Göbeklitepe her taşında yepyeni bir keşfin yaşandığı tılsımlı bir yer. Aynı zamanda bilinen en eski anıtsal yer olan Göbeklitepe'yi özgün ve büyülü kılan nedir sizce?
Tarih öncesi insana bu denli yaklaşabildiğimiz pek fazla yer yok. Ancak günümüz insanı bu kodlardan yalıtılmış bir şekilde yaşadığı için karşılaştığımız şeyleri, simgeleri tam olarak tanımlayabilmemiz güç. Yine de tarihöncesi insanın bu simgelerle uyum içinde yaşadığı açık, bunları anlama çabası Göbeklitepe’yi toplum gözünden büyülü kılan başlıca şey olsa gerek. Taş Tepeler Projesi ile hedeflenen ise, bir yerleşmeyi değil de yaklaşık 12 bin yıl önce bu bölgede yaşayan son avcı toplayıcıların yaşamını bütün yönleriyle anlamak. Bunun için eşsiz bir fırsat var elimizde ve çok sayıda bilim insanı kolları sıvamış durumda.
Dünyanın bir gözü her zaman burada… Kazı çalışmalarında yabancı enstitülerle iş birliği yapılıyor. Dünyanın buraya ilgisi ve bakışı nasıl? Yeni dönemlerde yeni iş birlikleri olacak mı?
Taş Tepeler projesinin güçlü yönlerinin başında çok uluslu olması geliyor. Nitekim Neolitik dönem ile ilk kez ortaya çıkan, yerleşiklik, tarım, evcilleştirme, üretici yaşam, konut vs. gibi kavramların tümü bugün dünyadaki hâkim düzenin temellerini ifade ediyor. Evrensel bir kültür mirasından bahsediyoruz ve bunu araştırmak dünyanın ortak görevi. Kuşkusuz bu yerlerin Anadolu’da olması bizim sorumluluğumuzu katlıyor ama bu coğrafyada yaşamanın da ne denli büyük bir ayrıcalık olduğunu bize hatırlatıyor. Çok uluslu projeler bizi uluslararası rekabetin içinde tutar; Türk arkeolojisinin başarısında, içine kapanık değil dışarıya açık olması ve bunun getirdiği rekabet gücü çok etkili olmuştur. Taş Tepeler projesi hem Anadolu’nun evrensel kültür tarihine yaptığı katkıyı bir kez daha ortaya koyacak, hem de bilime büyük katkı sağlayacak. Proje kapsamında Uzak Doğu’dan Avrupa’ya çok sayıda bilim insanı görev alıyor, birçok üniversite iş birliği içerisinde çalışıyor.