Kanto Depremi (1923), Büyük Hanşin Depremi (1995), Tohoku Depremi (2011), Osaka Depremi (2018) ve Fukuşima Depremi (2016&2022)... Japonya, coğrafi konumu sebebiyle depremlerle yaşayan bir ülke olduğundan, ülkedeki güvenlik önlemleri ciddi bir sistematiğe oturtulmuş. Deprem eğitimi okullarda başlıyor ve düzenli periyodlarla halka eğitim veriliyor. Tüm akıllı cep telefonlarında “YureKuru Call” isimli deprem ve tsunami erken uyarı sistemi var. Bazen beş ila on, bazen de on beş saniye öncesinde telefonlara “Jishin desu!” (Deprem oluyor!) uyarısı geliyor ve insanlar buna göre harekete geçiyor. Hatta 2011’deki Tohoku vakasında, trenlerde de bulunan deprem sensörleri sayesinde 27 tren olay yaşanmadan önce durdurulmuş. Ve enteresan bir bilgi, ev hanımları deprem ve doğal afetlerde en önemli rolü oynuyor. Sarsıntı sırasında doğal gaz ve elektrik hatları tehlikesi çıktığından, telefondan uyarı geldiğinde doğalgazı ve elektriği kapatmaları, kapıları açmaları, acil durum çantasını hazır tutmaları ve çantanın içindeki hasar gören veya tarihi geçmiş ürünleri yenilemeleri konusunda eğitimlerine gönderiliyorlar. Depremde düşme riski olan dolap, çerçeve, vs mutlaka duvara sabitleniyor Japon evlerinde. Ve tabii en önemlisi, son derece katı uygulanan inşaat yönetmelikleri. Bir bina yapacak olan firma, o binanın 10 yıl boyunca sıvasında bile dökülme olmayacağının garantisini her şekilde vermek zorunda.