hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Tek ifadeyle, delilsiz müebbet kararı Yargıtay'da

    Tek ifadeyle, delilsiz müebbet kararı Yargıtayda
    expand

    İşkenceyle alındığı AİHM kararıyla kesinleşen bir ifade dışında, aleyhinde delil bulunmaksızın, "silahlı eylem" iddiasıyla 9 yıldır hapis yatan Güllüzar Erman, lehindeki tüm tanık ifadeleri ve delillere rağmen müebbet hapse mahkum edildi. Bu karar şimdi Yargıtay'da ve Anayasa Mahkemesi önünde.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Tuzla Organize Sanayi Bölgesi'ndeki bir firmada mutfak görevlisi olarak çalışan Güllüzar Erman'ın evi 09 Nisan 2003'te terörle mücadele polislerince basıldı. Gözaltına alınan Erman, götürüldüğü emniyette, bir örgütün silahlı hücresine üye olmak ve silahlı eylemlere katılmakla suçlandı. Soruşturma ve kovuşturma son bulduğunda  İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi Güllüzar Erman'ı müebbet hapis cezasına çarptırdı. Evi basılıp gözaltına alındığı tarihten bu yana Erman, 9 yıldır hapishanede.

    Erman 9 yıldır suçsuz olduğu iddiasında. Avukatları dosyayı Yargıtay 9. Ceza Dairesi'ne taşıyarak, kararı temyiz ettiler. Avukatlar dosyayı Anayasa Mahkemesi'ne de taşıdı. Yargılama sürecine ilişkin Erman'ın avukatlarının anlattıkları, ciddi hukuk hatalarını işaret ediyor. Avukatlarının anlattıklarında gerçeklik payı varsa, Erman, 9 yıldır boş yere hapishanede yatıyor.

    Hakkındaki iddianame 2003 yılında hazırlanan Güllüzar Erman, Eyüp'teki Akbank Topçular Şubesi'nin soyulması, Maltepe Cevizli'de iki kişiye ait silahların gasp edilmesi ve MLKP örgütünün FESK adlı silahlı seksiyonun 2. hücresinde yer almakla suçlandı.

    AİHM, Türkiye'yi işkenceden mahkum etti

    Güllüzar Erman'a yönelik bu suçlamaların delili ve dayanağı, örgüt üyesi olmakla suçlanan Aligül Alkaya'nın Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nde verdiği ifadeydi. Ancak Alkaya, mahkemede bu ifadelerin işkence altında zorla alındığını söyledi ve reddetti. AİHM'e giden Alkaya, işkence davasını kazandı ve Türkiye'yi mahkum ettirdi. Alkaya'nın AİHM'de kazandığı işkence davasında suçlanan kişilerden birinin ismi ise, geçtiğimiz aylarda Emniyette yapılan üst düzey bir atamayla yeniden tartışma konusu olmuştu.   

    İşkenceyle alınan ifade yok hükmünde

    Üstelik Alkaya'nın Terörle Mücadele Şubesi'nde avukatı yanında olmaksızın alınan ifadesi Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'na da aykırıydı. İşkenceyle alındığı AİHM'deki yargılama ile de kesinlik kazanan Emniyet'teki bu ifade, ayrıca avukatsız alındığı için de yasal olarak yok hükmündeydi. Ancak, 12. Ağır Ceza Mahkemesi, Alkaya'nın duruşmada huzurlarında verdiği ifade yerine Emniyet'te işkenceyle alınan ifadesini dikkate aldı.

    Tanıkların hiçbiri aleyhinde değildi

    İddianamede ve terörle mücadele polisinin fezlekesinde, Eyüp'te bir banka şubesinin soyulması olayına ilişkin suçlanan Güllüzar Erman'ın aleyhinde olduğu belirtilen tanıklar mahkemede de dinlendi. Bu tanıklardan hiçbiri mahkemede, Erman'ın aleyhinde beyanda bulunmadı. Üstelik tanıklar, yeminli ifade verdikleri mahkemede, daha önce soruşturma esnasında Erman aleyhinde hiçbir tanıklık beyanında bulunmadıklarını anlattı.

    O sırada iş yerinde olduğunu ispatladı

    Eyüp'te söz konusu soygunun gerçekleştiği 24 Ocak 2003'te, belirtilen saatler arasında Erman'ın Tuzla'daki iş yerinde olduğu evraklar, iş yeri sicili ve tanıklar ile anlatıldı. Ayrıca bankada elde edilen delillerden hiçbirinde Erman'a ait parmak izine rastlanmadı. Soygun esnasında bankada bulunan kişilerin hiçbiri daha sonra yaptırılan teşhiste Güllüzar Erman'ı teşhis etmedi. Erman'ın avukatlarının aktardığına göre, mahkeme bütün bu yargılama sürecindeki olgular yerine, soruşturma sürecinde anlatılanları dikkate aldı.

    Emniyete çağırıp, "silahlar evlerinde bulundu" denildi

    Erman'ın suçlandığı bir diğer olay ise Maltepe'deki Cevizli mahallesinde Adem ve Hakkı Köse'ye ait silahların gasp edilmesi olayıydı. Bu kişilere ait iş yerini soymaya giren 4 kişi, silahlarını alarak kaçmıştı. Hakkı Köse de mahkeme sürecinde duruşmada dinlenmiş ve soygunu gerçekleştiren kişileri teşhis edemeyeceğini, yüzlerini görmediğini söylemişti. Adem Köse ise, mahkemedeki ifadesinde şunları söyledi:

    "Emniyette beni çağırıp, huzurdaki sanıklardan Aligül Alkaya ve Güllüzar Erman'ı göstererek, bizim ruhsatlı silahlarımızın bunların evinde yakalandığını söylediler. Ben de bunlar olabilir dedim. Ancak her hangi bir şekilde bu şahısları teşhis edemedim. Ben orada da kesin olarak teşhis ettiğimi söylemedim."

    Evinde sadece dergi bulundu

    Güllüzar Erman'ın evine yapılan baskın ve aramalarda da evinde suç oluşturacak hiçbir şey bulunmamıştı. Her iki olay sırasında da iş yeri kayıtları ve tanıkların ifadesi, Erman'ın Tuzla Organize Sanayi Bölgesi'nde çalıştığı kimya fabrikasındaki işinde olduğunu gösteriyordu.

    Ailesiyle yaşıyor ve düzenli bir mesaiyle çalışıyordu

    Erman'a dönük bir örgütün silahlı hücre üyesi olduğu iddiasına delil oluşturacak hiçbir şey evinde bulunmamıştı. Tuzla'nın Aydınlı beldesinde ailesiyle birlikte oturan bir fabrikanın mutfağında düzenli bir mesaiyle çalışan Güllüzar Erman'a dönük silahlı hücre üyesi suçlaması da avukatların anlatımına göre gerçekçi değildi. Ne ailesi, ne komşuları, ne de aynı iş yerinde çalıştığı kimse böyle bir durumu fark edememişti. Üstelik silahlı hücre üyesi olmakla suçlanan Erman, bir akşam ailesiyle birlikte evde oturduğu sırada gerçekleşen polis baskınıyla yakalandı. Evde de sadece birkaç dergi bulundu.

    "Gölgelerle savaşmak zorunda"

    Terörle Mücadele Şubesi'nde işkenceyle alınan ifade, tanıkların anlatmadığı beyanlar, ortada olmayan deliller... Güllüzar Erman'ın müdafii avukat Pınar Akdemir'in ifadesiyle, "Erman gölgelerle savaşmak zorunda ve tüm bir hayatını cezaevinde geçirmek tehdidi altında bırakılmış ve aynı zamanda ömrünün 9 buçuk yılını cezaevinde geçirmiş durumda."

    Güllüzar Erman'a, İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen müebbet hapis cezası şimdi Yargıtay'da.

    "Önceden verilen hükmü onaylamak için..."

    Avukat Pınar Akdemir, "Nedenini bir türlü anlayamadığımız bir şekilde yerel mahkeme kendi delillerini dahi tartışma gereği duymaksızın müvekkil aleyhine kabul edilemeyecek çok ağır bir yaptırım öngörmüştür. Yerel Mahkeme sunmuş olduğumuz hiçbir delili, deliller değerlendirmesinde ele almamış, adeta müvekkil aleyhine önceden verildiği anlaşılan hükmü onaylamak için elinden geleni yapan bir konuma düşmüştür. Bunun da tarafsız ve adil bir yargılama olmayacağı çok açık bir şekilde ortadadır" denilen temyiz dilekçesini Yargıtay 9. Ceza Dairesi'ne verdi.

    Erman'ın davası, bireysel başvuru yolu açılan Anayasa Mahkemesi'ne de taşındı.

    Güllüzar Erman, geçtiğmiiz aylarda Adalet Bakanı Sadullah Ergin'e de bir mektup yazarak, başına gelenleri anlatmış ve yardımını istemişti.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow