hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Sürgü davasında TÜBİTAK kararı

    Sürgü davasında TÜBİTAK kararı
    expand

    Malatya'daki Sürgü davasında mahkeme, duruşmayı 16 Eylü'e erteledi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Malatya'nın Doğanşehir ilçesine bağlı Sürgü Beldesi'nde geçen yıl Ramazan ayında Alevi aile ile davulcu arasında çıkan tartışmayla başlayıp toplumsal olaya dönüşen olaylarla ilgili davanın ikinci duruşması görüldü.

    Doğanşehir Asliye Ceza Mahkemesi Hakimi Meltem Caner, ilk duruşmada UYAP sistemindeki ifade kayıtlarının silindiğini hatırlatarak, kurtarılan bölümlerde ekleme çıkarma olup olmadığının tespiti için TÜBİTAK'a yazı yazılmasına karar verdi.

    Ayrıca olay günü görev alan jandarma personelinin tanık olarak dinlenilmesine de karar verildi. Duruşma 16 Eylül Pazartesi gününe erteledi.

    2012 yılı Ramazan ayında Sürgü Beldesi'nde Alevi olan Evli Ailesi ile davulcu arasında gürültü yüzünden çıkan tartışma, daha sonrasında toplumsal olaya dönüşmüştü.

    Alevi aile, bu sırada toplanan kalabalık tarafından linç edilmek istenmiş, sonrasında jandarmanın araya girmesiyle olaylar büyümeden sonlandırılmıştı.

    Olaylarla ilgili Doğanşehir Asliye Ceza Mahkemesi'nde açılan dava kapsamında, 58 sanığın yargılanmasına 10 Aralık 2012 tarihinde başlanmıştı. Alevi aile fertlerinin hem mağdur hem de sanık olarak yargılandığı davanın görülmesine bugün devam etti.

    Toplam 58 sanığın bulunması nedeniyle ilçedeki Belediye Düğün Salonu'nda gerçekleştirilen duruşmada sanıklar ve iki tarafın avukatları hazır bulundu. Girişte çevik kuvvet ve özel hareket polislerinin de önlem aldığı duruşma öncesi sanık ve tanıklar sıkı bir aramadan sonra içeri alındı.

    Sanık ve mağdurlarla yakınlarının katıldığı duruşmada, Mahkeme Hakimi Meltem Caner, dava da hem mağdur hem de sanık konumunda yargılanan kişilerin ifadelerini aldı.

    "Sürgü'de mezhep çatışması yoktur"

    Duruşmada ifade veren kişilerden Nihat Karakurt, Ramazan ayında sahur vaktinde silah sesleri ve gürültü nedeniyle dışarı çıktığını söyledi. Olay yerine geldiğinde jandarmanın kalabalığı dağıttığına gözlemlediğini anlatan Karakurt, atılı suçlamaları kabul etmediğini ve suçsuz olduğunu ileri sürerek beraatını talep etti.

    Olayın iki kişi arasında adi bir kavga olduğunu belirten Karakurt, "Olay Alevi- Sünni tartışmasına çekilmek isteniyor. Benim eşim Alevi, ben Sünniyim. Sürgü'de böyle mezhep tartışması yoktur" diye konuştu.

    Kabul etmediler

    Yine tutuksuz yargılanan sanıklardan Mürşit Avcı ise Sürgü Beldesi'nde arama kurtarma ekip başkanı olarak görev yaptığını belirterek olay günü silah sesleri üzerine evin önüne geldiğini söyledi.

    Avcı, "Kasabada silah atılınca 'Yangın var' şeklinde algılanır. Silah sesleri üzerine yangın olduğunu zannederek olay yerine gittim. Gittiğimde tahminen 500 kişilik kalabalık vardı. Ben kesinlikle taş atmadım ve hakaret etmedim. Sonra jandarma bir daha havaya 5-6 el ateş açtı. Kesinlikle eve doğru ateş açılmadı, suçsuzum beraatımı talep ediyorum. Ayrıca hakkımda iftira atıldığı için de şikayetçiyim. Davaya müdahillik talep ediyorum" diye konuştu.

    Sanıklardan Oktay Çulha da savcılıkta verdiği ifadeleri tekrar ettiğini belirterek, "Servet ve Hasan Evli olay günü evlerinin camlarını çıkıp gruba yönelik sinkaflı cümleler kullanarak toplanan grubu tahrik etti. Bunun üzerine İstiklal Marşı söylendi. Olayın sonunda gruptan birkaç kişi tütün asmasını yıktı. Sonra jandarma grubu dağıttı" diye konuştu.
    Duruşmada ifade veren Naime Toker, Ali Topal, Sertar Artuç, Abuzer Şen, Mehmet Karaışık, Hakkı Artuç, İdris Sülü, İsmet Korkmaz, Oktay Çulha, Emre Korkmaz ve Yalçın Çulha da suçsuz olduklarını söyleyip, beraatlerini talep etti.

    Mağdur sanıklardan bazıları davaya müdahil olma talebinde bulundu.

    Ara kararlar

    Tarafların taleplerini alan mahkeme, verilen kısa aranın ardından ara kararı açıkladı. Doğanşehir Asliye Ceza Mahkemesi Hakimi Meltem Caner, ilk duruşmada Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi üzerinden yapılan kayıtların bir kısmının silindiğini hatırlatarak, kurtarılan bölümlerde ekleme çıkarma olup olmadığının tespiti için Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumuna yazı yazılmasına karar verdi.

    Ayrıca olay günü görev alan jandarma personelinin tanık olarak dinlenilmesine de karar verildi. Duruşma 16 Eylül Pazartesi gününe erteledi.

    Duruşma çıkışında gazetecilere açıklamalarda bulunan Alevi ailenin avukatı Ali Hamamcı, bugün davanın ikinci duruşmasının gerçekleştiğini belirterek, ilk duruşmada silinen zabıtlarla ilgili kendilerinin yaptıkları itirazlar üzerine Adalet Bakanlığı Uyap işlem daire başkanlığı üzerinden gönderildiğini söyledi.

    Hamamcı, gelen evraklarda ilk duruşmada ifade veren sanıkların daha fazla ifadelerinin olduğunu bildiklerini ancak gelen zabıtlarda bu beyanların olmadığını gördüklerini ifade etti.

    Avukat Ali Hamamcı, ayrıca duruşmayı izlemeye gelen bazı sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin kimliklerinin alınarak not edilmesine de tepki göstererek, "Bizim hukukumuzda duruşmalar alenidir, herkese açıktır. İsteyen herkes gelip duruşmaları izleyebilir. Toplumsal duyarlıkları nedeniyle bu duruşmayı izlemeye gelen arkadaşlarımızın kimlikleri alındı ve not edildi. Bu durumu biz de zapta geçirdik ve bunu kınıyorum. Demokratik bir ülkede böyle bir uygulamanın olmadığını düşünüyorum" dedi.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow