hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Sözcü gazetesinin FETÖ’cü olduğuna inanalım mı?

    Sözcü gazetesinin FETÖ’cü olduğuna inanalım mı
    expand

    Hürriyet gazetesi yazarı Sedat Ergin, köşe yazısında Sözcü gazetesine yönelik FETÖ suçlamasını ele aldı. Ergin, bugün başlayan dava ile ilgili çekincelerini sıraladığı yazıda, "Sözcü’nün FETÖ/PDY karşısındaki kuvvetli yayın çizgisi dikkate alındığında, bu gazeteyi Fetullahçı bir proje olarak takdim etmek mantık sınırlarını fazlasıyla zorluyor" değerlendirmesinde bulundu.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    İşte Sedat Ergin köşe yazısının ilgili bölümü;


    Sözcü gazetesiyle ilgili başlatılan soruşturmanın ardından 17 Haziran 2017 tarihinde kaleme aldığım bir yazı “FETÖ ile Mücadelede Ciddiyet Gereği” başlığını taşıyordu.

    Yazı, ana tema olarak Fetullahçı örgüte karşı durmuş bir yayın organını FETÖ’cülükle suçlamanın bu örgüte karşı verilen mücadelenin inandırıcılığını gölgelediğini, bu mücadelenin meşruiyetini, haklılığını sulandırdığını anlatıyordu.

    Sözcü Gazetesi davası öncesi sessiz protesto

    Geçen süre içinde soruşturma derinleştirildi ve suçlamalar toplam 73 sayfalık bir iddianame haline getirildi. Bu konudaki davanın görülmesine bugün İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlanıyor.

    Bu vesileyle iddianameyi ve savunmanın görüşlerini karşılıklı olarak inceledikten sonra geçen haziran ayında ifade ettiğim kanaati değiştirmemi gerektirecek bir durum görmüyorum.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    *

    İddianamede gazetenin sahibi Burak Akbay’a “Silahlı terör örgütünü yönetmek, silahlı terör örgütü propagandası yapmak” gibi oldukça ağır bir suçlama yöneltiliyor. Bu iddianın önemli dayanaklarından biri olarak gazeteci Fehmi Koru’nun 24 Nisan 2010 tarihinde Yeni Şafak’ta Taha Kıvanç adıyla yazdığı köşesinde çıkan bir yazısı gösteriliyor. Koru, bu yazısında Akbay’ın öğrenciliğinin “cemaat evlerinde geçtiğini” ileri sürerek Sözcü’yü bir “cemaat projesi” olarak gösteriyor.

    Koru, daha sonra bu bilgiyi kendisine bir sohbette Burak Akbay’ın babası Ertuğrul Akbay’ın verdiğini söylemiş, ancak baba Akbay, Koru’yla aralarında böyle bir diyalog geçtiğini kuvvetle reddetmişti.

    İddianame, son dönemlerde tekrarlanmaya başlayan ilginç bir suçlama kalıbından destek alıyor. Şöyle ki, Sözcü’ye yöneltilen suçlamalar çoğu iktidara yakınlığıyla tanınmış olan gazetecilerin yazıları ve tanıklıkları üzerinden desteklenmeye çalışılıyor. Böylelikle, muhalif yayın organlarının iktidara yakın gazetecilerin beyanları üzerinden suçlanması ve mahkûmiyetlerinin talep edilmesi gibi bir yol açılmış oluyor.

    Keza, savcılık makamının Sözcü’nün yayınları hakkında rapor hazırlamak üzere bilirkişi olarak AK Partili olduğunu saklamayan bir gazeteciyi görevlendirilmiş olması soruşturmayı sakatlayan bir durumdur.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    *

    İddianamedeki en ciddi suçlamalarından biri, 15 Temmuz 2016 tarihinde gazetenin internet sitesinde yayımlanan bir haberde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Marmaris’te kaldığı otelin adının verilmesidir. Haberi yazan Sözcü muhabiri Gökmen Ulu ve gazetenin internet sitesinin yazıişleri müdürü Mediha Olgun geçen mayıs ayı sonunda bu nedenle “Terör örgütü içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek isteyerek yardım etme” iddiasıyla tutuklanmıştır. Ulu hâlâ hapistedir, Olgun 21 Eylül’de serbest bırakılmıştır.

    Bu iddia karşısında Cumhurbaşkanı’nın başyaverinin FETÖ/PDY’den müebbet hapse mahkûm olduğunu hatırlayalım. Bu ortamda FETÖ darbe yaparken Cumhurbaşkanı’nın nerede olduğunu öğrenmek için Sözcü gazetesinin haberine mi ihtiyaç duyacaktır?

    Yazının devamı için tıklayın

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow