hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Topkapı'da Biret-Alperen buluşması

    Topkapıda Biret-Alperen buluşması
    expand

    İstanbul Topkapı Sarayı'ndaki olaylı konser sonrası, Alperenler ile piyanist İdil Biret bugün Topkapı Sarayı'nda bir araya geldi. Buluşmada, Alperen Ocakları Genel Başkanı Abdullah Gürgür sanatçıdan yeniden özür diledi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Görüşmeye, Gürgür'ün yanı sıra Alperen Ocakları İstanbul İkinci Başkanı Talat Ardıç, il yöneticisi Fatih Yılmaz ve BBP Kağıthane İlçe Başkanı Tolga Aral da katıldı.

    Buluşmada, Alperen Ocakları Genel Başkanı Gürgür, İdil Biret'e bir buket çiçek sunarak, özür diledi.

    İdil Biret de Gürgür ve beraberindekilere, Fransız bir yazar tarafından kaleme alınan ve kendi hayatının anlatıldığı "Dünya Sahnelerinde Bir Türk Piyanisti: İdil Biret" adlı kitabı ile bir CD'sini hediye etti.

    Dünyaca ünlü piyanist İdil Biret, Topkapı Sarayı'ndaki konseri sırasında dışarıda yaşanan olaylar nedeniyle Alperen Ocakları Genel Başkanı Abdullah Gürgür'ün kendisine çiçek vermesine ilişkin, "Bana çiçek getirdiler, teşekkürle kabul ettim ve böylece bu hadise tatlıya bağlanmış oldu" dedi.

    Gürgür, Topkapı Sarayı'nda bir araya geldiği Biret'e çiçek sunarak, 3 gün önceki konseri sırasında dışarıda yaşanan olaylara ilişkin özür diledi.

    Topkapı Sarayı Müzesi Başkanı Prof. Dr. İlber Ortaylı'nın odasında gerçekleşen buluşmaya İdil Biret, eşi Şefik Büyükyüksel ile birlikte geldi.

    Görüşmeye, Gürgür'ün yanı sıra Alperen Ocakları İstanbul İkinci Başkanı Talat Ardıç, il yöneticisi Fatih Yılmaz ve BBP Kağıthane İlçe Başkanı Tolga Aral da katıldı. Buluşmada İdil Biret, Gürgür ve beraberindekilere, Fransız bir yazar tarafından kaleme alınan ve kendi hayatının anlatıldığı "Dünya Sahnelerinde Bir Türk Piyanisti: İdil Biret" adlı kitabı ile bir CD'sini hediye etti.

    Gürgür de sanatçıya, "21. Yüzyılda bir Alperen Muhsin Yazıcıoğlu" adlı kitabı sundu. Abdullah Gürgür, burada yaptığı konuşmada, "tepkilerinin, İdil Biret veya başka bir sanatçıya karşı değil, kutsal emanetlerin bulunduğu yerde şarap içilmesine olduğunu" söyledi.

    Konserden değil, konserin konseptinden rahatsızlık duyduklarını ifade eden Gürgür, "1999 yılında Aya İrini'de yılbaşı gecesi dansöz oynatıldığı için Patrik'in tepki gösterdiğini" ifade etti.

    Protestocu grubun saray dışında toplu namaz kılmasına ilişkin olarak da Gürgür, "(Oturma eylemi yapalım) demişler. O sırada gruptan biri (Akşam namazını kılmamıştık, hadi kılalım) deyince, namaz kılmışlar" şeklinde konuştu.

    İdil Biret'in eşi Şefik Büyükerşen de tepkilerin demokratik sınırlar içinde kalması gerektiğine dikkati çekerek, "Nahoş olayların tekrarlanmamasını, birlik ve kardeşlik içinde yaşamayı diliyoruz" dedi.

    Eşinin konser afişinin gözleri önünde yakılmasının kendilerini ürküttüğünü ifade eden Büyükerşen, "Etrafı yakan bir kalabalık üzerimize geliyordu. Biz 6-7 Eylül ve Menemen olaylarını iyi biliyoruz. Kontrolden çıkan kitle, özellikle de Allah'ın adının kullanılması çok tehlikeliydi. Ürktüklerimiz bunlardı" diye konuştu.

    Büyükerşen'in bu sözleri üzerine Gürgür, "Bizim ritüellerimiz arasında kullandığımız argümanlardır bunlar" deyince İlber Ortaylı da "Kıymetli ritüellerin yerli yersiz kullanılması açıkçası beni çok rahatsız etti. Ayrıca kutsal emanetlerin olduğu alan konserin verildiği alan değil. Arada 2 duvar ve darphane var" ifadesini kullandı.

    Ortaylı, her şeye rağmen özür dilenmesini çok hoş bulduğunu belirterek, "Bizim bazı değerlerimiz var. Kutsal emanetlerin olduğu yerlerde tabii ki bazı şeylere dikkat edilir. Kudüs'te de Vatikan'da da böyledir. Bu tip bir konserde reklam kokusu hissedersek, onu da ifade ederiz" dedi. Herkesin tepkisini ortaya koyabileceğini, ancak bunun üslubu olduğunu kaydeden Ortaylı, "Tepki gösterme afiş veya bayrak yakmaya dönüşürse, bu ürkütücü olur" diye konuştu.

    Buluşmanın ardından

    Buluşmanın ardından İdil Biret ve Abdullah Gürgür, Topkapı Sarayı'nın 1. avlusunda bekleyen gazetecilere açıklamalarda bulundu.

    Sanatçı İdil Biret, "Bana çiçek getirdiler, teşekkürle kabul ettim ve böylece bu hadise tatlıya bağlanmış oldu" dedi.

    Biret, gazetecilerin, "Özür dilediler mi?" şeklindeki sorularına, "Tabii, bu çiçekler onun bir emaresidir" yanıtını verdi.

    Bir gazetecinin, "Hiç (Keşke o konseri o şekilde yapmasaydık da bu olaylar olmasaydı) dediğiniz oldu mu?" sorusu üzerine Biret, hiçbir zaman (keşke) demediğini, yaşananın geçmişte kaldığını, önemli olanın şu an olduğunu belirtti.

    Biret, buluşmanın önce kendi evlerinde yapılmasının planlandığını, fakat kalabalık olacağını öğrenince Topkapı Sarayı'nda yapılmasına karar verildiğini söyledi.

    Konuşmayı çok sevmediğini ifade eden Biret, "Ben, müzikten geliyorum. Müzik, kelimelerin çok üstünde" dedi.

    Biret, daha önce bu tip bir protestoyla karşılaşmadığını, ancak dünyanın farklı yerlerinde verdiği konserler öncesinde birçok kez bomba ihbarı yapıldığını anlattı.

    Abdullah Gürgür de Alperen Ocakları'nın burada üzerine düşen hassas görevi yerine getirdiğini ve gerginliklerin sona ermesi için böyle bir adım attığını söyledi.

    Gürgür, "Hepimiz birlik olalım, bir olalım, çokluk içinde birliği esas kabul edelim, birbirimizi sevmeyi artık başaralım diye düşünüyoruz. İnşallah bu girişimimiz de Türkiye'de önemli bir adım olacak" şeklinde konuştu.

    Eylemin daha yumuşak bir üslupta yapılabileceğini belirten Gürgür, "İdil Hanım ve ailesinin kesinlikle bir tedirginliğe kapılmasının yersiz olduğunu da ifade ettik" dedi.

    Olay

    Piyanist İdil Biret'in, bir içki firmasının sporsorluk yaptığı konseri Alperen Ocakları üyesi bir grup tarafından basılmak istenmiş, grup içeride şarap içildiğini belirterek tekbir getirmiş ve konser afişlerini yakmıştı.

    Olayın ardından Alperen Ocakları Genel Başkanı Abdullah Gürgür, dün İdil Biret'i arayıp özür diledi. Biret'in eşi ile konuşan Gürgür, ''demokratik bir tepkiydi ancak daha yumuşak şekilde gösterilebilirdi'' dedi.

    İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı da Topkapı Sarayı dışında yaşanan olaylara ilişkin inceleme başlattı.

    Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, "Küçük bir grup olsa bile bu can sıkıcı, mide bulandırıcı" demiş ve bu sözleriyle Alperenlerin şimşeklerini üzerine çekmişti.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow