hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    TBMM Genel Kurulu'nda, 'Cunta' tartışması

    TBMM Genel Kurulunda, Cunta tartışması
    expand
    KAYNAK DHA

    TBMM Genel Kurulu'nda, AK Parti Grup Başkanvekili Abdulhamit Gül ile CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır arasında, 'Cunta' tartışması yaşandı.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    TBMM Genel Kurulu, 'İklim Kanunu Teklifi'ni görüşmek üzere Meclis Başkanvekili Bekir Bozdağ başkanlığında toplandı. Genel Kurul'da milletvekillerinin söz aldığı bölümde değerlendirmelerde bulunan AK Parti İstanbul Milletvekili Adem Yıldırım, "Şaibeli bir kurultayla CHP Genel Başkanı seçilen ve bu kurultayın şaibeli olduğunu peşinen kabullenip, mahkeme kararını dahi beklemeden yeniden olağanüstü kurultaya giden ve kurultayda hiçbir adaya müsaade etmeyen, tek adayla şaibeli bir şekilde Genel Başkan seçilen Özgür Özel'in Cumhurbaşkanımıza dönük, 'Cunta' açıklaması maalesef şaibeli bir genel başkan olduğunu ispatlar niteliktedir. Bu ifade, CHP'li belediyelerdeki yolsuzluk ve hırsızlık suçunu gizlemeye dönük bir ifadedir. Oysa 16 milyon İstanbullunun parasını çalan, cukkalayan CHP'li İBB Başkanına, 'Cukka başı' demesi gerekirken Özgür Özel'in cukkadan cuntaya dümen kırması, İngiliz hayranlığının bir göstergesidir" ifadelerini kullandı.

    'VİCDANLI OLALIM'

    AK Parti'li Yıldırım'ın açıklamalarına cevap vermek için söz alan CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, "80 darbesi, Evren'in yaptığı darbe ülkenin sağcısına solcusuna, gencine aydınına, hepsine yapılan bir darbeydi. Birçok siyasetçi 80 darbesinde cezaevine atıldı. Kim attı? Cunta attı. Hepsinin, ayrı ayrı cunta döneminde ne kadar cezaevinde kaldığını hesapladım; 7 yıl. İktidarınızda 2010'dan bugüne kadar seçilen milletvekilleri, belediye başkanları, Mehmet Haberal, Tuncay Özkan, Engin Alan, Selahattin Demirtaş, hepsini hesapladım. Peki, cunta dönemi değil, demokrasi dönemi değil mi? Toplam ne kadar yatmışlar? 95 yıl 2 ay. Soruyorum biri Kenan Evren'in yarattığı cunta dönemi, biri iktidarınız; Allah aşkına vicdanlı olalım, bugün 296 tane arkadaşımız, gencimiz cezaevinde. Bugün iddianame açıklandı, siyasi yasak isteniyor; hala tensip ve mahkemeler tahliye kararı vermedi ve YÖK Başkanı, 'Atın bu çocukları' diyor. 28 Şubat’ta bir darbeydi, 'Darbe' diyordunuz. 28 Şubat'ta başta ben, Genel Başkanım Sayın Özgür Özel, sizler başörtülü kardeşlerimizin, arkadaşlarımızın, sınıf arkadaşlarımızın yasağı için meydanlarda, sokaklarda olmadık mı?" derken, AK Parti İstanbul Milletvekili Adem Yıldırım, "Biz niye görmedik" dedi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Başarır bunun üzerine, "Abdullah Güler'e sor onu, beni Emniyetten alan Abdullah Güler'dir, grup başkanın; otur yerine. Şimdi, soruyorum: Hangimiz tutuklandık? Hangimize YÖK Başkanı, 'Okuldan atın' dedi?" diye konuştu.

    'SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZA 'CUNTA' DEMEK AYMAZLIKTIR'

    AK Parti Grup Başkanvekili Abdulhamit Gül, CHP'li Başarır'a cevaben, "Burada gerçekten milletimizin desteğiyle seçilmiş ve milletimize hizmet eden hükümetimizin yapmış olduğu faaliyetleri, 12 Eylül dönemiyle, bir darbe dönemiyle mukayese etmesini, hatta buradan, 'Daha geridir' demesini kabul etmiyoruz. CHP Genel Başkanının Sayın Cumhurbaşkanımıza yönelik kullanmış olduğu, 'Cunta' ifadesini asla ama asla kabul etmiyoruz, bu ifadeleri aynen iade ediyoruz. CHP bu ifadeleri kullanmak için öncelikle kendi siyasi tarihine baksın. Türkiye'de yaşanmış bütün demokrasi mücadelesinin karşısında, her zaman cuntanın yanında dayanak olarak, gayrimeşru ve demokrasi dışı bütün unsurların her zaman yanında CHP yer almıştır. CHP aslında bu milletin değerlerine, sandıktan çıkan iradeye her zaman karşı çıkmıştır. CHP'nin rahatsız olduğu, sandıktan çıkan iradedir, milletin iradesidir, halkın bizatihi kendisidir. CHP bu milletten rahatsız olmaktadır, CHP bu halktan rahatsız olmaktadır. 'Cunta' dediğiniz, milletin oylarının karşısında, milletin iradesiyle mücadele eden bir azgın, bir antidemokratik güçtür. Bugün milletin oylarıyla her zaman gelmiş Sayın Cumhurbaşkanımıza, 'Cunta' demek en hafif tabiriyle bu anlamda en büyük aymazlıktır, Türkiye'yi tanımamaktır, bu milleti tanımamaktır" dedi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    'OYLAR ARTIYOR CHP GELİYOR, TRUMP SELAM SÖYLÜYOR'

    Genel Kurul'da tartışmalar sürerken söz alan CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, "Darbe dönemlerine iyi bakalım: 1954 genel seçim sonuçları, bakın, siyah olan yerler Demokrat Parti’nin, kırmızılar CHP'nin; çok gerideyiz. 1957 genel seçim sonuçları: Siyah olan yerler Demokrat Parti’nin, kırmızı olan yerler CHP'nin, büyük bir artış var. Geliyorum 2019 yerel seçim sonuçlarına; sarı olan yerlerin hepsi AK Parti, kırmızı olan yerler CHP. 2024 yerel seçimlerine geliyorum. Kırmızlıların olduğu çoğunluk CHP, sarılar Adalet ve Kalkınma Partisi. Bunu niye söylüyorum? 57'deki seçim ve oy artışımızdan hemen sonra Turan Güneş o meşhur sivil manifestoyu yayınladı; halk iradesine, özgürlüğe, bizim partimiz yaptı ve darbe oldu. Bu darbenin arkasında da dış güçlerin olduğunu, ABD'nin ve değişiklerin olduğunu hepimiz biliyorduk. Aynı şey 19 Mart darbesinde, bakın oylar artıyor, CHP geliyor; Trump selam yolluyor. Söyleyeyim mi? Bu ülkede ne zaman darbe ve cunta gelmişse ABD arkasındadır; kimi seviyorsa, kimi övüyorsa bilin ki onda mutlaka bir tuhaflık vardır. Benim Genel Başkanlarım Deniz Baykal ve Bülent Ecevit 80 darbesinde cezaevindeydi. Tayyip Bey neredeydi? Kasımpaşa'da top oynuyordu" değerlendirmesinde bulundu.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    CHP'Lİ TANRIKULU, ELİNDEKİ KAĞITLARI KÜRSÜDEN FIRLATTI

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Genel Kurul'da, İYİ Parti'nin TBMM Başkanlığına sunduğu, '19 Mart 2025 tarihinde başlayan protestolar süresince yaşanan ağır insan hakları ihlallerinin ve bu ihlallere zemin hazırlayan siyasi ve idari süreçlerin tüm yönleriyle araştırılarak kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi' başlıklı araştırma önergesi üzerine CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu söz aldı. Tanrıkulu, cezaevlerinde işkence ve kötü muamele yapıldığını söyleyerek, "İşkence ya da kötü muamele yapan güvenlik görevlisi arkasına bakanı almışsa bir daha yapar mı, yapmaz mı? Sizin vicdanınıza soruyorum. Hakimin ifadesini okuyayım size. Ben de avukatlarla beraber gittim 6'ncı kata, 7'nci kata, savcıya; dilekçe verecekler ya, kız sinir krizi geçiyor. Avukatlar dilekçe yazmışlar. 7'nci katta bankonun önünde savcıya ulaşamıyorlar, savcının katibiyle görüşüyorlar. Katip 2 dakika sonra dönüyor, 'Dilekçenizi almıyoruz' diyor. Arkadaşlar tablo bu, bu tabloyu yarattınız ya. Olağanüstü halde de sıkıyönetimde de kapısını çaldığımız savcılar vardı ya, gittiğimiz savcılar vardı. Savcının katibiyle görüşemiyorsunuz. Biraz vicdan ya biraz, biraz vicdan, lanet olsun gerçekten, lanet olsun ya. İşkenceye izin verene de lanet olsun gerçekten ya. Hakikaten ya, ayıp ya gerçekten, bu kadar sessizlik olmaz ya" ifadelerini kullandı. Tanrıkulu ardından elindeki kağıtları yere fırlattı.

    'İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ, CUMHURBAŞKANINA 'CUNTACIDIR' DEME HAKKINI VERMEZ'

    AK Parti grubu adına söz alan Rize Milletvekili Harun Mertoğlu, "Bektaşi'ye sormuşlar 'Neden namaz kılmıyorsun?' diye. Cevap olarak 'Allah Kur'an'da namaza yaklaşmayın.' buyuruyor.' demiş. 'Ama ayetin başında 'içkiliyken' deniyor.' diye hatırlattıkları zaman da Bektaşi, 'Ben hafız değilim, o kadarını bilemem.' demiş. İYİ Parti Grubunun önerisi nedense bana bu fıkrayı hatırlattı" diyerek sözlerine başladı. Ardından, partisinin insan hakları alanında birçok adım attığını belirten ve Anayasa'nın 12, 25, 34'ncü maddelerini okuyan Mertoğlu, "Ancak görmek istemediğiniz, sizin de işinize gelmeyen bir de aynı maddelerin ikinci fıkraları var. 34'üncü maddenin ikinci fıkrası, 'Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı ancak, başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla ve kanunla sınırlanabilir' der. Bu ikinci fıkralar kısaca diyor ki: Temel hak ve hürriyetler sınırsız değildir. Mesela ifade özgürlüğü Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyetin Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan, Atatürk'ün koltuğunda oturan ve yüzde 52 oy alan Cumhurbaşkanına, 'Cuntacıdır' deme hakkını vermez. İfade özgürlüğü Cumhurbaşkanına, vefat eden annesine, ailesine hakaret ve küfür etme hakkı vermez. Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı emniyet güçlerine kezzap, havai fişek ve molotofla saldırı hakkını vermez. Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı, 'Boykot hakkı' adı altında ülkenin ekonomisine zarar verme amacıyla kullanılamaz" diye konuştu. Mertoğlu ayrıca Türkiye'de işkence kavramının literatürden çıktığını ve yargıya güven duyduklarını ekledi.

    'ÖZÜR BEKLİYORUZ'

    AK Parti'li Mertoğlu'nun açıklamaları üzerine CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, "Sayın hatip konuşmasına başlarken bize göre gereksiz ve soğuk bir fıkra anlattı ama bu fıkrayı anlatırken de toplumun bir kesimini ayrıştırıcı, aşağılayıcı, dışlayıcı bir tanımlama içerisinde gördük kendisini. Kendisini bu sözlerini düzeltmeye davet ediyoruz. Yoksa başka türlü, kendisinin ve bir başkasının şu çatı altında toplumun bir inanç kesimini böylesine bir suçlayıcı tavra girmeyeceğini var saymak istiyoruz ve kendisinden bir özür bekliyoruz" diye konuştu.

    'AYRIMCILIK KASTIYLA HAREKET ETMEDİM'

    AK Parti'li Mertoğlu, Emir'e cevaben, "Bizim anlattığımız internette, sosyal medyada herkesin ulaşabileceği, Nasrettin Hoca, Bektaşi zaten söylenen bir şey. Ben İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu üyesiydim, ayrımcılıkla mücadele kurumudur. Neyin ayrımcılık olup olmadığını herkesten iyi bilirim. O yüzden, ben ayrımcılık kastıyla hareket etmedim. Sadece, Anayasa’daki maddelerin birinci fıkralarını okuyup da ikinci fıkralarını göz ardı edenler için söylenen bir cümledir, ona ithafen o fıkrayı anlattım ben" dedi.

    'HADDİNİZİ BİLECEKSİNİZ'

    Genel Kurul'da milletvekilleri arasında sataşmalar yaşanırken söz alan CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, "Ben böyle bir tarzı, tavrı kendisine yakıştıramamıştım ama kendisi kendisine yakıştırıyor. O zaman benim şimdi söz söyleme hakkım var; ne siz ne bir başkası bu ülkedeki hiçbir inanç grubunu, hiç kimseyi, Alevileri, Bektaşileri böylesine dışlayıcı, horlayıcı tutum ve sözler kullanabilir. Haddinizi bileceksiniz, hakkınızı bileceksiniz, sınırınızı bileceksiniz. Öyle, 'Sosyal medyadan duydum', 'Nasrettin Hoca demiş', 'İnternette okudum' demeyeceksiniz. Bakın, böyle yapılırsa, bu yol açılırsa burada herkes gelir, bir başka grubu aşağılayıcı fıkra anlatır, altında kalırsınız. Gelin düzeltin, özür dileyin" değerlendirmesinde bulundu.

    'SİZE İADE EDİYORUM'

    İYİ Parti Grup Başkanvekili Buğra Kavuncu ise partisinin sunduğu araştırma önergesi ile ilgili, "İYİ Parti’nin, bu Meclis çatısı altında araştırma önergesi veren hiçbir siyasi partinin araştırma önergesine siz, 'Fıkra' diyemezsiniz. Böyle bir araştırma önergesine zaten, 'Fıkra gibi' diyorsanız bütün bu olan biten karşısındaki vicdansızlığınızın, duyarsızlığınızın ve şuursuzluğunuzun göstergesidir, aynen size iade ediyorum" ifadelerini kullandı.

    'ÜLKEMİZİN ZENGİNLİĞİDİR'

    Genel Kurul'da tartışmalar sürerken Meclis Başkanvekili Bekir Bozdağ, "Tabii, bizim ülkemizde inançların farklılığı, renklerin farklılığı ülkemizin en büyük gücü, en büyük zenginliğidir. Kur'an-ı Kerim'de de renkler, diller Allah'ın ayetleri olarak nitelendirilir, bunlar bizim çok kıymetli değerlerimizdir, varlıklarımızdır. Kürsüde konuşurken her bir milletvekilimizin ülkemizin insanlarını incitmeyen bir dili kullanmaya özen göstermesi doğal olandır yani bu konuda bir hatırlatma yapmaya ihtiyaç yoktur. Eskiler, 'Sui misal emsal teşkil etmez' derler yani geçmişte, değişik zamanlarda anlatılan veya söylenen, dile gelen şeyler eğer insanları incitiyorsa, ayrıştırıyorsa meramımızı anlatmak için onları kullanmamak daha doğru olandır" diye konuştu.

    'İNCİNDİLERSE BEN ÖZÜR DİLERİM'

    Bozdağ, AK Parti'li Mertoğlu'nun sözlerini düzeltmesi için yeniden söz verdi. AK Parti'li Mertoğlu bunun üzerine, "Ben herhangi bir inanç grubunu hedef alarak söylemiş değilim, herhangi bir inanç grubunu ayrıştırıcı, onları küçültücü herhangi bir şey söylememişim. Ama öyle inanç grubu hakkında incindilerse ben özür dilerim elbette ki yani bizim derdimiz başka. Biz, Anayasa'daki maddelerin birinci fıkrasını yanlış okuyup ikinci fıkrasını okumayanlar içindir. Yoksa herhangi bir inanç grubuyla alakalı bizim herhangi bir söz söyleme durumumuz olamaz" dedi.

    CHP'Lİ EROL, AK PARTİLİLERİN GENEL KURUL'DA OLMAMASI ÜZERİNE KÜRSÜDE SUSARAK, TEPKİ GÖSTERDİ

    Genel Kurul’da, İklim Kanunu Teklifi'nin tamamı üzerine görüşmeler sürerken partisi adına söz alan CHP Elazığ Milletvekilli Gürsel Erol, "Çok önemli bir kanunu görüşüyoruz, bizden sonraki nesilleri de ilgilendiriyor. Komisyon yerinde, sayın başkan, divan yerinde, Yeni Yol grubu, İYİ Parti, MHP, DEM Parti, CHP burada ama AK Parti grubu yok. Yani bu kadar ciddiyetsizlik olur mu? Soldan sağa sayıyorum; 15 tane milletvekili var. İktidar partisinin getirdiği bir kanun teklifi görüşülürken o iktidar partisinin milletvekilleri Genel Kurul salonunda olmaz mı? Bu Meclis'i niye itibarsız hale getiriyorsunuz. Getirdiğiniz kanun teklifine bile sahip çıkma gereği duymadan odalarda veya başka yerlerde oturursunuz. Bu Meclis'in görevi kanun yapmak, aleyhte veya lehte herkes düşüncesini paylaşır. Bir kanun teklifi gelmiştir, komisyonda görüşülmüştür. Sayın AK Partililer azıcık bir grupsunuz bari müdahale etmeyip, dinleyin. Genel Kurul’a bakıyorsunuz, AK Parti grubu yalnızca oy vermeye geliyor. Nereye oy vereceğini de bilmiyor. Onun için Sayın Başkanım, 7 dakika sürem var, konuşma yapmak yerine AK Parti grubunu protesto etmek, getirdikleri teklife sahip çıkmaları için burada bulunmadıkları için sessiz bir şekilde bekleyeceğim" değerlendirmesinde bulundu.

    Meclis Başkanvekili Bekir Bozdağ, İç Tüzükteki 60'ncı maddeyi okudu ve kalan kısmın kullanılmaması gerektiğini belirtti. Ancak CHP'li Erol, konuşmasını selamla ile tamamlayacağını söyledi. Ardından Erol, selamlama yaparak konuşmasını bitirdi.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow