'Teğmenlerin kılıçlı yemini' soruşturmasında sorun durum ne? Abdulkadir Selvi yazdı...
Milli Savunma Üniversitesi (MSÜ) Kara Harp Okulu Mezuniyet Töreni'nde subayların gerçekleştirdiği kılıçlı yemini siyasette tartışma konusu olmuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan da kabine toplantısı sonrası 'Ordumuz üzerinden siyasi hesap görülmesine müsaade etmeyiz. Gerekli tahkikatı çok yönlü bir şekilde yürütüyoruz. Milletimizin göz bebeği ordumuzun her daim yanındayız.' demişti. Peki teğmenlerin kılıçlı yeminine dair soruşturma ne durumda? Hürriyet Gazetesi yazarı Abdulkadir Selvi detayları bugün köşesine taşıdı...
Bugün 12 Eylül darbesinin yıldönümü.
Samimi olarak söylüyorum bugün aslında bu yazıyı yazmak istemezdim.
Darbelere karşı birisi olarak 12 Eylül’ün yıldönümünde Türkiye’nin darbelere karşı verdiği mücadeleyi, 12 Eylülcülerin nasıl yargılandığını, ömür boyu müebbet hapis cezasına çarptırıldığını yazmayı çok isterdim.
Çünkü darbeciler yargılanırken o mahkeme salonundaydım.
Kenan Evren, idam edilen gençleri “Bir sağdan bir soldan astık” derken kanım çekilmişti. Sanki tavuk kesiliyormuş gibi rahat konuşuyordu.
MENDERES’İN İDAMI
Dört-beş gün sonra 16 ve 17 Eylül.
27 Mayıs’ın astığı Başbakan Menderes ile Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan’ın ölüm yıldönümleri.
Yüreğimde bir yaradır Menderes’in idamı.
15 Temmuz gecesi, “Menderes’i kurtaramadık ama Erdoğan’ı yedirmeyiz” diyen bir millet ayağa kalkmıştı.
Bizim tarihimiz maselef darbeler tarihi.
ASKERİ VESAYET GÖRÜNTÜSÜ
12 Eylül’ün yıldönümünde yine askeri vesayet örneği olan korsan yemin olayını tartışıyoruz. 28 Şubat sürecinde Muhsin Yazıcıoğlu, “Namlusunu millete çevirmiş tanka selam durmam” demişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan da korsan yemin olayıyla ilgili olarak, “Bu kılıçları kime çeviriyorsunuz?” diye tepki göstermişti.
O üniformaları devlet veriyor. O kılıçlar milletin kılıçları. Milletin verdiği kılıçları, millete doğrultanlara selam durulmaz, hesap sorulur.
Biz darbelere bir başbakanı kurban verdik. Darağaçlarında bu milletin çocukları sallandırıldı. 15 Temmuz gecesi 252 şehit verdik.
Yeniden askeri vesayetin hortlatılmasına izin veremeyiz.
TABUR KIDEMLİSİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 3 genç kızımızın okul birincisi olmasını gururla anlatırken, millete çevrilen kılıçları da görmezden gelmedi. Korsan yemin olayının soruşturması başladı. Önemli tespitler var. Bölük Komutanı olan Binbaşı M. üzerine gidilince emekliliğini istedi.
Dönem birincisi olan ve korsan yemini ettiren Ebru Teğmen ön planda gözüküyor. Ama asıl “Tabur kıdemlisi” olan teğmenin üzerinde duruluyor. Onun ve etrafındaki bir grubun korsan yemin olayını organize ettiği ifade ediliyor. Dışarıdaki bağlantılarının da üzerinde duruluyor. Emekli subaylarla irtibatları inceleniyor. 2016’dan beri edilmeyen yeminin ezberlendiği ve provokasyonun yapıldığı söyleniyor. Provayı izinli oldukları zaman dışarıda yaptıklarının üzerinde duruluyor.
YAŞAR GÜLER GÖREVİNİN BAŞINDA
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in istifa etmek üzere olduğu şeklindeki haberlere ise prim verilmiyor. “Asılsız haberler” deniliyor. Yaşar Güler, kabine toplantısında bu konuyla ilgili bilgilendirme yapmış. Ardından da Türkiye-Azerbaycan- Gürcistan Üçlü Savunma Bakanları toplantısına katılmak üzere Gürcistan’a gitmişti. Yaşar Paşa görevinin başında. İstifa hazırlığı yapması ya da Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından istifasının istenmesi gibi bir durum söz konusu değil.
YUMAĞIN UCU
Daha soruşturmanın başındayız. Ama yumağın ucu tutulmuş gibi gözküyor. Yumağın ucu önemli.
27 Mayıs öncesinde 9 subay olayı ortaya çıkmıştı. Celal Bayar, “Mesele ciddidir. Bu iş, 9 subayın işi değil. Bütün memlekette ordu içinde cuntalar kök salmıştır. Bunların üzerine ciddiyetle gidin, teşkilatı meydana çıkarın” demişti. Celal Bayar, eski komitacı olduğunu belirterek, “Ben eski komitacıyım. Bu işleri bilirim. Yumağın ucunu tuttuk. Buradan gidin, cuntaya ulaşırsınız” talimatı vermişti. Ama yumağın ucu takip edilmedi. Sonra ne oldu? Eski AP Milletvekili Fethi Acar, Celal Bayar’a 9 Subay olayını soruyor. Celal Bayar, “Yılanın başını koparamadık. Onlar bizim başımızı kopardı” diye karşılık veriyor.
Ya sen darbecilerin başını koparırsın ya da onlar senin...
DARBECİLER BERAAT ETTİRİLİYOR
9 subay yakalandığında, ordu içindeki diğer cuntalar dağılıyor. Ancak 9 subay beraat edince cuntalar yeniden toplanıyorlar. Sonunda 9 subay, 27 Mayıs’ı yapan darbeci subayların içinde yer alıyorlar.
Bu işlerin soruşturulması da çok önemli. 9 subayın yargılandığı mahkemenin başkanı Cemal Tural’dı. Yargılama sırasında 9 subay, Cemal Tural’a, “Gel başımıza geç. Darbe yapalım” teklifinde bulunmuştu. Cemal Tural onları beraat ettirdi. Darbeyi ihbar eden Samet Kuşçu ceza aldı. Celal Bayar, “Ciğeri kediye emanet etmişiz” demişti.
CEMAL TURAL OLAYI
Cemal Tural ise Demirel hükümetine karşı darbe hazırlığı yaptığı gerekçesiyle emekliye sevk edilmişti. Demirel, Cemal Tural’ın darbe hazırlığı içinde olduğunu tespit ettiriyor. Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay’a çıkıyor. Ancak Sunay, emeklilik kararnamesini bekletmek istiyor. Demirel, “Cemal Tural şimdi İstanbul’dan Ankara’ya geliyor. Uçağı Ankara’ya indiğinde emekli edersek, biz onu torbaya doldururuz. Yok öğleden sonraya kalırsa o bizi torbaya doldurur” diyor. Bunun üzerine Cevdet Sunay, emeklilik kararnamesini onaylıyor. Böylece Cemal Tural darbesi önlenmiş oluyor.
ORDU GÖZBEBEĞİMİZ
Ordu gözbebeğimiz. Ordumuz yıpranmasın. Ama orduyu asıl yıpratan cuntalar ve darbelerdir. 27 Mayıs’ta generaller, üsteğmenlere selam durmak zorunda kalmıştı. Yine 27 Mayıs’ta Harp Okulu öğrencileri, İstiklal Madalyası taşıyan Genelkurmay Başkanı Rüştü Erdelhun’u kollarından sürükleyerek götürmüşlerdi.
HARBİYELİ ALDANIR
Mehmetçik bunu yapmaz. Üç beş Harp Okulu öğrencisi mi darbe yapacak diye düşünmeyin. Tedbir alınmazsa yaparlar. 27 Mayıs Harp Okulu öğrencilerinin darbesiydi. Talat Aydemir isyanlarını Harp Okulu öğrencileri yaptı. 9 Mart cuntasında Harp Okulu öğrencileri vardı. ‘Harbiyeli aldanmaz’ dediler ama Harbiyeli aldandı.
Harp Okulu öğrencilerinin korsan yemininden darbe çıkaracak değilim. Ama bir yapılanma olduğu belli. Bu olayla yumağın ucu tutuldu. Eğer oradan ilerlenip, içerideki ve dışarıdaki bağlantıları ortaya çıkarılmazsa bu iş yayılır.
MENDERES’İN DUYGUSALLIĞI
27 Mayıs’tan önce DP’nin Genel İdare Kurulu toplanıyor. Darbe ihbarları değerlendiriliyor. Ama bir sonuca varılamadan dağılıyor. Menderes’i görünce nöbet tutan askerin gözlerinden yaş geliyor. Menderes dönüp, “Bu asker mi darbe yapacak” diyor.
Madem bugün 12 Eylül. Bir anekdot da 12 Eylül’den. Bakanlar Kurulu toplantısı yapılırken, Kızılay’da bombaların patladığı günler. 11 Eylül gecesi saat 21.00’de Orman Bakanı Hasan Ekinci, Başbakan Demirel’i arıyor. “Beni güvendiğim bir albay aradı. Bu gece darbe olacağını söyledi” diyor. Demirel, “Çağlayangil de burada. Öyle bir hava yok” diyor. Meclis’te cumhurbaşkanı seçilemediği için Çağlayangil, Cumhurbaşkanlığı’na vekalet ediyor.
Demirel, “Ahmet İhsan Birincioğlu (Milli Savunma Bakanı) komutanlarla birlikteydi. Bir Karadeniz fıkrası anlatmış. Komutanlar gülmekten yere yatmışlar” diyor.
Karadeniz fıkrası güzel de darbe fıkra değil ki...