın, satıcının ticari faaliyeti kapsamında satılması halinde taksitle satış sözleşmesinde, "alıcının 7 gün içinde sözleşme yapılması konusundaki irade açıklamasını geri alma hakkı, temerrüt veya vadenin ertelenmesi durumunda, yasal faiz oranının yüzde 30 fazlasını geçmemek üzere ödenecek faiz" de belirtilecek.

    Taksitle satış sözleşmesi, satıcı bakımından sözleşmenin kurulduğu anda, alıcı açısından ise sözleşmenin bir nüshasının eline geçmesinden 7 gün sonra hüküm doğurmaya başlayacak.

    Alıcı, peşin satış bedelinin en az 10'da 1'ini en geç teslim anında peşin olarak, satış bedelinin geri kalan kısmını da sözleşmeyi izleyen 3 yıl içinde ödeyecek. Bakanlar Kurulu, satılanın türüne göre peşinat miktarı ile yasal ödeme sürelerini yarıya kadar indirebileceği gibi, 2 katına kadar çıkartabilecek.

    Taksit borcu kambiyo senedine bağlanmamışsa, alıcı, satış bedelinin kalan kısmını bir defada ödeyebilecek. Bu durumda, peşin satış bedeline ilave edilen bedelin ödenmemiş taksitlere isabet eden kısmı, yarısından az olmamak üzere ödeme süresinin kısaltılmasına uygun olarak indirilebilecek.

    Satıcı, alıcının peşinatı ödemede temerrüte düşmesi halinde, sadece peşinatı isteyebilecek veya sözleşmeden dönebilecek. Alıcının taksitleri ödemede temerrüte düşmesi halinde ise satıcı, hemen ödenmesi gereken taksitlerin veya geri kalan satış bedelinin tamamının bir defada ödenmesini talep edebilecek veya sözleşmeden vazgeçebilecek.

    Hakimin sözleşmeye müdahalesi


    Hakim, temerrüte düşen alıcının borçlarını ödeyeceği güvencesi vermesi ve satıcının da bu yeni düzenleme dolayısıyla herhangi bir zararının söz konusu olmaması koşuluyla, alıcıya ödeme kolaylıkları sağlayabilecek ve satıcının satılanı geri almasını yasaklayabilecek.

    Taksitle satışa ilişkin hükümler, aynı ekonomik amaçla yapılan işlemlere de uygulanacak. Kira-satış vaadi, kira-alım ve kira-bağışlama şeklinde yapılan birleşik sözleşmelerde de taksitle satış hükümleri geçerli olacak.

    Ön ödemeli taksitle satış


    Alıcının taşınır bir malın satış bedelini önceden kısım kısım ödemeyi, satıcının da bedelin tamamen ödenmesinden sonra satılanı alıcıya devretmeyi üstlendikleri ön ödemeli taksitle satış sözleşmesi de yazılı yapılacak.

    Sözleşmede, "taksitleri kabule yetkili banka" belirtilecek. Banka, her iki tarafın çıkarlarını gözetecek. Alıcı bir veya daha çok ön ödemede temerrüte düşerse, satıcı, ancak vadesi gelmiş olan ödemeleri isteyebilecek.

    Hakime müdahale yetkisi tartışma yarattı


    Taksitle satışta alıcının temerrüte düşmesi durumunda hakimin müdahalesini düzenleyen tasarının 260. maddesi, komisyonda tartışmaya neden oldu.

    Düzenlemeye karşı olduğunu ifade eden Komisyon Başkanı, AK Parti Ankara Milletvekili Ahmet İyimaya, maddeyi, "tam bir sosyalist devlet anlayışı" diye değerlendirdi.

    İyimaya, "Hakim niye müdahale edecek? Türk hukukuna çok sübjektif bir norm geliyor. Yargıtay 13. Hukuk Dairesi, buna karşı. Ayrıca Anayasanın sözleşme hürriyetini düzenleyen 48'inci maddesine de aykırı" diye konuştu.

    CHP Afyonkarahisar Milletvekili Halil Ünlütepe, maddeyi, "tüketicinin sigortalarından biri" diye niteleyerek, tasarıda kalmasını istedi. Bazı komisyon üyeleri, "taksitle ceket, pantolon, gömlek, kazak satışından kaynaklanan sözleşmelerde hakime müdahale yetkisinin, hem yargının iş yükünü artıracağını hem de sözleşme serbestliğine aykırı olacağını" ileri sürdüler.

    Komisyon, çalışmalarına yarın devam edecek.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow