hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Turhan Çömez için kırmızı bülten talebi

    Turhan Çömez için kırmızı bülten talebi
    expand

    İkinci Ergenekon davasında duruşma savcısı Mehmet Ali Pekgüzel, firari sanık Turhan Çömez hakkında kırmızı bülten çıkarılmasını talep etti.

    İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen İkinci Ergenekon Davası'nda, duruşma savcısı Mehmet Ali Pekgüzel, sanıkların ve avukatların sözlü ve yazılı taleplerine ilişkin mütalaasını açıkladı. Pekgüzel, tutuklu sanık emekli Albay Hasan Atilla Uğur'un avukatı Ünal Üstünsoy'un taleplerin alındığı bölümde yaptığı konuşmaya ilişkin açıklamalarda bulundu.

    "Avukat sürenin çoğunu çocukluğunu anlatarak tamamladı"

    Savcı Pekgüzel, "Bir avukat meslektaşımız şu saat itibariyle kendisine tanınan sürenin çoğunu çocukluğunu anlatarak bir bakıma içini dökerek tamamladı" dedi. İddia makamı olarak bazı konulara değinmek istedini vurgulayan Pekgüzel, "Şimdiye kadar yapılan ve bir kısmı doğrudan 'birileri konuşur beklentisi mi var' şeklindeki beyanlardan dolayı en azından sanıklar açısından duruşma dışında iddia makamı ile konuşulması derhal ajanlık ile suçlanma riski göze alınarak yapılabilecek duruma gelmiştir" ifadelerini kullandı. Savcı Pekgüzel, iddia makamı olarak mütalaalarının sadece dosya kapsamına göre oluşan hukuki kanaatlerine göre verdiklerinin altını çizdi.

    "Mütalaalarımızda hukuki görüşten başka bir saik gözetmemiz mümkün değildir"

    Savcılık olarak verdikleri mütalaaların her zaman hukuki bir denetime tabii olduğunu belirten Pekgüzel sözlerine şöyle devam etti: "Mütalaalarımızda hukuki görüşten başka bir saik gözetmemiz mümkün değildir. Eğer bunlar belli bir kasıt ile yapılıyor ise bunu da ayırt edebilecek mesleki tecrübeye de sahip bulunmaktayız. Bazı sanıkalar ve az da olsa maalesef bazı avukat meslektaşlarımızın bunun aksi yönündeki beyanları tarafımızdan da kabul edilebilir değildir. Mahkemeyi ve iddia makamını hedef alan, asla savunma hakkı kabul edilemeyecek tavır ve davranışlardan kaçınılmasını defalarca ikaz ettik. Bunların kanuni yaptıramlara muhatap olabileceğini beyan ettik. Bu durum bundan sonra da geçerlidir. Bu kapsamda mahkemeyi hedef alan, saygınlığını zedeleyen hatta tehdit, hakaret ve iftira oluşturabilecek sözler söyleyen kişiye karşı mahkeme heyeti bir engellemede bulunmayacak, bir şey demeyecek midir? Bunun yanlış olduğu yönündeki iddiaya katılmak mümkün değildir."

    "Ergenekon örgütünün varlığı iddianamelerdeki iddiadır"

    Savcı Pekgüzel, Ergenekon örgütünün varlığının yegane delilinin 1997'de TBMM'ye yapılan bir ihbar olduğu yönündeki beyanlara itibar etmenin mümkün olmadığını belirterek, "Mütalaa beyanındaki bu konu "Ergenekon örgütünün" TBMM'ce araştırılması yönündeki beyan üzerine gündeme gelmiştir. Neticede Ergenekon örgütünün varlığı iddianamelerdeki iddiadır. Delilleri gösterilmiştir. İddia makamı, resmiyet kazanan bu iddiananın arkasındadır. Netice kanaatimiz ise yargılama sonunda esas hakkındaki mütalaamız ile mahkemeye arz edilecektir" şeklinde konuştu. Pekgüzel, savcılığın sanık taleplerine kayıtsız kaldığı şeklindeki beyanın da haksız bir iddiadan ibaret olduğunu ifade etti.

    "Abdullah Öcalan'ı nasıl sorguladım" isimli kitap dosyaya konulsun"

    Savcı Pekgüzel daha sonra sanık ve avukatların taleplerine ilişkin mütalaasını açıkladı. Tutuklu sanıklardan Hasan Atilla Uğur'un yazdığı "Abdullah Öcalan'ı Nasıl Sorguladım - İşte Gerçekler" isimli kitabının dosyaya konulmasına karar verilmesini talep etti.

    İbrahim Şahin'in talebine ilişkin Emniyet Genel Müdürlüğü'ne müzekkere yazılmasını isteyen Pekgüzel, Şahin'in iddiasına göre Emniyet Genel Müdürlüğü envanterinde geçmişte ve halen kayıt dışı silah ve mühimmat bulunup bulunmadığının mahkemeye bildirilmesini talep etti. Pekgüzel, MİT Müsteşarlığına müzekkere yazılarak Şahin'in "Terörle mücadelede kurulacak yeni oluşumda görevlendirileceğine ilişkin MİT'çilerle görüştüğü" şeklindeki beyanlarında geçen iddiaların araştırılarak ayrıntılı bir şekilde bildirilmesini talep etti.

    Tutuklu sanıklardan Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu'nun talebi üzerine Jandarma Genel Komutanlığına müzekkere yazılmasını isteyen Pekgüzel, 19 Eylül 2003'te Jandarma Genel Komutanlığı ve Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Başkanlığı'na giriş yapanlara dair nizamiye kayıtlarıyla varsa kamera kayıtlarının çıkarılarak mahkeme gönderilmesini talep etti.

    Pekgüzel, firari sanık Turhan Çömez'in yokluğunda tutuklamasına ve hakkında kırmızı bülten çıkarılmasını istedi.
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow