Tepki çeken sözlerine açıklık getirdi
AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat, "Türk toplumu bir travma yaşamıştır..." açıklamasının düşünce ve ifade özgürlüğünden ibaret olduğunu belirterek, "Doğrudur, her devrim gibi Atatürk devrimleri de toplumda bir travma yaratmıştır" dedi.
Fırat, "Çünkü bir gece önce eski Türkçe yazı TBMM'de lağvedilerek Latin alfabesi getirilmiştir. Bu devrimdir. Toplumda okuma-yazma oranı sıfıra düşmüştür. Latin alfabesi, bilmeyenler için öyledir" diye konuştu.
Fırat, New York Times'a verdiği demece ilişkin, partisinin genel merkezinde basın toplantısı düzenledi.
Bir insanın insan olabilmesinin temel unsurunun düşünce özgürlüğüne ve bunu ifade edebilmesine bağlı olduğunu belirten Fırat, bu özgürlüğün, insanların temel ayrılmaz özgürlüklerinden biri olduğunu, insanları diğer canlılardan ayırdığını ifade etti.
Düşünce ve ifade özgürlüğünü doğru kullanabilmek için özellikle 21'inci yüzyılda medya organlarına çok büyük görev düştüğünü söyleyen Fırat, çünkü bilgi sahibi olabilmenin yazılı ve görsel medyanın doğru, tarafsız bilgi vermesiyle mümkün olabildiğini kaydetti.
Fırat, "Eğer medya psikolojik bir savaşın tarafı olarak bilgiyi çarptırıyorsa, kendine göre yorumluyorsa ve bu bilgiyi insanlara o şekilde aktarıyorsa o zaman doğru bilgiye ulaşmamış insan, düşünebilme yeteneğini, düşünce özgürlüğünü ve dolayısıyla ifade özgürlüğünü doğru kullanamaz" diye konuştu.
Medya organlarındaki haberlere baktığı zaman bu haberleri doğru kabul edip yorumlayanların da aslında düşünce, ifade özgürlüğünü yanlış kullandığının görüleceğini söyleyen Fırat, "Bu kişilerin bir kusuru yok. Çünkü eğer basın organında böyle bir bilgi varsa insanlarımız kolaycılığa alışmış oldukları için haberin orijinalini okumadan yorum yapma ihtiyacını duyuyorlar ve böylece de yanlış noktaları, yanlış ifadeleri söylemek durumunda kalıyorlar" dedi.
Bir siyasi, bir insan olarak özellikle yabancılarla yaptığı mülakatlarda olayların yanlış değerlendirilmemesi için siyasi veya hukuki bir yorum yapacaksa kısaca tarihi perspektif çizerek değerlendirmelerini bunun üzerine yaptığını anlatan Fırat, aynı şeyin New York Times'a verdiği demeçte de olduğunu söyledi.
"Uzun bir röportaj verdim"
Muhabir ile uzun bir röportaj yaptığını belirten Fırat, ancak gazetede bu röportajdan çok kısa bir alıntı yapıldığını ifade etti.
Fırat, tüm röportaj alınmış olsaydı Osmanlı İmparatorluğu'nun 1. Dünya Savaşı'ndan yenik çıkması, ülkenin yeniden kurulması ve Atatürk devrimlerinden bahsettiğinin anlaşılacağını söyleyen Fırat, hatta demecinde 1946'da çok partili rejime geçiş, "1950 devrimi" gibi olayları, bugüne kadar getirdiğini anlattı.
Fırat, "Orada söylediğim şey şudur: Yeni bir Cumhuriyet kurulmuştur ve bu Cumhuriyet toplumun o güne kadarki birçok değer yargılarını ve kurumları ortadan kaldırmıştır. Bunlar devrimdir. Saltanatın yıkılması, Cumhuriyet'in kurulması bir devrimdir. Arap harflerinin kaldırılıp Latin alfabesinin kabulü bir devrimdir. Medrese eğitiminin kaldırılıp milli eğitimin tek bir yerde toplanması bir devrimdir. Zaviye ve türbelerin kapatılması, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın kurulması gibi birçok devrimin Türkiye'de yaşandığını söyledim. Her devrim sosyal bir travmadır; evrim ile temel farklılığı da budur" dedi.
"Birileri bunu izah etmek zorunda"
Biraz zahmet edilip Türk Dil Kurumu'nun sözlüğüne veya başka sözlüklere bakılmış olsaydı devrimin bu nitelikte olduğu, "köklü, beklenmeyen ama insan iradesi ile ortaya konulmuş olan değişikliklerin tümüne" devrim denildiğini herkesin görebileceğini kaydetti.
Fırat, "Doğrudur, her devrim gibi Atatürk devrimleri de toplumda bir travma yaratmıştır. Çünkü bir gece önce eski Türkçe yazı TBMM'de lağvedilerek Latin alfabesi getirilmiştir. Bu devrimdir. Toplumda okuma-yazma oranı sıfıra düşmüştür. Latin alfabesi, bilmeyenler için öyledir. Bu bir sosyal, tarihsel tespittir. Bunu değerlendirirken devrimin iyi veya kötü oluşu konusunda herhangi bir söylem yoktur orada" ifadesini kullandı.
Fransız, Sovyet devrimlerinin etkilerinin dünyada hala görüldüğünü anlatan Fırat, Türk toplumunun da bundan istisna olduğunu düşünebilmenin mümkün olamayacağını söyledi.
Bunun sosyolojik bir gerçek olduğunu ifade eden Fırat, "Bu bir tespit ama anladığım kadarıyla yapılmak istenen şey, aslında bana göre çok güzel bir analiz olan Türkiye ile ilgili bir analizin bir şekliyle gölgelenmesinden ibarettir" dedi.
Fırat, bugün aslında gündemin başka birşey olması gerektiğini belirterek, bugün yine bir medya kuruluşunun yayımladığı gazetenin başyazısında Türkiye Cumhuriyeti devletinin tarifi, nitelikleri verilirken bilinçli olarak Türkiye Cumhuriyeti devletinin laik ve sosyal bir devlet olduğu konusunun birkaç kez dile getirildiğini söyledi.
Fırat, "Nedense Anayasa'nın değiştirilemez olan maddesindeki 'demokrasi' ifadesi özellikle ağıza alınmak istenmemiştir. Bence önemli olan budur" dedi.
"Atatürk devrimleri bir şekliyle içselleştirildi"
Türkiye'de, Atatürk'ün getirmiş olduğu devrimlerin bir şekliyle içselleştirildiğini söyleyen Fırat, ama "1950'de gerçekleşen demokrasi devriminin ise bir türlü içselleştirilemediğini" savundu.
Bunun bugün çok açık ve net görüldüğünü ifade eden Fırat, "Birileri bunu Türk halkına izah etmek zorundadır. Demokrasi karşıtlarının, düşmanlarının kimler olduğu ve Anayasa'nın değiştirilemez maddelerinin nasıl değiştirilmek istendiğinin açık örneği önümüzde duruyor" diye konuştu.
"Fikirlerini kendilerine saklayıp..."
Fırat, TBMM'de grubu bulunan bir siyasi parti liderinin siyasi etik kurallarına aykırı olarak "AK Parti'ye akıl verme sürecindeki ısrarını anlamakta zorluk çektiklerini" söyledi.
Fırat, "Siyasi etikten, demokrasinin vazgeçilmezliğinden bahsedenler, 2002 seçimlerinin ardından partilerini sandığa gömdükten sonra doğru bir karar vererek siyasi etiğe uygun olarak parti genel başkanlığından istifa ettikten 10 ay sonra 'çok istiyorlar, geri dönüyorum' demezlerdi. Öncelikle kendi partileriyle ilgili düşüncelerini, kendi partilerini nasıl iktidara taşıyacaklarını, partilerini nasıl bir daha sandığa gömdürmeyecekleri konusundaki fikirlerini kendilerine saklayıp partilerinde hayata geçirirlerse memnun oluruz" dedi.
SORULAR
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Fırat, söz konusu haberin yayımlanmasıyla ilgili zamanlamanın dikkat çekici olup olmadığının sorulması üzerine, "zamanlama" tabirini hoş karşılamadığını belirterek, "Çünkü zaman diğer zamanların hiçbirinden farklı değil. Türkiye, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olarak başlamış olduğu yolculuğuna devam etmektedir, etmek zorundadır, başka çaresi yoktur" karşılığını verdi.
Söz konusu demeci sonrasında bazı CHP'li milletvekillerinin kendisini istifaya çağırdığının hatırlatılması üzerine Fırat, "Beni istifaya davet eden beylere gelince... Aslında yazıda onlarla ilgili çok iyi değerlendirmeler var. Onu ben değerlendirmiyorum. Onu gidip başkan yardımcılığı görevini yürütmekte oldukları Sosyalist Enternasyonal ile görüşmelerinde fayda görüyorum. Acaba Sosyalist Enternasyonal'den atılmadan önce istifayı düşünebiliyorlar mı? CHP'ye temel sorum bu" dedi.
"Açıklamanızda tam olarak neyi düzelttiniz, bunu netleştirir misiniz?" sorusuna karşılık Fırat, tüm devrimlerin travma yarattığını yineleyerek, devrimlerle sistemin değiştirildiğini, insanlarda şaşkınlık olmasının normal olduğunu, devrimlerle mevcut yapının ortadan kaldırıldığını anlattı.
Fırat, insanların bunu hemen kabullenmeyeceğini ifade ederek, "Böyle olmasaydı İstiklal Mahkemeleri kurulmazdı, isyanlar olmazdı ama bunlar Türkiye'nin Türk tarihinin gerçekleri" dedi.
"Demokrat Parti'nin 1950 yılında iktidara gelişini devrim olarak nitelediniz. Bu kimin için bir travma oldu?" sorusu üzerine Fırat, bugün bir gazetenin baş yazısındaki makaleye değinerek, "Türkiye Cumhuriyeti'nin vasıflarını sayarken bunun içine demokrasiyi koymamakta ısrar edilmesi bir travma yarattığının ve travmanın halen devam ettiğinin en güzel örneği" diye konuştu.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, AK Parti hakkındaki kapatma davasıyla ilgili önerilerinin hatırlatılması üzerine Fırat, "Aklını, deneyimini kendine saklasın" karşılığını verdi. AK Parti'nin tecrübelerinin kendilerine yeteceğini belirten Fırat, kimseden akıl, demokrasi dersi almaya ihtiyaçları olmadığını söyledi.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
Dikkat! Meteoroloji il il uyardı: Lapa lapa kar geliyor! Don, tipi, buzlanma...
KENDİ ELLERİYLE YAPTI! Yatağa bağımlı 47 yıllık eşi için binanın dışına asansör
Yolda yatan köpeği ezdi: 10 saatlik kamera incelemeleri sonucu yakalandı!
HABER || İzmir'de 3 polisi yaralamışlardı! Adliyeye sevk edildiler
İstanbul'da yıkım sırasında şok! Yan binanın duvarının olmadığı ortaya çıktı: Yatak odası açıkta kaldı